Konu Başlığı: Mektûbat-ı Rabbaniye terkibi Gönderen: Sefil üzerinde 14 Ağustos 2010, 21:19:49 Mektûbat-ı Rabbaniye terkibini açıklar mısınız?
“Hem o nur ile kâinattaki harekât, tenevvüat, tebeddülât, tagayyürat; mânâsızlıktan ve abesiyetten ve tesadüf oyuncaklığından çıkıp birer mektubat-ı Rabbaniye, birer sahife-i âyât-ı tekviniyye, birer merâyâ-yı esmâ-i İlâhiyye ve âlem dahi, bir kitab-ı hikmet-i Samedaniyye mertebesine çıktılar.” Sözler Âlemdeki varlıklar için, “mektûbat-ı Rabbaniye” tâbiri kullanılmakta... Yâni, her varlık bir İlâhî terbiyeden geçmiş, çok mânâlar yüklenmiş, ayrı bir şahsiyet kazanmış ve bir Rabbanî mektup olmuş. Bu mektupların mürekkebi: Atomlar. Mektub, yazılan, yazılmış demektir. Kâinattaki varlıklar da kudret kalemiyle yazılmış birer mekuptur. Bu mektupların çok önemli bir özelliği Rabbanî olmaları. İnsan bir kâğıda, meselâ, güneş kelimesi yazar. Ama o kelime güneş olmanın gerektirdiği terbiyeden geçmemiştir; sadece güneşin ismini ifade eder. Cenab-ı Hak da sema sayfasında güneş yazmıştır. Ama bu güneş rabbanî bir mektuptur. Bir terbiyeden geçmiştir; ışık vermektedir, ısı vermektedir. Bir materyaliste göre, mektupları mürekkepler yazmışlardır. Tabiatçıya göre mürekkebin mektup olması tabiîdir. Ve bir evrimciye göre, “mektuplar mürekkeplerin çok uzun süre beklemesiyle yazılmışlardır!” Kâinat kitabının mürekkebi atomlardır, dedik. Bu atomlar İlâhî kudret ile var edilmişler ve yüz kadar elementten sonsuz denecek kadar çok yıldız, güneş, gezegen yaratılmış. Bunların tamamına birden “kâinat” diyoruz ve bu kitabın Rabbanî olduğunu, kendi kendine yazılmadığını çok iyi biliyoruz. |