๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 19 Ağustos 2010, 14:09:05



Konu Başlığı: İddiâ-i rüçhan nereden çıkıyor
Gönderen: Sefil üzerinde 19 Ağustos 2010, 14:09:05
Sahabelere karşı iddiâ-i rüçhan nereden çıkıyor, kim çıkarıyor? Şu zamanda, bu meseleyi medâr-ı bahsetmek nedendir?

Dördüncü suâl: 'Sahabelere karşı iddiâ-i rüçhan nereden çıkıyor, kim çıkarıyor? Şu zamanda, bu meseleyi medâr-ı bahsetmek nedendir? Hem, müçtehidîn-i izâma karşı müsâvât dâvâ etmek neden ileri geliyor?'

Elcevap: Şu meseleyi söyleyen iki kısımdır.

Bir kısmı, sâfî ehl-i diyânet ve ehl-i ilimdir ki, bâzı ehâdisi görmüşler; şu zamanda ehl-i takvâ ve salâhatı teşvik ve terğib için öyle mebhaslar açıyorlar. Bu kısma karşı sözümüz yok. Zâten onlar azdırlar, çabuk da intibâha gelirler.
Diğer kısım ise, gayet müthiş mağrur insanlardır ki, mezhebsizliklerini müçtehidîn-i izâma müsâvât dâvâsı altında neşretmek istiyorlar ve dinsizliklerini Sahabeye karşı müsâvât dâvâsı altında icrâ etmek istiyorlar.
Çünkü, evvelen, o ehl-i dalâlet sefâhete girmiş, sefâhette tiryaki olmuş, sefâhete mâni olan tekâlif-i şer’iyeyi yapamıyor. Kendine bir bahane bulmak için der ki:

'Şu mesâil, içtihâdiyedirler. O mesâilde mezhebler birbirine muhâlif gidiyor. Hem, onlar da bizim gibi insanlardır, hatâ edebilirler. Öyle ise, biz de onlar gibi içtihad ederiz, istediğimiz gibi ibâdetimizi yaparız. Onlara tâbi olmaya ne mecburiyetimiz var?'

İşte bu bedbahtlar, bu desîse-i şeytâniye ile, başlarını mezâhibin zincirinden çıkarıyorlar. Bunların şu dâvâları ne kadar çürük, ne kadar esassız olduğu Yirmi Yedinci Sözde katî bir sûrette gösterildiğinden, ona havale ederiz.
Sâniyen, o kısım ehl-i dalâlet baktılar ki, müçtehidînlerde iş bitmiyor. Onların omuzlarındaki, yalnız nazariyât-ı diniyedir.

Halbuki, bu kısım ehl-i dalâlet, zarûriyât-ı diniyeyi terk ve tağyir etmek istiyorlar. 'Onlardan daha iyiyiz' deseler, meseleleri tamam olmuyor. Çünkü, müçtehidîn, nazariyâta ve katî olmayan teferruâta karışabilirler. Halbuki, bu mezhebsiz ehl-i dalâlet, zarûriyât-ı diniyede dahi fikirlerini karıştırmak ve kàbil-i tebdil olmayan mesâili tebdil etmek ve
katî erkân-ı İslâmiyeye karşı gelmek istediklerinden, elbette zarûriyât-ı diniyenin hameleleri ve direkleri olan

Sahabelere ilişecekler.

Heyhât! Değil bunlar gibi insan sûretindeki hayvanlar, belki hakiki insanlar ve hakiki insanların en kâmilleri olan evliyânın büyükleri, Sahabenin küçüklerine karşı müsâvât dâvâsını kazanamadıkları, gayet katî bir sûrette Yirmi Yedinci Sözde ispat edilmiştir.

Sözler