๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Barlesey üzerinde 01 Kasım 2010, 23:01:59



Konu Başlığı: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-3
Gönderen: Barlesey üzerinde 01 Kasım 2010, 23:01:59
                                         Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-3


Bir Nûr Talebesi iyi bilecek ki, fitne, vücûda dört kapıdan girer: Göz, kulak, burun, ağız. Ağızdan illa helâl lokma girmesi lâzım. Bu noktada bizim için beşâret var. Medrese-de yenilen yemek, kirli de olsa temizdir. Bu asırda en büyük fitne gözden içeri giriyor. Çeşm-i basiret göze, hâkîmiyetten sonra açılır. Gözüne hâkîm olmayan şifa-yı sadrı bulamaz. Bir insana füyüzât gelmezse o insanın ma'lûmâtı kabuk olur, dilde kalır. Risâle-i Nûr, bu demek değildir.
Risâle-i Nûr hayâttır, tâtbikâttır. Risâle-i Nûr hizmeti görünmek değil, olmaktır. Görünmek ile olmak arasında çok büyük bir uçurum vardır.
İşte Bir Nûr Talebe-sinin bu hakikatlerden tam istifâde etmesi için gözüne hâkîm olması lâzımdır. Can çeki-şen bir adama en güzel hûriler musallat olsa, onlarda şehvet damarı uyanır mı? Elbette hayır. Bu ma'nâda Bir Nûr Talebesi can çekişiyor. Çünkü hidâyet-i amme yükünü omuzlamış. Bu halde iken tâife-i nisâya nasıl nazar eder?
(ALLAHım beni de gözüne hâkim olanlardan eyle. Âmin.)
Bir Nûr Talebesi Risâle-i Nûr'un hakiki ve sâdık Talebesi ise, sırr-ı ihlâs, sırr-ı uhuvvet ve sadâkat-ı sıddıkiyyeye mazhâr olur ki, o zaman onu enbiyâ ve melâike alkışlarlar.

Bir Nûr Talebesinde gabâvet olsa dahi, tam müttâki olduktan sonra, Risâle-i Nûr-dan fevkalâde istifâde edebilir. Risâle-i Nûrdaki bazı esrârların açılmasında aslan payı ittikânındır. Bir Nûr Talebesinde ittikâ kırılırsa, Risâle-i Nûrla alâkadârlığı fikir ve dil seviyesinde kalır. Kudsiyet, nûrâniyet ve te'sirât hâsıl olmaz. Ma'lûmât kabilinden bilgi olur.

Bir Nûr Talebesinde Cenâb-ı Hak bazan husûsi istidâtlar veriyor. Bu ona bir lütf-u İlâhidir, fakat bazı şartları ister ve herkese de nasib olmaz. Öyle ki, makbûl Nûr Talebeleri bir ma'nevî bir paratoner gibi, musibeti çekip toprağa aksettiriyor.
Risâle-i Nûr hizmetinde verâset, husûsiyet, kabûliyet, makbûliyet ve mazhâriyet vardır:
Verâset: Zengin bir baba öldüğü zaman malı, yalnız bir çocuğuna kalmaz. Miras bütün çocuklarına aittir. Demek bütün çocukları ma'nen o malı korumakta mes'uldür. Bu açıdan, Nûr Talebelerinin hepsi mes'uldür.
Her Nûr Talebesi vâristir. Risâle-i Nûru anlayan Bir Nûr Talebesi zerrât-ı mevcûdât kadar mes'uldür. Çünkü Nûr hizmeti hidâyet-i ammeye mazhârdır. Mes'ulsün mes'ul! İndallah ve inderresûl!

Mazhâriyet: Nûr hakikatlerine mazhâr olmak. Sen âyinesin. Da'vâyı aksettireceksin. Âyine riyâsızdır, karşısındakini olduğu gibi gösterir. Risâle-i Nûra mazhâriyet, âyine gibi olmalı. Bulandırmadan yansıtmak. Tam âyinedârlık, toprak gibi mahviyyet ile mümkündür. Tam mahviyyet olmazsa âyineyi bulandırır. Âyine olmakta en büyük özellik, sürekliliktir. Bir Nûr Talebesi âyine oldu mu yaşayan hakikat oluyor. Böyle olunca illâ da konuşmasına gerek yok. Hâli, tavrı, bakışı dahi hizmettir...

Kabûliyet: ma'nen levh-i mahfûz açılsa, sen gerçekten Risâle-i Nûr Talebelerinin içinde misin? Üstâd seni kabûl etti mi? Nûr Talebeliği lafta olmaz. Onun için Bir Nûr Talebesinin hayâtının sonuna kadar düşüneceği şey budur. Herkes kendini murâkabe et-melidir. Acaba benim bu da'vâya liyâkâtim var mı? Acaba ALLAH benden râzı mı? Bu hakikat hayâtımızın özü olmalı. Ma'nen kabûl olsak, zerre olalım yeter. O intisâb cihetiyle Bir Nûr Talebesi kabûl olsun; zerre de olsa arşa gebedir.

Makbûliyet: Bu, kabûliyetten çok daha ileridir. Kabûliyyet bir zerre ise, makbûliyet bir güneş gibidir. Makbûl olan Nûr Talebeleri ma'nen kâinâtın kayyûmudurlar. Eğer makbûl Nûr Talebelerinin duâsı olmasaydı, belki ma'nen helâk olurduk.
Husûsiyet: Cenâb-ı Hak bazı Nûr Talebelerine husûsi istidâtlar veriyor. Bu bir lütf-ü İlâhidir, bazı şartları ister, herkese olmaz. Kabûl ve makbûl Nûr Talebeleri ma'nevi bir parâtöner gibi, musibeti çekip toprağa aksettiriyor. Risâle-i Nûrun hakiki ve sâdık Talebe-lerini (sırr-ı ihlâs, sırrı uhuvvet ve sadâkât-ı sıddıkiyyeye mazhâr) enbiyâ ve melâike alkışlayacaklar.

                                                                                  Zübeyir Gündüzalp


Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-3
Gönderen: Ekvan üzerinde 01 Kasım 2010, 23:44:29
RABBİM sizden ebeden razı olsun..bu yazıyı okumak bana lütuf oldu şu anda..1.ve 2. bölüm çok hayra vesile oldu bi iznillah..3 ve 4 ü görmek te beni çok mutlu etti..buralarda kaynak bulmak ciddi sıkıntı oluyor..siz bu konuda önümüzü açmış oldunuz..Vesile olanlardan da Allah razı olsun..Rabbim hakiki talebeliğe layık hale getirsin beni ve isteyen tüm kardeşlerimi inşaallah..


Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-3
Gönderen: Barlesey üzerinde 04 Kasım 2010, 02:44:49
Amin, ecmain olsun kardesim... Rabbim bizleri Risale-i Nur dairesinden ayirmasin; üstadimiza layik talebe, Habibine layik ümmet, Kendisine de layik bir kul eylesin insaAllah...Vesselam...