๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Muvatta => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ekim 2011, 20:10:28



Konu Başlığı: Namaz Vakitleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ekim 2011, 20:10:28
1. Namaz Vakitleri


1. îbni Şihab (Ez-Zührî)'den:
Ömer b. Abdülaziz bir gün (ikindi) namazını geciktirdi. O sıra­da huzuruna giren Urve b. Zübeyr (onu uyarmak için) şu hadisi nakletti:
«— Kûfe'de bir gün Mugire b. Şube[1] (ikindi) namazını geciktirmişti. O sırada yanına girmiş olan Ebû Mes'ûd el-Ensârî:
— Bunu neden yaptın Mugire? Hatırlamıyor musun, birgün Cebrail gelmişti de öğle namazını kılmıştı. Sonra Resûlullah ta kılmıştı. Sonra (ikindi) namazını kıldı, Resûlullah da kıldı. Sonra (akşam) namazım kıldı, Resûlullah da kıldı, daha sonra (yatsı) na­mazını kıldı, Resûlullah da kıldı. Daha sonra da sabah namazını kıldı, Resûlullah da kıldı. Ondan sonra da (Cibril): «Bunlarla emrolundun, buyurdu.»demişti.[2]
Bunun üzerine Ömer b. Abdülazız:
«— Urve, ne dediğini iyi düşün; Resûlullah'a namaz vakitleri­ni bildiren Cibril mi idi?» diye sordu. Urve de:
«— Beşir b. Ebî Mes'ûd, babasından böyle rivayet etti» dedi.[3]
 
2. Urve der ki: Âişe (r.a.) bana: «Resûlullah (s.a.v.) ikindi na­mazıni, güneş henüz odamın duvarında yükselmeden kılardı.»[4] dedi.[5]
 
3. Atâ b. Yesâr anlatıyor:
Bir adam Resûlullah'ın huzuruna gelerek, sabah namazının vaktini sordu. Resulü Ekrem (s.a.v.) cevap vermedi. Ertesi gün sa­bah namazını şafak atınca kıldı; Bir gün sonra da, ortalık ağarınca kıldı.[6]
Daha sonra da:
«— (Sabah) namazının vaktini soran nerede?» buyurdu. Adam:
«— Benim Ya Resulallah» deyince;
<— Bu iki vaktin arasındaki zamandır.» buyurdu.[7]
 
4. Âişe (r.a.) der ki: Resûlullah (s.a.v.) sabah namazım kıldık­tan sonra kadınlar, örtülerine bürünmüş olarak evlerine döner­lerken henüz karanlıktan tanınmıyorlardı.[8]
 
5. Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah'in şöyle buyurduğunu riva­yet etti: «Güneş doğmadan sabah namazının bir rek'atina yetişebilen kimse, sabah namazını kendi vaktinde kılmış olur. Güneş batmadan da ikindi namazının bir rek'atma yetişebilen ikindiyi kendi vaktinde kılmış olur.»[9]
 
6. Abdullah b. Ömer'in âzadlısı Nâfi der ki: Ömer b; el-Hattab r.a. valilerine şunu yazdı: «Bana göre en önemli vazifeniz namazdır. Kim onu —devam ederek— vaktinde kılarsa, dinini korumuş olur. Kim de namazlarını ihmal ederse, diğer vazifelerini haliyle daha çok ihmal eder.»
Daha sonra dâ şunları yazdı:
«Öğle namazını, bir şeyin gölgesi fey-i zevalin[10] dışında bir ar­ın oluşundan itibaren, gölgeniz bir misli oluncaya kadar kılın. İkindi namazını, henüz güneş yüksekte, beyazken kılın. Namaz­dan sonra, güneş batmadan önce bir atlının iki veya üç fersah[11] gi­debileceği kadar bir zaman olsun. Akşamı, güneş batınca kılın.
Yatsıyı, kırmızılığın (akşam şafağının)[12] kaybolmasından iti­baren gecenin üçte birine kadar kılın.[13] Yatsıyı kılmadan yatanla­rın gözüne uyku girmesin .Yatsıyı kılmadan yatanların. gözüne uyku girmesin. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin_ Sabah namazını, yıldızlar batmadan parlakken kılın.»
 
