๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 17 Aralık 2010, 15:15:44



Konu Başlığı: Aile hayatı neden bozuluyor
Gönderen: Hadice üzerinde 17 Aralık 2010, 15:15:44
Aile hayatı neden bozuluyor?


Bu sene inzivâda(dünya işlerini bırakıp ibadet ve taatle vakit geçirmekte) iken ve hayat-ı içtimaiyeden(sosyal hayattan) çekildiğim halde, bazı Nurcu kardeşlerimin ve hemşirelerimin hatırları için dünyaya baktım. Benimle görüşen ekserî(çok) dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvâlar(şikayetler) işittim. "Eyvah!" dedim. "İnsanın, hususan(özellikle) Müslümanın tahassungâhı(sağlam kalesi, sığınağı) ve bir nevî(çeşit) cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?" dedim.
Sebebini aradım. Bildim ki, nasıl İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesine(sosyal hayatına) ve dolayısıyla din-i İslâma(İslam dinine) zarar vermek için, gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesâtıyla(geçici hisleriyle) sefahete(eğlenceye aşırı düşkünlüğe) sevk etmek(yönlendirmek) için bir iki komite(amacına ulaşmak için her yolu, vasıtayı kullanan gizli, ihtilalci örgüt,eşkıya) çalışıyormuş. Aynen öyle de, biçare(çaresiz) nisâ(kadın) taifesinin(grubunun) gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir sûrette perde altında çalıştığını hissettim. Ve bildim ki, bu millet-i İslâma(İslam milletine) bir dehşetli darbe, o cihetten(taraftan) geliyor. Ben de siz hemşirelerime ve gençleriniz olan mânevî evlâtlarıma katiyen beyan ediyorum(açıklıyorum) ki:
Kadınların saadet-i uhreviyesi(ahiret saadeti) gibi saadet-i dünyeviyeleri (dünya saadetleri) de ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri(huy, karakter, tabiatları) de, bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi(tek çaresi), daire-i İslâmiyedeki(İslamiyet alemindeki) terbiye-i diniyeden(din terbiyesinden) başka yoktur. Rusya'da o biçare taifenin ne hale girdiğini işitiyorsunuz. Risale-i Nur'un bir parçasında denilmiş ki:
Aklı başında olan bir adam, refikasına(eşine) muhabbetini ve sevgisini, beş on senelik fâni(geçici) ve zâhirî(görünüşteki) hüsn-ü cemâline(dış güzelliğine) bina etmez. Belki(kesinlikle, şüphesiz), kadınların hüsn-ü cemâlinin(güzelliğinin) en güzeli ve daimîsi, onun şefkatine ve kadınlığa mahsus(özgü) hüsn-ü sîretine(ahlak güzelliğine) sevgisini bina etmeli; tâ ki, o biçare (çaresiz) ihtiyarladıkça, kocasının muhabbeti ona devam etsin. Çünkü onun refikası(eşi), yalnız dünya hayatındaki muvakkat(geçici) bir yardımcı refika değil, belki hayat-ı ebediyesinde(ebedi hayatında) ebedî ve sevimli bir refika-i hayat(hayat arkadaşı) olduğundan, ihtiyarlandıkça daha ziyade(fazla) hürmet ve merhametle birbirine muhabbet etmek lâzım geliyor. Şimdiki terbiye-i medeniye(uygar, çağdaş geçinen medeniyet terbiyesi) perdesi altındaki hayvancasına muvakkat(geçici) bir refakatten(arkadaşlıktan) sonra ebedî bir mufarakate(ayrılığa) mâruz kalan o aile hayatı, esasıyla bozuluyor.
Hem Risale-i Nur'un bir cüz'ünde(bölümünde) denilmiş ki: Bahtiyardır(talihli, mutludur) o adam ki, refika-i ebediyesini(ebedi arkadaşını, eşini) kaybetmemek için Saliha(dindar) zevcesini(eşini) taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır (talihli, mutludur) o kadın ki, kocasını mütedeyyin(dindar, dine bağlı) görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur(dindar, dine bağlı olur), saadet-i dünyeviyesi(dünya saadeti) içinde saadet-i uhreviyesini(ahiret saadetini) kazanır. Bedbahttır(talihsiz, bahtsızdır) o adam ki, sefahete(zevk ve eğlenceye aşırı düşkünlüğe) girmiş zevcesine ittibâ eder(tabi olur), vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak(ortaklık) eder. Bedbahttır(talihsiz, bahtsızdır) o kadın ki, zevcinin fıskına(günah ve ahlaksızlığına) bakar, onu başka bir surette taklit eder. Veyl(yazıklar olsun, aynı zamanda cehennemdeki bir çukurun adı, oraya girecektir) o zevc(koca) ve zevceye(karıya) ki, birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani, medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder.

Said Nursi (Lemalar 203)