> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar >  Uzay bilimleriyle çelişen durum
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uzay bilimleriyle çelişen durum  (Okunma Sayısı 332 defa)
18 Ağustos 2010, 13:55:29
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 18 Ağustos 2010, 13:55:29 »



Rivayette Dünya nın Öküzün ve Balığın üzerinde olduğu ifade edilmiş.Bugünki Uzay bilimleriyle çelişen bu durumu nasıl açıklanabilir?

Aziz, sıddık kardeşim Refet Bey,

Sevr ve hût’a dair sorduğun sualin bazı risalelerde cevabı vardır. O nevi suallere göre cevap, Yirmi Dördüncü Sözün Üçüncü Dalında 'On İki Asıl' namıyla on iki kaide-i mühimme beyan edilmiştir. O kaideler ehâdis-i Nebeviyeye dair muhtelif tevilâta dair birer mihenktirler ve ehâdise gelen evhâmı def edecek mühim esaslardır. Maatteessüf şimdilik sünuhattan başka ilmî mesâille iştigalime mâni bazı haller var. Onun için, sualinize göre cevap veremiyorum. Eğer sünuhat-ı kalbiye olsa, bilmecburiye meşgul oluyorum. Bazı sualler sünuhata tevafuk ettiği için cevap verilir; gücenmeyiniz. Onun için, herbir sualinize lâyıkınca cevap veremiyorum. Haydi, bu defaki sualinize kısa bir cevap vereyim.

Bu defaki sualinizde diyorsunuz ki: 'Hocalar diyorlar: Arz öküz ve balık üstünde duruyor. Halbuki arz, muallâkta bir yıldız gibi gezdiğini coğrafya görüyor. Ne öküz var, ne de balık!'

Elcevap: İbni Abbas (r.a.) gibi zatlara isnad edilen sahih bir rivayet var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sormuşlar:'Dünya ne üstündedir?' Ferman etmiş: -2-
Bir rivayette, bir defa -3- demiş, diğer defada -4- demiştir. Muhaddislerin bir kısmı, İsrailiyattan alınma ve eskiden beri nakledilen hurafevâri hikâyelere bu hadisi tatbik etmişler. Hususan Benî İsrail âlimlerinin Müslüman olanlarından bir kısmı, kütüb-ü sabıkada sevr ve hût hakkında gördükleri hikâyeleri hadise tatbik edip, hadisin mânâsını acip bir tarza çevirmişler. Şimdilik bu sualinize dair gayet mücmel Üç Esas ve Üç Vecih söylenecek.

BİRİNCİ ESAS: Benî İsrail ulemasının bir kısmı Müslüman olduktan sonra, eski malûmatları dahi onlarla beraber Müslüman olmuş, İslâmiyete mal olmuş. Halbuki o eski malûmatlarda yanlışlar var. O yanlışlar elbette onlara aittir, İslâmiyete ait değildir.

İKİNCİ ESAS : Teşbih ve temsiller, havastan avâma geçtikçe, yani, ilmin elinden cehlin eline düştükçe, mürur-u zamanla hakikat telâkki edilir. Meselâ, küçüklüğümde kamer tutuldu. Ben valideme dedim:

'Neden ay böyle oldu?'

Dedi: 'Yılan yutmuş.'

Dedim: 'Daha görünüyor.'

Dedi: 'Yukarıda yılanlar cam gibi olup içlerinde bulunan şeyi gösterirler.'
Bu çocukluk hatırasını çok zaman tahattur ediyordum. Ve derdim ki: 'Bu kadar hakikatsiz bir hurafe, validem gibi ciddî zatların lisanında nasıl geziyor?' diye düşünürdüm. Tâ, felekiyat fennini mütalâa ettiğim vakit gördüm ki, validem gibi öyle diyenler bir teşbihi hakikat telâkki etmişler. Çünkü, derecât-ı şemsiyenin medârı olan 'mıntıkatü’l-burûc' tabir ettikleri daire-i azîme, menâzil-i kameriyenin medârı bulunan mâil-i kamer dairesi birbiri üstüne geçmekle, o iki daire, herbiri iki kavis şeklini vermiş. O iki kavise felekiyun uleması, lâtif bir teşbihle, büyük iki yılan namı olan 'tinnîneyn' namını vermişler. İşte, o iki dairenin tekatu’ noktasına, 'baş' mânâsına 're’s,' diğerine 'kuyruk' mânâsına 'zeneb' demişler. Kamer re’se ve şems zenebe geldiği vakit, felekiyun ıstılahınca 'haylûlet-i arz' vuku bulur. Yani, küre-i arz, tam ikisinin ortasına düşer. O vakit kamer hasf olur. Sabık teşbihle, 'Kamer tinnînin ağzına girdi' denilir. İşte bu ulvî ve ilmî teşbih, avâmın lisanına girdikçe, mürur-u zamanla, kameri yutacak koca bir yılan şeklini almış.

İşte, Sevr ve Hût namıyla iki büyük melek, bir teşbih-i lâtif-i kudsî ile ve mânidar bir işaretle, Sevr ve Hût namıyla tesmiye edilmişler. Kudsî, ulvî lisan-ı Nübüvvetten umumun lisanına girdikçe, o teşbih hakikate inkılâp etmiş, adeta gayet büyük bir öküz ve dehşetli bir balık suretini almışlar.

ÜÇÜNCÜ ESAS : Nasıl ki Kur’ân’ın müteşabihâtı var; gayet derin meseleleri temsilâtla ve teşbihatla avâma ders veriyor. Öyle de, hadisin müteşabihâtı var; gayet derin hakikatleri me’nûs teşbihatla ifade eder. Meselâ, bir iki risalede beyan ettiğimiz gibi, bir vakit huzur-u Nebevîde gayet derin bir gürültü işitildi. Ferman etti ki: 'Yetmiş senedir yuvarlanıp bu dakikada Cehennemin dibine düşen bir taşın gürültüsüdür.' Birkaç dakika sonra birisi geldi, dedi: 'Yetmiş yaşındaki meşhur münafık öldü.' Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın gayet beliğ temsilinin hakikatini ilân etti.
Senin sualin cevabına şimdilik Üç Vecih söylenecek.

* BİRİNCİSİ: Hamele-i Arş ve Semâvat denilen melâikenin birinin ismi 'Nesir' ve diğerinin ismi 'Sevr' olarak dört melâikeyi Cenâb-ı Hak Arş ve semâvâta,
saltanat-ı rububiyetine nezaret etmek için tayin ettiği gibi, semâvâtın bir küçük kardeşi ve seyyarelerin bir arkadaşı olan küre-i arza dahi iki melek, nâzır ve hamele olarak tayin etmiştir. O meleklerin birinin ismi 'Sevr' ve diğerinin ismi 'Hût'tur. Ve o namı vermesinin sırrı şudur ki:

Arz iki kısımdır: biri su, biri toprak. Su kısmını şenlendiren balıktır. Toprak kısmını şenlendiren, insanların medar-ı hayatı olan ziraat, öküz iledir ve öküzün omuzundadır. Küre-i arza müekkel iki melek, hem kumandan, hem nâzır olduklarından, elbette balık taifesine ve öküz nevine bir cihet-i münasebetleri bulunmak lâzımdır. Belki, o iki meleğin âlem-i melekût ve âlem-i misalde sevr ve hût suretinde temessülleri var. HAŞİYE İşte bu münasebete ve o nezarete işareten ve küre-i arzın o iki mühim nevi mahlûkatına imâen, lisan-ı mu’cizü’l-beyân-ı Nebevî, demiş, gayet derin ve geniş, bir sayfa kadar meseleleri hâvi olan bir hakikati gayet güzel ve kısa birtek cümleyle ifade etmiş.

* İKİNCİ VECİH:
Meselâ, nasıl ki denilse, 'Bu devlet ve saltanat hangi şey üzerinde duruyor?' Cevabında denilir. Yani, 'Asker kılıcının şecaatine, kuvvetine ve memur kaleminin dirayetine ve adaletine istinad eder.' Öyle de, küre-i arz madem zîhayatın meskenidir ve zîhayatın kumandanları da insandır ve insanın ehl-i sevâhil kısmının kısm-ı âzamının medar-ı taayyüşleri balıktır ve ehl-i sevâhil olmayan kısmının medar-ı taayyüşleri, ziraatle, öküzün omuzundadır ve mühim bir medar-ı ticareti de balıktır. Elbette, devlet seyf ve kalem üstünde durduğu gibi, küre-i arz da öküz ve balık üstünde duruyor, denilir. Zira, ne vakit öküz çalışmazsa ve balık milyon yumurtayı birden doğurmazsa, o vakit insan yaşayamaz, hayat sukut eder, Hâlık-ı Hakîm de arzı harap eder.

İşte, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, gayet mucizâne ve gayet ulvî ve gayet hikmetli bir cevapla, demiş. Nev-i insanînin hayatı, ne kadar cins-i hayvânînin hayatıyla alâkadar olduğuna dair geniş bir hakikati iki kelimeyle ders vermiş.

ÜÇÜNCÜ VECİH:
Eski kozmoğrafya nazarında güneş gezer. Güneşin her otuz derecesini bir burç tabir etmişler. O burçlardaki yıldızların aralarında birbirine

HAŞİYE

Evet, küre-i arz, bahr-i muhit-i havaîde bir sefine-i Rabbâniye ve-nass-ı hadisle-âhiretin bir mezraası, yani, fidanlık tarlası olduğundan, o câmid ve şuursuz büyük gemiyi o denizde emr-i İlâhî ile, intizamla, hikmetle yüzdüren, kaptanlık eden melâikeye 'Hût' namı ve o tarlaya izn-i İlâhî ile nezaret eden melâikeye 'Sevr' ismi ne kadar yakıştığı zâhirdir.



Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, 433; Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidâl, 4:352; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 1:329.

1 -Onun adıyla. O her kusurdan münezzehtir. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Selâm, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

2 -Dünya, öküz ve balığın üzerindedir.

3 -Öküz üzerindedir.

4 -Balık üzerindedir.
(14. Lema
)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uzay bilimleriyle çelişen durum
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:02:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uzay bilimleriyle çelişen durum rüya tabiri, Uzay bilimleriyle çelişen durum mekke canlı, Uzay bilimleriyle çelişen durum kabe canlı yayın, Uzay bilimleriyle çelişen durum Üç boyutlu kuran oku Uzay bilimleriyle çelişen durum kuran ı kerim, Uzay bilimleriyle çelişen durum peygamber kıssaları, Uzay bilimleriyle çelişen durum ilitam ders soruları, Uzay bilimleriyle çelişen durumönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes