Konu Başlığı: Gerçek hürriyet nedir? Gönderen: Zehibe üzerinde 05 Temmuz 2009, 18:57:48 (http://www.risalehaber.com/images/news/59176.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Sual: Şimdi hürriyet bahsini sual edeceğiz. Nedir şu hürriyet ki, o kadar tevilât onda birbiriyle çekişiyorlar? Ve hakkında acip, garip rüyalar görülür? Cevap: Yirmi seneden beri onu, hattâ rüyalarda takip eden ve o sevda ile herşeyi terk eden birisi, size güzel cevap verebilir. Sual: Hürriyeti bize çok fena tefsir etmişler. Hattâ âdetâ hürriyette insan her ne sefahet ve rezalet işlerse, başkasına zarar vermemek şartıyla birşey denilmez, diye bize anlatmışlar. Acaba böyle midir? Cevap: Öyleleri hürriyeti değil, belki sefahet ve rezaletlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi gibi hezeyan ediyorlar. Zira, nâzenin hürriyet, âdâb-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine olmak lâzımdır. Yoksa, sefahet ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir. Belki hayvanlıktır, şeytanın istibdadıdır. Nefs-i emmâreye esir olmaktır. Hürriyet-i umumî, efrâdın zerrât-ı hürriyâtının muhassalıdır. Hürriyetin şeni odur ki, ne nefsine, ne gayrıya zararı dokunmasın. Tam ve mükemmel hürriyet, kişinin firavunlaşmaması ve başkasının hürriyeti ile alay etmemesidir. Şüphesiz gaye haktır; ama mücadele usulüne uygun değildir. …. Belki hürriyet budur ki: Kanun-u adalet ve tedipten başka, hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşruasında şâhâne serbest olsun. "Allah'ı bırakıp da birbirimizi rab edinmeyelim." (Âl-i İmrân Sûresi: 3:64.) nehyinin sırrına mazhar olsun. Sual: (Haşiye) Demek biz eskiden beri hürriyetimize mâlik idik. Hürriyetimiz tev'em olarak bizimle doğmuş. Öyleyse başkalar keyiflensin, bize ne? Cevap: Evet, zaten o sevdâ-yı hürriyettir ki, sizi tahammül-sûz meşakkatlere mütehammil kılmış. Ve medeniyetin muşa'şâ bu kadar mehasininden, sizin anka-i meşrebâneniz sizi müstağnî etmiştir. Fakat, ey göçerler, sizde olanı yarı hürriyettir. Diğer yarısı da başkasının hürriyetini bozmamaktır. Hem de kut-u lâyemût ve vahşet ile âlûde olan hürriyet, sizin dağ komşularınız olan hayvanlarda da bulunuyor. Vâkıa, şu biçare vahşî hayvanların bir lezzeti ve tesellîsi varsa, o da hürriyetleridir. Lâkin güneş gibi parlak, her ruhun mâşukası ve cevher-i insaniyetin küfvü o hürriyettir ki, saâdet-sarây-ı medeniyette oturmuş ve marifet ve fazilet ve İslâmiyet terbiyesiyle ve hulleleriyle mütezeyyine olan hürriyettir. Haşiye-Hayme-nişinler tarafından yani göçebe, siyah çadırlı bedevîlerin sualidir.(Münazarat sh. 55-57) Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK: BAHS : Bir şey hakkında etrafıyla söz söyleyip hakîkatı araştırmak, söz etmek, konuşulan şey. TEVİLÂT : Teviller. Fikirler ve sözlerden farklı manalar çıkarmalar. SEVDA : Aşırı bağlılık. Aşk. Fazla sevgiden meydana gelen hastalık. FENÂ : Yokluk, yok olma. Konu içindeki manası kötü pis SEFÂHET : Zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük. REZALET : Utanç verici şey. Utanılacak hal. * Alçaklık, rezillik. * Maskaralık. * Arsızlık. HEZEYAN : Saçmalık; saçmalamak, saçma sapan konuşma, sayıklama. NÂZENİN : İnce, nâzik, latîf, nazlı. ÂDÂB-I ŞERİAT : Şeriatın edepleri, kaideleri. MÜTEEDDİBE : Edeplenmiş, terbiye edilmiş. MÜTEZEYYİNE : Süslenmiş. Zinetlenmiş İSTİBDAD : Başlı başına olmak. Keyfî idare sistemi. * Zulüm ve tahakküm. NEFS-İ EMMÂRE : Kötülüğü teşvik eden, emreden nefis. EFRÂD : Fertler, şahıslar. ZERRÂT-I HÜRRİYET : Hürriyet zerreleri. MUHASSAL : Toplam, hulâsa ŞE'N : İş, gerek, tavır, hal, birşeyin özelliğinin fiilî görünümü, neticesi ve eseri. GAYRI : Başkası, diğeri. Artık. FİRAVUNLUK : Nefsini, benliğini ve enâniyetini Firavun gibi ilâh seviyesine çıkartacak derecede büyük görme. BELKİ : Kesinlikle, şüphesiz. KÁNUN-U ADÂLET : Adâlet kanunu. TE'DİB : Edeplendirme, terbiye verme, cezalandırma, haddini bildirme. TAHAKKÜM : Zorbalık etme; zorla hükmetme, mânevî baskı. Diktatörlük. MAHFUZ : Saklı, korunmuş. HAREKÂT-I MEŞRUA : Meşrû, helal olan hareketler. NEHİY (NEHY) : Yasak, yasaklama. MAZHAR : Nâil olma, şereflenme, kavuşma, ortaya çıkma ve görünme yeri. MÂLİK : Sahip olan, mülk sahibi; Allah TEV'EM : İkiz. Benzer. Eş. TAHAMMÜLSÛZ : Dayanılmaz, sabredemeyen, üstüne aldığı yükü taşıyamayan. MEŞAKKAT : Sıkıntı, güçlük, zorluk. MÜTEHAMMİL : Dayanıklı. Kaldırabilen. MUŞA’ŞA : Gösterişli MEHÂSİN : Güzellikler, iyilikler, iyi ahlâklar, insana verilen hüsün ve cemâl. ANKA-MEŞREBANE : Anka meşrebi halinde, kanaat sahibi. Eski edebiyatta kanaat sahiplerine kinaye olarak MÜSTAĞNÎ : Kimseden bir menfaat beklemeyen, başkalarına ihtiyaç duymayan, gözü ve gönlü tok. KÛT’U LAYEMUT : Ölmeyecek kadar azık, gıda, rızık. VAHŞET : Korku ve ürküntü, vahşîlik, ıssızlık, yabanilik ÂLÛDE : Karışık, bulaşık, birlikte. VÂKIA : Vukû bulmuş, var olan, mevcut hâdise. MÂŞUKA : Sevgili. CEVHER-İ İNSÂNİYET : İnsanlığın özü, aslı. KÜFV : Denk, uygun, yakışan. SAÂDET-SARAY-I MEDENİYET : Hakikî ve İslâmî bir medeniyet vasıtasıyla olan bir hayat saâdeti. MÂRİFET : Bilgi, bilme, tanıma, hüner, anlatma, övme. FÂZÎLET : Değer; meziyet, ilim, îmân ve irfan itibâriyle olan yüksek derece. HULLE : Pahalı elbise, Cennet giysisi. Konu Başlığı: Ynt: Gerçek hürriyet nedir? Gönderen: Ceren üzerinde 12 Mart 2019, 20:18:57 Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..
Konu Başlığı: Ynt: Gerçek hürriyet nedir? Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Şubat 2021, 03:55:34 Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri her zaman rızasına uygun şekilde yaşıyan kullarından eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim Konu Başlığı: Ynt: Gerçek hürriyet nedir? Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Şubat 2021, 13:45:47 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım içinr azı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Gerçek hürriyet nedir? Gönderen: Ceren üzerinde 05 Şubat 2021, 21:17:22 Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim....
|