> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Nassın Uygulanışı > Fukahanın tartışması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fukahanın tartışması  (Okunma Sayısı 808 defa)
21 Aralık 2010, 16:31:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 21 Aralık 2010, 16:31:46 »



3. Fukahanın Tartışması
 

Fakihler, mukallidin doğrudan hadîsle amel etmesi hususun­da birbirinden farklı ve ilginç açıklamalarda bulunmuşlardır. Fakihlerin bu açıklamaları iki görüşe dayanmaktadır:

A. Hükmü öğrenmek istenen hadîsin mukallidin uyduğu ima­mın mezhebine muvafık olduğu takdirde bile mukallidin doğrudan hadîs ile amel etmesini yasaklayanlar

el-Karâfî, ez-Zahire kitabında şöyle demiştir: Mukallit bir kimsenin doğrudan hadîslere uyması haramdır. Dayanağı kendisi­ne açık olmasa bile, müctehid bir âlime uyması vaciptir. Çünkü ictihad edebilme kabiliyetinden yoksundur.

Şeyh Salim es-Senhurî Şerhul-Muhtasar kitabında şu sözleri kaydetmiştir: "Cumhura göre ictihad etmeye ehil olmayan bir kimsenin âlim olsa bile, müctehid bir imama uyması gereklidir." Fakat bazı âlimler, âlim vasfını taşıyanların hükümleri delillerinden alma yeteneğine sahip oldukları için taklitle başkasına uyması­nın caiz olmadığım söylemişlerdir.

Yalnız dediğimiz gibi, cumhura göre müctehid âlimler olan "ulu'l-emr"e itaat gereğince, az bilen, bildiğini bırakıp daha çok bilene uymakla mükelleftir.

Aşağıda zikredeceğimiz rivayetler bu görüşü destekliyor. Taberanî el-Evsat kitabında Ebi Melike'den, İmam Ahmed Müsned’inde değişik senedierle şu olayı nakletmişlerdİr: Urve bin Zübeyr Abdullah bin Abbas'a giderek "Ne oluyor sana, insanları saptırıyorsun ey İbn Abbas!" dediğinde İbn Abbas ona "Neymiş o ey Urve?" diyerek, açıklamasını istedi. Urve, "Adam hac veya um­reye ihram edip tavaf ettiği zaman ihramdan çıkmış olduğunu sanıyorsun. Oysa Ebubekir ve Ömer insanları bunu yapmaktan alıkoyuyorlardı" dedi. İbn Abbas, Urve'ye iyice yaklaşarak "Sana ya­zıklar olsun, sence onlar mı daha evla, yoksa Allah'ın kitabı ve Resulullah'ın ümmetine bıraktığı sünnet mi daha evla?" diyerek şaşkınlığını belirtti. Urve "Onlar Allah'ın kitabını ve Resulullah'ın sünnetini benden ve senden daha iyi biliyorlardı", diyerek İbn Abbas'la mücadeleye girdi.

Urve'nin bu sözü ve İbn Abbas'la olan mücadelesi az bilenin bildiğini bırakıp daha çok bilene uyması gerektiğini gösteriyor. Bu­nun çok sayıda canlı örnekleri vardır.

Hz. Ömer çok meselelerde Hz. Ali'ye müracaat ederek: "Ali olmasaydı, Ömer helak olurdu." "Ebu'l-Hasan'ın (Hz. Ali) arala­rında bulunmadığı bîr kavimle yaşamaktan Allah'a sığınırım" de­miştir. Abdurrahman b. Avf’ın, Hz. Osman'a bey'at ettiği zaman "Resulullah'ın sünneti, Ebubekir ve Ömer'in sireti üzere sana bey'at ediyorum" dediği belirlenmiştir. Ebu Musa'nın birisine işa­ret ederek "Bu bilge aranızdayken bana gelip soru sormayın" dediği nakledilmiştir. Sahabe ve tabiîn zamanında vuku bulan buna benzer daha nice söz ve olaylar vardır.

El-Hattab, Şerhu'l-Muhtasar kitabında şöyle demiştir: "Cum­hura göre ister âlim ister avam ictihad etmeye ehil olmayan herke­sin, müctehid imamlardan birisine uyması gereklidir. Çünkü icti­had derecesine ulaşamayan âlimin bilgisi müctehidlerin bilgisine nisbeten yok sayılır. Bu yüzden bildiğini bırakıp müctehid imamlardan birisine uymalıdır.

