๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 12 Mayıs 2009, 19:58:39



Konu Başlığı: Gençlere dedim ki
Gönderen: Zehibe üzerinde 12 Mayıs 2009, 19:58:39
(http://www.risalehaber.com/images/news/57082.jpg)

Bismillahirrahmanirrahim

Bir gün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesât cihetinden gelen tehlikelerden sakınmak için tesirli bir ihtar almak isteyen bu gençlere, ben de, eskiden Risâle-i Nur'dan meded isteyen gençlere dediğim gibi, dedim ki:

Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.

Hayat ise, eğer İmân olmazsa veyahut isyan ile o İmân tesir etmezse, hayat zâhirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyâde elemler, hüzünler, kederler verir. Çünkü insanda akıl ve fikir olduğu için, hayvanın aksine olarak hazır zamanla beraber geçmiş ve gelecek zamanlarla da fıtraten alâkadardır. O zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir. Hayvan ise, fikri olmadığı için, hazır lezzetini, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endişeler bozmuyor. İnsan ise, eğer dalâlet ve gaflete düşmüş ise, hazır lezzetine geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler o cüz'î lezzeti cidden acılaştırıyor, bozuyor; hususan gayr-i meşrû ise, bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir.

Demek hayvandan yüz derece, lezzet-i hayat noktasında, aşağı düşer. Belki ehl-i dalâletin ve gafletin hayatı, belki vücudu, belki kâinatı, bulunduğu gündür. Bütün geçmiş zaman ve kâinatlar, onun dalâleti noktasında mâdumdur, ölmüştür; akıl, alâkadarlığı ile ona zulmetler, karanlıklar veriyor. Gelecek zamanlar ise, itikadsızlığı cihetiyle yine mâdumdur. Ve ademle hâsıl olan ebedî firâklar, mütemâdiyen onun fikir yoluyla hayatına zulmetler veriyorlar. Eğer İmân hayata hayat olsa, o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar, imânın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur; zaman-ı hazır gibi, ruh ve kalbine İmân noktasında ulvî ve mânevî ezvâkı ve envâr-ı vücudiyeyi veriyor. Bu hakikatin, İhtiyar Risâlesinde, Yedinci Ricâda izahı var; ona bakmalısınız. (Sözler sh. 133)

Bediüzzaman Said Nursi



SÖZLÜK:
HEVESÂT : Nefisten gelen gelip geçici istekler, arzular.
MEDED : Yardım.
DAİRE-İ MEŞRUA : Dînin uygun gördüğü helâl daire.
İFFET : Nâmus, temizlik, helâle râzı olup haramdan kaçınmak.
TÂAT : İtaat etme, söz dinleme, ibâdet.
ZÂHİRÎ : Görünüşte, dıştan, maddî yüze ait.
FITRATEN : Yaratılış olarak, yaratılış bakımından.
GAYR-I MEŞRU' : Allah'ın rızâsına uymayan, şeriat hârici, kanunsuz iş.(
GAFLET : Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık; nefsine uyarak Allah`ı ve emirlerini unutmak.
MÂDUM : Mevcut olmayan, yok olan, yok, ölü.
ADEM : Yokluk, hiçlik.
FİRÂK : Ayrılık, ayrılma, hicran.
EZVÂK : Zevkler.
ENVÂR-I VÜCUD : Eşyanın, vücudun nurlanması; vücut nurları.



Konu Başlığı: : Gençlere dedim ki
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2009, 20:40:13
Selsebil kardeş güzel bir seçim olmuş hayat nekadar insanlara Yalan Ve Anlamsız  gelsede bunları söyleyenlerin gafletde oldukları kaçınılmaz bir gerçektir hey sen Evet Sen İster Üstadı Dinle İster Nefsini Gerçek şuki Ya Bu Dünyada Ya Berzah Aleminde Ya Ahiret Aleminde Yaptıklarının Hesabını vereceksin...


Konu Başlığı: Ynt: Gençlere dedim ki
Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Ocak 2011, 20:08:22


   Eğer İmân hayata hayat olsa, o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar, imânın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur; zaman-ı hazır gibi, ruh ve kalbine İmân noktasında ulvî ve mânevî ezvâkı ve envâr-ı vücudiyeyi veriyor.

    İnşaallah bu sırra erenlerden olabilmek duasıyla..