> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar >  Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği  (Okunma Sayısı 357 defa)
23 Aralık 2011, 18:06:48
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 23 Aralık 2011, 18:06:48 »



ERMENİ MESELESİNDE DE BEDİÜZZAMAN’I DİNLEYİN    
   
Bediüzzaman’ın Ermeni meselesinde de son derece çarpıcı ve dikkat çekici tesbit ve değerlendirmeleri var. Bunların Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaşılması halinde, "soykırım" iddiasının temelden çürütüleceğinden kimsenin bir şüphesi kalmaz. Bediüzzaman, masum Ermeni vatandaşların dışlanmasını, itilip kakılmasını doğru bulmadığı gibi, hariçten kuvvet alan çetecilerin faaliyetlerine de asla geçit verilmemesi gerektiğine işaret ediyor

Ermeni’den çok Bediüzzaman tedirginliği

Resmî ideolojinin nazarında, Bediüzzaman Said Nursî hâlâ sakıncalı bir şahsiyet. Durum öyle gösteriyor.


Kezâ, eserlerine aynı sakıncalı nazarla bakılmaya devam ediliyor.
Eğer öyle olmasaydı, elli üç sene müddetle (1935–88) açılan bin beş yüzü aşkın mahkemenin tamamından çıkan beraat kararı dikkate alınır ve hem o mümtaz şahsiyete, hem de onun harikulâde eserlerine sahip çıkılırdı.
Eğer sakıncalı görülmeseydi, devlet eliyle onun mezarı parçalanmaz (1960), naaşı bir meçhûle götürülmez, hiç olmazsa Barla Dağlarındaki hatıra ağaçları kesilip (2001) yere serilmezdi.
Eğer Bediüzzaman ve eserleri resmî nazarda sakıncalı görülmeseydi, yıllardır Türkiye'nin başını ağrıtan terör, ırkçılık, bölücülük (Türkçülük–Kürtçülük) gibi kronikleşmiş sosyal hastalıklara dair Nur Risâlelerinde tasrih edilmiş olan müessir reçeteler dikkate alınırdı.
Eğer Bediüzzaman resmiyette hâlâ sakıncalı görülüyor olmasaydı, Türkiye'yi Avrupa'nın, hatta dünyanın nazarında sıkıntıya sokan ve yer yer haksız (cezalı) duruma düşüren şu müzmin "Ermeni meselesi" hakkında söyledikleri dikkate alınır ve bilhassa "soykırım" iddiasını suya düşürecek fikir ve fiiliyatı dünya âlemin nazarına takdim edilirdi.
Lâkin, ne gezer? Heyhat!
Evet, heyhat ki, resmî ideolojinin militanları olan Kemalistlerde, Ermeni'den çok Bediüzzaman tedirginliği var. Onlar, hâlen de Bediüzzaman'ın fikirlerini ve eserlerini vatan ve millet için sakıncalı, tehlikeli, zararlı görüyorlar.
Haliyle, ona göre de tedbir alıp muhalefet ediyorlar.
İşte onların böylesine kör, muarız ve muannit tavırları yüzünden, ülke ve millet olarak hep beraber bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntılara mâruz kalıyoruz.
Oysa, Üstad Bediüzzaman, hiç itirazsız ve hiç tereddütsüz olarak bu vatanın bir evlâdıdır. Kezâ, fikirleri ve eserleri de yüzde yüz yerli olup kendi öz malımızdır.
O halde, sakıncalı bakış niye?
O zât, harice mi kaçmış? Hariçten bir fikir mi dayatmış? Haricî cereyanların hâşâ tesirine mi kapılmış? Başka bir devletin boyunduruğuna mı girin demiş? Bu vatan ve milletin selâmetine çalışmaktan başka bir iş mi yapmış?
Evet, o halde niçin hâlâ sürüp gidiyor, ona karşı takınılan hasmâne tavırlar?
Bu ne bitmez tükenmez bir kin ve adâvettir böyle...

İşte tablo ortada: Bu vatanda yıllardır sürüp giden terör ve ırkçılık belâsıyla bir türlü baş edilemiyor. Bugüne kadar hemen her yol denendi; ancak, yine de gel–gitlerden başka sadra şifâ bir netice elde edilemedi.
Şuna nihayet derecede eminiz ki, çare ve çıkış yolu için elimizde bir tek reçete kaldı: O da Üstad Bediüzzaman'ın Risâle–i Nur'la ortaya koymuş olduğu şifâlı ilâçları ihtiva ediyor.
Şimdi de gelelim, gündemde olan şu "Ermeni meselesi"ne...
 
Ermenilerle ilgili 700 sayfalık resmî kitapta "Bediüzzaman" isminin geçtiği 508. sayfadaki belge. Bu belgenin Latince/Türkçe çevirisinde (s. 126'da) Bediüzzaman ismi maalesef ki sansürlenmiş durumda.
 
 
Dostluk, komşuluk münasebetleri

Bediüzzaman, her konuda olduğu gibi, zamanla milletler arası platforma taşınan Ermeni meselesinde de "vasat çizgi"yi tarif ile taraflara çıkış yolunu gösteriyor.
İşte, onun II. Meşrûtiyet'in ilânı günlerinde, yani henüz Dünya Savaşı çıkmadan, dolayısıyla "Tehcir Kànunu"ndan (Haziran 1915) evvel, Ermeni vatandaşları dışlayan, onların hak ve hukukunu umursamayan, hatta küçümseyen kimselere karşı verdiği cevap ve yapmış olduğu muknî izahlardan bazı cümleler: “Şu milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir (bağlıdır.) ...Hem de dostluğun sebebi vardır. Zira komşudurlar. Komşuluk, dostluğun komşusudur. Hem de onlar uyandılar, dünyaya yayıldılar, terakkiyat tohumlarını topladılar; vatanımıza ekecekler."
Münâzarât isimli eserinde geçen bu ifadelerine istinaden, Üstad Bediüzzaman'ın, Ermeni vatandaşların tamamını hedef alan bir "Tehcir Kànunu"nu doğru bulmadığı hükmünü çıkarmak mümkün. Keza, şayet vatanımızda rahat edebilselerdi—AB standardını yakalamak gibi—medeniyetteki terakkimizin çok daha kolay ve rahat olacağı yönündeki fikir ve kanaati paylaşmak da mümkün.
Evet, Taşnak ve Hınçak gibi çeteci Ermenilerle uğraşmak ve onların tahribatına karşı tedbir almak başka, bütün Ermenileri aynı kefeye koyacak politikalar yürütmek başka şeydir.
Tehcir Kànunuyla ilgili olarak, kâğıt üzerinde herşey normal gözüküyor gibi olsa bile, tatbikatta birçok yerde haksızlıklar ve zulümkârlıklar olmuş; dolayısıyla, taraflar birbirini kesmekten, kırıp geçmekten çekinmemişlerdir.
Meşrûtiyetin ilânıyla gayr–ı müslimlere tanınan haklara itiraz sadedinde "Şimdi Ermeniler kaymakam ve vali oluyorlar. Nasıl olur?" diye soranlara da, Bediüzzaman şu cevabı vermiştir: "Saatçi ve makineci ve süpürgeci oldukları gibi... Zira, meşrutiyet, hâkimiyet–i millettir. Hükûmet hizmetkârdır. Meşrutiyet doğru olursa, kaymakam ve vâli, reis değiller, belki ücretli hizmetkârlardır.” (Age, s. 79)

Çetecileri sivillerden ayırıyor

Bediüzzaman ve talebeleri, savaş ortamında ve Tehcir Kànunu çıktıktan sonra dahi, Ermenilerin sivil ve masum kesimi olan çocuklara, kadınlara, yaşlılara zarar vermemişlerdir.
Hatta, o sivil masumları koruma çemberine alarak, götürüp Rusya tarafında kalan ailelerine teslim etmişlerdir.
Bu hususu, bizzat kendim görgü şahitlerinden dinleyerek tesbit etmişimdir. 1996 yılı Ağustos'unda Hizan'da görüştüğümüz asırlık çınarlardan Hacı Fadıl Dalar ile Hacı Şamil Tarhan Efendiler, ittifakla bize anlattılar. Öyle ki, Bediüzzaman'ın bu jestine mukabil, Ermeniler de teslim aldıkları Müslümanların (hasseten Nurs köyünün) kadın ve çocuklarını öldürmeyip serbest bırakmışlardır.
Bu hususla ilgili dikkat çekici bir izah, Bediüzzaman'ın Tarihçe–i Hayat'ında şu sözlerle ifade ediliyor: "Muharebeler esnasında, Ermeni fedaileri bazı yerlerde çoluk çocuğu kesiyorlardı. Buna karşı Ermenilerin çocukları da bazan öldürülüyordu. Bediüzzaman’ın bulunduğu nahiyeye binlerle Ermeni çocuğu toplanmıştı. Molla Said askerlere, 'Bunlara ilişmeyiniz!' diye emretti. Daha sonra, bu Ermeni çoluk çocuğunu serbest bıraktı; onlar da, Rusların içerisindeki ailelerinin yanına döndüler. Molla Said, bu sûretle o havalideki binlerle masumların felaketten kurtulmasını temin etmiş oldu." (Age, s. 99)
İşte, bu fevkalâde mühim hadisenin, inanıyoruz ki devletin elinde muhakkak bilgisi, belgesi, vesikası da vardır.
Ve, bunların ortaya çıkarılması halinde, elbette ki şu meş'um "soykırım iddiası" da temelden çürüyecek, suya düşecektir.
Peki, o halde bu belgeler niçin açıklanmıyor? Niçin Türk ve dünya kamuoyunun dikkatine sunulmuyor?
Acaba, Said Nursî'ye bir itibar kazandırır diye mi çekiniliyor?
Maalesef, öyle olması kuvvetle muhtemel.
Zira, devletin içindeki bazı odakların, Bediüzzaman'a kamuoyunda prestij kazandıracak en ufak bir teşebbüse dahi tahammülleri yoktur.
Delil ve ispat isteyenlere işte cevabımız:
Elimizdeki 2001 baskılı kitabın ismi: Ermeniler Tarafından Yapılan Katliâm Belgeleri (1914–1919)
Kitabı yayımlayan: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
700 sayfayı aşkın bu hacimli kitabın içinde yüzlerce Osmanlıca belge var. Bunlar, olduğu gibi Latinceye ve özetler halinde de Türçeye ve İngilizceye çevrilmiş.
Kitabın 126. sayfasında ise, tam bir fecaat var. Zira, orijinal belgede yer alan ve kendisinden sitayişle söz edilen "Bediüzzaman Molla Said Efendi" ismi, kast–ı mahsusla sansürlenmiş durumda.
Görülüyor ve açıkça anlaşılıyor ki, bazı mihraklar, halen de Bediüzzaman'a karşı vicdanları sızlatan ve akıllara durgunluk veren bir hasmane tavır içinde bulunuyorlar. Öyle ki, o hamiyetli şahsiyeti, Ermeni diyasporasından bile daha tehlikeli, daha sakıncalı görmeye devam ediyorlar.
Beyler, şuna katiyen inanıyoruz ki: Yüce Allah, sizi de Bediüzzaman'ı tanımaya, anlamaya ve müzmin dertlerimiz için yazdığı reçeteleri öğrenmeye mecbur edecektir.
Zaten, bu dertlerin devâsını bulmak ve sıkıntıları bertaraf etmek için, başka da bir çare, çıkış çözüm yolu da görünmüyor.
Son bir nokta: Bediüzzaman, savaş esnasında Ermeni çetecibaşı Antranik Paşaya karşı Enver Paşanın yanında olmayanların tutumunu da "sefillik" olarak niteliyor. Yani, bir yandan Ermeni sivillere ve mâsum vatandaşlara karşı müşfik ve koruyucu davranırken, bozgunculuk yapan ve Ruslarla birlikte hareket eden Ermeni çetelerine karşı da vatan ve milletin hukukunu müdafaadan zerrece çekinmediğini bilfiil ispat etmiştir.

 SAİD NURSİ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği
« Posted on: 20 Nisan 2024, 05:51:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği rüya tabiri, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği mekke canlı, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği kabe canlı yayın, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği Üç boyutlu kuran oku Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği kuran ı kerim, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği peygamber kıssaları, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliği ilitam ders soruları, Ermeniden çok Bediüzzaman tedirginliğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes