Konu Başlığı: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-4 Gönderen: Barlesey üzerinde 01 Kasım 2010, 23:19:44 Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-4
Bir Nûr Talebesi, bu zamanda iffetiyle eski zamanın 9 evliyâsı kuvvetindedir. Sâdık bir Talebesi ise 70 evliyâ kuvvetindedir. Makbûl Nûr Talebeleri kâinâtın bereket direği ve kayyûmudur. Bunlar ölecekleri sırada rahmet-i İlâhiye sorar: "Ne istiyorsun?" "Ya Rabbi Şeriât-ı Ahmediye ve hakâik-ı Kur'âniyenin bütün kalblere nakşını istiyorum. Ya Rabbi Din-i Mübîn-i İslâmın bütün kâinâtta ihyâsını istiyorum." Ne isterlerse verilir. Bir Nûr Talebesi Risâle-i Nûr'u çok okursa, meslek ve meşrebini şahsiyetine yerleştirmesi kolaylaşır. Bir Nûr Talebesinin dershânedeki hizmetinin önemi çok büyüktür. Süpürür, yemek yapar, bulaşık yıkar, bu halde haberi olmadan onda hizmetkârlık rûhu inkişâf eder. Bir Nûr Talebesinin her ânı velâyet olur. Bu asrın cihâdı, cihâd-ı ma'nevî olduğu için bir medreseyi yalnızca beklese ve süpürse de. Cihâd-ı maddi farz-ı kifâye olduğu halde, cihâd-ı ma'nevî farz-ı ayn'dır. Bir Nûr Talebesinde idrâk genişlerse, makâm-ı asfiyâya çıkar. Nûr mesleğinde idrâkin çok azim payı vardır. Ancak Risâle-i Nûr'un tetebbuâtı ile, ağır okunması idrâk ve fikir âlemini inkişâf ettirir; Sürekli okunması letâifindeki incelikleri ihtizâza getirir ve hâlini terbiye eder. Nur mesleğinde idrâkin çok azim payı vardır. Hâl-i âlemin ıslâhı, evvelâ kalplerin ıslâhıyla olur. Kalplerin ıslâhı ise, ferdan ferdâdır. Sahâbelerin meşrebi... böyle, tek tek... Sünnetüllah'a riâyet şarttır. Kâinâtta tedric kânûnu vardır. Zemherir ayında gül yetişmez. Gül için baharı bekliyeceksin. Bir umûmi intibâh da olacak, İNŞAÂLLAH..! Bir Nûr Talebesinde idrâk genişlerse, makâm-ı asfiyâya çıkar. Cenâb-ı Hak'ka giden en emin ve en metin yol meşreb-i asfiyâdır. Üstâd duâ ederken bile mantığı elden bırakmamıştır. Münâcât risâlesi sanki Âyet-ül Kübrânın hülâsâsıdır. Bu asırda hücûm, ilim ve fenden geldiği için hizmetimizde ve hakikatın tâliminde, aklın rolü büyüktür. Tebliğin müessiriyetinde müdellel konuşmanın ehemmiyeti çoktur. Fakat Allah'a kurbiyyet nokta-i nazarında sâdece idrâk kâfi değildir. İnsanın kâbe-i kemâlâta müteveccih olabilmesi için, bütün letâifin hakikatı massetmesi lâzımdır. Bir Nûr Talebesinde Risâle-i Nûr'un kudsiyyeti kalbte yer etmez ise, o Nûr Talebesi sathi ve şekli kalır. Kalbte mâsadâk bulmayan bir hakikat amele dönüşemez. Ancak kalbte mâsadâk bulan bir hakikat, amel ve hayat olarak tezâhür eder Bir Nûr Talebesinin eli, sırf ihlâsla da'vâ-yı Kur'âniyeye hizmet ederken esfel-i sâfilinden, âlâ-yı illiyyine kadar uzanıyor. Esfel-i sâfilinden insanları çıkarıp âlâ-yı illiyyine ulaştırıyor. Allah'a muhâtab yapıyor. Bu noktadan hizmetimizin ulviliği ortaya çıkar. Risâle-i Nûr bir devlet-i ma'rifettir. Risâle-i Nûr bir çerâğ-ı hakikattır. Risâle-i Nûr bir şems-i hidâyettir. Risâle-i Nûr bir kelimât-ı kudsiyyedir. Risâle-i Nûr bir fıskiye-yi ma'rifettir. Risâle-i Nûr bir reçete-i hikmettir. Risâle-i Nûr bir melek-i siyânettir. Bir Nûr Talebesi şuhûdî mazhâriyete ermişse bir sohbette 20 kütüphânelik bilgiyi alır. Bu ancak liyâkâta eren Nûr Talebesi içindir. Bir Nûr Talebesi için Risâle-i Nûr'daki nüfûz-u ma'nevi çok önemlidir. Bunun için de ismet, iffet ma'nevi tahâret, züht ve takvâ lâzımdır. İhlâsı kazanmak kolay, muhâfaza etmek zordur. Cenâb-ı Hak Nûr Talebelerini bu hizmet-i Nûriyede ma'nen, ruhen, kalben büyütsün. Matlûb hedefine yürütsün. Ölünceye kadar bu da'vâda çürütsün. Bir Nûr Talebesi enâniyetini şahs-ı ma'nevinin içinde eritse, (Alâ hatar-in âzim) tehdidinden kurtulur. (Alâ hatar-in azim) tehdidi muhlâslar için değil, muhlisler içindir. Muhlâslar bu da'vânın arkasındadır. Muhlisler ihlâsı kazananlar, muhlâslar ise ihlâsı muhâfaza edenlerdir. Muhlis kesbî, muhlâs ise kesb ile beraber vehbîdir. Muhlâs olmanın bir cephesi îmân hakikatlerinde rüsûh kazanmaktır. Risâle-i Nûrun ince bir nazarla mütâlaası ve sürekli meşgûliyet, insanı muhlâslığa adım attırır. Muhlâsın meşrebi, meşreb-i sıddıkiyyettir. Da'vâ-yı Kur'âniyenin hakikatlerine tam bir sadâkâtle bağlanmak. Muhlâs olan Bir Nûr Talebesinin keyfiyyeti da'vâ-yı Kur'âniyeye kanca atmıştır. Bir Nûr Talebesi aşk ile da'vâsına sarılmış olmalıdır. Çünki aşk, kâbil-i tecezzi ve inkısâm olmayan bir histir. Muhabbette hasr ve tahsis vardır. "Ey Nûr bu kalbim senin, ey Nûr bu ruhum değil binbir ruhum olsa senin." İşte bu kıskaçlarla da'vâsına sarılmış bir muhlâsı, şeytan ve nefis da'vâsından ayırabilir mi? Kâinât çalkalansa onlara bir şey olur mu? Lâ Vallahi... Risâle-i Nûrun şahs-ı ma'nevisine karşı içimde azim bir hasret var. Bilsem ki, o şahs-ı ma'nevinin ezyâl-i mübârekine yapışmışım, Vallahi, kerim mevlevi gibi raks ederim. Bir Nûr Talebesi hayât-ı içtimâiyeye girse alâ külli hâl çözülür, hamiyeti gevşer. Bu bir kâidedir. Bu çözülme bazan hayâlde, bazan gözde, bazan fikirde, bazan da amelde olur. Hayât-ı içtimâiyenin müşevveş hâdisâtının dağlarvâri emvâcı içinden kurtuluş için niyet-i hâlise lâzımdır. Bu niyet-i hâlise, sefine-i Nuh gibi sâhil-i selâmete ulaştırır. Zübeyir Gündüzalp Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-4 Gönderen: Ekvan üzerinde 01 Kasım 2010, 23:52:29 benden rep..inşaallah devamı vardır..Rabbime şükür..size de teşekkür ediyorum..İnşaallah mükafatınız cennet nimetleri olarak karşınıza çıksın..Rabbim hizmet dairesinden ayırmasın..amin
Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-4 Gönderen: Barlesey üzerinde 04 Kasım 2010, 02:48:19 Amin, ecmain insaAllah kardesim... Ihtiyaca binaen ikram ediliyor gerçekten...Rabbim istifademizi arttirsin insaAllah...Dualarda olmak ümidi ile... Vesselam...
|