Konu Başlığı: Kaderi İlahi beni insanlardan uzaklaştırdı Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Ekim 2010, 12:45:42 Kader-i İlahi, beni insanlardan uzaklaştırdı (http://www.risalehaber.com/images/news/58399.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Aziz, sıddık kardeşlerim, Şimdi bir halimi size beyan etmek lâzım geliyor tâ başka sebepler sizi müteessir etmesin. O hal de şudur: Bu yirmi sene tazyik neticesi, ehemmiyetli ve müzmin bir hastalık bana ârız olmuş. Zaten eskiden beri o hastalığın esası bende vardı ki, ona merdümgirizlik, yani, insanlardan çekinmek, temas etmemek, temastan müteessir olmak... Hattâ şimdi en hafif ruhlu bir kardeşim, bir şakirdimle görüşmeyi—fakat Risale-i Nur hizmetine ait olmamak şartıyla—ruhum kaldırmıyor. Hattâ dostâne bakmaktan cidden müteessir oluyorum. Bu ehemmiyetli halde insanların bana karşı zulüm ve cinayetleri bir vesile olduğu gibi, inayet-i İlâhiye ve kaderin adaleti ve hizmet-i imaniyedeki ihlâsın muhafazası en ehemmiyetli bir sebeptir ki, hem zulm ü cinayet-i beşeriyeyi hiçe indiriyor, hem bu hastalığı tam bana sevdiriyor, sabır ve tahammül verir. Nasıl ki insanlar evham yüzünden beni temastan men ede ede âsâbıma dokundurdular; İinayet-i İlâhiye dahi, hizmet-i imaniyedeki ihlâsı kırmamak ve tasannukârâne hodfuruşluk vaziyetine girmeye mecbur etmemek ve ziyade hüsn-ü zan edenlerin karşısında beni tekellüflere ve gösterişlere mecbur etmemek ve bu zamanda çok tesir eden şahsıma karşı teveccüh, muhabbet ve hizmete zarar veren kendini makam sahibi göstermek vaziyetinden kurtarmak ve Kur’ân’dan gelen Risale-i Nur’un elmas gibi hakikatlerini bana mâletmekle cam parçalarına indirmemek hikmetleriyle, Cenâb-ı Erhamürrâhimîn bana bu hastalığı vermiştir. Ben, Cenâb-ı Hakka şükrediyorum. Siz de müteessir olmayınız, memnun olunuz. Fakat fıtrî teellümlere karşı, tahammülüm için duanıza muhtacım. Aziz kardeşlerim, bize teslim olunan kitaplarımın yaldızlı kaplı büyük mecmualardan bir kısmına baktım, gördüm ki: Nur, gül fabrikalarının elmas kalemleriyle yazdıkları risaleler, o yaldızlı kaplar içinde bazan on beş yirmi risale içinde bulunan mecmualar o kadar güzel birer elmas kılıç hükmünde düşmanlarına karşı kendilerini büyük makamlarca ve mahkemelerde müdafaa etmek hikmetiyle—hiçbir sebep yokken, birden bire Risale-i Nur’u büyük mecmualar tarzında yaptırmaya hapsimizden beş ay evvel başladık—bunda büyük bir inayet-i İlâhiye olduğuna şüphem kalmadı ve feylesofların mağlûbiyetinin hikmetini anladık. Çünkü içtimada eczaların kuvvetinden çok ziyade bir kuvvet, hususan müdafaa vaktinde içtima ve tesanüdden ileri geliyor. Kardeşlerim, çoktan size söylemek lâzım gelirken unutmuştum. Kerametli Yirmi Dokuzuncu Söz, o Sözün yalnız birinci makamıdır. O Sözün ikinci makamı ise, ehemmiyetine binaen—ki, bir vecihte ona da “Âyetü’l-Kübrâ” namını İmam-ı Ali Radiyallahu Anhu vermiş olan—Yirmi Dokuzuncu Lem’a-i Arabiyedir ki, “Allahu Ekber” gibi sâir tesbihatın mertebelerindeki Nur’ları beyan ediyor ve Hizb-i Nuriyenin de bir me’hazıdır. Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua ederim. Gizli olan her gecede muhtemel bulunan leyle-i Kadirlerinizi tebrik ederim. Kardeşiniz Said Nursî LÜGAT: Aziz : Çok Değerli, İzzetli Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Beyan Etmek : Açıklamak, İzah Etmek Müteessir Olma : Etkilenme, Üzülme Tazyik : Baskı, Ağırlık Müzmin : İyice Yerleşmiş, Kronik Ârız Olma : Bulaşma, İlişme Merdümgirizlik : İnsanlardan Sıkılganlık, Kalabalıktan Hoşlanmayıp Yalnızlık İsteme Hâli Şakird : Talebe, Öğrenci Dostâne : Dostça, Dost Gibi İnayet-İ İlâhî : Allah’ın İnayeti, Yardımı Kader : Allah’ın Meydana Gelecek Hâdiseleri Olmadan Önce, Takdir Etmesi, Plânlaması Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme; Samimiyet Muhafaza : Koruma Zulm-Ü Cinayet-İ Beşeriye : İnsanlığın Cinayet Zulmü, Suçu Evham : Kuruntular, Şüpheler Men : Yasaklama Âsâb : Damarlar; Sinirler Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti Tasannukârâne : Yapmacık Bir Şekilde Davranma Hodfuruşluk : Kendini Beğendirmeye Çalışma Vaziyet : Durum, Hâl Hüsn-Ü Zan : Güzel Düşünce Tekellüf : Zahmet Teveccüh : İlgi, Yönelme Muhabbet : Sevgi Hakikat : Gerçek, Doğru Hikmet : Sır, Gaye, Fayda Cenâb-I Erhamürrâhim : Merhametlilerin En Merhametlisi Olan, Sonsuz Şeref Ve Azamet Sahibi Yüce Allah Cenâb-I Hak : Hakkın Ta Kendisi Olan Sonsuz Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah Fıtrî : Doğal, Yaratılıştan Gelen Teellüm : Elem, Keder, Acı Mecmua : Belli Bir Konuda Yazılan Yazıların Bir Araya Toplanmasıyla Oluşan Kitapçık Risale : Küçük Çaplı Kitap; Risale-İ Nur’un Her Bir Bölümü Müdafaa : Savunma Hikmet : Gaye, Maksat Mecmua : Belli Bir Konuda Yazılan Yazıların Birleşimi İnayet-İ İlâhiye : Allah’ın İnayeti, Yardımı Feylesof : Filozof; Felsefe İle Uğraşan, Felsefeci İçtima : Toplanma, Bir Araya Gelme Ecza : Cüzler, Bütünü Oluşturan Parçalar Ziyade : Çok, Fazla Hususan : Bilhassa, Özellikle Tesanüd : Dayanışma Keramet : Allah’ın Bir İkramı Olarak Ortaya Çıkan Olağanüstü Hâl Ve Fiil Binaen : Dayanarak Vecih : Şekil, Tarz Âyetü’l-Kübrâ : En Büyük Delil Anlamına Gelen Risale-İ Nur’da Bir Bölümün Adı; Yedinci Şuâ Radiyallahu Anh : Allah Ondan Razı Olsun Yirmi Dokuzuncu Lem'a-İ Arabiye : Arapça Olarak Temin Edilen Yirmi Dokuzuncu Lem’a Allahu Ekber : “Allah En Büyüktür” Sâir : Bir Şeyden Geri Kalan, Başkası, Diğeri Tesbihat : Allah’ı Her Türlü Kusurdan Yüce Tutarak Şanına Lâyık İfadelerle Anma Mertebe : Derece, Makam Beyan Etme : Açıklama, Anlatma Me'haz : Kaynak Leyle-İ Kadir : Ramazan Ayı İçinde Bulunan Mübarek Gece Aziz : Çok Değerli, İzzetli Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Bilmukabele : Karşılık Olarak Cenâb-I Hak : Hakkın Ta Kendisi Olan Sonsuz Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah İhsan : Bağış, İkram, İyilik Mazhar Eyleme : Eriştirme, Ulaştırma Suret : Şekilde Medar : Dayanak Noktası, Kaynak Tevazu : Alçakgönüllülük Mahviyet : Alçakgönüllülük Terk-İ Enaniyet : Benlik Ve Enaniyetten Vazgeçme Ehl-İ Hakikat : Tarikat Ve Tasavvuf Yoluna Girmeden, Sahabe Gibi Doğrudan Kur’ân Ve Sünnetteki Hakikatlere Ulaşanlar Elzem : Çok Gerekli Hodfuruşluk : Kendini Beğendirmeye Çalışma |