๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Muvatta => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ekim 2011, 17:15:11



Konu Başlığı: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ekim 2011, 17:15:11
1. Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek


1. Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) Tebük seferinde öğle ile ikindiyi cemetti.[1] (Yani iki vaktin namazlarını bir arada kıldı.)[2]
 
2. Muaz b. Cebel anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.)'la beraber Tebük seferine çıkmıştık. Resûlullah (s.a.v.) öğle ile ikindiyi, ak­şamla da yatsıyı cemediyordu. Bir gün namazı tehir etti. Bunun üzerine öğle ile ikindiyi beraberce kıldıktan sonra çadırına girdi. Sonra çıkıp akşamla yatsıyı kıldı, daha sonra da şöyle buyurdu:
«— Yarın inşaallah Tebük Pınarı başında olacaksınız. Ancak kuşluk vaktinden önce orada olmayın. Oraya kim önce varırsa, ben gelmeden suya hiç dokunmasın!» Biz pı­narın başına vardığımızda iki kişinin bizden daha önce oraya gel­miş olduğunu gördük. Su bulanmıştı. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) o iki kişiye:
«— Suya dokundunuz mu?» diye sordu. Onlar da:
«— Evet!» cevabım verdiler. Bu cevap üzerine Resûlullah (s.a.v.) onlara kızdı ve biraz söylendi. Daha sonra da orada bulu­nanlar pınardan avuçlarıyla azar azar alıp bir kapta biriktirdiler. Resûlullah (s.a.v.) bu suyla yüzünü, ellerini yıkayıp onu tekrar pı­nara döktü. Bunun üzerine pınardaki su çoğaldı. Halk su ihtiyacı­nı tamamen giderdikten sonra Resûlullah (s.a.v.):
«— Ey Muaz! Eğer ömrün olursa buraların yemyeşil, bağlık bahçelik olduğunu göreceksin!» buyurdu.[3]
 
3. Abdullah b. Ömer'den: Resûlullah (s.a.v.), acele etmesi ge­rektiği bir yolculukta akşamla yatsıyı cem-i tehir yaparak kılar­dı.[4]
 
4. Abdullah b. Abbas anlatıyor: Bir defasında Resûlullah (s.a.v.) korkulacak bir durum olmadığı ve seferi de bulunmadığı halde öğle ile ikindiyi, akşamla da yatsıyı cemetti.
îmanı Mâlik bu konuda şöyle der: Bana kalırsa Resûlullah'm (s.a.v.) bu şekilde namazları cemetmesinin sebebi, havanın yağ­murlu olmasına istinaden olsa gerektir.
 
5. Nafî'den: Abdullah b. Ömer, yağmurlu havalarda ileri gelen kişilerin akşamla yatsı namazıni cemetmesi üzerine o da onlara uyarak cem ederdi.[5]
 
6. îbn Şihab anlatıyor: Salim b. Abdullah'a:
«— Seferde Öğle namazı ile ikindi cem edilir mi?» diye sordum:
«— Evet, cemetmekte bir mahzur yok, Arafat'ta yapılıyor gör­müyor musun?» cevabını verdi.
Ali b. Hüseyn'den: Resûlullah (s.a.v.), sefere çıkacağı gün öğle namazı ile ikindiyi, gece sefere çıkacağı zaman da o gecenin akşamıyla yatsıyı cem ederdi.[6]



[1] İbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Bu hadîsin senedinde, Yahya b. Yah­ya'ya itiraz edildi. Ondan mürsel olarak rivayet olundu. Muvatta ravilerinin çoğuna göre de mürseldir."
Yahya'dan, A'rec-Ebu Hureyre senediyle, musned olarak da rivayet edilmiştir.
[2] Eğer zeval vaktinden aonra yola çıkarsa cem-i takdim (öğle vaktinde öğle ile ikindiyi birleştirme) zevalden Önce çıkarsa cem-i tehir (ikindi vaktinde öğle ile ikindiyi birleştirme) yapılır. Yani Öğle namazı tehir edilerek ikindiyle be­raber kılınır.
Hanefî mezhebi, konuyla ilgili hadisleri değerlendirerek, yalnızca iki du­rumda, birincisi Arafat'ta vakfe, ikincisi Muzdelîfe'de vakfe yaparken namazların cem edilmesini (birleştirilmesini) beriimemiştir. Diğer mez­hepler, yolculuk sırasında da cem yapmayı kabul ederler.
[3] Müslim, Fedâil, 43/10.
[4] Müslim, Salâtu'l-Musafirİn, 6/42 (Zührî-Sâlim- babası yoluyla); Salâtu'l-Musafırin, 6/44, Buhari, Taksîru's-Salât, 18/6. Ayrıca bkz. Şeybanî, 201.
[5] Şeybanî, 204.
[6] îbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Bu hadis, Malik'in rivayetiyle Muaz b. Cebel ve îbn Ömer hadisiyle manaca Muttasıldır. Bir grup sahabeye göre ise müsneddir."