๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 27 Ocak 2010, 00:43:59



Konu Başlığı: Farz Namazların Vakitleri
Gönderen: Eflaki üzerinde 27 Ocak 2010, 00:43:59

Namazın şartları bölümünde de anlatıldığı gibi, vaktin girmesi nama­zın şartlarındandır. Namaz, vakit girmeden önce yükümlüye vâcib olmaz. Yalnız Hanefîler, vaktin girmesini namazın ne vücûb, ne de sıhhat şartla­rından saymazlar. Bunlar, vaktin girmesinin, namazın edasının şartların­dan olduğunu söylemişlerdir. Yani namazın edâ edilmesi, vakit girmeden sahîh olmaz demek istemektedirler. Bu, açıkça anlaşılan bir husustur. Ha­nefîler diğer mezheblerle de görüş birliği ederek namazın, vakit girme­den mükellefe vâcib olmayacağını söylemişlerdir. Namazın vakti girince yükümlü, namazı edâ etme hususunda süreli bir yükümlülük altına girer. Yani vaktin girmesiyle hemen ilk anda namazı kılması sahih olup borçtan kurtulacağı gibi; vaktin ilk anında kılmadığı takdîrde biraz gecikmesi ne­deniyle de günahkâr olmayacağını ifade ederler. Ancak bu geciktirmede, vaktin abdest alınıp namaz kılınmasına veya cünüblük anında gusledip namaz kılınmasına yetecek kadar bir zaman kalmalıdır. Namazın tümü­nü vakit içerisinde edâ ederse şeriat koyucunun isteğine uygun bir şekil­de namazını kılmış ve borçtan da kurtulmuş olur. Vaktin çıkmasından sonra namazını kılacak olursa bu namaz sahîh olur. Yalnız vaktini geçirdiği ge­rekçesiyle büyük günâha girer. Namazın bir kısmınım vakit içerisinde, di­ğer kısmını da vaktin çıkmasından sonra kılarsa, bazı mezheb İmamları derler ki; bunu yapan kişi günahkâr olur.

Bazıları da günahkâr olma­yacağını söylerler. Şunu da belirtelim ki: Mezheb İmamları ittifak ederek; vakit içerisinde namazın bir kısmına ulaşan kişinin, bu namazını kaza olarak değil de edâ olarak kılmış olduğunu söylemişlerdir. Ki bu tür bir edâ da bazı mezheb İmamlarına göre yine günahkâr olmaya engel olmaz. Mezheblerin bu husustaki detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.


Malikiler dediler ki: Namaz kılacak bir kişi, ihtiyarî -akitte nama­zın bir rek´atına kavuşur da bundan sonra ihtiyarî vakit çıkıp geri kalan kıs­mını zarurî vakitte tamamlayacak olursa günahkâr olmaz. Ama ihtiyarî va­kitte bir rek´atini tamamlayamayacak olursa, bu namazın tümünü ister za­rurî vakitte kılsın, ister bazısını zarurî vakitte, bazısını da zarurî vaktin çık­masından sonra kılsın yine günahkâr olur.

Hanefiler dediler ki: Bir kişi, vakit çıkmadan iftitâh tekbiriyle de olsa namazın bir bölümüne kavuşacak olursa bu kişinin kıldığı namaz edâ olarak kılınmış olur. Ancak bunlar derler ki: Vaktin çıkmasından önce kişi, namazını tamamlayamayacak olursa günahkâr olur. Yalnız bu günahı, bü­yük değil de küçük günahlardandır. Yakında anlatılacağı gibi Hanefîler, Mâlikîlerin yaptıkları gibi vakti, zarurî ve ihtiyarî olmak üzere iki kısma ayır­mazlar.

Şafiiler dediler ki:  Kişi vakit içerisinde namazın bir rek´atini tamam­layamayacak olursa bunun kıldığı namaz, edâ değil kaza olarak kılınmış olur. Vakit içerisinde bir rek´ati tamamlar da sonra vakit çıkarsa bu kişi günah­kâr olur. Ancak bu günahı, kaza olarak kılana nisbetle daha az olur. Şâfiîler, Hanefîlerle görüş birliği yaparak, namazın belirlenen vakit içerisinde edâ edilmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerler. Yine bunlar da Mâlikîlerin yap­tığı gibi namazın vaktini, ihtiyarî ve zarurî olmak üzere iki kısma ayırmaz­lar. Mâlikîlerle görüş birliği yaptıkları bir tek husus vardır ki; o da kişinin ihtiyarî vakit içerisinde namazın bir rek´atini tamamlayamaması hâlinde, kıl­dığı namazın edâ olarak kılınmış sayılamayacağıdır.

Hanbeliler dediler ki: İftitah tekbirine ulaşan kişi, namaza ulaş­mış sayılır. Diyelim ki bir şahıs, vaktin sonunda namaz için kamet getirir, sonra iftitah tekbirini alıp namazım tamamladıktan sonra vaktin çıktığını görürse bunun namazı, Hanefîlerin de dedikleri gibi edâ olarak kılınmış sa­yılır. Vaktin çıkmasından önce iftitah tekbirine ulaştığı gerekçesiyle de gü­nahkâr olmaz. Hanbelîler bu hususta Hanefîlerle görüş birliği yaparak va­kit içerisinde iftitah tekbirine ulaşan kişinin namazın tümüne ulaşmış olduğu ve dolayısıyla da namazın edâ olarak kılınmış olduğunu ileri sürerler. Ancak bunlar, bu kişinin namazını kaza olarak değil de edâ olarak kılması nede­niyle günahkâr olmayacağını söylemektedirler. Bu anlatılanlarla, konumuz olan bu meseledeki ittifaklı ve ihtilaflı hususları açık seçik bir şekilde anla­mış olmaktayız.[153]


Konu Başlığı: Ynt: Farz Namazların Vakitleri
Gönderen: Ceren üzerinde 04 Mayıs 2018, 02:51:31
Esselamu aleyküm. Namazlarimizi hakkiyla vaktinde ve farzlarina uygun olarak kılan ve rahmete erişen kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Farz Namazların Vakitleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 04 Mayıs 2018, 02:54:34
Aleyküm Selam.  Namaz Namaz göz nurumuz tek huzurumuz. Rabbim bizleri Namazını vaktinde ve huşu içinde kılanlardan eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Farz Namazların Vakitleri
Gönderen: sedanurr üzerinde 04 Mayıs 2018, 08:51:48
Ve aleykümüsselam Rabbim Namazlarımızı dosdoğru kılabilmeyi nasip etsin


Konu Başlığı: Ynt: Farz Namazların Vakitleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Mayıs 2018, 14:08:59
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namazi dosdoğru kilanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun