> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Müslümanın evliliği > Haremlik-Selâmlık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haremlik-Selâmlık  (Okunma Sayısı 1838 defa)
16 Ekim 2010, 20:00:07
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Ekim 2010, 20:00:07 »



Haremlik-Selâmlık; İhtiyattan Bid’ate
 

Kadının sosyal hayatta yer almasına İslâm izin verir, hatta sadece izin vermekle kalmaz, kadın-erkek müslümanların görevi kabul ederken haremlik-selâmlığın dinde yeri olmadığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Haremlik-selâmlık uygulaması, Emevîlerle birlikte İslâmî hilâfetten uzaklaşılıp krallık ve saray hayatına geçişle birlikte birçok konuda olduğu gibi, komşu ülke Bizans'tan adapte edilerek alınmış bir uygulamadır. Asr-ı Saâdette kesinlikle böyle bir uygulama yoktur. Hiçbir âyet ve hadis-i şerifle de kadının sosyal hayattan kopması demek olan haremlik-selâmlık emir veya tavsiye edilmemiştir. Tam tersine; kadının sosyal hayatta erkeklerle beraber yer aldığı hususlarla ilgili yüzlerce hadis Buhârî ve Müslim'de yer almaktadır.

Seyyid Kutub, bu uygulamanın İslâm'a Osmanlı Türkleri tarafından sokulduğunu söyler. "Bir kuşku daha var: Bu da İslâm'ın ruhuna tamamen yabancı olduğu halde, sonradan ona bulaştırılmış olan harem meselesidir. Haremlik ve selâmlık kelimeleri Türkçe olup haremin İslâm'a ne zaman girdiğini açıkça gösterir... İslâm'ın tebliğcisi Hz. Muhammed'in gününde kadınlar ibâdethânelere gidiyor, alışveriş için sokaklara çıkıyor, savaşlara katılıyorlardı. Zulüm ve istibdat çağlarında kadın, ticaret malı haline getirildi... Kadınları hareme tıkmaları için erkeklere öğüt veren bir anlayış İslâm'ı temsil edemez. Böyle bir anlayış kadın ve erkeği aynı anda kurban seçmiş açık bir zulümdür... İslâm, harem ve salonda aynı şekilde ihânete uğrayan ruhu kurtaracaktır. Kadın, haremde zorbalık ve zulümle kahra uğratılmıştı, modern salonlarda ise başıboşluk ve sefillikle öldürülmektedir."[446] Seyyid Kutub'un haremlik-selâmlığın Osmanlılar tarafından İslâm'a sokulduğunu iddiâ etmesine rağmen, Emevî döneminden itibaren başta yöneticilerin saraylarında ve köşklerinde olmak üzere bunun uygulandığı, Osmanlı yönetiminde ise daha da yaygınlaşıp kurallaştığı anlaşılmaktadır.

Haremlik-selâmlık konusunun İslâm'a nasıl mal edildiğini anlamak için, doğrudan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hanımlarıyla ilgili olan Hicab âyeti üzerinde kısaca durmak gerekir. Zira, bu âyete dayanılarak haremlik-selâmlık müessesesi oluşturulmuş ve bu kurum tüm ümmete şâmil kılınmıştır. Aslında bu müessese Kur’an’ın ortaya koyduğu bir kurum değildir. Zira Yüce Allah bu iki cinsin birbirlerinden ayrılmalarını değil; aksine âdâb-ı muâşeret ve iffet kaidelerine uymak şartıyla, sürekli dayanışma içinde bulunmalarını istemektedir. Zira unutulmamalıdır ki, “mü’min erkeklerle mü’min kadınlar birbirlerinin velîleridir/dostlarıdır. İyiliği emrederler, kötülükten alıkorlar.”[447] “Velîler/dostlar” demek, birbirini tanıyan, seven ve dolayısıyla sürekli dayanışma halinde bulunan insanlar demektir. Kurân-ı Kerim, bu iki cinsin böyle bir dayanışma içinde bulunmalarını öngörmektedir. Ancak, kadını sadece bir cinsellik unsuru olarak gören bir zihniyetin, Kur’ân-ı Kerim’in hedeflerini kavraması beklenemez. İşte fitneye yol açacağı gerekçesiyle kadın sürekli olarak, perde arkasında gizlenmiş ve böylece toplumdan soyutlanmıştır. Kadın-erkek işbirliği sözkonusu olmayınca, toplum kendinden beklenen gelişmeyi gösterememiştir. Kadının toplumdan soyutlanması zorunlu olarak câhil kalması sonucunu da doğurmuştur. Câhil kalan bir annenin çocuğunun da yetişmesinde başarılı olamayacağı açıktır.

Haremlik ve selâmlığa delil olarak getirilen âyetin, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hanımlarıyla ilgili olduğu açıktır. “Peygamber’in hanımlarından bir şey isteyeceğiniz zaman, hicâb/perde arkasından isteyin. Böyle davranmak, gerek sizin kalpleriniz, gerekse onların kalpleri için daha temiz bir yoldur.”[448] Böyle bir yola başvurulup onlar hakkında bazı farklı uygulama öngörülmesinin sebebi, davranışlarının toplum içinde büyük fitnelere yol açmasına imkân vermek istemeyişidir. Zira Hz. Âişe anamızın başından geçen bir “ifk” hâdisesinin yol açtığı fitne, Medine’de büyük çalkantılara yol açmış ve hatta bu yüzden bir iç savaş tehlikesi bile yaşanmıştır.

Diğer taraftan bazı kimselerin, Hz. Peygamber’in vefatından sonra onun hanımlarıyla evlenmek istediklerini ifâde ettikleri, bazılarının, bu düşünceleri sadece gönüllerinden geçirdikleri görülmektedir. İşte Yüce Allah, ümmet içinde fitneye yol açacak bu gibi sözlere ve düşüncelere son vermek amacıyla Hz. Peygamber’in vefatından sonra hanımlarıyla evlenilmesinin yasak olduğunu açıkça ifade etmiş [449]; O’nun hanımlarının mü’minlerin anneleri olduğunu belirtmiştir.[450]Şu halde, fitnelere imkân verilmemesi bakımından onlara düşen, mecbur kalmadıkça evlerinden çıkmamaları, evlerinde vakarla oturup vakitlerini ibâdetle geçirmeleridir.[451]

Ancak, doğrudan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hanımlarıyla ilgili bir âyetin bütün topluma mal edilmesi yanlıştır. Zira, Kur’an bu iki cinsin bir arada bulunmasını, ma’rûfu/iyiliği emredip münkerden/kötülükten alıkoymasını emretmektedir. Diğer taraftan, Kur’ân-ı Kerim, hem mü’min erkeklere hem de mü’min kadınlara, iffetli olmaları gerektiğini îmâ etmek için, başlarını eğmelerini, gözlerine sahip olmalarını emretmektedir.[452] Her nedense, tarih boyunca iffetli davranmak hep kadınlardan beklenen bir davranış olmuştur. Bu ise iki yüzlülükten başka bir şey değildir. Zira iffet her iki cins için aynı ölçüde gereklidir.[453]

İslâm’ın tesettür[454] ve gözleri sakınma[455] emrinin hikmeti, kadının toplum hayatında ve yabancı erkeklerle şu veya bu şekildeki ilişkileri içindir. Bir başka deyişle, kadın zarûret dışında erkeklerle beraber olmayacaksa, ona tesettürün emredilmesi ve erkeklerin de gözlerini sakınmaları emri gereksiz olacaktır. Haremlik-selâmlık hayatı yaşayan ve birbirleriyle hiç ilişki ve görüşmeleri olmayan kadın-erkek için bu emirlerin bir anlamı olmaz. Bütün bunlarla birlikte, müslüman bir âile, evlerinde haremlik-selâmlık uygulayabilir, ev sahibi erkek, bunun kendi hanım veya kızları ve misâfir erkekler açısından daha ihtiyatlı olduğu anlayışında olabilir; buna kimsenin bir şey diyeceği olamaz. Ama, bunu İslâm’n emri olarak görüp göstermek istemesi önemli bir yanlış ve dine bir iftiradır, bir bid’attır; hiçbir müslümanın bu hakkı yoktur. 

Günümüzde İslâmî hassâsiyetleri olan nice müslüman âile, kadın-erkek misafirlerini ayrı odalarda kabul etmekte, ya da eş veya kızlarını misafir erkeklerin bulunduğu salona almamaktadır. Bunu yapan müslümanlar hiçbir şekilde kınanamaz. Özellikle, kadının gerekli tesettürü ve mahrem erkeklerle görüşmede "dişiliğiyle değil; kişiliğiyle" yer almayı beceremediği ve her iki cinsin hayâ, edep ve takvâ sınırlarına sahip olmada ciddî problemlerin olduğu ve karşı cinslerin müslümanca oturup konuşma örfü oluşturulamadığı yer ve durumlarda haremlik-selâmlık uygulaması, belki daha ihtiyatlı ve takvâya yakın kabul edilebilir. Ama bu konu, tâviz meselesi gibi ele alınmamalı, özellikle ihtiyaç olduğunda veya uzak da olsa akrabaların kadın-erkek birbirlerini hiç tanımayacakları, ya da ev sahibi bayanların “hoş geldin!” demelerinin bile sakıncalı olduğu anlayışı vermemeleri, meşrû kıyâfet ve tavır içinde insanî ilişkiler gerektiğinde gösterilebilmelidir. Akrabaların birbirleriyle darılmaları, ya da müslümanların yakınlarındaki hatta yaşlı erkeklerden bile hanımlarını kıskandıkları ve onlara kuşkuyla baktıkları imajı vermenin de vebali unutulmamalı, kaş yapayım derken göz çıkartılmamalıdır.

Kadın ile erkek el ele vererek toplumun meselelerini birlikte çözmeye başladıkları an, Kur'ân-ı Kerim'in amaçladığı hedef gerçekleşmiş olacaktır: Mü'min erkekler ile mü'min kadınlar birbirlerinin velîleri/dostlarıdır; iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar. Gerçek bir İslâm toplumunun ancak bu şekilde gerçekleştirilebileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır. 


[447] 9/Tevbe, 71

[448] 33/Ahzâb, 53

[449] 33/Ahzâb, 53-55

[450] 33/Ahzâb, 6

[451] 33/Ahzâb, 32-34

[452] 24/Nûr, 30-31

[453] Salih Akdemir, Tarih Boyunca ve Kur'ân-ı Kerim'de Kadın, İslâmî Araştırmalar, c. 10, sayı 4, s. 257

[454] 33/Ahzâb, 59; 24/Nûr, 31

[455] 24/Nûr, 30

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haremlik-Selâmlık
« Posted on: 27 Nisan 2024, 20:32:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haremlik-Selâmlık rüya tabiri,Haremlik-Selâmlık mekke canlı, Haremlik-Selâmlık kabe canlı yayın, Haremlik-Selâmlık Üç boyutlu kuran oku Haremlik-Selâmlık kuran ı kerim, Haremlik-Selâmlık peygamber kıssaları,Haremlik-Selâmlık ilitam ders soruları, Haremlik-Selâmlıkönlisans arapça,
Logged
21 Nisan 2015, 20:16:38
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #1 : 21 Nisan 2015, 20:16:38 »

Açıkçası haremlik selamlık meselesini bu açıdan hiç okumamıştım güzel bir değerlendirme,  Allah razı olsun kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Nisan 2015, 20:19:19
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 21 Nisan 2015, 20:19:19 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Haremlik selamlık insanın ahlaki olarak düzelmesini ,helal dairede yaşamayı öğretir.Rabbim bizleri helal dairede yaşayan kullarından eylesin inşallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Kasım 2018, 01:11:56
İsra Mirac (Esra)
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 197



« Yanıtla #3 : 06 Kasım 2018, 01:11:56 »

Haremlik selamlığın dini bir gereklilik olmadığını bilsek de günümüzde o kadar büyük ahlaksızlıkları duyuyor ve izliyoruz ki,  kişinin tedbirli davranması lehinedir. Çünkü kimse kimsenin niyetinin kefili olamaz. Ahlak kadın ve erkek için de geçerlidir. Bu yüzden aşırıya kaçmamak şartıyla belirli ölçülerde mesafeli olmak adına bazı uygulamalar yapılabilir .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
06 Kasım 2018, 01:48:58
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #4 : 06 Kasım 2018, 01:48:58 »

Aleyküm Selâm. Rabbim bizleri herdaim Rızasına uygun olarak helal dairesi içinde yaşam sürenlerden eylesin inşaAllah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes