๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Kasım 2011, 21:00:48



Konu Başlığı: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Kasım 2011, 21:00:48
127. Cuma Günü Gusletmek[240]

 
340. ...Ebû    Hureyre    (r.a.)    şöyle    haber    vermiştir:

"Ömer b. el-Hattab (r.a.) bir cuma günü hutbe okurken, bir zat (mescide) giriverdi. Hz. Ömer:

Niçin namaza (vaktinde) gelmiyorsunuz? dedi. Adam:

Ezam duyup abdest aldım (ancak geldim) , dedi.   Bunun üzerine Hz. Ömer şu karşılığı verdi:

Hem de sadece abdest (öyle mi)? Resûlullah (s.a.)ın, "Sizden biri cumaya geldiği zaman gusletsin" buyurduğunu işitmediniz mi?[241]

 
Açıklama
 
Hadis-i Şerifin Buhârî'deki rivayetinde cuma namazına geç kalan sahabînin muhacirlerden biri, Müslim'deki bir rivayette ise, daha da müşahhas olarak Hz. Osman olduğu beyân edilmektedir. Buna gö­re, Ebû Davud'un adını vermediği şahsın. Hz. Osman olduğu anlaşılmış ol­maktadır.

Hz. Ömer, önce Hz. Osman'ın namaza geç kalmasına tariz ederken, Onun gusletmeden sadece abdest alarak geldiğini duyunca sözü o yöne çe­virmiş ve "namaza geç kalmak suretiyle fazileti kaçırmakla yetinmedin bir de, guslü terkettin öyle mi?" demiştir.

Hz. Osman başka bir rivayetten anladığımıza göre pazara gittiği için ge­cikmiş, ezanı işitince, hutbe dinlemenin faziletini, guslün faziletine tercih et­tiği için gusletmeden abdest alarak mescide koşmuştur.

Hattâbî, bu hadisin cuma günü gusletmenin vâcib olmadığına delalet ettiğini söyler. Çünkü eğer vacip olsaydı, Hz. Ömer, Hz. Osman'a gidip gus­letmesini emreder veya Hz. Osman gusletmeden camiye gelmezdi. Hz. Os­man'ın cevâbına karşılık, Hz. Ömer ve mescitte hazır olan ashâb'ı kiramın susması, cuma günü gusletmenin müstehap olduğuna delâlet eder. Bütün bu zevatın, vacibin terki üzere içtima etmeleri düşünülmez.

Fethıı'l-Bârî'de de İmam Şafiî hazretlerinin şöyle dediği nakledilmekte­dir: "Hz. Osman gusletmek için namazı terketmediğine ve Hz. Ömer de çı­kıp gusletmesi için emretmediğine göre, onlar gusülle ilgili emrin ihtiyarî olduğunu biliyorlardı."

Hattâbî ve diğer bazı ulemadan, cuma günü gusletmeden namazın cevâzmda icmâ olduğu nakledilmiştir. Bu guslün hükmü hakkında bazı ihti­laflara rastlanmaktadır. Ebû Hureyre, Ammâr b. Yâsir ve Mâlik'ten bu guslün vacip olduğu nakledilmiştir. Zahirî mezhebinin görüşü de bu şekildedir. Hat­tâbî, Hasan el-Basrî'den de aynısını rivayet etmiştir.

Selef ve Halef ulemâsının cunhüruna göre bu gusül sünnettir.

Efendimizin cuma için guslü emretmesindeki hikmet, diğer bazı riva­yetlerden anlaşıldığına göre, vücuttaki kirleri, yağlan ve fena kokuları izâle edip cemaate eziyet vermemektir. Bu sebep göz önüne alınırsa guslün, cuma namazından evvel olması iktiza eder. Nitekim cumhura göre, gusül cuma na­mazından evvel yapılmışsa, efendimizin emrine ittiba edilmiş sayılır. Namaz­dan sonraki gusül cuma guslü sayılmaz. Sabah namazından sonra gusletmek de Imam-i Azam ve İmam-ı Şafiî'ye göre fazileti kazanmaya kâfidir, ancak cuma namazına gidecek zamana yakın olması efdaldir.

İmam Mâlik, Evzâî ve Leys b. Sa'd ise sabah namazından sonraki guslü kâfi görmeyip fazileti kazanabilmek için cumaya giderken gusledilmesini şart koşarlar.

