Konu Başlığı: Hizmette gevşeklik göstermeyiniz Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Ağustos 2010, 02:21:34 (http://www.risalehaber.com/images/news/58845.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Risale-i Nur’un silsile-i kerâmâtından Mu’cizat-ı Ahmediye ve kerametli Yirmi Dokuzuncu Söz ve İşârâtü’l-İ’câz’ın himayetkârâne ve mu’cizâne yeni bir kerametleri şudur ki: Bu Ramazan-ı Şerifin başında doktorun ihbarıyla ve kuvvetli emarelerin delâletiyle ve birden hararet kırk dereceden geçmesiyle tebeyyün eden, zehirlemekten gelen şiddetli hastalık hengâmında, kardeşimiz Âtıf’ın habbe gibi hâdisesini, hariç valiler kubbe yaparak, buranın hem adliye, hem zabıta, hem vilâyete şifrelerle Risale-i Nur aleyhine sevk edildiği aynı zamanda, iki saat evvel, Mu’cizat ı Ahmediye İstanbul’dan koşup imdada gelmiş. Masada iken, Yirmi Dokuzuncu Söz ve kerametli İşârâtü’l-İ’câz, Tosya kasabasından imdada gelmiş gibi, aynı vakitte yaldızlı ciltleriyle masa üzerinde dururken, onların müsadere endişesi ve elliden ziyade sair risalelerin de namazsız ellerin zaptına geçmek ihtimali ve şiddetli hastalığın konuşturmamak vaziyetiyle beraber, Risale-i Nur’un o üç kerametli risaleleri, öyle harika bir himayet ve muhafazaya vesile ve o zehirlendirmeye panzehir ve tiryak oldu ki, bu hale muttali olan bizler, şimdi de hayretteyiz. Güya hiçbir hastalık yokmuş gibi, gayet kuvvetli, hem şiddetli tokatlar vurarak, o düşmanlık vaziyeti dostluğa çevrildi. Hem adliyenin büyük memurları ve taharri komiserleri, şiddetli taharri ve müsadere için geldikleri halde, elliden ziyade kitaplardan hiçbirine el uzatmadan, yalnız o risalelerin kerametlerini kısmen dinleyerek onların mânevî himayeti altında muhafaza edildi. Yalnız Müdâfaat ve On Altıncı Mektup ve Ramazaniye Risalesini mütalâa etmek için biz verdik. Üçüncü günde, daha şiddetli arama ve taharri etmek, zabıtanın siyasî komiseri bir taharri komiseriyle geldiği vakitten iki üç saat evvel, üç kerametli risalelerin kumandasında bütün risaleler, kendilerini ellere vermemek için ortada görünmediler. Bütün iki saat o taharri neticesinde, Ankara’dan gelen bir Ramazan tebrikiyle, bir Ramazaniye Risalesini elde ettiler. Mütalâadan sonra iade etmek vaadiyle aldılar. Bütün bu hâlât, yüksekte duran Mu’cizatlı Kur’ân-ı Azîmüşşanla beraber, i’câzlı Hizb-i Kur’ânînin nüshaları ve Hizb-i Nurînin risaleleri, bu harika vaziyeti gösterdiler. Cenâb-ı Hakka, onların hurufatı adedince ve şehr-i Ramazan’ın dakikalarının âşireleri sayısınca hamd ü senâ ediyoruz. Elhamdü lillâhi alâ külli hâl. Hem hastalıktan gelen teessür ve Âtıf’ın hâdisesiyle kalbime gelen teellüm ve onlara acımak ve Isparta’ya sirayet etmek endişesinden neş’et eden sıkıntı ve bu mübarek şehirde Risale-i Nur’un Sırren Tenevveret (Gizliden gizliye yanıp aydınlanıyor.) perdesi altına girmesi ve üçüncü günde, o iki taharriden sonra, akşama kadar gelen ve gidenlerin mütemadiyen tarassut edilmesi ve Emin’in hanesi de birşey bulunmadan taharri edilmesi cihetiyle ziyade muztarip ve müteellim iken, Cenab-ı Erhamürrâhimînin rahmetiyle, şimdiye kadar devam eden inâyet-i İlâhiye himayeti ve rıza, teslim, tevekkül ve ihlâsın verdikleri teselli, bütün o müz’iç şeyleri akîm bıraktı. Kemâl-i ferah ve istirahatle “Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler” deyip, kemâl-i teslimiyetle müsterih olduk. Siz de öyle olunuz, fütur getirmeyiniz. Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ederiz. Hastalık devam ediyor, fakat tahammül haricinde değil. O musibet de, Risale i Nur’un parlak neşriyatına tevakkuf vermemek içindi. Bâkî olan sadece Allah'tır. Kardeşiniz Said Nursî LÜGAT: Akîm : Neticesiz, Sonuçsuz Âşire : Saatin Dakika Ve Saniye Gibi On Birim Küçüğü Olan Zaman Dilimi Cenâb-I Erhamürrâhimîn : Merhametlilerin En Merhametlisi Olan Şeref Ve Azamet Sahibi Yüce Allah Delâlet : Delil Olma, İşaret Etme Elhamdü Lillâhi Alâ Külli Hal : Her Hal İçin Allah’a Hamd Olsun Emare : Belirti, İşaret Fütur : Usanç, Gevşeklik Habbeyi Kubbe Yapmak : Bir Şeyi Olduğundan Büyük Göstermek, Çok Abartmak Hâlât : Haller, Durumlar Hamd Ü Senâ : Şükür Ve Övgü Hane : Ev Hengâm : Ân, Zaman Himayet : Koruma Himayetkârâne : Himaye Ederek, Koruyarak Hurufat : Harfler İ’câzlı : Bir Benzerini Yapmakta Başkalarını Aciz Bırakacak Şekilde, Mu’cizeli İhbar : Haber Verme İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah’ın Rızasını Gözetme; Samimiyet İmdad : Yardım İnâyet-İ İlâhiye : Allah’ın İnâyeti, Yardımı İşârâtü’l-İ’câz : Kur’ân’ın Mucizeliğine Dair Yazılan Risale-İ Nur’dan Bir Eser Kemâl-İ Ferah Ve İstirahat : Tam Bir Rahat Ve Huzur Kemâl-İ Teslimiyet : Tam Bir Teslimiyet Keramet : Allah’ın Bir İkramı Olarak Görünen Olağanüstü Hal Ve Fiil Mevlâ : Efendi, Koruyucu, Sahip, Allah Mu’cizâne : Mu’cizeli Bir Şekilde, Benzerini Yapmaktan İnsanları Aciz Bırakacak Şekilde Mu’cizât-I Ahmediye : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Gösterdiği Mu’cizeler; On Dokuzuncu Mektup Mu’cizatlı Kur’ân-I Azîmüşşan : İçinde Mu’cizeler Bulunan, Şan Ve Şerefi Yüce Olan Kur’ân Muhafaza : Koruma Musibet : Belâ, Felaket, Sıkıntı Muttali : Bilme Muztarip : Izdıraplı, Acı Duyan Mübarek : Mukaddes, Hayırlı Müdâfaat : Savunmalar; Yirmi Yedinci Ve Otuz Birinci Lem’a’lar Müsadere : Bir Kimsenin Malına Devlet Tarafından El Konulması Müsterih : Rahatlama Mütalâa : Dikkatle Okuma, İnceleme Mütalâa Etme : Dikkatle Okuma, İnceleme Müteellim : Elem Çeken, Acı Duyan Mütemadiyen : Sürekli Olarak Müz’iç : Sıkıntı Veren Neş’et Eden : Doğan, Meydana Gelen Neşriyat : Yayma, Yayın Nüsha : Kopya Panzehir : Zehire Karşı İlâç Rahmet : Şefkat, Merhamet Ve İhsan Ramazaniye Risalesi : Yirmi Dokuzuncu Mektup İkinci Risale Olan İkinci Kısım Rıza : Memnuniyet Risale : Küçük Çaplı Kitap; Risale-İ Nur’un Her Bir Bölümü Sair : Diğer, Başka Silsile-İ Kerâmât : Kerâmetler Zinciri Sirayet : Bulaşma Şehr-İ Ramazan : Ramazan Ayı Taharrî : Araştırma, İnceleme Tarassut : Gözetim Altında Tutma Tebeyyün Eden : Belli Olan, Ortaya Çıkan Teellüm : Kederlenme, Üzüntü Teessür : Üzüntü Tevakkuf : Durma, Duraklama Tevekkül : Allah’a Güvenme Ve Onu Vekil Kabul Etme Tiryak : Derman, İlaç Umum : Bütün Vaad : Söz Verme Vilâyet : İl Zabıta : Polis Zapt : Koruma, Kayıt Ziyade : Çok, Fazla |