Konu Başlığı: Namazın 5 vakti mühim birer inkılap başıdır Gönderen: Sefil üzerinde 05 Ocak 2012, 21:05:05 Namazın 5 vakti mühim birer inkılap başıdır
Bismillahirrahmanirrahim Nasıl ki haftalık bir saatin saniye ve dakika ve saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenâb-ı Hakkın bir saat-i kübrâsı olan şu âlem-i dünyanın saniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deveranı ve dakikaları sayan seneler ve saatleri sayan tabakat-ı ömr-ü insan ve günleri sayan edvâr-ı ömr-ü âlem birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmündedirler ve birbirini hatırlatırlar. Meselâ, fecir zamanı, tulûa kadar, evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtar eder. Zuhr zamanı ise, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder ve onlardaki tecelliyât-ı rahmeti ve füyuzât-ı nimeti hatırlatır. Asr zamanı ise, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem Âhirzaman Peygamberinin (aleyhissalâtü vesselâm) asr-ı saadetine benzer ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ve in’âmât-ı Rahmâniyeyi ihtar eder. Mağrib zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pek çok mahlûkatın gurubunu, hem insanın vefatını, hem dünyanın kıyamet iptidasındaki harabiyetini ihtar ile tecelliyât-ı celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder. İşâ vakti ise, âlem-i zulümat nehar âleminin bütün âsârını siyah kefeniyle setretmesini, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtmesini, hem vefat etmiş insanın bakıye-i âsârı dahi vefat edip nisyan perdesi altına girmesini, hem bu dar-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasını ihtar ile Kahhâr-ı Zülcelâlin celâlli tasarrufâtını ilân eder. Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı ifham ile, ruh-u beşer rahmet-i Rahmâna ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, ikaz eder ve bütün bu inkılâbat içinde Cenâb-ı Mün’im-i Hakikînin nihayetsiz nimetlerini ihtar ile, ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu ilân eder. İkinci sabah ise, sabah-ı haşri ihtar eder. Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar makul ve lâzım ve kat’i ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o kat’iyettedir. Demek, bu beş vaktin herbiri bir mühim inkılâp başında olduğu ve büyük inkılâpları ihtar ettiği gibi, kudret-i Samedâniyenin tasarrufât-ı azîme-i yevmiyesinin işaretiyle, hem senevî, hem asrî, hem dehrî, kudretin mucizâtını ve rahmetin hedâyâsını hatırlatır. Demek asıl vazife-i fıtrat ve esas-ı ubûdiyet ve kat’i borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve enseptir. (Sözler, Dokuzuncu Söz) Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK: Âhirzaman Peygamberi : dünya hayatının kıyamete yakın son devresinde gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) akvâl : sözler âlem-i dünya : dünya âlemi âlem-i kebir : büyük âlem, evren aleyhissalâtü vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun asr : ikindi asr-ı saadet : Peygamberimizin yaşadığı dönem, mutluluk asrı âvân : anlar, vakitler deveran : dönüş edvâr-ı ömr-ü âlem : dünyanın ömür devirleri ef’al : fiiller, hareketler elvân-ı ibadet : renk renk, çeşit çeşit ibadet envâ : çeşitler, türler esnâf-ı mahlûkat : yaratılmışların sınıfları, çeşitleri evvel-i bahar : baharın başlangıcı Fatiha-i Şerife : Fatiha Sûresi fecir : tan yerinin ağarması, sabah fihriste-i nuraniye : nurlu fihriste füyuzât-ı nimet : nimetlerin bolluğu, bereketi gurup : batış, ölüm harita-i kudsiye : kutsal harita hilkat : yaratılış hilkat-i insan : insanın yaratılışı ibâdat : ibadetler ihtar etmek : hatırlatmak in’âmât-ı Rahmâniye : Allah’ın sonsuz şefkat ve merhametiyle bağışladığı nimetler kemâl : olgunluk, mükemmellik Kur’ân-ı Azîmüşşan : şanı yüce Kur’ân mağrib : akşam mahlûkat : yaratıklar misal : benzer, örnek misal-i musağğar : küçültülmüş nümune ömr-ü dünya : dünyanın ömrü rahm-ı mâder : anne karnı saat-i kübrâ : çok büyük saat şâmil : kapsayan şuûnât-ı İlâhiye : Cenab-ı Allah’ın işleri, fiilleri ve tasarrufları tabakat-ı ömr-ü insan : insan ömrünün aşamaları taraf-ı İlâhîden : Allah tarafından tazammun : içine alma tecelliyât-ı rahmet : rahmet yansımaları, görüntüleri timsal-i münevver : nurlu örnek tulû : güneşin doğuşu vaz edilmek : konulmak, yerleştirilmek zuhr : öğle *** âlem-i berzah : kabir âlemi âlem-i zulümat : karanlıklar âlemi âsar : eserler, izler asrî : yüzyıllık bakiye-i âsâr : geride kalan eserler, izler berzah : kabir âlemi beşer : insan celâlli : haşmetli, ihtişamlı, heybetli dehrî : çağları içine alan ensep : en uygun esas-ı ubûdiyet : kulluğun esası, özü fıtraten : yaratılış gereği gaflet : duyarsızlık, mânevî sorumluluklarından habersiz davranma hali hamd : övgü ve şükür harabiyet : yok oluş, yıkılış haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma hedâyâ : hediyeler, armağanlar ifham : anlatma ihtar : hatırlatma ikaz : uyarma inkılâbat : büyük değişimler, dönüşümler inkılâp : değişim, dönüşüm iptida : başlangıç işâ : yatsı kat’iyet : kesinlik kıyamet : dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması kudret : güç, iktidar lâzım : gerekli makul : akla uygun mühim : önemli müstehak : lâyık müteellim etme : acı verme müteessir etme : üzme, etkileme nehar : gündüz nihayetsiz : sonsuz nisyan : unutkanlık ruh-u beşer : insan ruhu sabah-ı haşr : haşir sabahı senâ : övme, yüceltme senevî : yıllık setretme : örtme teheccüd : gece sabah vaktinden önce kılınan namaz vazife-i fıtrat : yaratılış görevi Yorum Ekle Yo |