Hanefîlerden Hasan b. Ziyâd ve Zahirîlere göre, cuma namazından sonra yapılan gusül de, fazilet elde etmeye kâfidir. Çünkü bu gusül cuma günü­nün faziletini izhar içindir. Mebsût'un beyânına göre İmam Muhammed'in kavli de budur. Hidâye'nin ifadesine göre Ebû Yûsuf'un görüşü, cumhurun görüşüne muvafıktır. Niketim Âişe (r.anha.) şöyle demektedir: 'İnsanlar İş sahibi idiler yeterli vakitleri de yoktu. İş sonucu terlemeden ötürü ter koku­lan hissedilirdi. Bunun için de onlara cuma günü yıkanabilirsiniz.." denil­miştir.[242]

 

341. ...Ebû Said el-Hudrî (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s,a.) şöyle buyurmuştur;

"Cuma günü gusletmek, baliğ olan herkese vaciptir.”[243]

 
Açıklama
 
Hadis-i Şerifte "bâliğ olan" diye terceme edilen kelime "ihtilâm olan" mânasına gelecek şekildedir. Bundan maksat baliğ olandır. İhtilâm olmak bulûğa ermeyi gerekli kıldığı için, mecazen bulûğa eren yerine "ihtilâm olan" kullanılmıştır. Burada "ihtilâm olan" kelimesini, ha­kiki mânâda anlamak mümkün değildir. Çünkü ihtilâm olan kimsenin cu­ma olsun olmasın mutlaka yıkanması lâzımdır. Bazıları ise bu kelimeden muradın erkekler olduğunu söylerler.

Yine hadis-i şerifteki "vâcibtir" kelimesinin mânâsı "sabittir" şeklin­de anlaşılmalıdır. Çünkü bundan evvelki hadisin şerhinden de anlaşılabile­ceği gibi, cuma günü gusletmenin vacip olmadığını ifâde eden bir çok rivayet mevcuttur. Meselâ Hz. Semure'den rivayet edilen bir hadiste, "Bir kimse abdest alırsa ne alâ! Fakat guslederse, gusül daha efdaldir" buyurulmaktadır.

Hattâbî, bu kelimenin bilinen mânâda vacibin karşılığı olmadığım şu sözleri ile ifâde eder: Buradaki "vâcib" kelimesinin mânâsı vücub-i ihtiyari ve istihbâbî'dir, vücub-i farzî değildir. Bir adamın arkadaşına "Senin hak­kın bende vâcibtir, ben hakkını ödeyeceğim" demesi gibidir. Bu, uyulması şart olan lüzum mânâsına değildir. Bu te'vilin sıhhatine bir önce geçen Hz. Ömer radiyellahü anh hadisi şahittir."

Cuma günü gusletmenin vacip olduğu görüşünde olanların dayandıkla­rı hadislerden birisi budur. Vâcib olmadığım söyleyenler ise, ya yukarıda ifâde edildiği gibi te'vil etmişler, ya da vücûbiyetinin mensûh olduğunu söylemiş­lerdir. Aynî şöyle der:

"Ashabımızdan (Hanefîler) bazıları, zahiri guslün vücübuna delâlet eden hadislerin "Bir kimse abdest alırsa ne alâ! Guslederse daha efdaldir" hadisi ile neshedildiğini söylemişlerdir."

İbn Dakîki'1-İyd, İbnu'l-Cevzî ve Şevkânî bu te'villere karşı çıkarak vücûba delâlet edenierin daha sarîh ve daha sağlam olduklarım, bundan daha zayıf olan hadislerle nesh edilemeyeceğini söylemişlerdir.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

1. Bu hadisten anlaşıldığına göre "Her baliğ (ergin) olan kişiye gusül" gerektiğinden, hem kadın hem de erkek için bu bir emirdir.

2. Bu Fethii'1-Bârî sahibi îbn Hacer'in görüşüdür, diğer âlimlere göre ise, yalnız erkeklere şâmildir.[244]

 

342. ...Hafsa (r.anhâ) Peygamber (s.a.)in şöyle buyurduğunu ha­ber vermiştir:

"Her ihtilam (baliğ) olana, cumaya gitmek vâcibtir. Cumaya gi­den (gitmek isteyen) herkese de gusül vaciptir."[245]

Ebû Dâvûd dedi ki: Bir adam cünüblükten dolayı da olsa fecrin doğmasından sonra gusül ederse, ona kâfidir.[246]

 
Açıklama
 
Bu hadis-i şerifteki harf-i çerler mukaddem ve mahfuz bir habere  mütealliktirler.Bezlu'l-Mechud  sahibi  bu  mahzufu olarak takdir etmiştir. Terceme de bu takdir göz önünde bulundurularak yapılmıştır.

Hadis-i şerifden mutlak olarak cumanın baliğ olan herkese vacip oldu­ğu anlaşılmaktadır. Ancak ileride cuma namazı bahsinde de temas edileceği gibi hasta, misafir, kadın, köle vs. ye cuma namazı farz değildir. 1067. no'-da gelecek olan Târik b. Şihâb'ın rivayet ettiği "Cuma, köle, kadın, çocuk ve hastaların haricinde her müslümana vâcib bir haktır" mealindeki hadis, üzerinde durduğumuz hadisi kayıtlamaktadır.

Ebû Davud'un ilâvesinden, cünuplükten dolayı yıkanıldığı takdirde, ay­rıca cuma için tekrar gusletmenin gerekli olmadığını anlıyoruz.

Bundan da cuma günü yapılan guslün cuma namazı için camiye gele­cek müslümanları kerih kokularla rahatsız etmemek için olduğu anlaşıl­maktadır.[247]

 

343. ...Ebû Hureyre ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.anhüma), Resûlullah (s.a.)in şöyle buyurduğunu haber vermişlerdir:

"Kim cuma günü gusül eder, en güzel elbisesini giyer, yanında varsa (güzel) koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuz­larına basmaz ve ALLAH'ın kendisine yazdığı ve takdir ettiği (tahiyyetu'el-mescidi)ni kılar; imam (hutbe için) çıktığı zaman namazını bitirinceye kadar (konuşmaz) susarsa, (onun bu durumu) bu cuma ile geçmiş cu­ma arasındaki (günah) ler için keffârettir."[248]

Ebû Seleme, Ebû Hureyre'nin;"iki cuma arasındakilere" (ilâve olarak) ve üç gün ziyâdesinin,(günahlarına kefaret olur.) Çünkü haseneler on misli iledir"  dediğini nakletti.

Ebû Dâvûd dedi ki; Muhammed b. Ebî Seleme'nin hadisi (Hammad'ın hadisinden) daha tamdır, Hammâd, Ebû Hureyre'nin sözünü zikretmemiştir.[249]

 
Açıklama
 
Müellif, hadis-i şerifi üç ayrı şeyhten almış ve bunlara senette işaret etmiştir. Bunlar: Yezîd b. Hâlid, Abdül-Aziz b. Yahya ve Musa b. İsmail'dir. Yezîd'Ie Abdulaziz, Muhammed b. Seleme'den, Musa b. İsmail de Hammâd'dan Muhammed b. Seleme ile Hammad da Muhammed b. îshâk'dan rivayet etmişlerdir. Hadisin metni Muhammed b. Seleme'nin rivayet ettiği metindir.

Bu hadis-i şerifte, Resûhıllah (s.a.) Cuma günü gusül edip en güzel el­biselerini giyen ve varsa güzel kokular sürünüp mescide gelerek öne geçmek için insanların omuzlarına basıp eziyet etmeden tahiyyetü'l-mescid veya na­file namaz kılıp, imam hutbeye çıktıktan sonra namaz bitinceye kadar hiç konuşmadan dinleyen kimsenin bu hareketlerinin, iki cuma arasındaki günahlarına keffâret olacağını haber vermiştir. Ebû Hureyre (r.a.) her iyili­ğin on katı ile mukabele göreceği esasını dikkate alarak, iki cuma arasındakilere ilâve olarak üç günün daha (7 + 3 = 10 gün) günahına keffâ­ret olacağım söylemiştir.

Hattâbî, keffârete konu olan günahların namazı kılınmakta olan ile önceki cuma namazının kılındığı vakit arasındaki geçen müd­det olduğu kanaatindedir.

