๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 09 Ağustos 2010, 15:03:09



Konu Başlığı: Esma-i Hüsnanın Tecellileri
Gönderen: Sefil üzerinde 09 Ağustos 2010, 15:03:09
Kâinatın her bir âleminde, her bir taifesinde, esma-i hüsnadan bir ismin unvanı tecelli eder. O isim o dairede hâkimdir. Başka isimler orada ona tabidirler, belki onun zımnında bulunurlar.” (Sözler) Ne demektir ?


Sözler’de “Fırtınalı bir denizin, zelzeleli bir zeminin Ya Celîl, Ya Azîm…” dedikleri kaydedilir. Denizde başka isimler de kendini gösterir, ama fırtınalı denizde nazara ilk çarpan celâl ve azamettir. Celîl ve Azîm isimleri orada hâkim durumdadır, diğer isimler ona tabidirler.

Rızıklar âleminde, Rezzak ismi galip olarak hükmeder. O rızkların güzelliklerinde Müzeyyin isminin görünmesi, yapılmalarında Hakîm ve Alîm isimlerinin hükmetmesi, yaratılmaları için bütün kâinata hükmedecek bir kudretin gerektiği gibi hakikatler, Rezzak ismine tâbi olurlar.

Ruhlar âleminde Hay ve Muhyi isimleri hâkimdir; diğer isimler onlara tâbidirler.

Öte yandan, bu vecizeyi sadece gördüğümüz şu madde âlemiyle açıklamaya çalışmamız biraz noksan olur. İnsan gözünün kâinattaki ışınların çok az bir kısmını görebildiği dikkate alındığında, gördüğümüz eşya ile bu gerçeği tam anlamamızın mümkün olamayacağı daha iyi anlaşılır.

Göremediğimiz âlemlerden de bir iki örnek verelim:

Meselâ, levh-i mahfuzda Hafîz ismi hâkimdir; diğer isimler ona tabidir. Yani levh-i mahfuz da bir mahluktur ve onda Hâlık ismi de tecelli etmiştir. Ama Levh-i mahfuz denilince bütün akıllar hemen Hafîz ismine teveccüh ederler, Hâlık ismine değil.

Meleklerin ismet sıfatına sahip oldukları düşünüldüğünde onlarda da bu mânâyı gösteren bir ismin hâkim olduğu düşünülebilir.

Meleklerin çok nevileri bulunduğu, bir kısmının tesbihatları temsil ettikleri, bir kısmının daima tefekkür halinde bulundukları göz önüne alınırsa, o nevilerin her birinde de bir ismin hâkim olarak tecelli ettiği söylenebilir.

Cennet ve cehennem için, ‘lütûf ve kahrın birer tecelligâhı’ denilmesiyle, Cennet âleminde Latîf, Cehennemde ise Kahhar isminin hâkim olarak tecelli ettikleri anlaşılır.