> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması  (Okunma Sayısı 390 defa)
27 Eylül 2010, 22:16:55
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Eylül 2010, 22:16:55 »



Bediüzzaman Düşüncesinde İslam-Ehl-i Kitap Dayanışması

20. asrın ortasında bir insan var ayakta, hem de dimdik ayakta... Kendisini ne üst üste gelen karanlıklar korkutabilmiş, ne de ortalığı kasıp kavuran, önüne geleni deviren ve şimalde zuhur eden bir dinsizlik cereyanı O'nun azmini, ümidini kırabilmiş... İslam'ın en hamiyetperver evlatlarının bile "Ya Rab Nur istiyoruz sen bize yangın gönderiyorsun" dediği, kimsenin ufukta bir mum ışığı dahi görmediği bir dönemde "Şu istikbal inkılabatı içinde en yüksek ve gür sada İslam'ın sadası olacaktır" demiş ve ümidini ne memleket hapishaneleri ne sürgünler ne zehirlenmeler söndürememiş.

Asrın bu büyük çilekeşi bir iman fedaisi idi. O bir gönül insanı idi. Fahr-i Kainatın Taif dönüşü meleğin teklifine cevaben "Hayır! Eğer benden yıllarca sonra da olsa onların sulbünden bir tek insan hidayete erecekse istemem ki başlarına azap hak olsun." sözünden aldığı terbiye ile kendisine en büyük sıkıntıları çektirenlere, defalarca zehirleyenlere bile hakkını helal ettiğini söylemiştir. İşte bu büyük mütefekkirin ortaya koyduğu orijinal tespitlerden birisi de Ehl-i Kitap mevzuunda ortaya çıkmaktadır.

A-) EHL-İ KİTABA GENEL BAKIŞI:

Biz bu yazımızda Ehl-i Kitabı Hıristiyan merkezli olarak ele alacak ayrıca Yahudilik üzerinde durmayacağız.

Büyük mütefekkir Bediüzzaman'a göre insanlar iki kısımdır. Dindarlar ve dinsizler. Birinci kısmı Müslümanlar ile Ehl-i Kitap, özellikle de Hıristiyanlar teşkil etmekte, ikinci kısım ise bunun dışında olanlar, tevhid inancını inkar eden diğer inanç sahipleri teşkil etmektedir. Hizmet felsefesini "Biz, değil onlar gibi ehl-i diyanet ve tarikata mensup Müslümanlar, şimdi bu acib zamanda, imanı bulunan ve hatta firak-ı dalleden bile olsa onlarla uğraşmamak; ve Allah'ı (c.c) tanıyan ve ahireti tasdik eden, Hıristiyan bile olsa, onlarla medar-ı niza' noktaları medar-ı münakaşa etmemeyi; hem bu acib zaman, hem mesleğimiz, hem kudsi hizmetimiz iktiza ediyor. "1

Bediüzzaman, Ehl-i Kitaba kafir denilmesini tasvip etmemiştir. Zira kör adama kör demek ona eziyet vermektir; eziyetten nehiy vardır. Ona göre: "Kafirin iki anlamı vardır. Birisi ve en müdebadiri, dinsiz ve münkir-i Sani' demektir. Şu mana ile, Ehl-i Kitaba ıtlak etmeğe hakkımız yoktur.

İkincisi: Peygamberimizi ve İslamiyeti münkir demektir. Şu mana ile onlarla ıtlak etmek hakkımızdır. Onlar dahi razıdırlar. Lakin örf en evvelki mananın tebadüründen bir kelime-i tahkir ve eziyet olmuştur."2

(Kafir kelimesinin iki anlamı vardır: Birisi ve yaygın olanı, dini ve Allah'ı kabul etmeyen demektir, ikinci manası ise, Peygamberimizi ve İslam'ı kabul etmeyen demektir. İlk anlamı ile Ehl-i Kitaba kafir denemez. Lakin ikinci anlamı ile denebilir. Buna onlar da razıdır. Yine de ilk anlamının yaygınlığından ötürü, bu kelimeyi kullanmak, Ehl-i Kitaba eziyet olabilir).

Bediüzzaman Hazretleri, günümüzde tenkit konusu olmuş Ehl-i Kitapla münasebet konusundaki bir soruya şu cevabı veriyor:

-------------
Maddenin ve dünyevi gayelerin adeta insanoğlunun yegane hedefi haline geldiği bir zaman diliminde 2000'i idrak ederken iki bin yıl önce Hz.Mesih'in gönlünden yayılan kutsal ışığa ve o ışığın aydınlığına beşeriyetin ne kadar ihtiyacı vardır! Onun mucizelerine fertler ve toplumlar bağlamında alt üst olan değerleri yerli yerine oturtarak yeniden denge ve ölçü üzere metafizik mayalı bir inanç dünyasına doğru yol alabilmek dileklerimizle...
-------------

"S: Yahudi ve Nasara ile muhabbetten Kur'an'da nehiy vardır. (...) Bununla beraber nasıl dost olursunuz dersiniz?

Evvela: Delil kat'iyy-ül metin olduğu gibi, kat'iyy-üd delalet olmak gerektir. Halbuki tevil ve ihtimalin mecali vardır. Zira nehy-i Kurani amm değildir, mutlaktır. Mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa; me'haz-ı iştikakı,illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile yahudiyet ve nasraniyete olan ayineleri hasebiyledir.

(Fıkıh usülünde delil,metninin sıhhati yanında delaletinin kat'i olması gerekir. Halbuki, tevil ve farklı ihtimallere konudur. Buradaki Kur'an yasağı,umumi değildir, geneldir. Genel ise kısıtlanabilir.Zaman bir büyük müfessir olarak bu ayeti kısıtlamış, itiraz olunmamalıdır. (...) Demek Kur'an'ın bu yasağı, Yahudi ve Hıristiyanlar ile Yahudilik ve Hıristiyanlık sıfatlarını üzerlerinde taşıdıklarından dolayıdır). Hem de bir adam zatı için sevilmez. Belki muhabbet, sıfat veya san'atı içindir.Öyle ise her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lazım olmadığı gibi, her bir kafirin dahi bütün sıfat ve san'atları kafir olmak lazım gelmez. Binaenaleyh Müslüman olan bir sıfatı veya bir san'atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden caiz olmasın? Ehl-i Kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin.

Saniyen: Zaman-ı Saadette bir inkılab-ı azim-i dini vücuda geldi. Bütün ezhanı nokta-i dine çevirdiğinden, bütün muhabbet ve adaveti o noktada toplayıp muhabbet ve adavet ederlerdi. Onun için gayr-ı Müslimlere olan muhabbetten nifak kokusu geliyordu. Lakin şimdi alemdeki bir inkılab-ı azim-i medeni ve dünyevidir. Bütün ezhanı zabt ve bütün ukulü meşgul eden nokta-i medeniyet, terakki ve dünyadır. Zaten onların ekserisi, dinlerine o kadar mukayyed değildirler. Binaenaleyh onlarla dost olmamız, medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir ve her saadet-i dünyeviyenin esası olan asayişi muhafazadır. İşte şu dostluk, kat'iyyen nehy-i Kur'anide dahil değildir."3

(Bu yasağın olduğu dönemde İslam, yeni bir din olarak ortaya çıkmıştı. O şartlarda Ehl-i Kitapla dostluktan münafıklık anlamı çıkardı. Bugün ise, insanların zihinleri, dinden ziyade, medeniyet ve terakki ile meşguldür. Dolayısıyla onlarla olan münasebetten nifak anlamı çıkmaz).

Evet şurası muhakkak ki İslam Ehl-i Kitaba farklı yaklaşmakta ve onlara imtiyazlar vermektedir. Mesela: Diğer dinlere mensup olanlarla evlenmek caiz kabul edilmezken Ehl-i Kitapla evlenilebilir, ayrıca kestikleri de yenilebilir. Önceki devirlerde Müslüman bir devletle gayr-i müslim bir devlet arasındaki ilişki genellikle savaşlar şeklinde oluyordu. Bugün ise ilişkilerin zemini çok genişlemiştir. Pek çok Müslüman ve gayr-i müslim devletler arasında ekonomik, kültürel, siyasal vs. antlaşmalar bulunmaktadır.

B) HIRİSTİYANLARA BAKIŞI

Bediüzzaman Hazretlerinin Hıristiyanlara olan bakışına gelince, bu daha çok nüzul-i İsa 4 meselesiyle alakalıdır. Onun yorumuna göre ahir zamanda dinsizlik komitesini dağıtmak üzere Hz. İsa'nın semadan nüzulü şimdiki Hıristiyanlığın tasaffi ederek hakiki İsevi dinine dönmesi ve adeta İslamlaşması şekliyle olacaktır. Bu işi yapacak hamiyetkar ve fedakar bir İsevi cemaatı peydah olacaktır. Bediüzzaman onlara 'Müslüman İseviler' adını vermektedir. Yani Hz. İsa'nın kendisi değil manevi şahsiyeti (Hakiki İsevilik) geri gelecektir. Bu sayede birlik hasıl olacak ve tek başlarına iken dinsizliğe karşı mağlup olan her iki din beraber olup galip geleceklerdir. Bu yüzden Bediüzzaman şu asrın insanlarının ve Ehl-i Kitabın "Ey Ehl-i Kitap! Gelin aramızdaki ortak noktada birleşelim. "(al-i İmran, 3/64) ayet-i kerimesine kulak vermeye çok muhtaç olduklarını ifade etmektedir. Bu mevzu ile alakalı olarak şöyle söylemektedir. "Hz. İsa (a.s)'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmet-i ilahiyenin semasından nüzul edecek; halihazır Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakayık-ı İslamiye ile birleşecek manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyete inkılab edecektir ve Kur'an'a iktida ederek o İsevilik şahs-ı manevisi tabi ve İslamiyet metbu makamında kalacak. Din-i hak bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlup olan İsevilik ve İslamiyet, iltihak neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken alem-i semavatta cismi beşerisiyle bulunan şahsi İsa (a.s) o dini hak cereyanının başına geçeceğini bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Küllüşeyin vadine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş haktır, madem Kadir-i külli şey' vadetmiş elbette yapacaktır. Evet her vakit semavattan melaikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz' eden (Hz. Cibril'in Dıhye suretine girmesi gibi) ve ruhanileri alem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren hatta ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesedi misali ile dünyaya gönderen bir Hakim-i Zülcelal, Hz. İsa (a.s)'ı İsa dinine ait en mühim bir hüsn-ü hatimesi için, değil sema-i dünyada cesedi ile bulunan ve hayatta olan Hz. İsa, belki alem-i ahiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi yine şöyle bir netice-i azime için ona yeniden ceset giydirip dünyaya göndermek o Hakim'in hikmetinden uzak değil; belki O'nun hikmeti öyle iktiza ettiği için vadetmiş ve vadettiği için elbette gönderecek

Hz. İsa (a.s) geldiği vakit herkes onun hakiki İsa olduğunu bilmek lazım değildir. Onun mukarreb ve havassı nur-u iman ile onu tanır. Yoksa bedahet derecesinde herkes onu tanımayacaktır."5
(Kur'an-ı Kerim, Ehl-i Kitabı, tek kelime üzerinde buluşmak için çağırıyor. Bunun için de Hz. İsa'nın gelmesi ve Hıristiyanlığı asli hüviyetine kavuşturması gerekmektedir.

Bugün Hıristiyan aleminde bu inanışta olan insanların sayısı her geçen gün artmaktadır.9

C-) BEDİÜZZAMAN'IN EHL-İ KİTABA ÇAĞRISI[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:47:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması rüya tabiri,Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması mekke canlı, Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması kabe canlı yayın, Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması Üç boyutlu kuran oku Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması kuran ı kerim, Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması peygamber kıssaları,Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması ilitam ders soruları, Bediüzzaman düşüncesinde ehli kitap dayanışması önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes