Konu Başlığı: Kurban arefesi Bediüzzaman çok hastaydı Gönderen: Zehibe üzerinde 16 Kasım 2010, 12:49:50 Kurban arefesi Bediüzzaman çok hastaydı (http://www.risalehaber.com/images/news/73055.jpg) Emirdağ'a Kurban Bayramının arefesi günü vardık. Çalışkan Ağabey, 'Üstadımız bugün rahatsızdır. Hiç kimseyi kabul etmiyor' dedi Son Şahitler'den Kamil Acar anlatıyor: Emirdağ'a Kurban Bayramının arefesi günü vardık. Doğru Çalışkan Ağabeyin dükkânına gittik. 'Üstadımız bugün rahatsızdır. Hiç kimseyi kabul etmiyor' dedi. O an da Hüsnü Bayram Ağabey geldi. Görüştük. 'Ben Üstadımıza söyleyeyim' dedi ve gitti. Çalışkan Ağabey, 'Hüsnü'yü tanıyor musun?' dedi. 'Evet' dedim. 'Urfa'da çok görüşmüşüz' dedim. Biraz sonra geldi. Bizi aldı. Üstadın yanına gittik. İçeriye girdik. Selâm verdik. Selâmı aldı, bize işaret etti. 'Oturun' diye. Kendisi karyolasında oturmuştu. Çok rahatsızdı. Zübeyr Ağabey yanımda idi. Konuşmasını biz anlamıyorduk. Üstad Zübeyir Ağabeye söylüyor, Zübeyir Ağabey de bize anlatıyordu. Bizim söylediğimizi de Üstada söylüyordu. Zübeyir Ağabey konuşurken çok sıkılıyordu, terliyordu. O anda, 'Hüsnü sen gel' dedi. Zübeyir Ağabey kalkıp, odasına gitti. Hüsnü Bayram Ağabey, birkaç kelime konuştu. O da sıkılınca, ben biraz karyolaya doğru ilerledim. Üstad da bana doğru biraz yaklaştı. Ve şöyle konuştu: 'Ben çok hastayım. Konuşamıyorum. Senin geldiğin bana şifa oldu. Ben şimdi çok iyileştim.' Ben, 'Kurban, ben neyim ki. Seni Allah iyileştirdi. Benim de ruhumu sana kurban etsin' dedim. Üstad, 'Hüsnü bana dedi ki, Kâmil gelmiş. Ben, 'Lüzumsuz, niye gelmiş?' dedim. Halbuki çok lüzumlu bir iş için gelmişsin. Ben kimsenin hediyesini kabul etmiyorum. Fakat senin 50-60 liranı kabul edeceğim. Ben bu hizmeti kime yaptırsaydım, 50 lira onun masrafını verecektim. Sen kendi paranla bu masrafı yapacaksın. O zaman senin 50 liranı hediye olarak kabul etmiş olacağım' dedi. Ben de, 'Kurban, bizim de gayemiz, Risale-i Nura hizmet etmektir. Hizmet yapmak için buraya gelmişim' dedim. Üstadımız, Hüsnü Ağabeye, 'Hüsnü, sen Konya'da, ve Diyarbakır'daki talebelerin, dörder aylık, çocuklarının tayinlerini 35 kuruştan hesap et. Kayalar'ın ve Abdülmecid'in çocuklarını dört aylık paraları ne tutuyorsa Kâmil'e verelim, götürsün, versin. Bir de üniversite talebelerinin Konferans kitabını da (o zaman daktilo ile yazılmıştı) Kâmil'e verelim. Götürsün, kardeşim Abdülmecid'e versin. Acele Arapçaya tercüme etsin, bize göndersin. Arabistan'a göndereceğim' dedi. Sonra da bana dönerek, 'Konya'da şehir içinde Abdülmecid'in koltuğuna sokulma. Çünkü o korkaktır. Evine git, gör. Bu paraları da, ekmekten başka birşeye vermesinler' dedi. (Son Şahitler, Necmeddin Şahiner) |