Konu Başlığı: Rahmet Rahmanı Rahime şahadet eder Gönderen: Zehibe üzerinde 14 Mayıs 2010, 08:13:04 (http://www.risalehaber.com/images/news/64425.jpg) Bismillahirrahmanirrahim ÜÇÜNCÜ KELİME اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ dir. Bundaki hüccete gayet kısa bir işaret: Evet, kâinatta hadsiz rahmetin mevcudiyeti ve hakikatı, aynen güneşin ziyası gibi görünür. Ve ziyanın güneşe kat’î şehadeti misillü, bu geniş rahmet dahi, perde arkasında bir Rahmân-ı Rahîme şehadet eder. Evet, rahmetin bir ehemmiyetli kısmı rızıktır ki, Rahmân’a “Rezzâk” mânâsı verilir. Rızık ise, o derece zâhir bir tarzda bir Rezzâk-ı Rahîmi gösterir ki, zerre kadar şuuru bulunan, tasdike mecbur olur. Meselâ, bütün zîhayatın, hususan âcizlerin ve bilhassa yavruların, bütün zeminde ve fezada ihtiyar ve iktidarlarının haricinde, gayet harika bir tarzda hiçten ve mütemasil çekirdeklerden ve su katrelerinden ve toprak habbeciklerinden yetiştiriyor. Hattâ ağacın başındaki yuvada kanatsız, zayıf kuşçuklara annelerini emirber nefer gibi gezdirir, rızıklarını getirttirir. Ve aç bir arslanı yavrusuna musahhar eder, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna yedirir. Ve sair hayvanatın ve insanın yavrularına memeler musluğundan âb-ı kevser gibi hoş, mugaddî, sâfî, halis, beyaz sütleri kırmızı kan ve mülevves fışkı içinden bulaşmadan, bulandırmadanimdatlarına gönderir, validelerinin şefkatlerini yardımcı verir. Ve bir nevi rızık isteyen umum ağaçlara, münasip rızıklarını onlara pek harika bir tarzda koşturduğu gibi, bir nevi maddî ve mânevî rızık isteyen insanın duygularına, akıl, kalb, ruhlarına dahi pek geniş bir sofra-i erzak onlara ihsan ediliyor. Güya kâinat, gül çiçeğinin yaprakları ve mısır sümbülünün gömlekleri gibi birbiri içinde sarılı, yüz binler ayrı ayrı, çeşit çeşit sofralardır ki, o sofralar adedince ve onlardaki taamlar ve nimetler miktarınca dillerle ve ayrı ayrı, küllî ve cüz’î lisanlarla bir Rahmân-ı Rezzâkı, bir Rahîm-i Kerîmi bütün bütün kör olmayana gösterir. (Şualar 15. Şua ) Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT: Âb-ı Kevser : Cennette Bulunan Kevser Irmağının Suyu Âciz : Zayıf, Güçsüz Bilhassa : Özellikle Emirber Nefer : Emre Hazır Asker Feza : Uzay, Gökyüzü Fışkı : Canlıların Dışkısı Gayet : Çok Habbecik : Dane, Tohumcuk Hadsiz : Sonsuz, Sınırsız Hakikat : Gerçek Ve Doğru Halis : Saf, Temiz Heyet-İ Mecmua : Birşeyin Geneli, Bütün Ferdlerin Hepsi Hikmet : Fayda, Gaye; Allah’ın Herşeyi Belirli Gayelere Yönelik Olarak, Mânâlı, Faydalı Ve Tam Yerli Yerinde Yaratma Sıfatı Hususan : Bilhassa, Özellikle Hüccet : Delil, Kanıt Hücre-İ Beden : Beden Hücresi Kâinat : Evren, Bütün Yaratılmışlar Kat’î : Kesin Olarak Katre : Damla Liyakat : Lâyık Olma Mahzen : Depo Manzume-İ Şemsiye : Güneş Sistemi Mevcudiyet : Varlık Misillü : Benzeri, Gibi Mugaddî : Gıdalı, Besleyici Musahhar : Boyun Eğdirilmiş, Emre Verilmiş Mülevves : Kirli, Pis Müstehak : Hak Etmiş, Lâyık Mütemasil : Birbirine Benzer Rahmân : Bütün Yarattıklarını Esirgeyip Koruyan, Şefkat Eden Ve Rızıklandıran Sonsuz Rahmet Sahibi Allah Rahmân-I Rahîm : Rahmeti Ve Merhameti Herbir Varlıkta Görünen Ve Bütün Varlıkları Da Kaplayan Allah Rahmet : Şefkat, Merhamet Rezzâk : Bütün Varlıkların Rızıklarını Bol Bir Şekilde Tekrar Tekrar Veren Ve İhtiyaçlarını Karşılayan Allah Rezzâk-I Rahîm : Herbir Varlığa Rızkını Veren, Onlara Şefkat Ve Merhamet Gösteren Allah Rızık : Allah’ın İhsan Ettiği Nimetler, Yiyecekler Rububiyet : Rablık; Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Vermesi, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulundurması Sâfî : Katıksız, Temiz Sair : Diğer, Başka Selb Etme : Ortadan Kaldırma Şehadet : Şahitlik, Tanıklık Şuur : Bilinç, Anlayış Tasdik : Doğrulama, Onaylama Zâhir : Açık, Âşikar Zemin : Yeryüzü Zerrat : Zerreler, Atomlar Zerre : Atom, En Küçük Madde Parçası Zîhayat : Canlı, Hayat Sahibi Ziya : Işık |