> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8  (Okunma Sayısı 744 defa)
05 Kasım 2010, 18:50:50
Barlesey

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 197


« : 05 Kasım 2010, 18:50:50 »



                                 Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8

Bir Nûr Talebesi ALLAH'dan hayâ edecek. "Yarabbi" diyecek "Senin Ulûhiyyetine tam köle olamadım; Nübüvvetine tam esir olamadım." Çünki, îmân arttıkça mü'minde mahcûbiyet de artar. Nûr Talebelerinde, verilen ni'metlere öğretildiği gibi küllî şükür edememekten mahcûbiyet, mahzûniyet ve hayâ hâsıl olur.
Nûr Talebelerinin Risâle-i Nûr hizmetindeki gidişleri, iki türlüdür. Bir kısmı zâhiren gidenlerdir ki, bunlar hizmet düstûrlarına göre gidiyor. Diğerleri bâtınen gidenlerdir. Bunlar ise ikâzât, ihtârât ve ilhâmât ile gidiyor. Öyle gidiş var, böyle gidiş var... Nûr Talebeleri Risâle-i Nûr ile bu asırda milyonlarca kişinin îmânını kurtarıyor. Beşerin hidâyeti Kur'ân nokta-i nazarında çok ehemmiyetli. Bir kişinin îmânı kurtulsun diye, Cenâb-ı Hak peygamber göndermiş. Bu dehşetli asırda elbette Kur'ân Risâle-i Nûr-dan bahsedecek ve ehemmiyet verecek. Risâle-i Nûra asrın şiddetli fitnesi çerisinde bakarsak, mûcizâne tesirâtını görebiliriz. Böyle bir asırda gençlere namaz kıldırması, bâhusûs hayâtını vakfettirecek derecede dine hizmet ettirmesi, Risâle-i Nûrun apaçık bir kerâmet-i kübrâsıdır.
Bir Nûr Talebesi acz, fakr, şefkat ve tefekkürde yol alır. Fakat, tefekkürde bir sır vardır. O sırra ulaşamayan, hakikat-ı tefekküre de çıkamaz. Her şeyin bir kışrı olduğu gibi, tefekkürün de kışrı vardır. Her şeyin özü lübdedir. Tefekkürün sırrı, da'vâ-yı Kur'âniyeye sadâkat ile inkişâf eder.
Nefsini tam fenâ etmeyen bir Nûr Talebesinde, ma'neviyât mimârisi yükselemez.
Pisikolojik ve ruhi açıdan esâs vakıflık nedir? Risâle-i Nûr, nazarında birinci derecede olsun, hizmetten başka birşey düşünmesin, dünyaya da zerre miskal iltifât etmesin. Vakıf olmak maddi ve ma'nevi saltanat değildir. Ma'nevi itibâr da değildir. Vesile-i tahakküm hiç değildir. Vakıflık bitamâmiha hizmet ve kölelik libâsını giymektir. Hubb-u câhı, meyl-i tefevvükü, hâtta izzet ve şerefini fedâ etmek ile tam mahviyet ve kölelik hâsıl olur. Enâniyetini tam kırmayan ma'neviyât âleminde neşv-ü nemâ bulamaz.
Bir Nûr Talebesi hayâtını ve rahâtını fedâ eder, fakat izzetini ve hissiyâtını fedâ edemeyebilir. Ehl-i dünya, hayâtını nefsine fedâ ediyor. Ehl-i hakikat da merâkını, zevkini, şevkini tamamıyla hak ve hakikata vakf etmişler. Tâ ki, kalb dağılmasın, lüzûmsuz fâni şeylerle telef olmasın. Nûr Talebesi de hayâtını, Risâle-i Nûrun şahs-ı ma'nevisine fedâ edecek. Hayâtını vakfetmek kolay. Rahâtını ve istirahâtını fedâ etmek, daha zordur."Sen mâdem hayâtı dünyeviyeni ve hayât-ı uhreviyeni fedâ ediyorsun, izzet-i nefsini dahi fedâ et diye ma'nen ihtâr edildi. Said Nûrsi"
Bir Nûr Talebesi hakiki kul olarak her an mültecidir. Çünki İç âleminde her an ilticâ ediyor. İlticâ ve istiğfâr ediyor. Hadis-i Şerif'te "Kulum beni unutursa ben ondan ilticâ ve istiğfâr lezzetini alırım." deniyor. ALLAH'ı nasıl unutabiliriz? Sevenler unutmaz, sevenler unutulmaz, sevenler ölmez... ALLAH'ı öyle zikr ediniz ki size "mecnûn" desinler. Kardeşim, sen, de "Bütün vaktimi ve hayatımı hakâik-i imâniyeye ve Kur'âniyeye hasr ve vakfettim!"
Hakiki Nûr Talebesi odur ki; ne medihten hoşlanır, ne zemden rahâtsız olur. Ne tahkir onu incitir, ne medih onu şımartır. Zem ile medih eşit olmadıkça o terakki, terakki değildir. Müflisim ama yarabbi, senin kapına ihlâsla, sıddıkiyetle bağlanmışım.
Bir Nûr Talebesi olarak ehadiyete müteveccih olmak, tecerrüdü gerektiriyor. Yevm-i kıyâmette Hazret-i Mehdinin ordusunda sancaktar olmak istiyor musun? Mücerret yaşa ve mücerret öl. Ve ömrün boyunca da Risâle-i Nûr'un şahs-ı ma'nevisine muhâlefet etme. Tecerrüd, ruha merbût oldu mu, saraylarda da olsa ehemmiyet vermiyor, bir alâka duymuyor. Demek bekâyı böyle bilen ve böyle de anlayan, bekâya öyle de hazırlanır. Niye hakkıyla hazırlanamıyoruz? Bekâyı bilmiyoruz ondan... Hele bekâyı bil. Hele Bâki-yi zül Cemâli bil. Cenâb-ı Hak bekâyı bize bildirsin, bu ma'nâyı kalbimizde, ruhumuzda rüsûh peyda ettirsin. Âmin. .
Bir Nûr Talebesi hayâlini zaptetse, kâinâtı zabt edebilir. Hayâlinde müstakîm olan, âmâl ve efâlinde de müstakim olur. Hayâlin istikâmeti için Risâle-i Nûru çok okumalı. O zaman hayalde hakîkatler yoğunlaşır. Çünki irâde ile hayal çatışsa, hayâl irâdeyi bastı-rabilir. Hayâl irâdeyi mahkûm edebilir. Hayâlimizi Nûrcu yapsak, her tarafımız Nûrcu olur.
Nûr Talebesi bir kardeşini (Veyl Kuyusu)nda da görse, zerre kadar hüsn-ü zan-nından kaybetmeyecek. Hakiki muhabbet odur ki; ne şevk onu arttıra, ne elem ve keder onu azalta.
Bugün Risâle-i Nûrun şahs-ı ma'nevisinin talebelerinden istediği hizmet, uhuvvetin fedâisi olmaktır. Deccâliyete karşı kâinâtın kayyûmu mehdiyyet, mehdiyyetin kayyûmu da, sırr-ı uhuvvettir. Binbir esmâdan feyz alan ve mehdiyyetin hakikatını aksettirecek âyine-i a'zâm, fenâ fil ihvândır. Fenâ fil ihvân düstûru, bir seyr-i seri ile, insanı vuslât sarayına çıkarır. Sû-i zan, gıybet ve iftirâdan kardeşinin hukûkunu muhâfaza et. Uhuvvete ihânet, da'vâ-yı Kur'âniyeye ihânettir. Şu kafile-i Nûr yürüsün de, arkasından kim sürünürse sürünsün. "İlâhi, senin lütfun o kadar çok ki, ben ise küçük bir insanım. Bir müflisim, Ama yarabbi! Senin kapına sadâkâtla yapışmışım."

Nur Talebeleri hâricindeki birçok kimsede, yeis var. "İslâmiyet elden mi gidiyor?" diye kalbi ümitsizlik ile muzlim. Beşerin bu muzlim hastalığını tedâvi eden en büyük iksir-i ma'nevi, şevktir. Yelesini ayakları arasına alıp da uyuyan arslanları uyandıran ma'nâ-yı hikmet, şevktir. Onun için şevk, ma'nen müteharrik-i bizzâttır. Müteharrik-i bilvesile değildir. O hiçbir zaman vagon olamaz, daima lokomotiftir. Çeker götürür.

Bir Nûr Talebesi müflis de olsa, bu da'vâ-yı Kur'âniyyeye sadâkâtla yapışmışsa bârigâh-ı izzetten kovulmaz. Çünki, emrâz-ı ma'neviyeyi def ve ref eden sadâkâttır. Ri-sâle-i Nûr dâiresinde, Üstâda en büyük sadâkât yemini tecerrüdtür. Çam ağacından sebât ve metânet dersini al. Herkesin yaprağını döktüğü anda o dağılmıyor, dökülmüyor. Sadâkât dersini de keneden almak lâzım. Kâinât gelse, beni bu da'vâdan koparamayacak, İnşaâllah. İlâhi, senin lütfun o kadar çok ki, ben ise küçük bir insanım. Bir müflisim ama, Ya Rabbi senin kapına sadâkatla yapıştım.

Bir Nûr Talebesine şeytan menfi noktadan yaklaşıp der: "Sen nere, Nûrculuk nere? Senin bütün istidâtların tefessüh etmiş. Zibil gibi adamsın. Sen nere, İslâmiyete hizmet nere?" Tâ, ye'se atsın; Onun hizmetteki aşkını, şevkini kırsın. Sen ona şu ahd-ı vefâ-yı oku. Ahd-ı Vefa: "Ma'nen düşsem de, yıkılsam da Cehenneme gireceğimi bilsem de, yine Risâle-i Nûr'un kudsiyet sancağını taşıyacağım. Başka hiçbir Nûr Talebesi kalmasa, ben bayrağı asla bırakmayacağım. Zerre kadar kemâlâtım kalmasa, yine bu bayrağı götü-receğim. Kâinâtta hiç kimse bu da'vâyı omuzlamasa, bütün Nûr Talebeleri hırt-ı hış olsa, ben tek başıma kalsam yine âleme Risâle-i Nûr'u îlâ, ibkâ ve ihyâ edeceğim; Bütün dünya aleyhime dönse, teveccüh etmese ben yine tasa etmeyeceğim. ALLAH yolunda kimsenin ayıplamasından korkmayacağım," İşte bu tarzda bir sadâkat lâzım.
Bu sadâkatı taşıyanlara ihlâsın parlak levhâları açılır. Ya hû, bu dünyaya bir daha gelecek değiliz. Onun için da'vâmızın elmas kılıncını iyi sallamalıyız.


                                                                                                         Zübeyir Gündüzalp
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 05 Kasım 2010, 18:52:44 Gönderen: Barla »
Kayıtlı

‎Nefis cümleden edna,vazife cümleden alâ...
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8
« Posted on: 26 Nisan 2024, 07:32:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 rüya tabiri,Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 mekke canlı, Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 kabe canlı yayın, Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 Üç boyutlu kuran oku Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 kuran ı kerim, Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 peygamber kıssaları,Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8 ilitam ders soruları, Hakiki,Halis Bir Nur Talebesi-8önlisans arapça,
Logged
06 Kasım 2010, 14:09:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 06 Kasım 2010, 14:09:18 »

Ya şafi Ya ALLAH..şifa niyetine inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes