๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nefs Mücadelesi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 11 Aralık 2007, 13:35:44



Konu Başlığı: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 11 Aralık 2007, 13:35:44


Denildiği gibi, nefsî isteklere uymak çirkin bir binektir. Çünkü nefis, insanı fitne ve karanlıklara sürükler. Sabretmesi ve tahammül etmesi güç bir yaratıktır. Seni devamlı zorluklara ve yanlışlıklara iter.

Kim nefsi isteklerin arzusuyla dünya hayatına bakarsa, cehennemde yanmayı hak eder. Allah-u Zülcelal nefisle mücahede hakkında şöyle buyurur:

“Her nefis, ne hayır işlemiş, ne kötülük yapmış ise onları önüne konmuş bulur.  Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Allah kullarına çok şefkatlidir.” (Al-i İmran; 30)
İnsan daima kendi nefsiyle hesap görecek; bir hata veya masiyet yaptığı zaman o hata üzerinde nefsini cezalandıracaktır.

Hz. Ömer radıyallahu anh birgün, ikindi namazında bahçesinden camiye gelip cemaatin namaz kılıp dağılmış olduğunu görünce, iki yüz bin dirhem değerindeki bahçeyi, nefsine ceza vererek sadaka olarak vermiştir.

Rebi bin Haysem şöyle anlatmıştır:

“Kendisinden nasihat dinlemek amacıyla Veysel Karani radıyallahu anh’ın yanına gittim. Sabaha kadar oturmuştu; ben de onunla beraber oturdum. Sabah namazını kıldı. Tesbihatını yapsın, dedim. Tesbihatla meşgul oldu, hatta öğleye kadar buna devam etti; öğle namazını kıldı ve oturdu; İkindiye kadar... İkindi namazını da kıldı, akşama kadar...

Böylece tekrar sabaha kadar devam etti. Sabah olunca sabah namazını kıldı; sonra yine oturdu ve uyku ona bir anlık peyda oldu ve şöyle buyurdu:

“Allah’ım! Çok uyuyan gözden ve doymayan karından sana sığınırım.”

Bunun üzerine: “Onun bu durumu bana kafidir.” dedim ve oradan ayrıldım.”

Görüldüğü gibi Veysel Karani radıyallahu anh’ın Allah-u Zülcelal’e karşı durumu, gayreti ve nefsiyle mücahedesi bir sahabeye dahi büyük bir ibret oldu...

İşte bizler onların yaşantısıyla bizim yaşantımızı karşılaştırırsak kendimizi nereye koymamız gerekir; iyi düşünmeliyiz!..

Desen ki:
“Nefsim itaat etmiyor, acaba ilacı nedir?” Bu hususta Lokman aleyhisselam oğluna şöyle demiştir:

“Ey oğlum! Nefsin arzularına uymaktan sakın, zira nefsin doğru olmayan kötü bir isteği vardır. Şayet nefsine biraz uydun mu, daha fazla isteyecek, daha da azgınlaşacak...

Çakmak taşında ateşin gizlenmesi gibi, nefsin istekleri de kalbte öyle gizlidir. Çakıldığı zaman parlar, kendi haline bırakıldığı zaman gizlenir.”

Geçmişte yaşamış salih kimselerin menkıbelerini ibretle okuyup üzerinde düşünmemiz bize yön verecektir. Veysel Karani radıyallahu anh bir çoban olduğu halde, Allah-u Zülcelal’e dost olduğu için dünyanın her yerinden onu ziyarete gelip gidiyorlardı.

 Öyle bir kulluk yaptı ki; amelleri,  makamını ve mevkisini o derece yükseltti. O Allah dostlarının öyle şerefli olduğunu düşünüp ibret almak ve onların amellerine yöneltecek vasıtaları, sebebleri seferber etmek lazımdır.

Zamanımızda yeme, içme, giyim kuşam vs. çok bol olduğu halde, onlara mutabaat yapmak için nefsimizle mücahede etmemiz bizim için çok büyük bir şeref ve kazançtır. O Allah dostları bu zamanda olmadığı için onların hal ve hareketlerini görmedik.

Fakat, onların kitaplarını ve menkıbelerini okumak, kişi için en büyük ilaç ve Allah-u Zülcelal’in rızasını kazanmaya sebebtir.

Onlar çok meşakkat çekmişlerse de gitmişler, fakat onların amelleri; kazanmış oldukları sevap ve mükafatlar beraberlerindedir, bâkidir.

Onlara mutabaat yapmamak ve birkaç günlük hayat için şehvetlerine uyup, ebedi saadet yeri olan ahiret hayatını perişan etmek, ne büyük bir hatadır!

İnsan nefsini,  muhalefet kılıcı ile her öldürüşünde, Allah-u Zülcelal onu yeniden diriltir. Dirildiği zaman yine birçok şeyler ister, insanla inada tutuşur; kötülük kanatlarını açar, yine uçmaya başlar.

İşte hal böyle olunca insana düşen görev, yine inatçı nefsi ile cihad etmektir. Nefis ölmez, insan sağ oldukça o da olur. Yalnız, nefis terbiye olur.