Şeyh Fazıl eş-Şâfıî şöyle demiştir: "Mükellef bir insan müctehidde bulunması gereken şartlardan birisine haiz değilse, ictihad etmeye ehil olmaz ve müctehid bir âlime uyması lazımdır. Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur: 'Bilmiyorsanız bilenlere sorun' [73] Şüphesiz kişi güç yetiremediği şeyden sorumlu değildir. Rabbimiz şöyle buyurmuştur. 'Gücünüz yettiği kadar Allah'a isyan etmekten sakınınız'[74] İctihad derecesine ulaşmayan âlim normal bir insanla eşittir. Başkasına uyması gereklidir."

Abdulhak ed-Dihlevî Şerhu's-Sirâtu'l-Müstakim kitabında, şunun veya bunun ihtilafına bakmaksızın Resulullah'tan bize ula­şan sahih hadîslere dayanmanın gerekliliğini açıkladıktan sonra, şunları demiştir: "Doğrusu bunu yapmak lazımdır. Bize ulaşan sa­hih haberlerin başımız ve gözümüzün üzerinde yeri vardır. Onlara göre amel etmek dünya ve âhirette saadet ve mutluluğu gerektirir. Fakat asrımızda bu neredeyse tasavvur edilemeyecek bir hale gel­miştir. Çünkü müctehid imamlar hadîs ve sahabe sözlerini İncele­yerek sahih ile zayıfı ve nasih ile mensuhu birbirinden ayırmışlar­dır. Tevil etmeye kabil olan nassları tevil ederek uygulamışlardır ve mezheplerini tedvin ederek yaymışlardır. Zamanımızın hangi âlimi bu güce, bu kabiliyete sahiptir ki, bu işin altından çıkarak bu yükü kaldırabilsin.

Bu yüzden asrımızda adları geçen büyük müctehid imamlara uyup yollarından gitmekten başka hiçbir yol yoktur. Oysa ilk dev­rin muhaddisleri böyle değillerdi. Onlar açıkladığımız imkâna sa­hip ve ictihad etmeye kabiliyetli idiler. Gerçeğe baktığımızda da, ictihad ve kıyas olmadan yeni hadiselere dair hükümler verile­mez."

El-Esnevî Mahsul kitabında ictihad derecesine ulaşmayan ki­şinin bir müctehide uymasının caiz olup olmadığı hususunda üç görüşe yer vermiştir. El-Esnevî ve el-Âmidîye göre en doğrusu caiz olması değil, vacip olmasıdır. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: "Bilmiyorsanız bilenlere sorun" [75] Kaldı ki insanlar ictihadla uğraşacaklarsa geçimlerini na­sıl sağlayacaklardır. Nevevî, er-Ravza kitabında şöyle demiştir: "Biz insanları fer'î meselelerde taklitten men edersek onları şaşkınlıkla başbaşa bırakmış oluruz. Fakihlere göre avam insan şer'î ahkâmı delillerinden alma kabiliyetine sahip olan ve ictihad etme yolunu bilmeyendir. Onun müctehid bir imamı taklit etmesi caizdir. Hat­ta vacip olduğunu söylüyorum. Çünkü Cenab-ı Allah şöyle buyur­muştur: 'Bilmiyorsanız, bilenlere sorun.' [76] İctihad de­recesine ulşmayan âlim de avam gibidir. Onun da müctehid bir imama uyması vaciptir."

El-Esnevî Nihayetu's-Sûl kitabında, alimlerin taklidin tarifi ve taklit etmenin gerekliliği hakkında farklı deyimler kullandıklarını şu şekilde açıklamıştır: "Bazı âlimler mukallit ictihad derecesine ulaşmayandır derken başka bîr grup ictihad etmeye ehil olmayan­dır, deyimini kullanmıştır. Ayrıca mukallit mutlak müctehid ol­mayandır şeklinde tarif edenler de olmuştur. Sonra hükmü ile ilgi­li, taklit etmesi lazımdır, vaciptir demiş veya aynı mânâda olan de­ğişik ifadeler kullanmışlardır.

Mukallid bir kimsenin taklit ettiği müctehidin verdiği bir hü­kümle çelişen sahih bir nassı bulduğu takdirde bile imamına uy­ması lazımdır. Nass'ın muktezasıyla amel etmesi yasaktır. İmamı­nın mezhebine uymalıdır.

