๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 09 Ağustos 2010, 14:05:37



Konu Başlığı: Kader niçin mesail-i imaniyeye girmiştir?
Gönderen: Sefil üzerinde 09 Ağustos 2010, 14:05:37
Kader, nefsi gururdan ve cüz’-i ihtiyarî, adem-i mes’uliyetten kurtarmak içindir ki, mesail-i imaniyeye girmişler.” (Sözler) Cümlesini açıklarmısınız?


Bu cümlede iki ayrı hakikat birlikte sunulmuş: Birisi, “Kader, nefsi gururdan kurtarır.” Diğeri de, “Cüz’i irade ile insan, sorumluluğu üzerine alır ve günahlarının cezasını çekmeyi hak eder.”

Kader nefsi gururdan nasıl kurtarıyor?

Bir arı düşünelim; irade ve akıl sahibi olsun. Şimdi bu arı, yaptığı bal ile övünmek yerine, Rabbine şükür ve hamd edecek ve diyecektir ki: “Ben bal verecek şekilde programlanmasaydım bu işi başaramazdım. Öte yandan, baharı ben getirmiyor, çiçekleri ben açtırmıyorum. O halde gururun mânâsı yok!”

İşte o arı böyle düşünmekle gerçeği bulur. Ama onun nefsi itiraz edip der ki: “Sen de kilometrelerce yol kat ettin, şu kadar çiçeği dolaştın, üzerlerinde çalıştın!”

Arının kendi nefsine cevabı şöyle olur:

“Karasinekler de aynı işleri görüyorlar, ama onlardan bal çıkmıyor. Kaldı ki, kanatlarımı da O takmış, uçtuğum mekânlar da O’nun, konduğum çiçekler de.”

Gerçekten de bal yapımı için gerekli bütün şartları Allah hazırlamış ve programlamış. Arının hissesi, tembelce oturmayı terk edip uçmaya niyetlenmesi. Bundan ötesi, hep İlâhî fiillerle icra ediliyor.

İnsanoğlu da kendisinden sudur eden iyilikler konusunda aynı mantıkla yola çıkmalı, kendisinin o işi başaracak şekilde proğramlandığını öncelikle nazara almalı ve yine o işin meydana gelmesi için binlerce şartın daha olması gerektiğini ve bunların tümünü Allah’ın yarattığını dikkate almalı ve gururdan böylece kurtulmalı.

Dünya işlerindeki başarılarımız gibi ibadetlerimiz de birer İlâhî lütuf... Bunlarda da bizim hissemiz az, hem çok az.

“Namazı düşünelim:

Namazı Allah emretmiş.Nasıl kılacağımızı Allah Resulü öğretmiş.

Namaz kıldığımız mekân Allah’ın. Dünyayı döndürmekle namaz vakitlerimizi getiren O.

Abdest aldığımız su da O’nun, okumamıza yardım eden hava da.

Namazda okuduğumuz Kur’an âyetlerini de O inzâl buyurmuş.

Bunların hiçbiri bizim irademizle olmuş değil.

Geriye ne kalıyor:

“Namaz kılmaya yahut kılmamaya karar vermek.”

İşte, insanın cüz’i iradesine bu kadar bir hisse düşüyor.

O halde insan, yaptığı ibadet ile övünemez, ancak bu şerefe mazhar olduğu için Rabb’ine şükreder.