7. Ebû Süheyl rivayet eder:
Hz. Ömer (r.a.) Ebû Mûsâ el-Eş'ari'ye şöyle yazdı: Öğle nama­zını, güneş tepeden dönünce (zeval vaktini müteakip), ikindiyi gü­neş parlakken, sararmadan, akşamı güneş batınca kıl. Yatsıyı yatmincaya kadar geciktir. Sabah namazını yıldızlar henüz azalma­dan parlakken kıl ve sabah namazında, Mufassal sûrelerden iki sûre oku.[14]
 
8. Urve de şöyle rivayet eder:
Ömer b. el-Hattab, Ebû Mûsâ el-Eşari'ye şöyle yazdı: ikindi namazını güneş beyaz ve parlakken, yani bir atlının akşama ka­dar üç fersah gidebileceği kadar bir vakit varken lal. Yatsıyı gece­nin üçte birine kadar, hattâ gece yarısına kadar geciktirebilirsin. Ancak, sakın gafillerden de olmayasın.
 
9. Abdullah b. Râfi, Ebû Hureyre'ye namaz vakitlerini sordu. O da «Sana söyleyeyim: Öğle namazını, gölgen boyunca oldu­ğunda, ikindiyi, gölgen boyunun iki misli olduğunda, akşamı güneş batınca, yatsıyı akşamla gecenin üçte biri arasında, sabah namazını da henüz karanlıkken kıl» dedi.[15]
 
10. Enes b. Malik (r.a.) der ki:
İkindi namazını kılardık, cemaatten bazısı Amr b. Avf oğulla­rının yurduna gider, henüz onların ikindi namazı kılmakta olduk­larını görürdü.[16]
         .                                                            
11. Enes b. Malik (r.a.) der ki: ikindi namazını kıldıktan sonra Küba'ya giden kimse oraya vardığında güneş hâlâ yüksekte bulu­nurdu.[17]
 
12. (Tabiinden) Kasım b. Muhammed der ki: Ashab'a yetiş­tim. Onlar Öğle namazını hava biraz serinleyince kılıyorlardı.



