๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 21 Ekim 2010, 14:08:48



Konu Başlığı: Gelen neslin kapısında durmayınız
Gönderen: Sefil üzerinde 21 Ekim 2010, 14:08:48

(http://www.sentezhaber.com//images/haberler/gelen_neslin_kapisinda_durmayiniz.jpg)

Gelen neslin kapısında durmayınız!

Ey iki hayatın rûhu hükmünde olan İslâmiyeti bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz. Tâ ki, hakîkat-i İslâmiyeyi hakkıyla kâinat üzerinde temevvücsâz edecek olan nesl-i cedid gelsin!

Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sâkitâne Nûr’un sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafî-i gaybî ile bizi temâşâ eden Said’ler, Hamza’lar, Ömer’ler, Osman’lar, Tâhir’ler, Yûsuf’lar, Ahmed’ler vesâireler!.. Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, “Sadakte” deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muâsırlarım, varsın beni dinlemesinler. Tarih denilen mâzi derelerinden sizin yüksek istikbâlinize uzanan telsiz telgrafla sizinle konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennetâsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır. Biz, hizmetimizin ücreti olarak sizden şunu bekliyoruz ki: Mâzi kıt’asına geçmek için geldiğiniz vakit, mezarımıza uğrayınız; o bahar hediyelerinden birkaç tanesini medresemin (Haşiye-1) mezartaşı denilen ve kemiklerimizi misâfir eden ve Horhor toprağının kapıcısı olan kalenin başına takınız. Kapıcıya tenbih edeceğiz; bizi çağırınız. Mezarımızdan “Henîen leküm / Ne mutlu size (tebrikler)!” sadâsını işiteceksiniz. “Hatta, misafirlerimizin gölgeleri bile mezartaşımızdan bu sadâyı işitecektir.”

Şu zamanın memesinden bizimle süt emen ve gözleri arkada mâziye bakan ve tasavvuratları kendileri gibi hakîkatsiz ve ayrılmış olan bu çocuklar, varsınlar şu kitabın (Haşiye-2) hakâikını hayal tevehhüm etsinler. Zira ben biliyorum ki, şu kitabın mesâili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir.

Ey muhataplarım! Ben çok bağırıyorum. Zîrâ asr-ı sâlis-i aşrın (yani on üçüncü asrın) minaresinin başında durmuşum; sûreten medenî ve dinde lâkayt ve fikren mâzinin en derin derelerinde olanları câmie dâvet ediyorum.

İşte, ey iki hayatın rûhu hükmünde olan İslâmiyeti bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz. Tâ ki, hakîkat-i İslâmiyeyi hakkıyla kâinat üzerinde temevvücsâz edecek olan nesl-i cedid gelsin!

Haşiye-1:
Medresetü’z-Zehrâ’nın Van’daki nümûnesi olan ve vefât eden Horhor Medresesinin mezar taşı hükmünde bulunan Van Kalesi demektir.

Haşiye-2:
İstikbalde telif edilecek Risâle-i Nur Külliyatını hiss-i kablelvuku ile haber veriyor.

Münâzarât, s. 87-89