İnsana düşen yegane görev, onu terbiye etmek sureti ile ıslaha çalışmaktır. Bu mücadelenin sonunda mükafatta büyük olur. İman sahibinin daimi vazifesi, nefsini yenmektir.

Her iman sahibi, Allah-u Zülcelal’in huzuruna çıktığı zaman; nefsini ıslah etmiş olmalıdır. Bu hal, o imanlı kimseyi  cennete götürür. Cennete sadece iman sahipleri girer. Oraya bir defa giren, sonuna kadar kalır, bir daha çıkarılmaz. Cennette güzelliklere sınır yoktur. Her an yenisi gelir.

Bunların önü, sonu ve tükeneceği yoktur. Bu güzellikler dünyada her an, her gün nefisle yapılacak mücadelenin mükafatıdır.

Denildiği gibi, Allah-u Zülcelal’in rızasını arayan kimsenin görevi, nefsini terbiye etmek suretiyle ıslah etmeye çalışmaktır.

Bazı müslümanlar: “Allah-u Zülcelal Gafur’ur Rahimdir, nasıl olsa bizi affeder.”  diyerek aldanırlar ve görevlerini yerine getirmezler. Oysa Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

“Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”  (Hicr; 99)
Bu ayet-i kerimeden de anlaşıldığına göre, insan son nefesini verinceye kadar, nefsi ile mücadele etmeli ve Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerini yerine getirmek için gayret göstermelidir.

Her ne kadar ümit etmek güzel  bir hal ise de, hiçbir şey yapmadan sadece ümit etmek çok yanlıştır. Çünkü Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

“İnsan için çalışıp kazandığından başka bir şey yoktur.”    (Necm; 39)
Akıllı kimse, nefsini hakir görüp ölümden sonrası için çalışan kimsedir. Aciz kimse ise, nefsinin arzu ve isteklerine uyan, sonra da Allah-u Zülcelal’in rahmetini ümit edendir.

 





Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Zehibe üzerinde 22 Eylül 2009, 10:20:47
Nefsimizle olan mücadelemizde rabbim yardımcımız olsun bu zamanda herşey nefsin isteklerini kampçılar nitelikte her reklamda insanın nefsi hedef alınıyor nefsi doğrultusunda yaşamak empoze ediliyor
Rabbim bizleri aldananlardan olmaktan korusun
Allah c.c. bu güzel konularınızdan dolayı sizden razı olsun hocam +10 rep


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 06 Haziran 2011, 22:31:06
“Nefsim itaat etmiyor, acaba ilacı nedir?” Bu hususta Lokman aleyhisselam oğluna şöyle demiştir:

“Ey oğlum! Nefsin arzularına uymaktan sakın, zira nefsin doğru olmayan kötü bir isteği vardır. Şayet nefsine biraz uydun mu, daha fazla isteyecek, daha da azgınlaşacak...

Çakmak taşında ateşin gizlenmesi gibi, nefsin istekleri de kalbte öyle gizlidir. Çakıldığı zaman parlar, kendi haline bırakıldığı zaman gizlenir.”
Ne güzel de tanıtıyor nefsi Lokman as.Gerçekten nefsin istekelri kalpte gizli öyle birr an geliyor ki parlıyor bir anda ve seni mahvediyor Rabbin ile arana perde koyuyor ve ardından vicdan azabı pişmanlık..
Nefsim ben aciz kulun nefsimi ıslah etmeye gücü kalmadı artık.Sen bana yardım etmezsen yolunu şaşıranlardan olurum.Sahabe küçücük günahından dolayı nefsine büyük cezalar verirken günahı dağların buyunu aşmış ben kulun napsın?Ne yapsın da nefsini terbiye etsin ona ceza versin uslanması için.Af ve yardım dileriz bu yolda Senden ey dertlerin dermanı dualara icap eden kulunu duyan Rabbim!Duy bizi lütfen, bizi bırakma sensiz.Nefis şeytan vb.her türlü engeli kaldır!kaldır ki sana geleyim Seni bulayım Sende fena bulayım.Biliyorum benim nefsim aslında Seni istiyor ve kalbim ancak Sende mutlu oluyor..
Ne olur yardım et biz Amin



Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Hadice üzerinde 07 Haziran 2011, 09:38:20
Esselamü aleyküm;dualarınaıza en içden Amin kardeşlerim..Elh hepimizin isteği aynı şey Rabbim dualarımızı kabul buyursun inş...

ALLAH’ım! Çok uyuyan gözden ve doymayan karından sana sığınırım.”

Amin Amin Amin ...Allah razı olsun hocam..


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Ceren üzerinde 07 Nisan 2015, 19:24:47
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam.Bir insan için en büyük düşman da nefsi dir,savaşması en zor şeyde nefsidir.Rabbim nefsi ile mücadele edip,Rabbimin yolunda hizmet ettiren kullarından eylesin inşallah....

