๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 30 Eylül 2010, 19:53:16



Konu Başlığı: Hekimoğlunun mahkemede Said Nursi müdafaası
Gönderen: Zehibe üzerinde 30 Eylül 2010, 19:53:16
Hekimoğlunun mahkemede Said Nursi müdafaası

(http://www.risalehaber.com/images/news/72086.jpg)

Hekimoğlu İsmail, mahkeme hakiminin kendisine yönelttiği Said Nursi sorularını böyle cevapladı

Hekimoğlu İsmail’in yazısı:

Ummanda bir damla


İyiliklerin bütünü Allah’tan kötülükler nefsimdendir. Said Nursi’yi (ra) anlatmak istiyorum.

O ummandı ve ben damlayım. Damla ummanı ne kadar anlatabilirse bendeniz de onu o kadar anlatabilirim.

Kur’an okumanın yasak olduğu bir devirde Said Nursi (ra) iman hizmeti için gönderilmiş… O 20. asır hastanesine bir baştabip gibi çıktı. Hastalığı teşhis etti, zaafı iman… Eserlerinin bütününü iman hakikatleri üzerine yazdı. 1924’te mahkemeler tevkifler sürgünler başladı. O mahkemelerde bile iman hakikatlerini anlattı. Kelepçedeki sanata bakıp Sani-i Zülcelali hatırladığı için onları da sevdi. Barla dağının tepesinde çam ağacına çıkmış. Lamba soba yatak yorgan hiçbir şey yok… Bu haliyle diyordu ki “bundan daha ağır cezayı bana veremezsiniz. Öyleyse beni serbest bırakın bu milletin imanını kurtarayım.” Nura düşman, ampul ışığına dost olanlar ona zehir verdiler, ölmedi. Kurşun attılar vuramadılar. Çünkü ona İslam’a hizmet vazifesi verilmişti.

Bu vazifeyi alanların vasıfları şöyledir:
Onlarda Vehbi ilim vardır. Her soruya ispatlı cevap verirler. Beyinleri fethederler. Böylece okullarda yayılan tabiatçılığı Tabiat Risalesi’yle yıktı. Natürizm dini gitti, iman hakikatleri geldi.
Mariz bir asrın hasta bir unsurun alil bir uzvun reçetesi ittiba-ı Kur’an’dır. Risale-i Nurlar reçetedir. Manevi hastalıklara derman olur.

Mahkemede bana sordular: Neden onun peşinden gidiyorsun?
“O beni çekti götürüyor” dedim. Misal verdim. “Masanın üzerine toplu iğneleri dökelim. Mıknatısı onlara yaklaştıralım. Hepsi mıknatısa yapışır. İşte o mıknatıstı, biz de demir tozları gibi ona yapıştık.” Dediler, “menfaatiniz için yapıştınız.” “Hapis yatmak menfaatse öyledir.” Sert bir ifadeyle dediler ki “açık konuş şeriatı getirmek istiyorsunuz, bunu söylesene…” Dedim ki “şeriat nereden gelecek? Neyle gelecek? Şeriat gelmez, yaşanır. Bizi potansiyel suçlu sayıyorsunuz, olmayan suça ceza veriyorsunuz.” Dediler ki “o, Kürttü.” Dedim ki “Allah Kürtlerden Said Nursi’yi gönderdi, bizi de ona talebe etti. Böylece millet kaynaştı, sağlamlaştı.” Sordular: “isyan ederse ne olacak?” Dedim ki “isyan topla uçakla olur. Bizim kalemden başka silahımız yoktur.” Dediler, “senin peşini bırakmayacağız. Şimdilik git.”

O mahkeme böylece bitti. Bir başkası sordu: “Anladığımıza göre Said Nursi hazretleri müceddidtir. Ne dersiniz?” Evet, o müceddidtir. Müceddidler, İslami anlayışımızı düzeltir. O da böyle yaptı. Okulla camiyi bütünleştirdi. İlimlerin bütünü Allah’ın yarattıklarını anlatır. Allah’ın yarattıklarını anlatan ilimler İslam’a aykırı olamaz. Öğrenciler ona diyor ki, “bize rabbimizi anlat.” O da buyuruyor ki “dersleriniz size rabbimizi anlatıyor, ona dikkat ediniz.”

İşte bu cümleye binaen İlimler-Yorumlar kitabını yazdım. Daha sonra Her şey Allah’ı anlatır ve Dinsiz İlim Yoktur diye makaleler ve kitaplar yazdım. Camiyle okul böylece bütünleşti. Uhuvvet Risalesi’nden anladığımıza göre İslam milleti vardır. Millet-i İbrahim… Nüfusu en fazla olan, yer altı yer üstü zenginliklerine sahip olan İslam milletidir. Süper güçtür. İttihad-ı İslam’a Üstad gönül vermişti. “Rabbimiz bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir,kıblemiz bir. Biz de bir ve beraber olmalıyız” derdi.

O hapishaneleri medreseyi yusufiye yaptı. Yeryüzü saray, gök kubbe, insan bu sarayın aziz misafiridir. Çünkü bize okuyan göz veren Allah okunacak kitabı göndermiş. Dinleyen kulak veren Allah peygamberleri alimleri göndermiş. Beynimizin en önemli vazifesi İslamiyet’i anlamaktır. Bu sebepten insan azizdir. İslamiyet insana gönderilmiştir. İyiliklerin bütünü İslamiyet’te, kötülüklerin bütünü diğer taraftadır. Tarih şahittir ki Müslümanlar İslam’ı yaşadığı zaman üstün olmuştur.

Asıl mesele dünyamızı ve ahiretimizi cennet etmektir. Bu da gerçekleşmiştir. Bizler ruhlar aleminden geldik, ruhlar alemine gideceğiz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Ruhlar aleminde ebediyen yaşayacağız. Bu gibi ifadelerle Üstad ölümü bize sevdirdi. İlgililer soruşturma açabilmek için “Nurcular” dediler. Halbuki biz Risale-i Nur talebesiyiz. Her zaman talebe olduk. Cemaatler İslam üniversitesinin fakülteleridir. Peygamberimizin sünneti seniyyesi imamdır. Yeryüzü cami, peygamberimiz manen imam, camiler Nuh as.’ın gemisidir. Ona binen kurtulur.


Konu Başlığı: Ynt: Hekimoğlunun mahkemede Said Nursi müdafaası
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 08 Ekim 2010, 13:44:57
Kelepçedeki sanata bakıp Sani-i Zülcelali hatırladığı için onları da sevdi

Yeryüzü cami, peygamberimiz manen imam, camiler Nuh as.’ın gemisidir. Ona binen kurtulur.

Maşallah ne kadar güzel tabirler kullanılmş..Allah hizmette sınır tanımayanlardan razı olsun.

Gerçekten bu millet için çok emek vermiş çok direnmiş bir Üstad o..Rahimehullah

Bu paylaşım için sizlerdende Allah razı olsun inş