> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Bediüzzaman erkeklere kızıyor!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bediüzzaman erkeklere kızıyor!  (Okunma Sayısı 735 defa)
29 Haziran 2009, 16:56:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Haziran 2009, 16:56:19 »





Bediüzzaman, kadınların kendi ahlâkına denk düşmeyecek bir erkekle evlenmelerindense...

Hasan Hüseyin Kemal’in Dr. Mustafa Ulusoy ile yaptığı röportaj:

 

Teknoloji ve modernizmin kadın-erkek ilişkilerini bozduğu yönünde analizler var, bunlara katılır mısınız?


Ben teknolojik gelişmelerin aileyi etkilediği kanaatindeyim. Gençlerle yaptığım çalışmalardan edindiğim bilgi gençlerin çoğunun babasının ne iş yaptığını bilmediği ve bilse bile işyerine gitmediği yönünde. Köy medeniyetinde çocuklara verilen sorumluluklar vardır. Bunlar kaz gütmekten tutun, beraberce tarlaya çalışmaya gitmeyi kapsar. Benim tavsiyem babaların imkânları varsa çocuklarını işyerlerine götürmeleri. İşyerinde çocuk çalışırken kabiliyetlerini keşfedebilir. Anneler bana geldiklerinde “Çocuğuma nasıl bir sorumluluk vereceğimi bilmiyorum? En fazla yatağını topla, dersine çalış” diyorum ifadelerini kullanıyorlar. Bu çocuğun tek başına bireysel olarak yapacağı birşey olduğundan aile içi dayanışmayı ve yardımlaşmayı beraberinde getirmiyor. Halbuki aile ilişkilerinin yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı beraberinde getirecek bir ilişki tarzı sunması gerekir.

 

Bu durumun, özelde kadın erkek ilişkisine yansıması nasıldır?


Modernizm kadınlara kendine özgü bir özgürlük algısı sundu ve kadınların kafaları karıştı. Ben merkezi çözülmenin kadınlarda başladığı kanaatindeyim. Bunu söylerken erkekleri aklıyor değilim. Modern hayat kadını narsistleştirerek mümkün olduğunca bireyselleştirmeye ve atomize etmeye gayret gösterdi. Kadına “Kendi kendine yetmelisin. Bir erkeğe ihtiyaç duymadan yaşayabilirsin” mesajları gönderdi. Kadın fıtratı ise ne kadar güçlü ve zengin olursa olsun bir erkek tarafından sahiplenilmeye, şefkat duyulmaya, özen gösterilmeye ihtiyaç hisseder. İşte tam bu noktada kadının kafası karıştı. Bazı kadınlar “Hayatıma karışamaz” dediği erkekten himaye de görmek istedi.

 

Peki erkekler de kadınların güvenini kaybetmiş olamaz mı? Erkeğin kendini koruyacağına olan inancını kaybetmiş olabilir mi?


İki taraf açısından da bir güven problemi var. Erkek cephesine döndüğümüzde de ciddî problemler var. Erkeklerde kendilerini nereye konumlandıracaklarını bilmedikleri için şaşkınlar. Hayatın dünya ile başlayan başı ve sonu olduğu fikri insanları nihilistik bir düşünce sistemine götürüyor. “Hayat benimle başlar ve benimle biter” anlayışı dünyadan en yüksek hazzı almaya odaklanarak erkekleri kayıtsızlığa sürüklüyor. Erkeklerin egemen olan düşüncenin kayıtsızlık olduğunu düşünüyorum. Kayıtsılık, sorumsuzluğu beraberinde getiriyor. Erkekler evlerine vaktinde gelip eşine yardım etmek, çocuklarıyla ilgilenmek, evin ihtiyaçlarını karşılamak, iç dünyasını paylaşmak yerine; kumandayı ellerine alıp televizyonun başına geçebiliyor veya geç vakitlere kadar arkadaşlarıyla takılabiliyorlar.

 

Ev işlerine yardım noktasında erkeklere büyük eleştiriler var. Fakat buna siz erkelerin iç dünyasını paylaşmamayı da eklediniz. Erkekler iç dünyasını neden açmaz?


Erkeklerin iç dünyasını açma konusunda beceriksiz olduklarını düşünmemekle beraber ihtiyatlı davrandıkları kanaatindeyim. Erkeklerin içlerini açmaları için kadınların evde uygun bir vasat oluşturmayı başaramadıklarını düşünüyorum. Eğer anlatılan özel meseleler bir kavga sırasında kullanılacaksa bu kişinin kendini kapatması için geçerli bir sebeptir. Bir de kadınların kendilerini ifşa etmeye yönelik daha bencilce bir tutum izlemeleri erkeklerin kendilerini ifşa etmesini engelliyor. Erkek kendi sorununu anlatırken bir de bakıyor mesele kadının kendisine kaymış. Bu durumda erkekler kala kalıyorlar. Narsistlik, erkeklerde sorumsuzluk olarak tecelli ederken kadınlarda kendini önplana çıkarma olarak meydana geliyor. Bir de insan kendini ifşa ettikten sonra karşısındaki kişi “Takma bunları, boşver” dediğinde kala kalırız. Artık birbirimize söyleyeceğimiz derinlikli, hayatın kendini, ahireti yaratıcıyı kuşatacak sözlerimiz yok gibi.

 

Modern hayatın bir hastalığı olarak kadınların kendini önplana çıkarması ve sorunlarını sürekli olarak erkeğe çözdürmek istemesi erkeklerde büyük bir yük oluşturur mu?


Bediüzzaman’ın tanımıyla hayat bir mübaraze alanı... İnsan melek ve şeytanın kalbine verdiği ilham ve vesveseyle başlayan ve kâinatın en üçra köşesinde devam eden bir mübarezeyle karşı karşıya. İnsanın hayatta istinat noktası bulması, kendini mutlak bir varlığa bağlı olarak yaşatması ve O’nu tanıması. Fatiha’daki “Yalnız Senden yardım diler ve Sana dayanırız” sırrı çok önemli. Karı ve koca ‘nahnu’ sırrının tecellisine mazhar olup mutlak bir varlığa dayanarak hayatın zorluklarına karşı durmak yerine; Yaratıcıyu hayatlarının dışına çıkarmış durumdalar. Modern insanın en büyük yükü de bu. Sevgi ve ilgi ihtiyacını, değerli olma ihtiyacını mutlak varlıkla bağını kesip karşısındaki insandan beklemesi onu da sıkıyor ve boğuyor. “Bugün aramadı, eskiden olsa mesaj çekerdi, sesinin tonu değişmiş, artık eskisi gibi sevmiyor” cümleleri karşı tarafa yüklenemeyeceği bir yükü yüklemek anlamına geliyor. Böylelikle iki tarafta sıkıntı çekmeye başlıyor.

 

Kadın-erkek ilişkisinde de Allah’ı unutmamak gerekir diyorsunuz yani?


Modern hayat Yaratıcıyla bağımızı koparınca tek başımıza kaldık. Tek başımıza kalınca da nefsimiz ve benliğimiz devreye giriyor. Karşımızdaki insanda bu duruma düçar oluyor. Hayatın dalgalarına iki akıl yetmediği için küllî bir akla, ilme ihtiyaç var. Modern hayatta kadınların vitrine çıkarılması evliliklerde kadının kendini merkeze koymasına neden oldu. Kadınlar sürekli takdir edilmek ister hale geldi. Halbuki erkek de takdir edilmek ister. İsmet Özel, “Hz. Hatice Hz. Muhammed’e (asm) inandığında nübüvvet görevi bitmiştir” der. “Karısı iman etmiş, isterse dünya etmesin” der. Bir erkek için karısının kendine inanması, güvenmesi son derece önemli. Bu misalde bir abartı var, ancak kadın erkek ilişkisini anlamak için abartıdan yardım alabiliriz. Hepimizin değerli olduğumuzu karşı cinsten duyma ihtiyacımız var. Bu kadınlarda diyelim ki on üzerinden 8 birim, sence erkeklerde kaç birim?

 

Herhalde kadınlardan daha azdır?


Sen de yanlış tahmin ettin. Erkeklerde kendini değerli hissetme ihtiyacı kadınlardan daha yüksektir. Erkekler eşlerinin kahramanı olmak isterler. İzlediğim bir filmde şovalyeler kavga etmek için arenaya çıkıyor. William isminde bir şovalye var ve binlerce kişi “William” diye haykırıyor ancak William, miğferinin aralığından kalabalık arasında eşini arıyor. Ve eşinin kendine gülümsediğini gördüğünde rahatlıyor. Erkek, kadının dünyasında kahraman olmak istiyorsa kahramanlık yapmalıdır. Eşinin dünyasında önemsenmek istiyorsa elini taşın altına koymalı, ailevi sorumluluklarını yerine getirmelidir. Kadınlar, sorunlarının çözümü noktasında o kadar yanlız bırakıldılar ki anlatamam.

 

Kadın ve erkek arasında sürekli bir ego çatışması olduğu doğru mu?


İki tarafta da genel bir özensizlik var. Bu hayatın anlamındaki kayboluşla alakalı. Hayat, ebedi bir hayat arkadaşlığından sınırlı bir hayat arkadaşlığına kayınca kayıtsızlık ve sorumsuzluk baş göstemeye başladı. Modern hayat bize sürekli gözümüzün dışarda olmasını empoze ediyor. Gazetelerin Cumartesi Pazar eklerinde bilinç altına bu tür mesajları yolluyor.

 

Bediüzzaman, eşlerin birbirine karşı baba, anne, kardeş, teyze, amca, arkadaş, dost gibi davranmasını istiyor. Bir psikolog olarak bunu nasıl yorumluyorsunuz?


İki taraf da birbirini kuşatmalı. Başka başka ilişki biçimlerinden aldığımız birçok şeyi eşimize verebilme gerekliliğini anlatıyor. Bu zamanda zor iş. Bediüzzaman, evliliğe ebedî hayat arkadaşlığı nazarıyla da bakıyor. Birçok insan evlilik hayatına böyle çıkmıştır, ancak evlilik hayatında tökezliyoruz tabi. Ebedi hayat arkadaşı olabilmek için öncelikle her iki tarafın ebedi hayatın namzeti olmayı kendi hayatlarında oturtmuş olmaları gerekiyor. Unuttuğumuz noktalardan biri bu. Biz öncelikle ferdiyetlerimiz içinde kendimizi ebedi hayatın namzeti olarak kurguladık mı kurgulamadık mı? Bunu yaptıktan sonra ‘biz’ devreye giriyor. Cennete olan imanın çok saf, sahici, hayatın bütün alanlarına teşmil edilmiş olması gerekiyor. Yoksa bu sadece evlilik hayatına uygulanabilecek bir düstür değil. Ben vicdanlı olmanın önemli olduğu kanaatindeyim. Bediüzzaman biraz da erkeklere güvenmiyor.

 

Bediüzzaman erkeklere neden güvenmiyor?


Tesettür konusunda kadınlara da güvenmiyor. Tesettür meselesi sadece örtüyle ilgili bir mesele değil. Modern hayatla birlikte kadın-erkek ilişkisinde de bir tesettürsüzlük var. Kadın ve erkeğin yakınlaşması erkeği bozan bir şey. Bediüzzaman’ın erkeklere güvenmediği nokta kadınları tahakküm altına alması.

 

Kadın ve erkeğin aynı mekânda çalışmasını ‘medenilik’ olarak tellaki edenler var. Sizce böyle midir?

Amerika’da yapılan araştırmalara göre en büyük aldatmaların üçte biri aynı ofis ortamında çalışan insanlar arasında oluyor. Tesettürsüz bir hanımla aynı mekânda çalışıp ona karşı bir erkeğin hiç bir zaman hiç bir şekilde birşey hissetmemesi mümkün değil. Tabiî ki bu tür duygular kontrol altına alınabilir. Burada kimseyi suçlamak için bir şey söylemiyorum, sadece ben insanın fıtratına yerleştirilmiş duygulardan bahsediyorum. Bediüzzaman’ın Emirdağ Lâhikası’nda kadınlara yönelik bir mektubu var. Orada;

“Kızlarım, hemşirelerim,

Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hay...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bediüzzaman erkeklere kızıyor!
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:31:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bediüzzaman erkeklere kızıyor! rüya tabiri,Bediüzzaman erkeklere kızıyor! mekke canlı, Bediüzzaman erkeklere kızıyor! kabe canlı yayın, Bediüzzaman erkeklere kızıyor! Üç boyutlu kuran oku Bediüzzaman erkeklere kızıyor! kuran ı kerim, Bediüzzaman erkeklere kızıyor! peygamber kıssaları,Bediüzzaman erkeklere kızıyor! ilitam ders soruları, Bediüzzaman erkeklere kızıyor!önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes