๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 01 Ekim 2009, 20:16:20



Konu Başlığı: Ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Gönderen: Zehibe üzerinde 01 Ekim 2009, 20:16:20
(http://www.risalehaber.com/images/news/57802.jpg)

Bismillahirrahmanirrahim

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

Namaz dinin direğidir. (Hadîs-i şerif: Keşfü'l-Hafâ, 2:3; Hadîs no: 1621; Tirmizî, İmân: 8; İbn-i Mâce, Fiten: 12; Müsned, 5:231, 237.)

Namaz ne kadar kıymettar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divâne ve zararlı olduğunu iki kere iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, gör:

Bir zaman, bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, herbirisine yirmi dört altın verip, iki ay uzaklıkta, has ve güzel bir çiftliğine ikâmet etmek için gönderiyor. Ve onlara emreder ki:

"Şu para ile yol ve bilet masrafı yapınız. Hem oradaki meskeninize lâzım bâzı şeyleri mübâyaa ediniz. Bir günlük mesafede bir istasyon vardır; hem araba, hem gemi, hem şimendifer, hem tayyâre bulunur. Sermâyeye göre binilir."

İki hizmetkâr ders aldıktan sonra giderler. Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat, o masraf içinde, efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki, sermâyesi birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan, istasyona kadar yirmi üç altınını sarf eder. Kumara mumara verip zâyi eder. Birtek altını kalır. Arkadaşı ona der:

"Yahu, şu liranı bir bilete ver. Tâ, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın. Hem bizim efendimiz kerîmdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru affeder. Seni de tayyâreye bindirirler. Bir günde mahall-i ikâmetimize gideriz. Yoksa, iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun."

Acaba, şu adam inad edip, o tek lirasını bir defîne anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, muvakkat bir lezzet için sefâhete sarf etse; gayet akılsız, zararlı, bedbaht olduğunu en akılsız adam dahi anlamaz mı?

İşte ey namazsız adam! Ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!

O hâkim ise; Rabbimiz, Hâlıkımızdır.

O iki hizmetkâr yolcu ise; biri mütedeyyin, namazını şevk ile kılar; diğeri gâfil, namazsız insanlardır.

O yirmi dört altın ise, yirmi dört saat her gündeki ömürdür.

O has çiftlik ise, Cennettir.

O istasyon ise, kabirdir.

O seyahat ise; kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takvâ kuvvetine göre o uzun yolu mütefâvit derecede kat' ederler. Bir kısım ehl-i takvâ, berk gibi, bin senelik yolu bir günde keser. Bir kısmı da, hayal gibi, elli bin senelik bir mesafeyi bir günde kat' eder. Kur'ân-ı Azîmüşşan şu hakikate iki âyetiyle işaret eder.

O bilet ise namazdır. Birtek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba, yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediyeye birtek saatini sarf etmeyen ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilâf-ı akıl hareket eder! Zîrâ, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse -halbuki, kazanç ihtimâli binde birdir- sonra yirmi dörtten bir malını yüzde doksan dokuz ihtimâl ile kazancı musaddak bir hazîne-i ebediyeye vermemek, ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı?

Halbuki, namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem, cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem, namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibâdet hükmünü alır. Bu sûrette bütün sermâye-i ömrünü âhirete mal edebilir. Fânî ömrünü bir cihette ibkâ eder. (Sözler, Dördüncü Söz)

Bediüzzaman Said Nursi


SÖZLÜK:

DÎVÂNE : Aklı başında olmayan, deli.
İKAMET : Bir yerde oturma; kalma.
SERMAYE : f. Ana mal. Esas para. İlk elde mevcut olan para. * Kazanılmış ilim. * Hayat. Ömür.
BEDBAHT : Bahtsız, mutsuz, kötü, fenâ.
KERÎM : İkrâm ve ihsânı bol olan Allah.
TAYYÂRE : Uçak.
MAHALL-İ İKAMET : Oturulan yer.
MUVAKKAT : Geçici; kısa bir zaman, vakitli, fâni.
SEFÂHET : Zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük.
BEDBAHT : Bahtsız, mutsuz, kötü, fenâ.
MÜTEDEYYİN : Dindar.
GÂFİL : Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan.
HAŞR : Yeniden dirilip toplanmak. ikinci diriliş.
BEŞER : İnsan.
AMEL : Fiil, iş, emek.
TAKVÂ : Bütün günahlardan kendini korumak; dinin yasak ettiği şeylerden kaçınmak.
MÜTEFÂVİT : Çeşitli, farklı.
BERK : Şimşek.
HAYAT-I EBEDİYE : Âhiret hayatı; sonsuz hayat.
HİLÂF-I AKIL : Akla ters.
İŞTİRAK : Ortaklık, katılma.
MUSADDAK : Tasdik olunmuş, doğrulanan.
HAZÎNE-İ EBEDİYE : Ebedî hazîne; Cennet.
ÂKIL : Akıllı.
MÜBÂH : Günâhı ve sevâbı olmayan yeme, içme, yürüme gibi günlük davranışlar.
SERMÂYE-İ ÖMÜR : Ömür sermâyesi.
İBKA : Ayakta tutma, devam ettirme, bâkîleştirme, sonsuzlaştırma.


Konu Başlığı: Ynt: Ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Ekim 2017, 16:30:57
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri namazını hakkıyla ve tam vaktinde kılan imanını güçlendirip,ruhunu besleyen ve huzura kavuşan kullardan eylesin.Rabbim binler kez razı olsun paylaşımdan...


Konu Başlığı: Ynt: Ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Gönderen: Sevgi. üzerinde 25 Ekim 2017, 17:28:20
Aleyküm Selâm. Namaz  Namaz  Namaz ilk sorucak sualimiz Namaz olucak. Namaz dinin direğidir. İslamın şartlarındandır.Mevlam bizleri Namazı vaktinde ve hakkıyla huşu içinde kılanlardan eylesin inşaAllah. Aminn ecmain


Konu Başlığı: Ynt: Ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Gönderen: sedanurr üzerinde 25 Ekim 2017, 17:44:57
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namazını dosdoğru kılanlardan eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Ekim 2017, 17:52:36
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namaz hususunda çokça ehemmiyet gösteren kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun.