๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 15 Ağustos 2010, 12:27:42



Konu Başlığı: Miracın yerine
Gönderen: Sefil üzerinde 15 Ağustos 2010, 12:27:42
Peygamber Efendimiz (a.s.m.) Mirac gibi uzun bir seyahat yerine veliler gibi ruh ve kalbi ile semaya gitseydi, yeterli olmaz mıydı?

Yine hatıra gelir ki: Diyorsun, 'Haydi, çıkabilir. Niçin çıkmış? Ne lüzumu var? Velîler gibi ruh ve kalbi ile gitse yeter.'

Biz de deriz ki: Mâdem Sâni-i Zülcelâl, mülk ve melekûtundaki âyât-ı acîbesini göstermek ve şu âlemin tezgâh ve menbalarını temâşâ ettirmek ve a’mâl-i beşeriyenin netâic-i uhreviyesini irâe etmek istemiş; elbette âlem-i mubsırâtın anahtarı hükmünde olan gözünü ve mesmuât âlemindeki âyâtı temâşâ eden kulağını, Arşa kadar beraber alması lâzım geldiği gibi, ruhunun hadsiz vezâife medâr olan âlât ve cihazâtının makinesi hükmünde olan cism-i mübârekini dahi tâ Arşa kadar beraber alması muktezâ-i akıl ve hikmettir. Nasıl ki Cennette hikmet-i İlâhiye cismi ruha arkadaş ediyor; çünkü, pekçok vezâif-i ubûdiyete ve hadsiz lezâiz ve âlâma medâr olan ceseddir; elbette o cesed-i mübârek, ruha arkadaş olacaktır. Mâdem Cennete cisim ruh ile beraber gider; elbette Cennetü’l-Me’vâ gövdesi olan Sidretü’l-Müntehâya urûc eden zât-ı Ahmediye (a.s.m.) ile cesed-i mübârekini refâkat ettirmesi aynı hikmettir.

Sözler