Konu Başlığı: Dünya bir lezzet verse bin elem çektirir Gönderen: Zehibe üzerinde 22 Ekim 2010, 15:12:20 Dünya bir lezzet verse, bin elem çektirir (http://www.risalehaber.com/images/news/66985.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede, göre göre, gayet sür’atle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum. O kabir, bu dâr-ı fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü’l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır. Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat’î bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür. Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur. Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! “Her gelecek şey yakındır.” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim: “El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!” İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: “El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!” İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok. Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum: “El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum. “Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim! Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi’, hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin.” (Lemalar 17. Lema 12. Nota) Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT: Abd : Kul Âciz : Güçsüz, Elinden Bir Şey Gelmeyen Ahbap : Dostlar, Sevgililer Akarib : Akrabalar, Yakınlar Akran : Arkadaşlar Alîl : Hasta, Hastalıklı Âsi : İsyan Eden Avdet Etmek : Geri Gelmek, Dönmek Bilmüşahede : Gözle Görerek Dâr-I Dünya : Dünya Yurdu Dâr-İ Fâni : Geçici Âlem, Dünya Dergâh : Allah’ın Yüce Katı Dergâh-I Rahmet : Allah’ın Rahmet Kapısı Ebedü’l-Âbâd : Sonsuzların Sonsuzu, Âhiret Hayatı El-Aman El-Aman : “İmdat İmdat” Anlamına Gelen Ve Yardım Dilemeyi İfade Eden Söz Elem : Acı, Keder Erhamürrâhimîn : Merhamet Edenlerin En Merhametlisi Olan Allah Evham : Kuruntular, Şüpheler Fâni : Geçici Olan, Ölümlü Feryad : Bağırıp Çağırma Firâk-I Ebedî : Sonsuz Ayrılık Gaddar : Acımasız Gafil : Duyarsız, Umursamaz Habib : Allah’ın En Sevgili Kulu Olan Hz. Peygamber (A.S.M.) Hacâlet : Utanç Hadsiz : Sınırsız Hak : Doğru Gerçek Halâs : Kurtulma, Kurtuluşa Erme Hâlık-I Kerîm : Her Şeyi Yaratan Ve Sonsuz Cömertlik Sahibi Olan Allah Hâlik : Helâk Olan, Yok Olma Özelliği Taşıyan Hatîat : Yanlışlar, Hatâlar Hususan : Özellikle İhtiyarsız : İrade Dışı İlâhî : Ey Allah’ım İllet : Hastalık İltica Etmek : Sığınmak İnhiraf Etmek : Doğru Yoldan Sapmak İntizar Etmek : Beklemek Kafile : Grup, Topluluk Kat’î : Kesin Kemâl-İ Rahmet : Mükemmel Bir Şefkat Ve Merhamet Lisan-I Hal : Hal Ve Beden Dili Lisan-I Kal : Söz İle Anlatım Mâbud : İbadet Edilen Mağfiret Etmek : Bağışlamak Mahlûk : Yaratılmış, Varlık Mâsiyet : Günah, İsyan Masnu : Sanatla Yapılmış, Sanat Değeri Yüksek Meftun : Düşkün Mekân : Yer Mekkâr : Düzenbaz, Hileci Melce : Sığınak Mence : Kurtulacak Yer Menzil : Yer, Mekân Mevcudat : Varlıklar Müptelâ Olmak : Bağımlı Olmak, Tutulmak Müsi’ : Kötülük Eden Müsin : Yaşlı, İhtiyarlamış Nedamet Etmek : Pişman Olmak Nefis : İnsanı Daima Kötülüğe, Maddî Zevk Ve İsteklere Sevk Eden Kuvvet Nefs-İ Emmâre : Hazır Zevke Düşkün Ve İnsanı Kötülüğe Sevk Eden Duygu Nidâ : Sesleniş Rab : Her Bir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Veren, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulunduran Allah Rabb-İ Rahîm : Her Bir Varlığa Merhamet Ve Şefkat Gösteren Ve Herşeyi Terbiye Ve İdare Eden Allah Rahmet : İlâhî Şefkat, Merhamet Rahmeten Li’l-Âlemîn : Âlemlere Rahmet Olarak Gönderilen Peygamberimiz Seyyid : Efendi Sür’at : Hız Şakî : Eşkıya, Haydut Şân : Yücelik, Azamet Şekvâ : Şikâyet Tazarru Ve Niyaz : Dua Etme, Yalvarıp Yakarma Teşyîci : Cenazeyi Kabre Getiren Teveccüh Etmek : Yönelmek Vesile : Aracı, Vasıta Yâ Deyyân : Ey Herkesin Hakkını Ve Hesabını En İyi Bilen Allah Yâ Hannân : Ey Rahmetinin En Hoş Cilvelerini Gösteren Ve Çok Merhametli Olan Yâ Mennân : Ey İhsanı Bol Olan Ve Çok Nimetler Veren Allah Yâ Rahmân : Ey Çok Merhamet Sahibi Olan Ve Şefkatle Bütün Yaratıkların Rızkını Veren Allah Yakîn : Kesin Ve Doğru Bilgi Zelîl : Alçak, Aşağı Konu Başlığı: Ynt: Dünya bir lezzet verse bin elem çektirir Gönderen: Ekvan üzerinde 23 Ekim 2010, 12:05:42 Rabbim ebeden razı olsun..Risalelerde en çok hoşuma giden bir bölümü buraya taşımışsınız..İnşaallah hakikatine vakıf olabilmeyi Rabbimden niyaz ediyorum..Rabbim sayinizi ve gayretinizi bereketlendirsin inşaallah...
|