๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 18 Ağustos 2010, 13:50:37



Konu Başlığı: Medeniyeti tahrip edecek taifeler
Gönderen: Sefil üzerinde 18 Ağustos 2010, 13:50:37
Rivayetlerde geçen ve kıyamete yakın anarşistlik gibi bir fikirle medeniyeti tahrip edecek taifeler nerededir?

Eskiden Mançur, Moğol ünvânıyla içtimâât-ı beşeriyeyi zîr ü zeber eden tâifeler ve Sedd-i Çinî’nin yapılmasına sebebiyet verenler, Kıyâmete yakın yine anarşistlik gibi bir fikirle medeniyet-i beşeriyeyi zîr ü zeber edecekleri rivâyetlerde vardır.

Bâzı mülhidler derler: 'Bu kadar acâibi yapan ve yapacak tâifeler nerede?'

Elcevap: Çekirge gibi bir âfât, bir mevsimde pekçok kesretle bulunur. Mevsim değiştikçe memleketi fesada veren

kesretli o tâifelerin hakikatleri mahdut bâzı ferdlerde saklanıyor. Yine zamanı geldikçe, emr-i İlâhî ile o mahdut ferdlerden gayet kesretli aynı fesad yine başlar. Güyâ onların hakikat-i milliyetleri inceliyor, kopmuyor. Yine mevsimi geldikçe zuhur ediyor. Aynen öyle de, bir zaman dünyayı herc ü merc eden o tâifeler izn-i İlâhî ile mevsimi geldiği vakit, aynı o tâife, medeniyet-i beşeriyeyi herc ü merc edecekler. Fakat, onların muharrikleri başka bir sûrette tezâhür eder.

• Dokuzuncu Asıl: Mesâil-i imâniyeden bir kısmın netâici, şu mukayyed ve dar âleme bakar, diğer bir kısmı geniş ve mutlak olan âlem-i âhirete bakar. Amellerin fazîlet ve sevâbına dâir ehâdîs-i şerifenin bir kısmı, terğib ve terhibe münâsip bir tesir vermek için, belâgatlı bir üslûbda geldiğinden, dikkatsiz insanlar onları mübâlâğalı zannetmişler. Halbuki, bütün onlar ayn-ı hak ve mahz-ı hakikat olduklarından, mücâzefe ve mübâlâğa, içlerinde yoktur.

Ezcümle, en ziyâde insafsızların zihnini kurcalayan şu hadîstir ki:

ev kemâ kàl. Meâl-i şerifi: 'Dünyanın Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsa idi, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.' Hakikati şudur ki: tâbiri, 'âlem-i bekàdan' demektir. Evet, âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar bir nur, mâdem ebedîdir, yeryüzünü dolduracak muvakkat bir nurdan daha çoktur. Demek koca dünyayı bir sinek kanadıyla muvâzene değil, belki herkesin kısacık ömrüne yerleşen hususi dünyasını âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar dâimî bir feyz-i İlâhîye ve bir ihsan-ı İlâhîye muvâzeneye gelmediği demektir..

Sözler