Mutluluğun Adresi

Mutluluğun Adresi….

Aile toplumun en küçük ama en önemli birimi… … Öyle ki onun sağlıklı olması, toplumun sağlıklı olması demek olduğu gibi, mutlu olması da toplumun mutlu olması anlamına geliyor… Çünkü mutlu bireylerin oluşturduğu toplum “Mutluluk toplumu” olacaktır… Bunun içindir ki bizi özümüzden koparmak isteyenler, Avrupalılaşma uğruna aile bilincini ortadan kaldırmak için her türlü çabayı göstermişler ve ellerinden geleni yapmaya da devam ediyorlar… Bunun neticesinde maalesef Aile bilincinden uzak yetişen neslin sayısı hızla artmaktadır…Özellikle gençlerimizin bu bilinçten uzak yetişmesi,maneviyattan yoksun olması endişe vericidir…

Aile toplumun sadece huzuru sağlayan müessesesi değildir elbette,toplumun güvencesidir,hatta anarşinin çözümüdür dersek abartmış olmayız…İslam’da evliliğe teşvik edilmiş ve aile yapısının sağlam olması için ilkeler konmuştur…Ayrıca evlenmeye gücü yetmeyenlere de yollar gösterilmiş,nasıl davranırlarsa nezih olunacağı öğretilmiştir….Allah (cc) hayat kitabımız Kur’an’i kerimde şöyle buyurmaktadır”İçinizden bekârların ve kölelerin Salihlerini evlendirin.Evlenmeye niyetli olanlar, yoksul iseler,bu sizi kaygılandırmasın Allah onları lutfuyla destekleyecek ve zengin kılacaktır…Çünkü Allah’ın gücü her şeye yeter..Evlenmeye imkan bulamayanlar ise,Allah kendilerine lütfüyle bu imkanı verinceye kadar,iffetlerini korusunlar”(Nur Suresi.32-33)…

O halde ailede mutluluğun yolu,olmazsa olmaz bir meseledir…Ama mutluluğun tarifini iyi yapmak durumundayız…Mutluluk kıstasımız ne olmalıdır?.Mutluluk anlayışımızı ne belirleyecek?...Örneğin mutluluk anlayışımızı “Kapitalizm’den” aldık ve mutluluğu maddede aradık!.Maddeye ulaşamayınca mutsuzluk yaşanacaktır…Oysa ki maddeye ulaşanlarda mutlu olamamaktadırlar…Ekonomik seviyesi yüksek olan ülke halklarının,psikolojik dengesizlikleri ortadadır…Ya da popülerist bir mutluluk anlayışımız varsa,o zaman da popülarite kaybedildiğinde( ki kaçınılmazdır) mutsuzluk gelecektir…Mutluluğa Dünya endeksli bakıldığında,alamadığımız bir mobilya mutsuzluk nedeni olabilecektir…Modernizmin insana sunduğu mutsuzluğu ise yazmaya gerek bile yoktur,artan intiharlar,boşanmalar,selim aklın kabul edemeyeceği çılgınlıkların acı sonu her gün binlerce yaşanmaktadır…Mutluluk ise,geçici zevklerden alınan anlık zevkler,anlık heyecanlar değildir…Bu arada Asr_ı saadeti hatırlamamız meseleyi kavramamıza yardımcı olacaktır…Hiçbir zamanda yaşanmamış bir devir ki,adına Asr-ı Saadet yani “Mutluluk asrı” dendi…Bu insanlar zaman zaman açlıktan karınlarına taş bağlamışlardı…Bu insanların son model mobilyaları da yoktu…Bu insanlar bazen eşlerine hasret kalabilmişlerdi vs…Ama bu insanlar “Mutluluk asr-ını” yaşamış,mutlu insanlardı…

O halde “Mutluluk” anlayışımız ne olmalıdır?..Mü’minlerin burada da farkları vardır ve olmalıdır…”Tevhid” demek,hayat nizamımızı Allah’tan almak demekti..Bu da kültürden,sanata.:Edebiyattan,düşünce yapısına ve bakış açısına.Ahlaktan,ibadete…
Ticaretten,siyasete… Kısacası hayatın her alanını vahye sorarak yaşamanın adına “Tevhid” deniyor…Demek ki,mutluluğa bakış açımızı belirleyecek olan da yine Allah’tır.( cc )…Müminler Allah’ın ölçüleri içerisinde bütün meseleleri değerlendiririler…Zirâ Mümin sayılabilmenin şartı,Allah’ın direktiflerini hayat ölçüsü kabul etmekle birlikte,bu kabulun şartı olan,bu hayat ölçüsünü pratiğe dökmekten geçiyor...Manevi değerler üzerine bina edilememiş,edilmemiş değil aile,hiçbir yapının huzuru sağlayabilmesi mümkün değildir..

Bu çerçevede aile kurumunda mutluluğu yakalamanın yolu eş seçiminden başlar…”Mü’min kadınlar Mü’min erkekler içindir”…Her iki tarafta Mü’minliğin vasıflarıyla kişiliklerini bütünleştirmiş olmalı…Eşler nikah ile bir birlerine helal olduktan sonra,her ikisi de güçleri nispetinde bir birlerine karşı hak ve görevlere dikkat etmelidirler… Hakk’ın rızası dışında hiçbir şey amaç değildir. Bilâkis her şeyin “Rıza” için araç olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır… Evlilik de bir amaç değil, araçtır. Kulluk yürüyüşünde, beraberce yürümeye karar vermiş iki kişinin, omuz omuza vermesidir …İki Mü’min kişinin el ele vererek dünyadaki imtihanı göğüslemesidir…Ve imtihanın şeklini Allah (cc) belirlediğine göre,önlerine zorlukların çıkabileceğinin farkında lığıyla hareket ederek,zorlukların çaresini yine Allah’ın kitabında arayan aileler mutluluğu yakalamış ailelerdir…Esasında kulluk yürüyüşünde çekilen sıkıntılar kişinin olgunlaşmasına,imanın kemaline vesiledir…Bunun içindir ki sahabe hanım ve beyleri zorluklar içerisinde ama Asr-ı saadeti yaşamışlar ve mutluluk devrini tarihe yazmışlardır…Hanımı ve beyi Allah’ın kendilerine çizdiği konumda hareket etmiş,eşitlik ya da üstünlük kavgası vermeden Mutluluğun zirvesini yaşamışlardı…

Ailede hanıma yüklenen misyon cidden çok önemli ve şereflidir “Annelik”…Dünya düzenleri ise,hanıma misyonunu unutturup,tüketimin malzemesi,reklam aracı olarak magazin sayfalarına çekme,moda tutkunu olmasının çabası içerisine girmiştir…Ama ne kadını,ne eşi ve ne de evladı mutlu edememiştir...Elbette ki suçu sadece karşıya atmak ucuzculuktur…,Varlık sebebini unutan ve bu oyunlara kanan insan da Dünyayı kasıp kavuran bu mutsuzluluktan sorumludur…

Aile bireylerinin birbirlerine karşı olan hak ve görevleri ilgili kitaplarda detaylıca yazılıdır..Evlenenin amacı “Allahın rızası” olduğunda elbette ki hayatına kitaptan yol bulacak ve bu yol onu iki Dünyada da mutluluğa götürecektir... Yeter ki yol ve yolcu uyum içinde olsun…Mutluluğun adresi Kitaptır…Hayata kitapla yol bulmaktadır,yol kutludur,yeter k yolcu da kutlu olabilsin!…Huzur İslam’dadır…En içten Duygularla okuyuculara mutluluğun adresinde,mutluluklar diliyorum

Sabiha Ates Alpat
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın