๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Muvatta => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 03 Kasım 2011, 17:34:48



Konu Başlığı: Cenazeyle İlgili Çeşitli Rivayetler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Kasım 2011, 17:34:48
16. Cenazeyle İlgili Çeşitli Rivayetler


46. Hz. Aişe'den: Resûlullah (s.a.v.) vefatından önce göğsüme yaslandı, kulak verdim şöyle dua ediyordu: «Allahım beni affet bana acı ve beni yüce makama kavuştur.»[30]
imam Mâlik'e Hz. Âişe'nin şöyle dediği ulaşmıştır:
«— Hiçbir peygamber ölüp ölmemek konusunda muhayyer bırakılmamış değildir.» Onun bu sözünden sonra: «Allahım beni yüce makama kavuştur» diye dua ettiğini duyunca artık vefat edeceğini anladım.[31]
 
47. Abdullah b. Ömer, Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu­nu nakletmektedir: «Sizden biri vefat ettiği zaman sabah, ak­şam makamı kendisine gösterilir. Eğer cennetlikse cennet ehli olarak, cehennemlikse cehennem ehli olarak... Şöyle denir: İşte kıyamete kadar kalacağın yerin.»[32]
 
48. Ebû Hüreyre, Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu nak-letmiştir: «Âdem oğlunun kuyruk sokumu hariç bütün bede­ni toprakta çürür. Çünkü Ademoğlu kuyruk sokumundan meydana geldi, yine oradan vücut bulacak.»[33]
 
49. Kâ'b b. Malik naklediyor: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur: «Mü'minin ruhu kuş gibidir. Öldükten sonra tekrar dirileceği güne kadar cennetteki ağaçlardan yer, içer.»[34]
 
50. Ebû Hüreyre, Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: «Cenabı Allah şöyle buyurmaktadır: Kulum bana kavuşmaktan hoşlanırsa ben de ona kavuşmaktan hoşlanırım, kulum bana kavuşmayı istemezse ben de ona kavuşmayı istemem.»[35]
 
51. Ebû Hüreyre naklediyor: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur: «Hayatında hiçbir iyilik yapmamış olan adamın bi­ri, ailesine kendisi öldükten sonra bedeninin yakılıp külle­rinin yarısını karaya, yansını da denize savrulmasını vasi­yet etti. Allah'a yemin ederim ki, eğer onu ele geçirmeye kadir olursa, ona âlemlerden hiçbirine etmediği bir şekil­de azab edecektir. Adam ölünce ailesi vasiyetini tuttu. Bu­nun üzerine Cenab-ı Allah karalara emretti, adamın külle­ri derhal toplandı, aynı şekilde denizlere de emretti, deniz­de bulunanlar da toplandı. Sonra da adama:
«— Bunu niçin yaptın?» diye sordu. Adam:
«— Sen daha iyi bilirsin, ama senden korkumdan yap­tım!» diye cevap verince adamı affetti.»[36]
 
52. Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: «Herkes tıpkı deve yavrusunun anasından eksiksiz doğdu­ğu gibi İslam fıtratı üzere doğar. Sonradan ailesi onu yahu-di veya hıristiyan yapar. Yeni doğan deve yavrusunda bir eksiklik görmek mümkün mü?» Orada bulunanlar, Hz. Peygamber'e:
«— Henüz sabi iken ölen çocuk hakkında ne buyurursunuz?» iye sordular. Peygamberimiz:
«— Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir!» diye karşı-ık verdi.[37]
 
53. Ebû Hüreyre'den: Resûlullah s.a.v. şöyle buyurmuştur: «İnsan birinin kabrine uğrayıp 'Keşke bu ölünün yerinde ben olsaydım' demedikçe kıyamet kopmayacak»[38]
 
54. Ebû Katade b. Rib'î şöyle anlatmıştır: Resûlullah'm (s.a.v.) yanından bir cenaze geçiyordu:
« Hem kurtuldu, hem de kendisinden kurtulundu.» bu­yurdu. Yanındakiler:
«— Bu ne demek ya Resûlallah?» diye sorunca, Efendimiz şöy­le buyurdu: «Mü'min bir kimse ise dünyanın eza ve meşakka­tinden kurtularak Allah'ın rahmetine kavuşmuştur. Gü­nahkâr bir kimse ise, dünyada kalanlar, memleketler, ağaçlar ve hayvanlar ondan kurtulmuştur.»[39]
Ömer b. Ubeydillah'in azatlısı Ebû Nadr'dan: Osman b. Maz'un vefat ettiği zaman Resûlullah (s.a.v.) cenazesine katılarak:
«—Dünyada hiçbir kötülüğe bulaşmadan gittin» buyur­du.[40]
 
55. Hz. Âişe anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) bir gece kalktı, elbi­selerini giydi ve dışarı çıktı. Hemen cariyem Berire'ye takip etme­sini söyledim. Bakî mezarlığına kadar gitmiş, oraya hayli yakın bir yerde bir süre durduktan sonra dönüp geldi. Berire ondan önce gelerek durumu bana haber verdi. Sabaha kadar kendisine birşey söylemedim. Daha sonra olanları hatırlatınca, şöyle buyurdu: «Bakî mezarlığında medfun bulunanlara dua etmek için gönderildim.»[41]
 
56. Ebû Hüreyre'den: Cenazelerinizi kaldırmakta elinizi ça buk tutunuz. Eğer ölen kimse iyi biri ise bir an önce onu rahatlatmış olursunuz, kötü biri ise omuzunuzdan yükü atmış olursanuz.[42]

 

[30] Buharî, Megâzî, 64/83; Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 44/85.
[31] Buharı, Megâzî, 64/83; Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 44/87.
[32] Buharî, Cenaiz, 23/90; Müslim, Cennet, 51/56.
[33] Müslim, Fi ten, 52/142.
[34] Nesaî, Cenaiz, 21/117; İbn Mace, Zühd, 37/32.
[35] Buharî, Tevhîd, 97/35.
[36] Buharı, Tevhîd, 976/35; Müslim, Tevbe, 49/24.
[37] Buharı, Kader, 82/3; Müslim, Kader, 46/24. —ç mfûn P9./22-. Müslim, Fiten, 52/53.
[38] buhari,fiten,92/22;Müslim fiten,52/53
[39] Buhari, rıkak,81/42;Müslim,cenaiz,11/61.
[40] İbn Abdilber, bu hadisi Aişe'den mevsul olarak rivayet etmiştir.
[41] Nesaî, Cenaiz, 21/103.
[42] İbn Abdilber der ki: "Ravilerin çoğu, bu şekilde mevkuf olarak nvay etmiştir. Merfu olarak da rivayet edilir: Buharı, Cenaiz, 23/52; Müslim, C naiz, 11/50. Ayrıca bkz. Şeybanî, 306.