Konu Başlığı: Kainata dikkatle bakan görür ki Gönderen: Zehibe üzerinde 05 Eylül 2010, 02:28:07 (http://www.risalehaber.com/images/news/66489.jpg) Bismillahirrahmanirrahim DÖRDÜNCÜ HAKİKAT Hâkimiyettir. Evet, bu kâinata geniş bir dikkatle bakan, kâinatı gayet haşmetli ve gayet faaliyetli bir memleket, belki idaresi gayet hikmetli ve hâkimiyeti gayet kuvvetli bir şehir hükmünde görür, herşeyi ve her nev’i birer vazife ile musahharâne meşgul bulur. “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır.” (Fetih Sûresi, 48:7.) âyetinin askerlik mânâsını ihsas eden temsiline göre, zerrât ordusundan ve nebatat fırkalarından ve hayvanat taburlarından, tâ yıldızlar ordusuna kadar olan cünûd-u Rabbâniyeden, o küçücük memurlarda ve bu pek büyük askerlerde, hâkimâne tekvinî emirlerin, âmirâne hükümlerin, şâhâne kanunların cereyanları, bedahetle bir hâkimiyet-i mutlakanın ve bir âmiriyet-i külliyenin vücûduna delâlet ederler. Madem bir hâkimiyet-i mutlaka hakikati vardır; elbette şirkin hakikatı olamaz. Çünkü “Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi.” (Enbiyâ Sûresi, 21:22.) âyetinin hakikat-i kàtıasıyla; müteaddit eller müstebidâne bir işe karışsalar, karıştırırlar. Bir memlekette iki padişah, hattâ bir nahiyede iki müdür bulunsa, intizam bozulur ve idare hercümerc olur. Halbuki, sinek kanadından tâ semâvât kandillerine kadar ve hüceyrat-ı bedeniyeden tâ seyyaratın burçlarına kadar öyle bir intizam var ki, zerre kadar şirkin müdahalesi olamaz. Hem hâkimiyet bir makam-ı izzettir; rakip kabul etmek, o hâkimiyetin izzetini kırar. Evet, aczi için çok yardımcılara muhtaç olan insanın, cüz’î ve zâhirî ve muvakkat bir hakimiyeti için kardeşini ve evlâdını zâlimâne öldürmesi gösteriyor ki, hâkimiyet rakip kabul etmez. Böyle bir âciz, böyle cüz’î bir hâkimiyet için böyle yaparsa elbette, bütün kâinatın mâliki olan bir Kadîr-i Mutlakın, hakikî ve küllî rububiyetine ve ulûhiyetine medar olan kendi hâkimiyet-i kudsiyesine başkasını teşrik etmesi ve şerike müsaade etmesi hiçbir cihetle mümkün olamaz. (Şualar, 7.Şua, 4. Hakikat) Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT: Âciz : Güçsüz, Zavallı Acz : Acizlik, Güçsüzlük Âmirâne : Emrederek Âmiriyet-İ Külliye : Genel Âmirlik, Emredicilik Bedahet : Ap Açıklık Burç : Belli Bir Şekil Ve Surete Benzeyen Sabit Yıldız Kümesi Cereyan : Akım, Hareket Cünûd-U Rabbâniye : Allah’ın Askerleri Cüz’î : Ferdî, Az, Basit Delâlet Etmek : Delil Olmak, İfade Etmek Fırka : Grup Gayet : Son Derece Hakikat : Doğru, Gerçek Hakikat-İ Kàtıa : Kesin Hakikat Hakikî : Gerçek, Doğru Hakîmâne : Hikmetli Biçimde Hâkimiyet : Egemenlik, Hükümranlık Hâkimiyet-İ Kudsiye : Kusur Ve Eksiklikten Yüce, Mukaddes Egemenlik, Hâkimiyet Hâkimiyet-İ Mutlaka : Sınırsız Ve Tam Bir Egemenlik Hayvanat : Hayvanlar Hercümerc : Karma Karışık Hikmet : Fayda, Gaye; Herşeyin Belirli Gayelere Yönelik Olarak, Mânâlı, Faydalı Ve Tam Yerli Yerinde Yaratılması Hüceyrât-I Bedeniye : Beden Hücreleri İhsas : Hissettirme, Hatırlatma İntizam : Disiplin, Düzen İzzet : Değer, İtibar, Yücelik Kadîr-İ Mutlak : Herşeye Gücü Yeten, Sınırsız Güç Ve Kudret Sahibi Allah Kâinat : Evren, Bütün Yaratılmışlar Küllî : Geniş, Kapsamlı Makam-I İzzet : Şeref, Yücelik Makamı Mâlik : Sahip Medar : Dayanak Noktası, Eksen Musahharâne : Emre Uyarak, Boyun Eğerek Muvakkat : Geçici Müstebidâne : Zorla, Despotça Müteaddit : Birçok, Çeşitli Nahiye : Bucak Nebatat : Bitkiler Nev’i : Çeşit, Tür Rububiyet : Rablık; Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Vermesi, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulundurması Semâvat : Gökler Seyyarat : Gök Cisimleri, Gezegenler Şirk : Allah’a Ortak Koşma Tekvînî : Yaratmaya, Var Etmeye Dâir Temsil : Analoji, Kıyaslama Tarzında Benzetme Ulûhiyet : Cenâb-I Allah’ın İlâhlığı Vücud : Varlık Zâhirî : Görünürde Zâlimâne : Zâlimce Zerrat : Zerreler, Maddenin En Küçük Parçaları, Atomlar Zerre : Atom, Çok Küçük Parça |