[1] O zamanlar Mugîre b. Şube, Hz. Ömer tarafından Küfe valisi olarak tayin edilmişti.
[2] Yani hergün namazı, bu beş vakitte kılmakla emrolundun. Diğer bir rivayet­te Cibril: «Sen bunu tebliğ ile.emrolundun,» dedi.
[3] Buhari, Mevakîtu's-Salât, 9/1; Müslim, Mesâcid, 5/166,187.
[4] Güneş doğduğunda ışıkları önce odanın tabanına vurur, Güneş batıya ufağa indikçe odanın duvarına yükselir. Âişe validemiz, yukarıdaki sözüyle Resû­lullah (s.a.v.) ikindi namazım ilk vaktinde kılardı, demek istiyor.
[5] Buhari, Mevakitu's-Sâlat, 9/1; Müslim, Mesâcid, 5/167; Şeybanî, 3.
[6] Sabah namazının vakti, şafak söktükten sonra başlar, güneşin doğması yaklaşıncaya kadar kilinir, demektir.
[7] Bu hadis, mürseldir; Enes'ten ise mevsûl olarak gelmiştir. Nesaî, Ezan 7/12.
[8] Buharı, Mevakitu's-Salât, 9/37; Müslim, Mesâcid, 5/232.
Hz. Âişe: Sabah namazının erken kılındığını söylemek istiyor. Resulü Ek­rem (s.a.v.) çoğu zaman sabah namazını erken kılar, bazan da geç kılardı. İmam Şafiî (rahimehullah) erken kılınmasının efdal olduğunu söyler, îfirîam Ebu Hanîfe Hazretleri de -cemaatin çoğalması için-, ortalık biraz ağannca kılınmasını tavsiye eder. Bu hadisten Asrı Saadette kadınların camiye devam ettikleri anlaşılıyor.
[9] Buharî, Mevakîtu's-Salât, 9/28; Müslim, Mesâcid, 5/232. Ebu's-Seâdât tbnül-EsSr der ki: Namaza yetişmeyle ilgili bu hüküm; bu iki namaza mahsus olmayıp, bütün namazlara şâmil olduğu halde, bilhassa bu iki vaktin bildirilmesinin sebebi şudur: Bu iki vakit gündüzün başlangıç ve sonudur. Namaz kılan kimse namazın bir kısmını kıldıktan sonra güneş doğsa, veya batsa vakit çıktı ve namaz bozuldu sanır. Aynı zamanda güneş doğarken ve batarken namaz kılınması yasak edilmiştir. Eğer Hz. Peygam­ber (s.a.v.) ikindi ve sabah namazlarının birer rek'atlanna yetişenin namazının sahih olduğunu bildirmese idi, namaz kılan kimse bu iki vaktin çıkma­sıyla namazlarının bozulduğunu sanırdı. İşte bu yanlış anlamaya meydan vermemek için, Resulü Ekrem özellikle bu iki vakti açıklamıştır.
Bu hadisi şeriften iki sonuç çıkar:
1. Vaktin sosunda yalnız bir rekâtı kılınan namazın tamamı kaza değil eda sayılır bu derece dar bir vakte kadar kasten geciktirilmesini ulemanın caiz görmediğini söylemiştir.
2. Özürlü bir kişinin özrü, vaktin sonunda bir rek'at kılınabilecek kadar bir zaman içerisinde kalksa o vaktin namazı o kişi üzerine borç olur. Sonra kaza etmesi gerekir. Şayet Özür devam etmiş olsaydı üzerine borç olmayacaktı. Bujtonuda âlimlerin görüşleri şöyle özetlenebilir:
a- Alimlerin çoğunluğu birinci maddedeki görüşe sahiptirler,
b- Bir kısım âlimler de rek'atların hepsinin kaza olacağı görüşündedirler,
c- Bazıları da vakit içerisinde kılman bir rek'at eda, diğer rek'at veya rek'at-lar kazadır, derler.
d- Ebû Hanife'ye göre -ikinci maddede olduğu gibi- hadisi şerif özürlü kişile­rin durumunu açıklamaktadır. Burada söz konusu olan Özürler delilik, ba­yılma, hayız, lohusalık vs.dir. Bu özürlerden biri kendisinde olan bir şahıs, özüründen vaktin sonunda bir rek'at kılınabilecek bir zaman içerisinde kurtulursa, o vaktin namazının bu kişi tararından kaza edilmesi gerekir. Ayrıca Ebû Hanife, bir rek'atı vakit içinde, diğer rek'atı güneş doğarken kılınan sa­bah namazının batıl olacağı görüşündedir. Fıkıh usulündeki şu kaide de Ebû Hanife'yi desteklemektedir: Kâmil bir vakitte kılınması farz olan bir namazın, mekruh bir vakitte kılınması caiz değildir. Bundan başka 'Özürlu vakit daha çıkmadan kalkarsa, o vaktin namazı borç olur. Yukarıda bir rek'at olarak ifade edilmesi ekseriyete göredir. (Bkz. el-Menhel).
[10] Fey-i zeval, güneş tam tepede iken herhangi bir cismin en kısa gölgesidir. Bir Arşın, takriben 60 santimdir.
[11] Bir Fersah, üç mildir. Bir mil, takriben 1609 metredir.
[12] Şafak (akşam şafağı, gurup), akşamdan sonra ufukta gözüken kırmızılık­tır.
[13] Yatsı namazı tan yeri ağarıncaya (fecr-i sadık doğuncaya) kadar kılınabi-lir. Fakat yatmadan önce kılınması sünnet ve efdaldir. Bu yüzden Hz. Ömer yatsıyı kılmadan yatanları kınıyor ve onlara beddua ediyor.
[14] Mufassal sûreler, Hucurât'dan Abese'ye kadar olan, sûrelerdir. Bakara'dan Tevbe'ye kadar, «Tıvâl» (uzun sûreler) «Tekvîr»'den «Nas»a kadar olanlara da «kısar» yani kısa sûreler denir.
[15] Ebû Hanife'ye göre, ikindinin vakti, gölge boyun iki misli olunca başlar. Şeybanî, 1.
[16] Buhari, Mevakitu's-Salât, 9/13; Müslim, 5/194. Ayrıca bkz. Şeybanî, 4. Amr b. Avf oğullarının yurdu, Mescid-i Nebeviye «iki mil» yani «4 kilomet­re» kadardı.
İmam Nevevî der ki: Aahab-ı kiramdan Amr b. Avf oğullan, tarla veya bah­çelerinde çalışırlardı. İşleri bitince toplanıp ikindiyi kılıyorlardı. Bu yüz­den namazları gecikiyordu.
Hanefî Mezhebine göre, güneş parlak beyazken ertelenerek kılınması efdaldir.
[17] Buharı, Mevakîtu's-Salât, 9/13; Müslim, Mesâcid, 5/193; Şeybanî, 3. «Kubâ», Medine'ye Üç mil uzaktadır.


Konu Başlığı: Ynt: Namaz Vakitleri
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Temmuz 2017, 16:08:07
Esselamu aleykum. Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim. Rabbim namazimizi hakkiyla kilmayi nasip etsin bizlere..


Konu Başlığı: Ynt: Namaz Vakitleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 12 Temmuz 2017, 09:40:42
Ve  Aleyküm Selam.  Mevlam bizlere Namazını vaktinde ve huşu içinde kılanlardan eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Namaz Vakitleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Temmuz 2017, 16:09:14
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namazı dosdoğru kılanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun