Konu Başlığı: Bir büyük mahkeme var Gönderen: Zehibe üzerinde 06 Temmuz 2010, 02:37:18 (http://www.risalehaber.com/images/news/57262.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Evvelâ o sersem dedi: “Padişah kimdir? Tanımam.” Sonra arkadaşı ona cevaben: “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur? Ve bu kadar çok servet ki, her saatte bir şimendifer (HAŞİYE : Seneye işarettir. Evet, bahar, mahzen-i erzak bir vagondur, gaipten gelir.) gaipten gelir gibi, kıymettar, musannâ mallarla dolu gelir, burada dökülüyor, gidiyor nasıl sahipsiz olur? Ve her yerde görünen ilânnameler ve beyannameler ve her mal üstünde görünen turra ve sikkeler, damgalar ve her köşesinde sallanan bayraklar nasıl mâliksiz olabilir? Sen, anlaşılıyor ki, bir parça firengî okumuşsun. Bu İslâm yazılarını okuyamıyorsun. Hem de bilenden sormuyorsun. İşte, gel, en büyük fermanı sana okuyacağım.” O sersem döndü, dedi: “Haydi, padişah var. Fakat benim cüz’î istifadem ona ne zarar verebilir? Hazinesinden ne noksan eder? Hem burada hapis mapis yoktur; ceza görünmüyor.” Arkadaşı ona cevaben dedi: “Yahu, şu görünen memleket bir manevra meydanıdır. Hem sanayi-i garibe-i sultaniyenin meşheridir. Hem muvakkat, temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun ki, hergün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur. Daima dolar, boşanır. Bir zaman sonra şu memleket tebdil edilecek; bu ahali başka ve daimî bir memlekete nakledilecek. Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat görecek” dedi. Yine o hain sersem, temerrüt edip, “İnanmam. Hiç mümkün müdür ki bu memleket harap edilsin, başka bir memlekete göç etsin?” dedi. Bunun üzerine, emin arkadaşı dedi: “Madem bu derece inat ve temerrüt edersin. Gel, had ve hesabı olmayan delâil içinde, On İki Suret ile sana göstereceğim ki, bir mahkeme-i kübrâ var, bir dâr-ı mükâfat ve ihsan ve bir dâr-ı mücazat ve zindan var. Ve bu memleket, hergün bir derece boşandığı gibi, bir gün gelir ki, bütün bütün boşanıp harap edilecek.” (Sözler 10. Söz) Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK Ahali : Halk Beyanname : Açıklama Belgesi Cüz’î : Küçük, Az Dehalet Etmek : Sığınmak, Aman Dilemek Ferman : Buyruk Feylesofâne : Felsefeci Gibi Firengî : Batı Kültürü Gaip : Görünmeyen Âlem Hâkim : Hükümdar, İdareci Harap : Yıkılma, Yok Edilme Haşiye : Dipnot, Açıklayıcı Not İlânname : Duyuru İntizam : Düzen İstifade : Faydalanma, Yararlanma İstihdam Edilmek : Çalıştırılmak Kafile : Grup, Topluluk Kâtip : Yazar Kıymettar : Kıymetli, Değerli Mahzen-İ Erzak : Yenilecek Ve İçilecek Şeylerin Bulunduğu Yer, Depo Mâlik : Sahip Manevra Meydanı : Eğitim Ve Deneme Yeri Men Etmek : Yasaklamak Meşher : Sergi Mîrî Malı : Devlete Ait Mal, Kamu Malı Mukabil : Karşılık Muntazam : Düzenli Musannâ : Sanatla Yapılmış Muvakkat : Geçici Mükâfat : Ödül Münazara : Tartışma Nihayet : Son Noksan : Eksik Safsatiyât : Anlamsız Ve Uydurma Şeyler Sanayi-İ Garibe-İ Sultaniye : Saltanata, Devlete Ait Antika Sanatlar Sikke : Mühür, İşaret Şedid : Şiddetli Şimendifer : Tren Tasarruf : Dilediği Gibi Kullanma Tebdil Edilmek : Değiştirilmek Temerrüt : İnat Turra : Padişaha Ait Mühür, Nişan Vakıf Malı : Herkesin Faydasına Sunulmuş Mal |