๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Muvatta => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 21 Ekim 2011, 16:20:27



Konu Başlığı: Karısı Kendisinden Önce Müslüman Olan Müşrikin Nikâhı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 21 Ekim 2011, 16:20:27
20. Karısı Kendisinden Önce Müslüman Olan Müşrikin Nikâhı



44. îbn Şihab'dan şöyle rivayet olundu: Resûlullah (s.a.v.)'in zamanında kocaları henüz kâfir olan bazı kadınlar hicret etmeksi­zin müslüman olmuşlardır. Onlardan biri de Mugıyra oğlu Velid'in kızıdır ki Ümeyye oğlu Safvan'in karısı idi. Mekke'nin fet­hi günü müslüman oldu. Kocası Safvan İslama girmedi ve kaçtı. Resûlullah (s.a.v.) Safvan'a, amcası Ümeyy oğlu Vehb'i —güven altında olduğuna işaret olmak üzere hırkasını vererek— peşinden gönderdi ve islâm'a davet etti. Vehb'e şöyle talimat verdi. Safvan razı olursa İslâm'ı kabul edecek, gelmek istemezse ona iki ay müd­det tanınmıştır.

Safvan, elinde hırka ile Resûlullah (s.a.v.)'in yanına gelince cemaat arasında:

«— Ya Muhammed! İşte şu Umeyr oğlu Vehb, hırkanı bana ge­tirerek beni çağırdığım, razı olursam îslama gireceğimi, olmazsam bana iki ay süre tanıyacağını söyledi» deyince Resûl-i Ekrem (s.a.v.):

«— Ey Ebû Vehb! Bineğinden inebilirsin.» buyurdu. Safvan:

«— Hayır. Bana kararını açıklamadan vallahi inmem» deyin­ce Resûlullah (s.a.v.):

«— Sana dört ay süre tanıdım» buyurdu.

Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) Hevâzin kabilesini Islama davet etmek üzere Huneyn'e hareket etti. Orada Safvan'a haber göndererek emanet olmak üzere silah ve bazı malzeme getirmesi­ni söyledi. Safvan gelince:

«— Bunları kendi rızamla mı vereceğim, yoksa zorla mı ala­caksın?» dedi. Resûlullah (s.a.v.)'da:

«—Kendi rızanla» buyurunca, yanındaki silah ve malzeme­yi verdi.

Daha sonra Safvan —kendisi kâfir, karısı müslüman olarak— Resûlullah ile birlikte Huneyn ve Taif savaşlarına katıl­dı. Müslüman oluncaya kadar da Resûli Ekrem (s.a.v.) karısını ondan ayırmadı. İslam'a girdikten sonra eski nikâhlarıyla hayat­larını sürdürdüler.[45]

45. Ibn Şihab der ki: Safvan, karısının müslüman oluşundan bir ay kadar sonra İslam'a girmiştir.

îbn Şihab der ki: Kocası küffar memleketinde kâfir olarak ka­lan bir kadın, ALLAH ve Resulü uğrunda hicret edip müslüman olunca kocasından kesin olarak ayrılıyordu. Ancak kocası —iddeti bitmeden— müslüman olarak hicret eder gelirse ayrılık olmuyor­du.

 

46. Ibn Şihab der ki: Haris b. Hişam'in kızı ümmü Hakîm, Ebû Cehil oğlu İkrime'nin karısı idi, Mekke'nin fethi günü müslüman oldu. Kocası Ikrime müslüman olmada, kaçtı Yemen'e gitti. Peşin­den karısı Ümmü Hakîm, Yemen'e kadar giderek onu İslama da­vet etti. O da îslamı kabul etti. Fetih senesi Medine'ye geldiler. Huzura girdiğinde Resûlullah onu görünce sevinerek kalktı, onu karşıladı. Ikrime de Resûlullah'a biat etti. (Ömrünün sonuna ka­dar din uğrunda mücadele ve cihad yapacağına söz verdi.) Bundan sonra karısıyla eski nikâhlarıyla yaşadılar.

İmam Malik der ki: Koca müslüman olur, karısı kâfir kalırsa karısı islam'a çağrılır, kabul etmezse nikâhları bozulur. Çünkü ALLAH Teâlâ:

«—Kafir kadınları nikâhınızda tutmayın» (Mumtahine, 60/10) buyurmuştur.[46]



[45]Sahih bir yoldan muttasıl olduğunu bilmiyorum. Bu, siyer bilginlerince bilinen bir hadistir. Îbn Şihab, bu bilginlerin imamıdır. Bu hadisin şöhreti, isnadından daha güçlüdür. Ayrıca bkz, Müslim, 43- Fedâil, 14, no: 59.


[46] Şeybanî, 602.

Burada kâfir demek hiç bir semavi dini kabul etmeyen, yani ehli kitap ol­mayan demektir. Yoksa müslüman bir erkeğin Yahudi veya Hıristiyan bir kadınla evlenmesi caizdir. Yine kan koca Hıristiyan olur veya Yahudi koca müslüman olur, karısı kendi dininde kalmak isterse nikâhları bozulmaz, evlilik hayatları devam eder.