Konu Başlığı: Hacca gitmeye niyet etmiştim ama Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Ekim 2010, 15:53:07 Hacca gitmeye niyet etmiştim ama... (http://www.risalehaber.com/images/news/57911.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvelâ: Medresetü’z-Zehranın yirmi derslerini ve hediyesini aldım. Ona mukabil, Darü’l-Hikmette vazife-i ilmiyede iken tayınatım olan, elime verilen ve o zaman tab ettiğim risalelerin masrafından fazla kalan ve onunla hacca gitmek niyet ettiğim ve yirmi otuz seneye yakın bir zamanda benim ihtiyat erzakım bulunan doksan banknot—ki, nazarımda bin banknot kadar kıymeti vardı— Medresetü’z-Zehranın kudsî derslerine medar olmak için, Nurun ehemmiyetli bir nâşiri ve Hâfız Ali’nin (r.h.) çalışkan bir vârisi Hâfız Mustafa (r.h.) ile size gönderdim. Bu yeni derslerin fiyatı, aynı Siracü’n-Nur ve Sikke-i Gaybiye gibi, benim hakkımda yedi buçuk lira olsun. Çünkü ben çoklara hediye vermeye mecbur oluyorum. Bununla beraber, herbir ders ve nüshayı Medresetü’z-Zehranın erkânlarından bin hediye hükmünde kabul ediyorum. Saniyen: Risale-i Nur, hacılarla hariç âlem-i İslâma yayılıyor, kendi kendini lâyık ellere yetiştiriyor. Ve Şam’a el yazısı ile gönderdiğimiz Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar’ı heyet-i ilmiye on beş gün tetkik etmiş, tam takdir etmelerine alâmet olarak demişler: “Biz bunu mecmualar halinde kısım kısım tab edelim.” Hem bunu birden tab etmeye çok para lâzım. Hem bunu şimdi birden Arabîye tercüme etmek uzun zaman lâzım; imkân olmuyor. Onun için, oradaki eski talebem ve yeni gönderdiğim şakirt, kitabı onların elinden kurtarmaya çalışmışlar ki, para kazanmak için tab etmemişler. O kardeşlerim, kendi ellerinde müştaklara okutturuyorlar. Halbuki ben, tab etmek için iznim yoktu. Şimdi zamanı değil. Hem Arabîye çevirmek, Mısır ulemasının iştirakiyle ehemmiyetli ve yüksek bir heyet-i ilmiye lâzım. Her neyse, acele edilmiş. Salisen: Harice göndermek için İstanbul’a gönderdiğimiz bir kısım nüshalar daha gönderilmemesinin sebebi, hacca gitmek için pek çoklar rağbet göstermediklerinden ve “Hududa fazla dikkat ediliyor ve bir bahaneyle çevriliyor” diye, elinde olan emanet bulunan, hacca gidecek olan zât, bize yazmış ki: “Bunu postayla doğrudan doğruya Mekke-i Mükerreme’de Mehmed Ali Mâliki, Vaziye Mahalle-i Şâmiye adresiyle gönderilsin” diye münasip görmüş; onu, bahaneyle hududdan çevrilmemek için beraber götürmemiş. Çok da isabet olmuş. Çünkü, benim ve Nur şakirtlerinin namına şimdi bu mecmuaları göndermek, her halde inkişafa başlayan İslâm birlik fikri ve ittihad-ı İslâm siyaseti, Risale-i Nur’u kendine bir kuvvet, bir âlet yapmaya çalışacaktı ve bizleri siyaset-i İslâmiyeye bakmaya mecbur edecekti. Halbuki Risale-i Nur’un mesleğindeki sırr-ı ihlâs; iman, Kur’ân hakikatlerinden başka hiçbir şeye