๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Muvatta => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 05 Kasım 2011, 17:23:57



Konu Başlığı: Külçe Ve Sikke Halindeki Altını Gümüşle Değişmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Kasım 2011, 17:23:57
16. Külçe Ve Sikke Halindeki Altını Gümüşle Değişmek


28. Yahya b. Said şöyle dedi: «Resûlullah (s.a.v.) Sa'd b. Ebî Vakkas ile Sa'd b. Ubade'ye Hayber ganimetinden kendi hisseleri­ne düşen altın veya gümüş kaplan satmalarını emretti. Onlar da her üç dinar ağırlığındaki kabı sikke halinde dört dinara (4.009 gr. altın) veya dört dinar ağırlığındaki her kabı sikke halinde üç dina­ra sattıklarında Resûlullah: «Alış verişinize faiz girdi» deyince aldıklarını iade ettiler[27]
 
29. Ebû Hüreyre (r.a.)'den: «Resûlullah (s.a.v.): «Aralarında fazlalık olmaksızın altın altınla, gümüş ve gümüşle eşit ola­rak değiştirilir» buyurdu.[28]
 
30. Ebû Said el-Hudri (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.): «Altını altınla ancak eşit olarak satınız. Bunlardan bir kısmını diğerine karşı fazla saymayınız. Gümüşü de gümüşle ancak eşit olarak satınız. Bunlardan bir kısmını diğerine karşı fazla saymayınız. Bir de bunlardan birini peşin, diğerini veresiye satmayınız» buyurdu.[29]
 
31. Mücahid der ki: Abdullah b. Ömer'in yanında idim. Ona bir kuyumcu geldi, ve: «Ey Abdullah! Ben altını işliyor, sonra ken­di ağırlığından daha fazlasiyle satıyorum. Böylece elimin emeğini alıyorum» deyince Abdullah bunu yasakladı. Abdulah mescide ve­ya bineceği hayvanın yanına gelinceye kadar, kuyumcu aynı soru­yu tekrar ediyor, o da bunu yasaklıyordu. Nihayet Abdullah şöyle dedi: «Altın altınla, gümüş de gümüşle aralarında fazlalık olmak­sızın satılır. Bu peygamberin bize emridir. Biz de size böyle emre­diyoruz.»[30]
 
32. Osman b. AfFan der ki: Resûluîlah bana şöyle buyurdu: «Bir dinarı iki dinara, bir dirhemi de iki dirheme satmayınız.»[31]
 
33. Atâ b. Yesar'dan: Muaviye b. Ebî Süfyan altın veya gümüş­ten yapılmış su kabım kendi ağırlığından daha fazlası ile satınca Ebu'd-Derdâ:
«— Ben Resûlullah'dan işittim, o böyle yapılmasını yasakladı. Ancak misli misline satılmasına (müsaade buyurdu)» dedi. Bunun üzerine Muaviye:
«— Bunda bir mahzur olduğunu sanmıyorum» deyince, Ebu'd-Derdâ:
«— Bunun yaptığım kınayıp beni destekliyecek yok mu? Ben ona Resûlullah'm söylediğini naklediyorum: O ise bana kendi gö­rüşünü söylüyor. Ben senin bulunduğun yerde kalamam» dedi. Sonra Ömer b. Hattab'ın yanma gitti. Olup bitenleri anlattı. Bu­nun üzerine Ömer b. Hattab, Muaviye'ye: «Bunu misli misline, eşit ağırlıkta satmasını» yazdı.[32]
 
34-35. Ömer b. Hattab şöyle dedi: «Altını altınla ancak misli misline satınız, bir kısmını diğerine karşı fazla saymayınız. Gü­müşü de gümüşle ancak misli misline satınız. Bir kısmını diğerine karşı "azla saymayınız. Gümüşle altını biri peşin, diğeri veresiye satmayınız. Hatta (müşteri) evine girmek için izin isterse verme. Zira ben sizin faize düşmenizden korkuyorum.»[33]
 
36. Ömer b. Hattab der ki: Dinar dinar ile, dirhem dirhem ile ve bir ölçek de bir ölçekle eşit olarak satılır. Bunlardan biri peşin, diğeri veresiye olmaz.
 
37. Said b. Müseyyeb'den: «Faiz ancak altın ve gümüş ile yeni­lip içilecek maddelerin Ölçü ve tartıya girenlerinde olur.»[34]
 
37. Said b. Müseyyeb: «Yaprak altını altınla ve gümüşü gü­müşle bozarken bir parçayı kesip eksik vermek (faize girdiği için) yer yüzünde fesad çıkarmaktır.[35]
Malik der ki: Külçe veya süs eyşası haline getirilmiş, altını gü­müşle ve gümüşü de altınla tartmadan satın almada bir mahzur yoktur. Ama sayılı dirhemler (gümüş para) ve dinarlar (altın pa­raya gelince bunların miktarlarının bildirilip sayılmadan toptan satılması .caiz değildir. Şayet sayılıp tartılmadan toptan satın alı­nırsa o zaman aldatma gayesi güdülmüştür ve müslümanlara helâl kılınan alış verişlerden değildir. Tartı ile alınıp verilen külçe altın, gümüş, süs eşyası tartılmadan satılabilir. Bunlar kabala satılan buğday, hurma ve diğer kabala satılan gıda maddeleri gi­bidir.
Malik der ki: Biri içerisinde altın veya gümüş bulunan Kur'an-ı Kerim 'i veya kılına ya da yüzüğü altın ve gümüş para ile satın alırsa bakılır. Satın aldığı şeyin kıymeti üçte iki ve içerisin­deki altın ya da gümüşün kıymeti de üçte bir ise peşin olmak şar­tıyla caizdir.



[27] Mürseldir. ibn Vehb, Leys b.Sa'd - Amr b. el-Hâris - Yahya b. Saîd, Abdul­lah b. Ebî Seleme senediyle rivayet eder.
[28] Altın veya gümüş, aynı cinsi ile alınıp satıldığında, peşin ve misli misline olmalıdır. Vade veya fazla alıp vermek faize girer.
Müslim, Musâkat, 22/150 no: 85; Şafiî, Risale, no: 759; Şeybanî, 816.
[29] Buharı, 34- Buyu, 78; Müslim, 22- Musâkat, 14, no: 75; Şafiî, Risale, no: 758; Şeybanî, 815.
[30] Şafiî, Risale, no: 860.
Zamanımızda, altın bilezik ve sair kullanılmış süs eşyaları, yenisiyle de­ğiştirilerek fark verilmektedir. Bu faize girer. Faizden kurtulmak için kullanılan zinet parayla satılır, sonra yenisi alınır.
[31] Müslim Musâkat, 22/14, no: 78, Ibn Vehb Mahreme b. Bukeyr- Süleyman b. Yesar tarikıyla rivayet eder.
Altın paraya dinar, gümüş paraya da dirhem denirdi. Birbirine eşit ölçülerde trampa edilirdi, biri fazla olunca faiz doğar
[32] Ebu Ömer der ki: Bu olayın, Ebu'd-Derda tarafından Muaviye'ye sadece bu yoldan arzedildiğini biliyorum. Şafiî, Risale, No: 1228; Şeybanî, 718.
[33] Daha önce Ebu Said'den merfu olarak rivayet edildi. Bu mevkuf rivayetin sebebi, uygulamanın sürdüğüne ve fazlalık bulunduğuna işarettir.
Bu iki hadisin lafızları aynıdır. Sadece ravileri farklıdır. Onun için terceme bir defa verildi.
[34] Şeybanî, 820.
[35] Şeybanî, 829.