Hadisin açıklamasında beyân edilen tahiyyetü'l-mescid ve mutlak nafi­le veya kaza namazının zikredilmesi, diğer imamların bir çoğunun bu görüş­te olması dolayısıyladır. Hanefî mezhebine göre ise, bu hadis-i şerif iki şekilde te'vil edilmelidir:

a. "ALLAHın yazdığı ve takdir ettiği ifâdesini Hanefiler Peygamber (s.a.)in söylediği de ALLAH'ın takdir ettiği gibi olacağından vaktin girmesi ile kılınan namazı cumanın ilk sünnetine hamletmişlerdir. Amel de buna göre olmuştur.

b. Hanefilerden bazılarına göre bu hadis-i şerifin mutlak ifâdesinden ve diğer bazı hadislerden de istifâde ederek cuma günü öğle vaktinde tahîyyetü'l-mescit için ruhsat olduğuna cevaz vermişlerdir. Bu, da Ebû Yû­suf'un görüşüdür.[250]

 
Bazı Hükümler
 
1. Cuma günü gusletmek ve güzel elbise giymek sünnettir.

2. Cuma günü güzel koku sürmek müstehaptır.

3. Ön saflara geçmek için camide cemaat rahatsız edilmemelidir.

4. Mescide giren bir kimsenin orada namaz kılması meşrudur.

5. İmam hutbe okumak için minbere çıktığı zaman, namaz bitinceye ka­dar konuşulmaz.[251]

 

344. ...Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) Peygamber (s.a.)ın şöyle buyur­duğunu rivayet etmiştir:

"Cuma günü gusül etmek ve dişleri misvaklamak baliğ olan her­kese sabittir.[252] (Baliğ kimse o gün) kendisi için takdir edilen koku­dan (da) sürer."

(Râvilerden) Bukeyr, Abdurrahman'ı zikretmemiş, koku hakkında da "kadınların kokusundan bile olsa" demiştir.[253]

 
Açıklama
 
Hadis-i şerifinin Buhârîdeki rivayeti şeklindedir. Dipnotta işaret edilen Ebû Dâvûd nüshasındaki rivayet de aynıdır.Bu­radaki cümlesi de Müslim'de "bulabildiği takdirde" demektir. Bu cümle hakkında Kadı Iyâz, "Bu cümle bulabildiği­ni sürmesi hususunda te'kid için ya da çok sürmek istediğini anlatmak için söylenmiş olabilir. Birinci mânâ daha zahirdir" demiştir.

BehlüI-mechûd sahibi ise, "Kadı İyaz'ın dediği bu iki ihtimal, Müslim'­in rivayetine göredir; Ebû Davud'un rivayetine göre, te'kid olma ihtimali daha yakındır" demiştir. Ancak bu ifâdeler Kadı iyaz'ın söylediklerinden pek farklı değildir.

Bu hadis-i şerifin Buhârî'de yer alan rivâyetindeki "vacib" lâfzının açık ifâdesine bakarak, cuma günü guslü vacip görenler bu hadisi delilleri arasına almışlardır. Cumhur ise buradaki "vâcib"in terkedilmesi uy­gun olmayan müekked sünnete delâlet ettiğini, gusülden sonra zikredilen mis­vak kullanma ve koku sürünmenin de bunu pekiştirdiğini söylemişlerdir. Çünkü misvak kullanmak ve koku sürünmek ittifakla vacip değildir. Vacib olmayan bir şeyin vacip olanla birlikte tek lâfızla müşterek olarak kullanıl­ması sahih değildir. O halde cuma günkü gusül de vacip değil, misvak kul­lanma ve koku sürünmenin hükmündedir.

İbnü'l-Cevzî: "Özellikle ma'tûfun hükmü sarahaten ifâde edilmediği za­man, vacib olmayan bir şeyin vacib olan birşey üzerine atfına manî bir du­rum yoktur" demiş ve cumhurun bu hadisi,kendi mezheplerine göre te'villerini tenkid etmiştir.

Bu hadis cumaya gitsin veya gitmesin, baliğ olan her müslüman kişiye guslün lâzım olduğuna delâlet ediyor. Bu babın ilk hadîsinde ise, "Sizden biriniz cumaya gittiği zaman gusletsin" buyurulmaktadir. Cuma günündeki gusül etmenin herkes için müstehap, cumaya gitmek isteyenlere de sünnet-i müekkede olduğunu söyleyerek bu hadisilerin arasını birleştirmek mümkün­dür. Ancak cumhura göre meşhur olan görüş guslün cumaya gitmek iste­yenlere müstehap olduğu şeklindedir.

Misafir ve kendisine cuma farz olmayanların gusletmelerinin müstehap olup olmadığı ihtilaflıdır. Cumhura göre bunlar cumaya gitmek isterlerse gus­letmeleri müstehabtır. Hanbelîler, kadınlar için gusletmenin gerekli olmadı­ğım söylemişlerdir.

İmam Şafiî: "Ben suyu bir dinara satın alsam bile hazarda da seferde de cuma günü guslü terk etmedim" demiştir.

Alkame, Abdullah b. Amr, İbn Cubeyr, Kasım b. Muhammed, Esved ve İyas b. Muâviye kendisine cuma farz olmayanlara guslü gerekli görmezler.[254]

 

345. ...Evs b. Evs es-Sekâfî, Resûlullah (s.a.)'i şöyle buyururken işittim demiştir:

"Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder erkenden yola çıkıp (hutbenin evveline) yetişir (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak abesle iştigal etme­yip (konuşmadan) hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir se­nelik oruç ve namazının ecri vardır."[255]

 

Açıklama
 
İmam Nevevî Muhezzeb Şerhi'nde bu hadisin şeddeli ve şeddesiz olarak şekilleriyle rivâyet edildiğini, muhakkikler nazarında şeddesiz olarak "ğasele"nin daha tercihe şayan olduğunu ve mânâsının "başını yıkadı" şeklinde olduğunu, Ebû Davud'un bundan sonra rivayet ettiği hadis-i şerifinin bu mânâyı kuvvetlendir­diğini söyler. Araplar hıtmî ve yağ sürerek önce başlarını yıkayıp sonra gusül ettikleri  için başı yıkama gusulden ayrı olarak zikredilmektedir.

“camiye erken gitti, ilk saatte yola çıktı" demektir. İbn En-bârî, nin "sadaka verdi" mânâsında olduğunu söyler. Buna göre mânâ, "camiye gitmeden Önce sadaka verirse..." şeklinde olacaktır.

Namaz kılmak, Kur'ân okumak ve zikretmek gibi, erken gelenlerin yaptığını yapar veya hutbenin evveline yetişirse, demektir.

"konuşmadı" manasındadır. Çünkü hutbe esnasında konuşma Iağvdır.Hutbe esnasında konuşmak, cumhura göre haram Şâfiîlere göre tenzihen mekruhtur.

Hadis-i şeriften tavsiye edildiği şekilde camiye gelip hutbeyi dinleyen ve namazını kılan kimseye bütün senenin gecelerini namaz kılarak, gündüzleri­ni de oruç tutarak geçirmiş gibi sevap verileceği anlaşılmaktadır.[256]

 
Bazı Hükümler
 
1. Cuma günü gusledilmelidir.

2. Camiye erkence gitmelidir.

3. Camiye giderken  -mümkünse-  yürüyerek gitmek daha efdaldir.

4. Hatibe yakın bir yere oturup hutbeyi dinlemeli ve hutbe okunurken konuşulmamalıdır.[257]

 

346. ...Evs es- Sekafî (r.a.) Resûlullah (s.a.)ın şöyle buyurduğu­nu rivayet etmiştir:

"Her kim cuma günü başını yıkar ve gusleder..." Daha sonra (ubâde) önceki hadisin lâfızları ile devam etti.[258]

 
Açıklama
 
Bundan   önceki   hadisin   aşağı   yukarı   aynıdır.Sadece kelimesi şeddesiz olarak ve mef ulu ile beraber vârid olmuştur. Bu hadis yukarıda da işaret edildiği gibi önceki ha­disteki  nin "başını yıkadı" mânâsında kullanıldığına delildir.[259]

 

347. ...Abdullah b. Amr b. el-Âs, Resûlullah (s.a.)'uı şöyle bu­yurduğunu haber vermiştir:

"Her kim cuma günü gusleder, -varsa- hanımımn kokusundan sü­rünür, en güzel (temiz) elbisesini giyer, insanların omuzları üzerinden aşmaz ve hutbe esnasında konuşmazsa (bunlar) iki cuma arasındaki (günahlara) keffâret olur. Konuşan ve insanların omuzlarına basan kimseye ise (cuma namazı) Öğlen namazı (gibi) olur, (Ancak öğlen namazının sevabını alır."[260]

 
Açıklama
 
Bu hadis-i Şerif de önceki hadislerde olduğu gibi cuma günü müslümanların temiz olmalarım, insanlara eziyet verecek ko­ku ve davranışlardan sakınmalarım ve hutbe esnasında konuşmamalarını tav­siye etmektedir.

"Varsa hanımının kokusundan sürünür" cümlesinden maksat, kendi­lerinin kokusu olmadığı takdirde hanımların kokularım kullanabilecekleri­ne işarettir. Çünkü kadınlar, genellikle koku bulundururlar.

"İnsanların omuzları üzerinden aşmak" ise, sonradan gelen bir kimse­nin ön saflara geçebilmek için cemaate ezâ etmesi, onların üzerlerinden geç­mesidir. Efendimiz, her konuda olduğu gibi, burada da sevap kazanmak kasdıyla bile olsa, müslümana eziyet edilmemesini emretmiştir.

Bu tavsiyelere uymayan kimsenin ise iki cuma arasındaki hatalara keffaret olan ecirden istafâde edemeyeceği, cumanın sevabını bile alamayıp sa­dece öğle namazının sevabını alabileceği Resûlullah (s.a.) tarafından haber verilmiştir.[261]

 

348. ...Abdullah b. ez-Zübeyr, (r.anha)nın kendisine şöyle dedi­ğini rivayet eder:

"Peygamber sallellahü aleyhi vesellem (şu) dört şeyden dolayı guslederdi: Cenabet, cuma günü, kan aldırmak ve cenaze yıkamak."[262]

 
Açıklama
 
Bu hadis-i şerif sünen'in Cenâiz bölümünde 3160 numarada tekrar gelecektir.Müellif aynı anlamdaki 3162. hadisin aka­binde bu hadis-i şerifin mensuh olduğunu söylemektedir.

Resûlullah (s.aj'in bizzat cenaze yıkamadığını ileri sürerek "Peygam­ber sallellahü aleyhi vesellem bu dört şeyden dolayı gusülederdi" ibaresini "gusletmeyi emrederdi" şeklinde takdir edenler olmuştur.

Hadis-i şerif zikri geçen dört şeyden dolayı gusül etmenin meşru oldu­ğuna delâlet etmektedir. Cenabetten dolayı yıkanmanın hükmü bellidir. Cuma günü gusletmenin de hükmü bundan evvelki hadislerin şerhlerinde beyân edil­miştir.

Kan aldırmadan dolayı gusül, cumhura göre müstehap değildir. Bu, bu­run kanamasına benzer. Üzerinde durduğumuz hadis ile de istidlal edilemez. Çünkü biraz önce de işaret edildiği gibi buna "mensühtur" diyenler olduğu gibi, başka yönlerden tenkide tabi tutanlar da vardır. Buhârî "bu konudaki Âişe hadisi bir şey değildir", İmam Ahmed ve İbn Medînî: "Bu konuda hiç­bir şey sabit değildir" demişlerdir. Bu hadisin tenkidi daha çok Mus'ab b. Şeybe yönünden olmuştur. Kendisi hakkında "kavi değildir, hafızası sağ­lam değildir." denilmektedir. Dârakutnînin rivayet ettiği ve Peygamber (s.a.)'ın kan aldırdığını ve kan alınan yerden başka bir tarafını yıkamadığını bildiren hadis de cumhurun mezhebini takviye etmektedir. Ancak senedinde Salih b. Mukâtil olduğu için Dârakutnî'nin hadisi de tenkide tâbîdir.

Cenaze yıkamaktan dolayı gusülün   hükmü de ihtilaflıdır.

Hz. Ali ve Ebû Hureyre (r.anhüma)dan onun vâcib olduğu rivayet edil­miştir, îmam Mâlik, İmam Ahmed ve İmam Şafiî'nin ashabına göre, müstehaptır.

Leys ve Hanefîlere göre, müstehap da değildir. Bunlar, cenaze yıkaya­nın gusül edeceğine dâir olan hadislerdeki guslü el yıkamaya hamletmişlerdir. Beyhakî'nin rivayet ettiği, "Sizin ölüleriniz temiz olarak ölür. Ellerinizi yıkamanız kâfidir." mealindeki hadis, bu gürüş sahiplerinin delillerindendir.

Her nekadar bazı Hanefî fıkıh kitaplarında sünnet ve müstehap olan gusüller arasında kan aldırmak ve cenaze yıkamaktan dolayı gusül etmek de sayılmamakta ise de bazılarında ihtilâftan (bunlardan dolayı gusül etmenin vacib olduğunu söyleyenlerin ihtilâfından) sakınmak için, kan aldırmak ve cenaze yıkayanın gusül etmesinin mendub olduğu beyân edilmektedir, ki ihtiyath olanı da budur.[263]

 

349. ...Ali b. Havşeb şöyle demiştir:

sözünün  manasını  Mekhûl'a  sordum.Başım ve bedenini yıkar (demektir) dedi."[264]

 

350. ...Saîd b. Abdilazîz (Evs hadisindeki) sözü hakkında şöyle demiştir: "Başını ve bedenini yıkar."[265]

 
Açıklama
 
Müellefîn bu eserleri kitabına almaktaki maksadı 345 numa­radaki Evs b. Evs es-Sekafî hadisindeki cümlesi hakkında) Mekhûl}ve Said b. Abdilaziz'in görüşlerini nakletmekdir. Ancak bu eserler mezkûr hadisin hemen akabinde verilmiş olsaydı daha uy­gun olurdu.[266]

 

351. ...Ebû Hureyre (r.a.) Resûlullah (s.a.)'ın şöyle buyurduğu­nu haber vermiştir:

"Bir kimse cuma günü cünüplükten dolayı yıkandığı gibi yıka­nır, sonra da erkenden (mescide) giderse, bir deve tasadduk etmiş gibi olur. ikinci saatte giden bir sığır, üçüncü saatte giden boynuzlu bir koç, dördüncü saatte giden bir tavuk, beşinci saatte giden de bir yu­murta tasadduk etmiş sayılır. İmam (minbere) çıktığı zaman melekler (minberin yanında) hutbeyi dinlemeye gelirler."[267]

 
Açıklama
 
Hadis-i şerifteki kelimesi ile ifâde edilen mânâ hususunda âlimler değişik görüşler serdetmişlerdir. Muvatta'da  fülinden sonra (ilk saatte) ibaresi ziyâde edilmiş ve îmâmMâlik bu hadisteki saatleri "güneşin zevalinden sonraki latif anlar" diye tefsir et­miştir. Şâfiilerden Kadı Hüseyin ve İmamü'l-Haremeyn de aynı görüşü be­nimsemişlerdir. Ulemânın cumhuruna göre cuma günü müstehap olan günün evvelinde gitmektir.Ezherî'nin ifâde ettiğine göre, günün ba­şında da, sonunda da gitmek manasına kullanılabilir.

Râfiîye göre, "saatler"den murat gece ve gündüzün zaman dilimleri olan saatler değil, dereceleri tertibe koymak ve önce gelenlerin sonra gelenlerden daha çok fazilete nail olduklarını bildirmektir.

Cumhur hadis-i şerifteki saatleri zaman mânâsına hamletmişlerdir. Ancak bu saatlerin ne zamandan itibaren başlayacağı hususunda görüş ayrılıkları vardır.

Rûyânî: "İmam Şafiî'nin sözünün zahiri erken gitmenin fecrin doğma­sından itibaren olduğunu gösterir" demiş. Râfiî ve Nevevî de bunu sahih gör­müşlerdir. Mâverdî ise bu saatlerin güneşin doğmasından itibaren başlayacağım çünkü bundan evvelki vaktin gusül vakti olduğunu söyler.

Hadis-i şerifin diğer hadis kitaplarındaki rivayetleri arasında ufak-tefek bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Bununla beraber hepsinin ittifak ettiği mânâya göre, cumaya gelenlerin alacakları sevaplar geliş sırasına göre fark­lıdır. Melekler, hatip minbere çıkıncaya kadar bunları zapt ve tesbit ederler. Yukarıda beyân ettiğimiz farklı görüşlere göre, sabahın erken vaktinde veya hemen zevalden sonra gelenlere bir deve tasadduk etmiş gibi sevap yazarlar. Daha sonra gelenlere de sırayla, sığır, boynuzlu koç, tavuk ve yumurta ta­sadduk etmiş sevabı yazarlar. Hatip minbere çıkınca bu yazma işini bırakır­lar ve okunacak hutbeyi dinlemek üzere minberin yanına gelirler. Artık bu vakitten sonra gelenler yukarıda adı geçen sevaplardan istifâde edemezler. t Sadece cuma namazına ait sevaplara nail olurlar. Camiye erken gelenlere ve­rilen sevapların farklı oluşu gelenlerin namaz kılmak, Kur'ân okumak, teş­bih ve zikir gibi ibadetleri daha çok yapacakları içindir.[268]

 
Bazı Hükümler
 
1. Cuma günü gusletmek teşvik edilmiştir.

2. Camiye gitmek hususunda, erken davranılmalıdır.

3. Mükafatlar amellere göre verilecektir.

4. Cumaya melekler de iştirak ederler.[269]

[240] Bir nüshadababın isme "Cuma için gusletmekle ilgi hadisler" şek­lindedir.

[241] bk. Buharı, cuma 2, 5, 12, 26; MüsIim,Cuma, 1, 3, 4; Tirmizi, Cuma 3, 29," Nesâî, Cu­ma 25; muvatta, cuma 5, Dârimî, salat 190; Ahmed b. Hanbel, I,15, 46.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/50.

[242] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/51-52.

[243] Buhârî, ezan 161; cuma 2, 3, 12; şehâdât 18; Müslim, cuma 5; Dârimî, salât J90; Ibn Mace, ikâme 80; Muvatta,cuma 2, 4; Ahmed b. Hanbel, III, 6, 30, 60.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/52.

[244] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/52-53.

[245] Nesâî, cuma 25.

[246] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/53-54.

[247] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/54.

[248] Müslim, cuma 26-27 (muhtasar olarak).

[249] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/54-55.

[250] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/55-56.

[251] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/56.

[252] Bu cümle başka bir nüshada "cuma günü gusletmek her baliğ üzerine vacibtir" şek­lindedir.

[253] Müslim, cuma 7; Nesâî, cuma 6, 11; Ahmed b.   Hanbel, III, 30, 69; IV, 34.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/57.

[254] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/57-58.

[255] Nesâî, cuma 10, 12, 19; Ibn Mâce, ikâme 80; Tirmizî,cuma 4; Ahmed b. Hanbel, III, 209; IV, 8, 9, 10.

   Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/58-59.

[256] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/59.

[257] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/59.

[258] bk. Bir önceki hadisin kaynaklan.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/60.

[259] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/60.

[260] Nesâî, cum'a'10, 12, 19; İbn Mâce, ikâme 80,83; Ahmed b. Hanbel, I, 93;IV, 9, 10, 104.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/0-61.

[261] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/61.

[262] Ebû Dâvûd, cenâiz 35.

      Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/61-62.

[263]  Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/62-63.

[264] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/63.

[265] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/63.

[266] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/63.

[267] Buhârî, cuma 4; Müslim, cuma 10; Nesâî, cuma 14; Tirmizî, cuma 6; Muvatta, cuma 5; Ahmed b. Hanbel, II, 460.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/63-64.

[268] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/64-65.

[269] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/65.



Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Ruhane üzerinde 10 Ağustos 2016, 09:01:19
Selamu  Aleykum ..Cuma günü gusul abdesti almak Efendimizin sunnetidir..Inşaallah bu guzel sunnetleri uygulayıp ssevapkarimizi kat kat arttiranlardan oluruz..


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Pelinay üzerinde 10 Ağustos 2016, 14:21:44
Aleykumusselam ve rahmetullah.cuma gusletmek sunnettir.insallah daimi yapmaya gayret edenlerden oluruz.Allah razi olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 10 Ağustos 2016, 14:31:09
Ve Aleykum selam
Cuma günü çok hayırlı bir gün...Yüzden müslüman kesimin temiz olması gerekir....Ek de cuma günü temiz olmak,temizlenmek sünnetin....Rabbim bu güzel sunneti sık sık yapanlardan olalım inşallah.....


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Ağustos 2016, 14:33:58
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizleri bu güzel sünneti yaşayanlardan eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Sefil üzerinde 17 Ağustos 2016, 15:45:05
Esselamu aleykum ;

1. Cuma günü gusletmek ve güzel elbise giymek sünnettir.

2. Cuma günü güzel koku sürmek müstehaptır.

3. Ön saflara geçmek için camide cemaat rahatsız edilmemelidir.

4. Mescide giren bir kimsenin orada namaz kılması meşrudur.

5. İmam hutbe okumak için minbere çıktığı zaman, namaz bitinceye ka­dar konuşulmaz.

İnşaallah mübarek cuma gününü bu hükümlere binaen yaşar, Allahın rızasına mazhar olanlardan oluruz.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Ceren üzerinde 17 Ağustos 2016, 17:03:04
Aleykumselam.Cuma gunu gusul abdest almak sunnettir.O gun muslumanlarin bayramidir ve temizlenmekde sunnettir.Rabbim uygulayanlardan eylesin bizleri inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Günü Gusletmek
Gönderen: Rüveyha üzerinde 27 Ağustos 2016, 19:27:55
Ve aleykumusselam..Cuma günleri bu sünneti senniyyeyi hakkıyla uygulayanlardan oluruz İnşaAllah.Rabbim razı olsun