Î'lâmu'l-Muvakkîn kitabı, "Adamın birinin Sahihayn veya gü­venilir herhangi bir hadîs kitabında bulduğu bîr hadîs ile fetva vermesi caiz mi?" sorusuna şu yanıtı vermiştir: "Son devrin âlimlerin­den bir grup veremez diyerek şöyle bağlamışlardır: Çünkü hadîs mensuh veya daha güçlü bîr hadîsle çelişiyor olabilir. Kişi hadîsin delaletini yanlış anlayarak mendubiyeti ifade eden bir emrin vucubiyeti ifade ettiğini düşünebilir, tahsis edilmiş bir âmm lafzını âmm olarak alabilir ve takyid edilmiş mutlak bir nassın mutlak ol­duğunu sanabilir. Bu yüzden ilim erbabına sormadan hadîsle amel edip fetva vermesi asla caiz değildir:

Neticede mukallidin doğrudan hadîsle amel edemeyeceği gö­rüşünü savunan âlimler görüşlerini şu üç esasa dayanmışlardır.

a- İctihad bölünmez.

b- Şer'î nasslar delalet ettiği hüküm itibariyle ictihad edilmiş kabildendir.

c- Şer'î bir nassla amel etmeden önce muarızı var mı, yok mu diye araştırmak lazımdır. İctihad konusunda bu üç esasın tam aksi tercih edilecektir.

B- Mukallidin doğrudan hadîsle amel etmenin caiz veya vacip ol­duğu görüşünü savunanlar.

El-Cami kitabının yazan şöyle demiştir: "Medine halkının ameli ile çelişmeyen hadîsleri reddetmek asla caiz değildir."

El-Karâfî ise şöyle demiştir. "Bir meselede delili zayıf olan hiçbir imama uymak caiz değildir. Ancak diğer meselelerde ona uyar. Örneğin Malikî birisinin İmam Malik'e delili zayıf olan bir meselede uyması doğru değildir. Ancak şer'î nasslara muvafık olan veya delilinin daha güçlü olduğu meselelerde ona uyar. Böylece İmam Malik'in şu meşhur tavsiyesini de yerine getirmiş olur. 'Ben ancak bir beşerim, doğruya ulaşıp hataya da düşerim, görüşlerimi inceleyiniz. Kitab ve sünnete muvafık olanı alınız, olmayanı bırakınız.

İzzeddin bin Abdusselam şöyle demiştir: "Zamanımızda mukallit uyduğu imama ait görüşün za'fiyetini farkettiği halde ona uymaktan vazgeçmiyor. Sanki imamı gönderilmiş bir peygamber­dir. Bu ne kadar garip birşeydir? Hak ve doğrudan nasıl bir sapma­dır?"

Mukallidin doğrudan hadîsle amel etmesine cevaz verenlerin taklidin doğru olabilmesi için koştukları yedi şarttan birincisi, uyulan görüşün Kitab ve sünnete aykırı olmamasıdır.

El-Karâfî de şöyle demiştir: "Kitab, sünnet, icma, kaide ve da­ha güçlü bir nassla çelişmeyen kiyas-ı celîye muhalif düşen bir müctehidin fetvasını topluma yaymak veya onunla fetva vermek asla caiz değildir. Bir hakimin böylesi bir fetvaya dayanarak verdiği hüküm iptal edilmelidir. Ve şeriata göre hakimin verdiği böylesi hükümleri reddetmeliyiz. Çünkü şeriata muvafık olmayan fetvayla fetva vermek haramdır. Dolayısıyla böylesi bir hükmün yürürlüğe geçirilmesi haramdır. Fakat içtihadı nedeniyle o müctehîd günah­kâr olmaz. Bilakis ecir alır, çünkü o emredildigi şekilde hakka ka­vuşmak için gücünü sarfetmiştir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur: 'Müctehid ictihad ettiği meselede hata ettiği zaman ona bir ecir vardır. İsabet ettiği zaman iki ecir vardır.' Bu yüzden her asrın fakihlerinin mezheplerini inceleyip gözden geçirerek bu tür meseleleri mezheplerinden atmaları gereklidir. Az veya çok, hiçbir mezhep bu tür meselelerden temiz değildir."

Şeyh Takiyuddin bin Salah şöyle demiştir: "Müctehid bir imamın görüşüne aykırı hadîs gö...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fukahanın tartışması
« Posted on: 23 Nisan 2024, 19:25:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fukahanın tartışması rüya tabiri,Fukahanın tartışması mekke canlı, Fukahanın tartışması kabe canlı yayın, Fukahanın tartışması Üç boyutlu kuran oku Fukahanın tartışması kuran ı kerim, Fukahanın tartışması peygamber kıssaları,Fukahanın tartışması ilitam ders soruları, Fukahanın tartışmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes