Konu Başlığı: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-10 Gönderen: Barlesey üzerinde 07 Kasım 2010, 23:24:57 Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-10
Bir Nûr Talebesi Zübeyir Ağabey gibi "Bu hizmet-i Kur'âniye bende fikr-i sâbit olmuş, başka bir şey düşünemiyorum." demelidir. Fakat Ehâdiyyet ve Samediyyete âyinedârlık ise reşhâ misâl silinmek istiyor. Bir insana en büyük kötülük nefisten ve eneden gelir. Ma'nevî yüselişte en büyük hicâb enedir. Enesini ve hissiyâtını fedâ eden yok mu? Her ilde bu ma'nâda bir kişi olsa hizmetin kayyûmu, kilidi olur. Belki de kâinat kurtulur. Ene ve hissiyâtından sıyrılmakla, süte kaymak, peteğe bal ollursun. Yok mu bir bahâdır-ı islâm? Yok mu bir mücâhid-i Kur'ân? İşte bugün öyle bir ruh aranıyor ve gözleniyor. Bir Nûr Talebesinde Risâle-i Nûr hizmetinin motor-u ma'nevîsi, cihâd rûhudur. Da'vâ aşkı ateşlenmeyen bir Talebe, atâlet belâsına düşer. Atâlet ise, ondaki maddi, ma'nevî tüm istidâtları tıkar, küllendirir. Fakat hizmet ve tebliğ, emrâz-ı kalbiyeyi kısa zamanda kökünden keser. Sahâbelerin en büyük sıfâtı, tebliğ idi. Tebliğ, rûhu cilâlar, şeffâfiyet meydana getirir. Hakikatı tebliğ, uykuyu bile kaçırır. Bir Nûr Talebesi Risâle-i Nûr'u ne kadar çok okursa, kabı o kadar genişler. Ne zaman ki, idrâk yorgunluğu ile vücûd yorgunluğu birleşirse hakikat, taht-eş şuûr yerleşir; Ma'nevî hasseler emer ve doyar. Evet Risâle-i Nûr'u okumak, bilnmez dertlere devâdır. Kardeşim, Risâle-i Nûr'larla diner ağrımız bizim. Anlamak; akıl, kalb ve ruha safâdır. Amel etmek; müstağrık-ı bahr-ı Hüdâdır. Risâle-i Nûr, ma'nen pergellik vazifesi yapıyor. İnsanın kabını ma'nen açıyor. Fakat Risâle-i Nûr'un okunması, mütâlaâsı, sürekli olmazsa matlûb netice alınamaz. Çünki ilim, yalnız kulaktan alınmaz. Esâslı ilim, mütâlaâ, müzâkere ve tetebbûâtla kazanılır. Evet Risâle-i Nûr'u çok okumak lâzım. Risâle-i Nûr'u çok okumaktan teânûk, teânûktan muhabbet, muhabbetten de sıddıkiyyet hâsıl olur. Sıddıkiyyetin de üç cephesi vardır. Birincisi ihlâslı sadâkât, ikincisi livechillah uhuvvet, fisebilillah müzâheret ve muâvenet. Bir Nûr Talebesi sırr-ı ihlâs, hakikat-ı uhuvvet ve Nûr-u sadâkata mazhâr ise hem mutasavvıf, hem de muhakkik bir mü'min olur. Sırr-ı uhuvvete merbût olan fenâ-fil ihvân ehl-i kemâlât, makâmının kudsiyetinden yüzleri, envâr-ı Kur'âniyenin ma'nevîyatına açılır. Nehâr-ı Kur'ânda sırr-ı hikmet inkişâf eder. İnkişâf-ı hakâik-ı îmâniyenin esâsı, mâyesi, temeli, rûhu, hakikatı, Risâle-i Nûr'a sadâkattır. Sadâkat; riyakârlık, tabasbus ve bunlar gibi pek çok ahlâk-ı rezileden sâhibini kurtaran bir iksir-i Hüdâdır. İksir-i sadâkat, intibâh-ı kalbi, inşirâh-ı ruhidir. Bir Nûr Talebesi sırr-ı ihlâs, hakikat-ı uhuvvet ve nûr-u sadâkâta mazhâr ise, hem mutasavvıf, hem de muhakkik bir mü'min olur. Sırr-ı uhuvvete merbût, fenâfil ihvan makâm-ı kudsiyesinden ehl-i kemâlâtın yüzleri, envâr-ı Kur'âniyenin ma'neviyâtına açılır. Nehâr-ı Kur'ânda sırr-ı hikmet inkişâf eder. Bir Nûr Talebesi Risâle-i Nûra ülfet ederse tedenni eder. Çünki ülfet, inazar-ı sat-hi ve yeknasaklık, tefekkürün ruhunu uçuruyor. Hizmeti dahi sönebilir. Risâle-i Nûrun ma'nevi hakikatını kendinde gösteremez. Nûr Talebelerinin ma'nevi keyfiyyeti kendilerine açılmasın diye Üstâd, Rahmet-i İlâhiyeye ilticâ etmiş, tâ ki, sırr-ı ihlâs ile hizmet etsinler. Risâle-i Nûr'da öyle bir kudsiyyet var ki; dershâneyi süpürmek bile çok makâmâttan daha üstündür. Kemâlâtın zirvesine çıkmıştır ama, ne kendisi ne de başkası farkında. Bir Nûr Talebesi hakiki ve makbûl ibâdetle pişip, tefekkür ile kıvâm bulmuş ise, gâibâne tefekkür ve münâcâttan, hâzırâne ve muhâtabâne bir ubûdiyete urûç eder. Bir Nûr Talebesi nefsine ârif olamamış ise, Allah'ı bilse bile araya çok hicâblar girer. Cenâb-ı Hak bir kulunu severse, onu nefsine ârif eder. Onu kendi nefsinin kusurları ile meşgul eder, böylece başkalarının kusurlarını görmeye vakit bulamaz. Nefis, riyâzât, ittikâ ve ubûdiyet ile ma'rifete hazırlanır. Hizmetteki bütün sıfâtları açan inkişâf ettiren ancak ma'rifet-i Rabbâniyedir. Allah'ı iyi bilenin, himmeti de, şefkâti de, fedâkârlığı da büyük olur. Demek herşey ma'rifet-i İlâhiye ile alâkadardır. Ufk-u Rubûbiyet bir insanın idrâkına, ruhuna ve kalbine açılsa, harâreti, hayreti, medih ve senâsı artar. Ni'metin bir varlık cephesine bakıp mütefekkirâne şükretmek, bir de yokluğunu düşünüp, lüzûmiyetini hissedip hamdetmek lâzımdır ki, hakiki şükre ulaşılsın. Demek kemâlât O'nun, cemâlât O'nun, sebeb-i muhabbet olan hüsün ve ihsân O'nun. Öyleyse muhabbetini bütün vecihleri ile Allah'a tevcih et. Bekâyı anlasak, bütün beşeri ayıltacağız ama, anlayamıyoruz. Biz ebediyeti anlayamadığımız için, ubûdiyeti de bihakkın yapamıyoruz. Bir Nûr Talebesinin yüzüne de tükürseler, sövseler hâtta, dövseler o, bu da'vânın kölesidir. Küsmeye küsmek. Tam bir paspas olmak. Paspas ol ki, bu millet kurtulsun. Ne sözünle, ne gözünle, ne ahvâlinle tahakküm etmemek, incitmemek hâtta ondan da ötesi incinmemek, rıfk ve mülâyemetle muâmele etmek lâzım, belki bu zamanda elzemdir. Bir Nûr Talebesiteveccüh-ü nâsı istemez, verilse de onunla hoşlanmaz. Fakat kardeşim evvelâ hoşlanmayı taleb eden hisleri yok edeceksin ki, teveccüh-ü nâs geldiğinde hoşlanmayasın. Nûr Talebelerinin Hizmet Rehberinden anladıklarının hülâsâsı: Keskin bir ihlâs, engin bir tefekkürdür, yoğun bir şefkât, aşınmayan bir sadâkâttir, hadsiz bir fedâkârlık, imtizâçkârâne bir ruhtur, toprakvâri bir mahviyet, enâniyetsiz büyüklüktür, rekâbetsiz hizmet ve riyâsız bir ibâdettir. Bir Nûr Talebesi hakikatları kalbine, iz'ân ile nakşeder. Çünki öğrenmek başkadır, anlamak başka. Ve anladığını bütün âzâlarına çakmak daha başka. Eğer Risâle-i Nûr'un hakikatları bizim içimizde temizlik meydana getirmezse, bu da'vâ o zaman kıl-u kâl olur. Bütün hatâ ve kusûrların altında Cenâb-ı Hakkı hakkıyla bilmemek yatıyor. Abd-i muhsin, Allah'ı görür gibi ibâdet edenler, A'nınla, O'nunla olanlardır. Risâle-i Nûrdan istifade etmenin yolları: 1. İstidat, 2. İştiyak: Açlığını hissetmek. Aç oğlu açım. "Hel min mezid" Ülfet, nazar-ı sathi açlığı kırıyor. Açlığını tam hissedeme-yince istifade tam olmuyor. 3. Boş zaman: İbadet için, seyahat için, hizmet için, okumak için. 4. Azim ve sebât: Süreklilik. 5. Dâd-ı Hak râ kâbiliyet şart nist. Odaklanmak çok önemlidir. Hedefe kilitlenmek. Çıtayı yükseltmek lazım. Risâle-i Nûr keşşâftır Risâle-i Nûr yüzden fazla tılsımı keşfetmiş. Esas keşşaf, dâire-i vücûba taallûk eden sırları keşfetmek. Amerika'yı keşfetmeye benzemez. Mücev-herât-ı Kur'âniyenin câzibesine kapılmak. Ma'rifetteki câzibe çok kuvvetlidir. 1000 senedir açılmayan bâzı esrâr-ı Kur'âniye Üstâdın eliyle açılmış. Risâle-i Nûru eline aldığı zaman, hiçbir talep gündemine girmeyecek. İzâfet ve nisbete de girmeyecek. Allah rızâsı için okursa okuduğu her şey marifetullahtır. Onu bilmeden terbiye eder. O zaman istihsal Nûrani olur. Ama şöhret-i kazibe, riyaset vs. niyetini bulandırırsa isterse 1000 defa külliyâtı devretsin onun ma'lûmâtı artar, hidâyeti artmaz. Salâhâtla gelen nakış aksesuar gibi ama Risâle-i Nûr ile gelen motordur, motor. Bir Nûr Talebesi fisebilillah okuduğu zaman imanı inkişaf ediyor ve onun farkında da olmuyor. Bilen yakındır. Kurb: İlm-i tevhid-i Mevlâda vukûfiyet ve rusûhiyet. Haki-kat-ı ihlâs geliyor îmâna dayanıyor. Îmânda rüsûhiyet arttıkça ihlâsda da terakki ediyor. Îmân da hem Nûrdur, hem kuvvettir. Mâdem ihlâsda çok Nûrlar ve kuvvetler var. Risâle-i Nûrun şahs-ı ma'nevîsine liyâkat için: 1. İhlâs, 2.Sadâkât, 3. Tesânüd ve Uhuvvete tam sâhib olmak elzemdir. Risâle-i Nûr hizmetinde bedel ma'nâsında çok fedâkâr Nûr Talebeleri gelmiş. Hafız Ali Abi gibi. Kur'ân'a hizmetin en yüksek sıfatlarından birisi de fedâkârlıktır. Fedâkârlar, meşakkate, ızdırâba tâlip olmuşlar. "Dahi nezrim bu ki, cânım sana kurbân olacak" (Hasan Feyzi Abi) Bir Nûr Talebesi ölse, onun vazifesini kalanların omuzlaması lâzım. Üstâd Hasan Feyzi Abi için diyor: "Onun ölümü Denizli'ye, bu memlekete ve Âlem-i İslâm'a büyük bir kayıptır." Halbuki Hasan Feyzi Abi'nin Risâle-i Nûr'daki ömrü, 2 sene 4 ay. Demek olayın bizim tartamadığımız boyutları var. Bu hizmetin bir kabûliyet ve makbûliyet cephesi var. Bir ma'nevî kalite ve güç yönü var. Zübeyir Gündüzalp Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-10 Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Kasım 2010, 00:26:15 Rabbim ebeden razı olsun ve sizi firdevs cennetiyle sevindirsin inşaallah..ben okudukça öyle seviniyorum.. emin olun..Rabbim istifadeye muvaffak kılsın inşaallah..
Konu Başlığı: Ynt: Hakiki, Halis Bir Nur Talebesi-10 Gönderen: Barlesey üzerinde 11 Kasım 2010, 00:45:00 Amin, Ecmain insaAllah.. Rabbim sizlerden de razi olsun... Dua ile insaAllah..
|