“Ey huzur içinde olan nefs, sen Rabbinden razı, Rabbin senden razı olarak Rabbine dön!” (Fecr; 27-28)


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Haktann üzerinde 07 Nisan 2015, 19:29:10
Denildiği gibi, nefsî isteklere uymak çirkin bir binektir. Çünkü nefis, insanı fitne ve karanlıklara sürükler. Sabretmesi ve tahammül etmesi güç bir yaratıktır ... Paylaşım İçin Allah Razı Olsun ..


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 09 Haziran 2015, 18:20:29
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullahi Ve Berakatuh...Gerçektende öle ceren abla bir insanın savaşması en zor şeyi nefsidir.Rabbim bu şavaştan bıkmayıp Rabbim rızasını kazanmayı nasip eylesin İnşaAllah.


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Pelinay üzerinde 12 Temmuz 2015, 03:48:46
Ve aleykumusselam ve rahmetullah; ah şu nefs.sen ne kadar Allah yoluna girmeye çalışsanda bir şekilde seni o yoldan alıkoymayı başarıyor.
inşallah  bu azgın nefsi terbiye edebilenlerden oluruz.Allah razı ol usn


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Temmuz 2015, 13:45:16
Ve aleykümüsselam , Çok uyku, çok yemek, çok konuşmak nefsin en çok sevdiği şeylerdendir. Nefsin sevmediği faydalı olan her şeydir. Faydalı işler nefsi ıslah edicidir.


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: İkraNuR üzerinde 12 Temmuz 2015, 14:16:05
 ve aleykumusselam ve rahmetullah. Nefislerimize dur deyip köreltelim . allahm nefsimizle bizleri sınav etmesn .. allah razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Sefil üzerinde 13 Ekim 2015, 15:25:48

Geçmişte yaşamış salih kimselerin menkıbelerini ibretle okuyup üzerinde düşünmemiz bize yön verecektir. Veysel Karani radıyallahu anh bir çoban olduğu halde, Allah-u Zülcelal’e dost olduğu için dünyanın her yerinden onu ziyarete gelip gidiyorlardı.

 Öyle bir kulluk yaptı ki; amelleri,  makamını ve mevkisini o derece yükseltti. O Allah dostlarının öyle şerefli olduğunu düşünüp ibret almak ve onların amellerine yöneltecek vasıtaları, sebebleri seferber etmek lazımdır.

İnşaallah o vasıtaları kendine yol yapanlardan olur yolu allah yolu olanlardan oluruz.

Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Nur ERGÜN 8 üzerinde 07 Aralık 2015, 22:17:48
Aleykum selam gerçekten bu pis nefsimize nasıl hakim olucağız  onun dediğini yapmayarak  ona iste sen ibadetime engel olmazsan ben sana ornegin seker veririm diye


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 26 Ocak 2016, 17:27:16
Esselamu aleykum;
“İnsan için çalışıp kazandığından başka bir şey yoktur.”    (Necm; 39)
Akıllı kimse, nefsini hakir görüp ölümden sonrası için çalışan kimsedir. Aciz kimse ise, nefsinin arzu ve isteklerine uyan, sonra da Allah-u Zülcelal’in rahmetini ümit edendir.

Nefisle mücadele ederken kişi Allah'a sığınığı sürece elbette mutlu olacaktir...Bunun sonucunca nefisle mücadelesini o insan kazanacaktır....Allah için çalışan kimse Necm 39 daki  gibi çalışıp çabalarsa akıllı kimse olur...Yanlış tevekküle düşen kişiyse aciz kimselerdir...Rabbim akıllı kimslerden etsin inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Mustafa/Samed üzerinde 26 Ocak 2016, 17:54:55
Ve Aleykümüsselam. Paylaşım için Rabbim razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Mart 2016, 07:24:13
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain. Mevlam kimseyi nefsine uydurmasın inşaAllah. Amin
 Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim.
 


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: cihanbag üzerinde 10 Mart 2016, 14:59:47
Allahım bizi nefsimize yenik dusurme  bizi nefsimizden koru rabbimize
Ölene kadar   ibadet etmeye nasip et bizi hep hayırlı kullarından eyle dualarımızı
kabul et amin amin


Konu Başlığı: Ynt: Nefisle Mücadele ve Mücahede
Gönderen: Pelinay üzerinde 18 Ağustos 2016, 18:40:35
Rebi bin Haysem şöyle anlatmıştır:

“Kendisinden nasihat dinlemek amacıyla Veysel Karani radıyallahu anh’ın yanına gittim. Sabaha kadar oturmuştu; ben de onunla beraber oturdum. Sabah namazını kıldı. Tesbihatını yapsın, dedim. Tesbihatla meşgul oldu, hatta öğleye kadar buna devam etti; öğle namazını kıldı ve oturdu; İkindiye kadar... İkindi namazını da kıldı, akşama kadar...

Böylece tekrar sabaha kadar devam etti. Sabah olunca sabah namazını kıldı; sonra yine oturdu ve uyku ona bir anlık peyda oldu ve şöyle buyurdu:

“Allah’ım! Çok uyuyan gözden ve doymayan karından sana sığınırım.”

Irkildim bi bunu okuyunca.subhanalalah.nasil bir iman,taat..
Allahim bize de ihsan eyle ne olur...amin a mina min