๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 30 Mayıs 2012, 16:23:04



Konu Başlığı: Rahmanın Türk milletine en büyük armağanı
Gönderen: Sefil üzerinde 30 Mayıs 2012, 16:23:04
Said Nursi 'bu ayet Türklere işaret eder' diyor

Sıddıkoğlu, Said Nursi'nin Maide Süresi 54. Ayetin Türklere işaret ettiğini söylediğini yazdı

Ortadoğu Gazetesi yazarı M. Günay Sıddıkoğlu, Said Nursi'nin Maide Süresi 54. Ayetin Türklere işaret ettiğini söylediğini yazdı.

İstanbul'un fethini yazan Sıddıkoğlu, Maide Süresi 54. Ayetin Türkler'e işaret ettiğini belirtti. Söz konusu ayetin, "Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, şunu (iyi) bilsin: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever; onlar da Allah'ı severler, Mü'minlere karşı yumuşak gönüllü, Kafirlere karşı onurlu ve başları yukardadır; Allah Yolunda mücadele ederler (ölüme atılırlar), dil uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir. Allah'ın İhsanı geniştir, her şeyi bilendir" olduğunu bildiren Sıddıkoğlu, "bu Ayet nazil olduğunda henüz Türkler Müslüman değillerdi" dedi.

Asırlar sonra İslam'ın bayraktarlığını yapan ve İslam dinini üç kıtaya yayan Türklerin olduğunun anlaşıldığını ifade eden Sıddıkoğlu, Said Nursi'nin de aynı şekilde vurgu yaptığını söyledi. Sıddıkoğlu, "Said-i Nursi; 'Bu Ayeti okuduğumda, vallahi bu Ayet Türkler'e işret ediyor dedim' diyor. Vani Mehmet Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, Celal Yıldırım gibi tefsir alimleri de aynı görüştedirler" dedi.

Risale-i Nur'da nasıl geçiyor?

Yazar Sıddıkoğlu'nun köşesinde ifade ettiği bölüm Risale-i Nur Külliyatından Mektubat adlı eserde şöyle geçiyor:

İşte, ey ehl-i Kur’ân olan şu vatanın evlâtları! Altı yüz sene değil, belki Abbasîler zamanından beri, bin senedir Kur’ân-ı Hakîmin bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’ân’ı ilân etmişsiniz. Milliyetinizi Kur’ân’a ve İslâmiyete kal’a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehâcümâtı def ettiniz. Tâ فَسَوْفَ يَاْتِى اللهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللهِ  âyetine güzel bir mâsadak oldunuz. Şimdi Avrupa’nın ve frenk-meşrep münafıkların desiselerine uyup şu âyetin evvelindeki hitaba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız.

CÂ-YI DİKKAT BİR HAL: Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki, küçük unsurlarda dahi hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var.

Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et. Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş; ondan kàbil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın. Bütün senin mazideki mefâhirin İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefâhir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbinden silme.

risale haber