Konu Başlığı: Bendeki aşkı beka Cenabı Hakkın bekasınadır Gönderen: Zehibe üzerinde 05 Aralık 2010, 09:03:22 Bendeki aşk-ı beka, Cenab-ı Hakk'ın bekasınadır
Bismillahirrahmanirrahim BİRİNCİ MERTEBE-İ NURİYE-İ HASBİYE Bendeki aşk-ı bekà, bendeki bekàya değil, belki sebepsiz ve bizzat mahbub olan kemâl-i mutlak sahibi Zât-ı Zülkemâlin ve Zülcemâlin bir isminin bir cilvesinin mâhiyetimde bir gölgesi bulunduğundan, fıtratımda o Kâmil-i Mutlakın varlığına ve kemâline ve bekàsına müteveccih olan muhabbet-i fıtriye, gaflet yüzünden yolunu şaşırmış, gölgeye yapışmış, âyinenin bekàsına âşık olmuştu. (Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. (Âl-i İmrân Sûresi: 173.) geldi, perdeyi kaldırdı. Gördüm ve hissettim ve hakkalyakîn zevkettim ki, bekàmın lezzet ve saadeti, aynen ve daha mükemmel bir tarzda Bâki-i Zülkemâlin bekàsına ve benim Rabbim ve İlâhım olduğuna imanımda ve iz’ânımda ve îkanımda vardır. Çünkü Onun bekàsıyla benim için lâyemut bir hakikat tahakkuk eder. Zira “Benim mâhiyetim hem bâki, hem sermedî bir ismin gölgesi olur; daha ölmez” diye şuur-u imanî ile takarrur eder. Hem o şuur-u imanla mahbub-u mutlak olan Kemâl-i Mutlakın varlığı bilinmekle, şedit ve fıtrî olan muhabbet-i Zâtî tatmin edilir. Hem Bâki-i Sermedînin bekàsına ve varlığına ait o şuur-u imanî ile kâinatın ve nev-i insanın kemâlâtı bilinir ve bulunur. Ve kemâlâta karşı fıtrî meftuniyet, hadsiz elemlerden kurtulup zevk ve lezzetini alır. Hem o şuur-u imanî ile o Bâki-i Sermedîye bir intisap ve o intisabın imanıyla umum mülküne bir münasebet peydâ olur. Ve o münasebet-i intisabî ile, hadsiz bir mülke bir nevi mâlikiyet gibi iman gözüyle bakar, mânen istifade eder. Hem şuur-u imanî ile ve intisap ve münasebetle umum mevcudata bir alâka, bir nevi ittisal peydâ olur. Ve o halde, ikinci derecede vücud-u şahsîsinden başka hadsiz bir vücut, o şuur-u imanî ve intisap ve münasebet ve alâka ve ittisal cihetinde güya onun bir nevi varlığıdır gibi var olur; varlığa karşı fıtrî aşk teskin edilir. Hem o şuur-u imanî ve intisap ve münasebet ve alâkadarlığı cihetiyle bütün ehl-i kemâlâta karşı bir uhuvvet peydâ olur. O halde Bâki-i Sermedînin varlığıyla ve bekàsıyla o hadsiz ehl-i kemâl mahvolmayıp zayi olmadıklarını bilmekle, takdir ve tahsinle merbut ve dost olduğu hadsiz dostlarının bekàları ve devam-ı kemâlâtı o şuur-u imanî sahibine ulvî bir zevk verir. Hem o şuur-u imanî ve intisap ve münasebet ve alâkadarlık ve uhuvvet vasıtasıyla bütün dostlarımın—ki hayatımı ve bekàmı maalmemnuniye onların saadetleri için feda ediyorum—onların mes’udiyetleri ile hadsiz bir saadet kendimde hissedebilir gördüm. Çünkü, bir samimi dostun saadetiyle şefkatli dostu dahi saadetlenir ve lezzetlenir. Şu halde Bâki-i Zülkemâlin bekàsı ve varlığıyla, başta Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve âl ve ashabı olarak, umum sâdâtım ve ahbabım olan enbiya ve evliya ve asfiya ve bütün sair hadsiz dostlarım idam-ı ebedîden kurtulduğunu ve bir saadet-i sermediyeye mazhariyetlerini o şuur-u imanî ile hissettim. Ve münasebet, alâka, uhuvvet, dostluk sırrıyla saadetleri bana in’ikâs edip saadetlendirdiğini zevk ettim. (Şualar, 4. Şua, 1. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye) Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT: Aşk-I Bekà : Sonsuzluk Aşkı Aynelyakîn : Gözle Görerek Kesin Bilgi Edinme Bâki : Devamlı, Kalıcı, Ölümsüz Bâki-İ Sermedî : Varlığı Sonsuz Ve Sürekli Olan Allah Bâki-İ Zülkemâl : Sonsuz Kemâl Sahibi Ve Varlığı Devamlı Ve Kalıcı Olan Allah Bekà : Devamlılık, Kalıcılık Bîhaber : Habersiz Cilve : Görüntü, Yansıma Devasız : Çaresiz Dîl : Gönül Envâr : Nurlar Fena : Gelip Geçicilik, Yok Olma Fıtrat : Yaratılış, Mizaç Fıtrî : Doğal, Yaratılıştan Gelen Gaflet : Cenâb-I Hakktan Ve Âhiretten Habersiz Olma, Dikkatsizlik Hakikat : Doğru, Gerçek Hakkalyakîn : Bizzat Yaşayarak Elde Edilen Kesin Bilgi İcmâlen : Kısaca, Özetle Îkan : Delil Ve İspat Üzerine İnanma İlmelyakîn : Kesin Bilgiye Dayanarak, Kuşkuya Yer Bırakmayacak Biçimde Öğrenme İmdad : Yardım İnkişaf Etmek : Açığa Çıkmak İz’an : Şüpheden Uzak, Kesin Şekilde İnanma Kâmil-İ Mutlak : Sınırsız Mükemmellik Ve Kusursuzluk Sahibi Allah Kemâl : Mükemmel Ve Kusursuz Olma Kemâl-İ Mutlak : Tam Ve Sınırsız Mükemmellik; Allah Kıymettar : Kıymetli Lâyemut : Ölümsüz Mahbub : Sevgili, Sevilen Mahbub-U Mutlak : Sonsuz Sevgili Mahiyet : Bir Varlığın Temel Yapısı Mertebe-İ Nuriye-İ Hasbiye : “Hasbünâ"Nın Nurlu Mertebesi Meyusâne : Ümitsizce Muhabbet-İ Fıtriye : Yaratılıştan Var Olan Muhabbet, Sevgi Muhabbet-İ Zâtî : Allah’ın Kendi Zâtına Karşı Duyulan Sevgi Mülk-Ü Ten : İnsan Vücudu Müteveccih : Yönelik, Yönelmiş Rab : Bütün Varlıkları Terbiye Eden Ve İdaresi Ve Tasarrufu Altında Bulunduran Allah Saadet : Mutluluk Sermedî : Daimî, Sürekli Sûret : Biçim, Şekil Şedit : Şiddetli Şuur-U İmanî : İmanî Şuûr, İmana Dayalı Bilinç Tafsilât : Ayrıntılar Tahakkuk Etmek : Gerçekleşmek Takarrur Etmek : Karar Bulmak, Sağlamca Yerleşmek Zât-I Zülkemâl : Sonsuz Mükemmellik Sahibi Zât, Allah Zülcemâl : Sonsuz Güzellik Sahibi Olan Allahahbab : Dostlar, Sevilenler Âl Ve Ashab : Aile Fertleri Ve Yakın Dostlar; Peygamber Efendimizin Âile Bireyleri Ve Yakın Dostları Alâka : İlgi Alâkadar : Alâkalı, İlgili Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın Salât Ve Selâmı Onun Üzerine Olsun Asfiya : Hem Velî Hem Âlim Olan Büyük Zâtlar Bâki-İ Sermedî : Varlığı Sonsuz Ve Sürekli Olan Allah Bâki-İ Zülkemâl : Sınırsız Mükemmellik Sahibi Ve Varlığı Devamlı Ve Kalıcı Olan Allah Bekà : Devamlılık, Kalıcılık Cihet : Taraf, Yön Devam-I Kemâlât : Mükemmel Özelliklerin Devamı Ehl-İ Kemâl : Kemâl Sahibi Olgun Kimseler Elem : Acı, Keder Enbiya : Nebiler, Peygamberler Evliya : Veliler, Allah Dostları Fıtrî : Doğal, Yaratılıştan Gelen Hadsiz : Sınırsız İdam-I Ebedî : Dirilmemek Üzere Sonsuz Yok Oluş İntisap : Bağlanma, Mensup Olma İstifade Etmek : Faydalanmak, Yararlanmak İttisal : Bağlantı Kemâlât : Mükemmel Ve Kusursuz Özellikler Maalmemnuniye : Memnuniyetle Mâlikiyet : Sahiplik Mânen : Mânevî Yönden Mazhariyet : Bir Nimete Nail Olma, Erişme Meftuniyet : Düşkünlük Merbut : Bağlı Mes’udiyet : Mutluluk Mevcudat : Varlıklar Münasebet : Bağlantı, İlgi Münasebet-İ İntisabî : Bağlanmaya Dayalı İlişki Nev-İ İnsan : İnsan Türü, İnsanlık Nevi : Tür Peydâ : Kazanma, Elde Etme, Meydana Gelme Resul-İ Ekrem : Allah’ın En Şerefli Ve Değerli Elçisi Olan Hz. Muhammed (A.S.M.) Saadet : Mutluluk Saadet-İ Sermediye : Sürekli Devam Eden Mutluluk Sâdât : Seyyidler; Peygamberimizin (A.S.M.) Soyundan Gelenler Sair : Diğer, Başka Şuur-U İmanî : İmanî Şuur, İmâna Dayalı Bilinç Tahsin : Beğenme, Bir Şeyin Güzelliğini İlân Etme Takdir : Beğendiğini Dile Getirme Teskin Etmek : Sakinleştirmek Uhuvvet : Kardeşlik Umum : Bütün Vücud-U Şahsî : Şahsî Varlık Vücut : Varlık Zayi Olmak : Kaybolup Gitmek Konu Başlığı: Ynt: Bendeki aşkı beka Cenabı Hakkın bekasınadır Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Aralık 2010, 21:33:07 Allah Razı Olsun Reyyan kardeşim..güzel paylaşımın için..Rabbim mecazi olanlardan hakiki olana geçebilecek muhabbeti gönüllerimize lutfetsin inşaallah..Gölgelerde takılıp kalmayalım... |