âlet, tâbi olmadığı; hem müşterileri aramak değil, belki müşteriler hakikî ihtiyacını hissedip ve yarasının tedavisi için Risale-i Nur’u aramasının lüzumu; halbuki gönderilecek o mübarak merkezler, şimdilik Nurlara hakikî ihtiyacını değil, belki âlem-i İslâmın hayat-ı dîniyesine ait cihetlerinden düşünmeye mecbur olması; hem Nur mesleğinde benlik ve gösteriş bir nevi şöhretperestlik, merdud olduğundan, bu enaniyet zamanında insanlara kendini satmaya çalışmak ve beğendirmek, bir anda Nur şakirtleri böyle büyük bir imtiyaz gibi bu eserlerle meşhur mevkilere kendilerini göstermek bir nevi gösteriş olması cihetiyle, kader-i İlâhî, Nur şakirtlerini tam ihlâsın muhafazası için şimdilik müsaade etmiyor. Rabian: Kahraman ve sadakatte hiç sarsılmadan ve kardeşiyle mâsum olmalarıyla ve az zamanda pek çok kıymetdar hizmet eden Süleyman Rüştü’nün dünyada, âhirette Cenâb-ı Hak onu mânevî ve maddî ticaretinde daima onu ihsanına mazhar eylesin. Âmin. Hâmisen: Hüve Nüktesi pek ince, gerçi çok mücmel ve muhtasar olmuş, fakat herkes ondan pek kuvvetli bir nur-u imanî hissedebilir diye size gönderildi. Fakat o nüktenin âhirlerinde “Her zerre, cezbedârâne hal diliyle “Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur.” (Bakara Sûresi, 2:255), “De ki: O Allah birdir.” (İhlâs Sûresi, 112:1.) deyip gezer” cümlesine, “hal diliyle ve mezkûr hakikatin şehadeti ve lisanıyla” kelimeleri ilâve edilecek. Bu Hüve Nüktesi ile Yirmi Dokuzuncu Mektubun Beşinci Kısmı olan “Allah göklerin ve yerin nûrudur.” (Nur Sûresi, 24:35.) âyeti münasebetiyle bir seyahat-i hayaliye ve yine Yirmi Dokuzuncu Mektubun Birinci Kısmında yalnız nûn-u na’büdü kapısıyla cemaat sırrını gösteren seyahat-i hayaliye dahi beraber Sikke-i Gaybiye’nin âhirine veyahut münasip gördüğünüz yere konulsun. Eğer inâyat Sikke-i Gaybiye’ye konulmamış ise, onun da bir hülâsasını derc edilmesini size havale ediyorum. (Emirdağ Lahikası, 1., 197. Mektup) Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT: Aziz : Çok Değerli, İzzetli Banknot : Kâğıt Para Cereyan : Akım, Hareket Diyanet Reisi : Diyanet İşleri Başkanı Enaniyetli : Bencil, Gururlu Erkân : Nur Talebelerinin Önde Gelenleri Erzak : Rızıklar, Yenilecek Ve İçilecek Şeyler Fütuhat : Fetihler, Zaferler, Başarılar Galebe Etmek : Üstün Gelmek Hikmet : Gaye, Sebep, Sır İhtiyat : Önlem Alma, Tedbirli Hareket Etme İnşaallah : Allah Dilerse, İzin Verirse İntişar : Yayılma İştiyak : Arzu, İstek Kanaat Etme : Razı Olma, Yetinme Kudsî : Kutsal; Kur’ân Hakikatlerine Ait Lehinde : Tarafında Medar Olmak : Sebep Olmak, Vesile Olmak Mukabil : Karşılık Musalâha : Barışma Nâşir : Neşreden, Yazıp Yayan Nazar : Bakış Neşr : Yazma, Yayımlama Nüsha : Yazılı Bir Şeyden Çıkarılan Kopya Risale : Küçük Çaplı Kitap; Risale-İ Nur’un Bölümleri Serbestiyet : Serbestlik Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Sikke-İ Gaybiye : Risale-İ Nur’da Yer Alan Sikke-İ Tasdik-İ Gaybî Adlı Eser Şerait : Şartlar Tab Etmek : Yazmak, Basmak Takdir : Birşeyin Değerini Anlama Ve İlân Etme Tayınat : Erzak, Yiyecek, Gıda Terviç Etmek : Kıymet Ve Değerini Arttırmak Vâris : Mirasçı Vazife-İ İlmiye : İlmi Görev Alâmet : Belirti, İşaret Âlem-İ İslâm : İslâm Dünyası Arabî : Arapça Bahane : Gerekçe, Mazeret Enaniyet : Ben, Benlik Hakikat : Gerçek, Doğru Hariç : Dış Hayat-I Diniye : Dinî Hayat Heyet-İ İlmiye : İlmi Heyet Hudut : Sınır İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme; Samimiyet İmtiyaz : Ayrıcalık, Farklılık İnkişaf : Açığa Çıkma, Gelişme İştirak : Ortak Olma, Katılma İttihad-I İslâm : İslâm Birliği Kader-İ İlâhî : Allah’ın Meydana Gelecek Hadiseleri Olmadan Önce Takdir Etmesi, Plânlaması Mecmua : Kitap Merdud : Reddedilmiş, Geri Çevrilmiş Müştak : Arzulu, Çok İstekli Nevi : Çeşit, Tür Nüsha : Yazılı Bir Şeyden Çıkarılan Kopya Rağbet : Düşkünlük, İstek Salisen : Üçüncü Olarak Saniyen : İkinci Olarak Sırr-I İhlâs : İhlâs Sırrı Siyaset-İ İslâmiye : İslâm Siyaseti, İdaresi Şakirt : Talebe, Öğrenci Şöhretperestlik : Şöhret Düşkünü Tab Etmek : Yazmak, Basmak Takdir Etmek : Birşeyin Değerini Anlama Ve İlân Etme Tetkik Etmek : İncelemek Ulema : Âlimler Zülfikar : Risale-İ Nur’dan Kur’ân Ve Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mu’cizelerine Dair Bahislerin Toplandığı Eser Âhir : Son Âhiret : Öteki Dünya, Öldükten Sonraki Ebedî Hayat Âmin : “Allah’ım Kabul Eyle” : Aziz : Çok Değerli, İzzetli Cenâb-I Hak : Hakkın Ta Kendisi Olan Sonsuz Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah Cezbedârâne : Kendinden Geçerek Derc Edilmek : Yerleştirilmek Hakikat : Gerçek Hâmisen : Beşincisi Havale Etmek : Göndermek Hülâsa : Özet Hüve Nüktesi : On Üçüncü Sözün Sonlarında Yer Alan Bir Bölüm İhsan : Bağış, İkram İnayat : Yardımlar İntişar : Yayılma Kıymettar : Kıymetli, Değerli Mâsum : Günahsız, Temiz, Saf Mazhar : Erişme, Nail Olma Mesmuat : İşitilenler Mezkûr : Adı Geçen, Anılan Muhtasar : Kısa, Özet Mücmel : Kısa, Öz Müellif : Telif Eden, Yazan Nazaran : Bakarak, –Göre Neşretmek : Yazmak, Yayımlamak Nûn-U Na’büdü : Fatiha Sûresinde Geçen “Nâbüdü” Kelimesindeki “Nûn” Harfi Nur-U İmanî : İman Nuru, Aydınlığı Nükte : İnce Ve Derin Anlam Rabian : Dördüncü Olarak Revaç : Rağbet, Değer, Kıymet Sadakat : Bağlılık, Sebat Sair : Diğer, Başka Seyahat-İ Hayaliye : Hayalî Yolculuk Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Sikke-İ Gaybiye : Risale-İ Nur’da Yer Alan Sikke-İ Tasdik-İ Gaybî Adlı Eser Suret : Biçim Şakirt : Talebe, Öğrenci Şehadet : Şahidlik, Tanıklık Zerre : Atom, En Küçük Madde Parçası Zülfikar : Risale-İ Nur’dan Kur’ân Ve Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mu’cizelerine Dair Bahislerin Toplandığı Bir Eser |