> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Allahın sâdık kulu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allahın sâdık kulu  (Okunma Sayısı 429 defa)
08 Kasım 2011, 21:15:15
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 08 Kasım 2011, 21:15:15 »



Allah'ın sâdık kulu

1907'de İstanbul'a gelişini gazeteler, "Şark'ın yalçın dağlarından bir ateşpare-i zekâ İstanbul ufkunda tulû etti." diye haberleştirmişlerdi.

İngiltere'de başbakan Gladstone'nun 1883'te İngiliz Avam Kamarası'nda "Kur'ân Müslümanların elinde oldukça onlara hakim olamayız. Ya bu kitabı onların elinden alacağız, ya da Müslümanları ondan soğutacağız!" sözünü 1899 yılında Van Valisi Tahir Paşa'dan işitince şöyle ahdetmişti: "Kur'ân'ın söndürülemez bir güneş olduğunu bütün dünyaya ispat edeceğim."

Bütün hayatı, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçecekti. İslâm âleminin ve İslâm'ın maruz kaldığı hücumlar varlığını o derece derinden sarsıyordu ki, "Bana ızdırap veren, yalnız İslâm'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Âlem-i İslâm'a indirilen darbelerin en evvel kalbime indiğini hissediyorum." diyecekti. Meşrutiyet yıllarının Osmanlı Devleti sınırları içinde en hareketli kişisiydi. Kâh Rumeli'de konferanslarda, kâh Sirkeci'de hamallar arasında, kâh İttihad-Terakkî'nin ileri gelenleriyle, kâh Saray'la, kâh ulema ve meşayihle bir arada, bir gün Tiflis'te Şeyh San'an tepesinde, bazen Güneydoğu'da aşiretler arasında, Şam'da Emeviye Camii'nde hutbede, Sultan Reşat'la Rumeli gezisinde, bazen de cephedeydi. 5-6 gazetede birden yazıyordu. 31 Mart hadisesinde Sirkeci'den Yeşilköy'e kadar yaya gidip, önüne gelen herkesi isyana katılmaktan alıkoymuştu. Birinci Dünya Savaşı'nda Doğu Anadolu'da milis kumandanı olarak savaştı ve esir düştü. Bir gün geldi ve "Artık siyaset âleminde kayda değer yapacak bir şey yoktur." diyerek, bütün himmetini iman ve Kur'ân hizmetine hasretti. Bundan sonra ömrü sürgünlerde, memleket mahkemelerinde ve hapishanelerinde geçecek, bir cani gibi takip edilecek, defalarca zehirlenecek, türlü türlü hakaretlere maruz kalacak, fakat o, bunların hepsine "Elimde iki can taşıyorum. Tek can taşıyan karşıma çıkmasın!" diyerek tahammül edecekti. Çünkü, "Karşımda müthiş bir yangın var. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Kur'ân'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem'in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur." diyordu.

Yolu, bütün insanî lâtifeleri içine alan Sahabe yoluydu; ilim, iman, teslimiyet ve aksiyon yoluydu. Bir yandan yazdırıyor, diğer yandan sabahlara kadar 3 Kur'ân büyüklüğündeki Mecmuatü'l-Ahzab'ı 15 günde bir okuyordu. Allah'ın İrade ve Kudret Sıfatları'ndan gelen ve bizzat Kur'ân'ın baştan sona İlâhî âyetler meşheri olarak takdim buyurduğu yaratılmış Kur'ân kâinatı inceleyen ilimleri aklın nuru, dinî ilimleri kalbin ışığı olarak görüyor; Kur'ân, kâinat ve Peygamber Efendimiz'i (insan-ı kâmil) Allah'ı tanıtan üç küllî muarrif olarak anlatıyordu. "Sus! Kâinat mescid-i kebirinde Kur'ân kâinatı okuyor!" diyor, Kur'ân'la kâinatı, kâinatla Kur'ân'ı tefsir ediyordu. Kıyamet'e kadar her seviyede insanın İslâm iman ve düşüncesi adına aklına gelebilecek bütün şüpheleri cevaplandıran, Tefsir, Hadis, Fıkıh gibi İslâmî ilimlere yeni bir temel kazandıran, İslâm adına aksiyonun Sünnet kaynaklı yolunu çizen, kâmil bir zihin ve kalb inşa eden eseri Risale-i Nur, İngiltere'nin Durham Üniversitesi'nden Collin Turner'ın da itirafıyla, Lâ ilâhe illa'llah'ın manâsını bütün boyutlarıyla en iyi ve gerçekten anlatan eser oldu.

Açtığı yolda, yalnız Türkiye'de değil, bütün dünyada milyonlarca insan, Allah'ın izniyle imanını kurtardı ve kurtarıyor; açtığı cereyan, geleceğin dünyasının temellerini inşa ediyor.

Vefatından önce veda ziyaretlerinde İnönü'nün dehşetli muhalefeti karşısında Ankara'ya alınmadı. Buna biraz içerledi. 1909'da Divan-ı Harp'te idamla yargılanırken, "Ölümüm Nevruzumdur!" demişti. 1960 Nevruzu'nda Kadir Gecesi Hakk'a yürüdü. 2 ay 3 gün 27 gün sonra ise 27 Mayıs "bomba"sı patladı.


Zaman

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allahın sâdık kulu
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:18:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allahın sâdık kulu rüya tabiri,Allahın sâdık kulu mekke canlı, Allahın sâdık kulu kabe canlı yayın, Allahın sâdık kulu Üç boyutlu kuran oku Allahın sâdık kulu kuran ı kerim, Allahın sâdık kulu peygamber kıssaları,Allahın sâdık kulu ilitam ders soruları, Allahın sâdık kuluönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes