O'nun (asm) avucunda küçük taşların zikir ve tesbih etmesi

Bismillahirrahmanirrahim

Bu parça altın ve elmasla yazılsa liyakati var

Evet, sabıkan bahsi geçmiş:

• Avucunda küçük taşların zikir ve tesbih etmesi,

• "Attığın zaman sen atmadın; ancak Allah attı." (En-fâl Sûresi: 6:17.) sırrıyla, aynı avucunda, küçücük taş ve toprak, düşmana top ve gülle hükmünde, onları inhizâma sevk etmesi,

• "Ay yarıldı." (Kamer Sûresi: 54:1.) nassı ile, aynı avucunun parmağıyla kameri iki parça etmesi,

• ve aynı el, çeşme gibi on parmağından suyun akması ve bir orduya içirmesi,

• ve aynı el, hastalara ve yaralılara şifa olması,

• elbette o mübarek el, ne kadar harika bir mucize-i kudret-i İlâhiye olduğunu gösterir.

Güya, ahbap içinde o elin avucu küçük bir zikirhane-i Sübhânîdir ki, küçücük taşlar dahi içine girse zikir ve tesbih ederler.
Ve a'dâya karşı küçücük bir cephane-i Rabbânîdir ki, içine taş ve toprak girse, gülle ve bomba olur.
Ve yaralılar ve hastalara karşı küçücük bir eczahane-i Rahmânîdir ki, hangi derde temas etse, derman olur.
Ve celâl ile kalktığı vakit, kameri parçalayıp, Kab-ı Kavseyn şeklini verir.
Ve cemâl ile döndüğü vakit, âb-ı Kevser akıtan on musluklu bir çeşme-i rahmet hükmüne girer.

Acaba böyle bir zâtın bir tek eli böyle acip mu'cizâta mazhar ve medar olsa, o zâtın, Hâlık-ı Kâinat yanında ne kadar makbul olduğu ve dâvâsında ne kadar sadık bulunduğu ve o el ile biat edenler ne kadar bahtiyar olacakları, bedâhet derecesinde anlaşılmaz mı? (Mektubat Sh. 141)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
LİYÂKAT : Lâyık olmak, iktidar, ehliyet.
SÂBIKÂN : Bundan önce, evvelce, az önce geçtiği gibi.
İNHİZAM : Bozgun, hezimet, perişan.
NASS : Kur\'ân veya hadîsin açık ve kesin hükmü.
KAMER : Ay
AHBAP : Dostlar, sevilenler.
ZİKİRHÂNE-İ SÜBAHANİ : Allah\'ın zikredildiği yer.
A'DA : En zâlim, en çok düşmanlık eden.
DERMAN : İlâç, tâkat, güç, kurtuluş sebebi.
CELÂL : Sonsuz büyüklük, haşmet, ululuk, yücelik ve haşmet
KAB-I KAVSEYN : İki yay mesâfesi. Hz. Muhammed\'in (a.s.m.) Mirac\'a çıkışıyla vardığı son nokta. Bütün yaratılanları arkasına alıp Yaradanla müşerref ve muhatap olduğu makam.
CEMÂL : Güzellik, yüz; Cenâb-ı Hakkın lütuf ve ihsânı ile tecellisi
AB-I KEVSER :Kevser suyu
KEVSER : Hz. Peygamberimize (a.s.m.) verildiği vaad edilen bir Cennet nehri.
MU\'CİZÂT : Mu\'cizeler. İnsanı aciz bırakan olaylar, hâdiseler.
MAZHAR : Nâil olma, şereflenme, kavuşma, ortaya çıkma ve görünme yeri.
MEDÂR : Sebep, vâsıta, vesîle. Yörünge.
BÎAT : Bağlılık, uyma, tabi olma.
BEDÂHET : Açıklık. Belli, açık.
BAHTİYAR : Bahtlı, iyi tâlihli; mesut, mübârek, kutlu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın