> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Berekete dair kesin mucizelerden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Berekete dair kesin mucizelerden  (Okunma Sayısı 619 defa)
19 Şubat 2011, 11:33:03
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 19 Şubat 2011, 11:33:03 »



Berekete dair kesin mucizelerden



Bismillahirrahmanirrahim

Berekete Dair Mu'cizât-ı Katiyenin Birinci Misali: Başta Buharî ve Müslim, Kütüb-ü Sitte-i sahiha müttefikan haber veriyorlar ki:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Hazret-i Zeynep ile tezevvücü velîmesinde, Hazret-i Enes'in validesi Ümmü Süleym, bir iki avuç hurmayı yağla kavurarak bir kaba koyup Hazret-i Enes'le Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma gönderdi. Enes'e ferman etti ki: "Filân, filânı çağır. Hem, kime tesadüf etsen davet et." Enes de kime rast geldiyse çağırdı. Üç yüz kadar Sahabe gelip suffe ve hücre-i saadeti doldurdular.

Ferman etti: "Onar onar halka olunuz." Sonra, mübarek elini o az taam üzerine koydu, dua etti, "Buyurun" dedi. Bütün o üç yüz adam yediler, tok olup kalktılar. Enes'e ferman etmiş: "Kaldır." Enes demiş ki: "Bilmedim, taam kabını koyduğum vakit mi taam çoktu, yoksa kaldırdığım vakit mi çoktu, fark edemedim."

İkinci Misal: Mihmandâr-ı Nebevî Ebu Eyyubi'l-Ensârî hanesine teşrif-i Nebevî hengâmında Ebu Eyyüb der ki:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve Ebu Bekr-i Sıddık'a kâfi gelecek iki kişilik yemek yaptım. Ona ferman etti: "Ensar'dan otuz kişi çağır." Otuz adam geldiler, yediler. Sonra ferman etti: "Altmış kişi çağır." Altmış daha davet ettim. Geldiler, yediler. Sonra ferman etti: "Yetmiş kişi çağır." Yetmiş daha davet ettim. Geldiler, yediler. Kaplarda yemek daha kaldı. Bütün gelenler o mucize karşısında İslâmiyete girip biat ettiler. O iki kişilik taamdan yüz seksen adam yediler.
Üçüncü Misal: Hazret-i Ömer ibnü'l-Hattab ve Ebu Hüreyre ve Selemetübnü'l-Ekvâ ve Ebu Amratü'l-Ensarî gibi, müteaddit tariklerle diyorlar ki:

Bir gazvede ordu aç kaldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma müracaat ettiler. Ferman etti ki: "Heybelerinizde kalan bakıye-i erzakı toplayınız." Herkes azar birer parça hurma getirdi. En çok getiren, dört avuç getirebildi. Bir kilime koydular.

Seleme der ki: "Mecmuunu ben tahmin ettim, oturmuş bir keçi kadar ancak vardı." Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bereketle dua edip ferman etti: "Herkes kabını getirsin." Koşuştular, geldiler. O ordu içinde hiçbir kap kalmadı, hepsini doldurdular. Hem fazla kaldı.
Sahabeden bir râvi demiş: "O bereketin gidişatından anladım: Eğer ehl-i arz gelseydi, onlara dahi kâfi gelecekti."

Dördüncü Misal: Başta Buharî ve Müslim, kütüb-ü sahiha beyan ediyorlar ki:
Abdurrahman ibn-i Ebî Bekr-i Sıddık der: Biz yüz otuz Sahabe, bir seferde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile beraberdik. Dört avuç miktarı olan bir sâ' ekmek için hamur yapıldı. Bir keçi dahi kesildi, pişirildi; yalnız ciğer ve böbrekleri kebap yapıldı. Kasem ederim, o kebaptan, yüz otuz Sahabeden herbirisine bir parça kesti, verdi. Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm pişmiş eti iki kâseye koydu. Biz umumumuz tok oluncaya kadar yedik; fazla kaldı. Ben fazlasını deveye yükledim.

Beşinci Misal: Kütüb-ü sahiha katiyetle beyan ediyorlar ki:
Gazve-i Garra-i Ahzabda, meşhur Yevmü'l-Hendek'te, Hazret-i Câbiru'l-Ensârî kasemle ilân ediyor: O günde, dört avuç olan bir sâ' arpa ekmeğinden, bir senelik bir keçi oğlağından bin adam yediler ve öylece kaldı.

Hazret-i Câbir der ki: O gün yemek, hanemde pişirildi. Bütün bin adam o sâ'dan, o oğlaktan yediler, gittiler. Daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek yapılıyor. O hamura, o tencereye mübarek ağzının suyunu koyup bereketle dua etmişti.

İşte, şu mucize-i bereketi, bin zâtın huzurunda, onları ona alâkadar göstererek Hazret-i Câbir kasemle ilân ediyor. Demek şu hadise, bin adam rivayet etmiş gibi kati denilebilir. (Mektubat, Mu’cizatı Ahmediye)


Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:

BAKIYE-İ ERZÂK : Erzaktan, yiyecekten arta kalan.
BÎAT : Bağlılık, uyma, tabi olma.
CÂBİR-ÜL-ENSARÎ : Câbir Bin Abdullah El-Ensarî (R.A.) da denir. Meşhur sahabelerdendir. Bizzat Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) ilim ve feyiz almış ve zamanında Medine-i Münevvere'nin müftüsü olmuştur. En çok hadis rivayetiyle meşhur olan altı sahabeden biridir. 1540 hadis rivayet etmiştir. 19 gazada hazır bulunmuştur. Hicri 73 tarihinde 94 yaşında Medine-i Münevvere'de vefât etmiştir. Akabe biatinde bulunan 70 Ensar'dan Medine'de en son vefat eden bu zattır.
EHL-İ ARZ : Dünyadakiler, dünyada bulunanlar.
FERMÂN : Emir, buyruk, tebliğ.
GAZVE : Savaş, harb, çarpışma.
GAZVE-İ GARRÂ-İ AHZAB : Büyük Ahzab Savaşı.
HÂNE : Ev, mesken.
HENGÂM : An, zaman, vakit, sıra, çağ.
HEYBE : Eşya koymaya mahsus iki taraflı küçük torba.
HÜCRE-İ SAÂDET : Saadet evi.
KAP : Yemek konan tencere tabak.
KÂSE : f. Tas veya çanak.
KASEM : Yemin.
KÜTÜB-İ SİTTE-İ SAHİHA : Altı adet sahih hadis kitabı. (Sahih-i Buharî, Sahih-i Müslim, İbn-i Mâce, Ebû Davud, Tirmizî ve Neseî.)
MECMÛ : Tamamı, hepsi, bütünü, toplamı.
MEŞHUR : Ünlü, bilinen.
MİHMANDÂR-I NEBEVÎ : Peygamber Efendimizi (a.s.m.) evine misafir eden.
MİSÂLİYE : Misale dâir, benzer, örnek.
MU'CİZÂT : Mu'cizeler. İnsanı aciz bırakan olaylar, hâdiseler.
MU'CİZÂT-I KAT'İYE : Apaçık ve kesin olan mu'cize.
MU'CİZE-İ BEREKET : Bereketle ilgili mû'cize.
MÜBÂREK : Bereketlenmiş, uğurlu, hayırlı.
MÜTEADDİD : Pekçok. Türlü türlü, çeşitli.
MÜTTEFİKAN : İttifakla, herkesin aynı şeyi söyleyerek birbirlerini doğrulamaları.
OĞLAK : Keçi yavrusu.
RÂVİ : Rivâyet eden, nakleden.
RİVÂYET : Peygamberimizden işittiklerini veya Sahabeden duyduklarını, birisinin başkasına anlatması.
SA' : 1040 dirhemlik hububat ölçeği. Kile.
SAHÂBE : Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan gidenler, onun etrafında bulunup hizmet edenler.
SUFFE : Peygamberimizin (a.s.m.) câmi avlusunda oturan, bekar kalıp dünya işlerine de bulaşmayıp, sırf Kur'an hakikatlerinin yayılması için gayret gösteren Sahabe topluluğu.
TAAM : Yemek, yiyecek, gıdâ.
TARÎK : Yol, tarz, usul, vâsıta, meslek.
TESADÜF : Rastlantı.
TEŞRÎF-İ NEBEVÎ : Peygamberin gelişi, şereflendirmesi.
TEZEVVÜC : Evlenmek.
VÂLİDE : Anne.
VELÎME : Düğün ziyâfeti.
YEVMÜ'L-HENDEK : Hendek'teki çarpışma günü. Hicri 5, Miladi 627 yılında gerçekleşen Hendek savaşının yapıldığı gün.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 19 Şubat 2011, 11:33:36 Gönderen: Ezelinur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Berekete dair kesin mucizelerden
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 00:50:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Berekete dair kesin mucizelerden rüya tabiri,Berekete dair kesin mucizelerden mekke canlı, Berekete dair kesin mucizelerden kabe canlı yayın, Berekete dair kesin mucizelerden Üç boyutlu kuran oku Berekete dair kesin mucizelerden kuran ı kerim, Berekete dair kesin mucizelerden peygamber kıssaları,Berekete dair kesin mucizelerden ilitam ders soruları, Berekete dair kesin mucizelerdenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes