๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mişkatul Mesabih => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Eylül 2011, 15:34:46



Konu Başlığı: Mukaddime
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Eylül 2011, 15:34:46
Mukaddime


Rahman ve rahim olan Allâhın adı ile başlarım.

Hamd, Allâha mahsustur, ona hamd eder, ondan yardım diler ve ona (günahlarımızın afvi için) istiğfar ederiz. Amellerimizin kötülerinden ve ne­fislerimizin şerlerinden Allaha sığınırız. Bir kimseyi Aüahüteâîâ hidâyette kılarsa, onu hiç bir kimse dalâlete saptıramaz ve bir kimseyide cenabı hak dalâlette bırakırsa, hiç bir ferd onu hidâyete eriştiremez.

Allâhdan başka ilâh olmadığına şahadet ederimki, o şahadet kurtulu­şa vesiyle ve derecelerin yükselmesine kefil olur.

Muhammed (S.A.V.) Allanın kulu ve Rasûiü olduğuna şahadet ederim. Uman yollarının eserleri yıkılmış olduğu, îman nurlarının meşâlesioin giz­lendiği, tevhid ve iman yollarının esaslarının zaiflediği ve cehil ve zulmün çoğalması ile iman yollarının mekan ve mercîi bilinmediği bir zamanda ALLAHüteâla onu (Muhammed Aleyhisselâmı) göndermiştir.

İşte böyle bir zamanda salâtü selâm onun üzerine olsun, onu gizli ve yıkılmış olanı yükseltmiş ve kuvvetlendirmiştir ve ateşin kenarında olan kimseleri kelime'i tevhidin teyic* ile manevi hastalıktan    şifalandırmıştır,

doğru yola gitmek isteyenlere hidâyet yolunu açıklamıştır. Saadet hazine­lerine malik olmayı arzu edenlere saadet hazinelerini izhar etmiştir.

Artık bundan sonra; Onun (Rasulullahın) hidâyetine sarılmak ancak onun kalbinden, göksünden ve ağzından zuhur eden şeylere ittîba etmekle olur. Ve ALLAHın (kopmaz) ipine (Kur'ana) sarılmakda ancak onun (Rasu­lullahın) sünnetini beyan etmekle tamam olur.

Sünneti ihya edici, Bidâdı yıkıcı Ebû Muhammed Bin Mesûd elferrâ elbeğâvî [13] Allâhüteâla onun derecesini yükseltsin, İmamı beğcivi Hz. le-rinin tasnif etmiş olduğu (Kitabül mesabih-in) babını tasnif ederek kitap halinde cem etmişti. Anlaşılması ve zabtı güc olan hadisi şerifleri zaptet-m iştir.

imamı beğâvi Hz. (ALLAH "ondan razi olsun), kitabül mesabihde kısalt­ma ve senetleri hazfetme yoluna gidince, her ne kadar imamı fceğâvinin nakli olsa ve kendisi isnad ehli gibi itimad edilen âlimlerden isede bazı tahkikcı ve tetkikci alimler, hakkında söz ettiler. Aynı zamanda imamı be-ğövinin senedsiz olarak zikrettiği hadisler, kimin ve nereye aid olduğu bi­linmeyen bir arazi gibi delalet eden bir aiâmetde yoktu.

Bunun üzerine ALLAHüteâlanın hayırlı kılmasını taleb ederek ondan yardım diledim. Hemen belli ve isnadlı olmayanları belirtip isnadlarını bil­dirdim ve hadis hafızlarının zaptedenlerini, itimad sahipleri ve ilimde sebad ve karara varmış âlimleri, hadis imamlarının rivayetleri gibi şekilleri mesa-bih kitabının her hadisinin mehallinde senetlerini koyup yerleştirdim (Hati­bi teprizinin ifadesidir).

Meselâ (senetleri yerleştirilen) : Ebî Apdillâh Muhammed Bin İsmail El buharı [14] ve Ebil Hüseyin müslim Bin El haccac El kuşeyrî [15] ve Ebi Apdiilâh Malik Bin Ei'es behî [16] ve Ebi Apdiliah Muhammed Bin El İdris Şâfi-Î [17] ve Ebi Apdillah Ahmet bin Muhammed bin hanbelişşeybânî [18] ve Ebî İsâ Muhammed Bin İsâ ettirmizî [19] ve EbîDavud Süleyman Bin E! eşâ-sissicistanî [20] ve Ebi Apdirrahman Ahmet Bin Şuaybin nesâî [21] ve Ebi Apdillah Muhammed bin yezid Bin mâce El kazvînî [22] ve Ebi Muhammed Apdillah bin Apdirrahman eddarimî [23] ve Ebil hasen Aliyyi Ibni Ömer Eddâre hudnî [24] ve Ebi Bekir Ahmed bin El Huseyn El beyhakî [25] ve Ebil Hâseni rezin Bin Muâviye Elâbderiyyî [26] ve bunlardan başkaları gibi-,  (erdir.  Bunlardan başkalarıda azdır.

Ve ben bu kimselere (yukardaki muhaddisiere} hadisi şerifi nisbet et­tiğimde, sanki Peygamber sallaliahü aleyhi veselleme isnad etmiş gibi olu­yorum. Zira onlara İsnad edilince hadisi şerif hakkında isnad mevzuu bitmiş oluyor ve isnad edilen hadisin tahkikatından kendimizi müsteğni kılıyoruz. Ve yine İmamı Beğâvinin serdedip koyduğu üslup gibi bablan ve kitapları (ba­hisleri) tertibleyip yazdım ve onun bahis ve bablarının yoluna tabi oldum.

Ve her babı çok zaman üç fasıl üzere taksim ettim; .

Birinci bab : Buhari ve müslimin veya tek başına   bunlardan birinin tahric ettiği hadisi şeriflerdir. Ve rivayette dereceleri yüksek olduğu için her nekadar başkası o hadisi şerife rivayette iştirak etmişsede ben sâde bu ikisinin  (Buhari ve müslimin) Rivayetleri ile İktifa ettim.

İkinci bab : Buhari ve müslimden başka diğer zikredilen hadis imam­larının rivayetlerini yazdım.

Üçüncü bab : Hadisi şeriflerdeki rivayet nisbeti şartlarını muhafaza ederek bablara münasib ve muvafık olan manalar üzerine şamil olanları irad ettim, velevki bu irad edilip yazılanlar selef (sahabe - tâbi'in) ve halef (daha sonraki alimler) den mesur olsun.

Bundan sonra (ey okuyucu), eğer bir babda hadisi bulamazsan : işte onu tekrar olduğundan iskat ettim. Eğer diğer bazı hadisi şerifi ihtisar' üzere terk olunmuş veya hadisi şerifi tamamlamak üzere zammedilmiş bulursan, İşte buda kısalttığım ve tamamlamak üzere ilhak ettiğime ihti­mamından   dolayıdır.

Eğer İki fasılda ihtilafa düşersen, muttali olup birinci fasılda şeyhayn (Buhari, müslimin) zikrini (halbuki birinci fasılda bunların zikri gerekirken) bulursan, bilmelisinki ben Humeydînin «El cem'u beyne sahihayn-ı» ile (İb-nül esirin) «Camiul usul» adlı iki kitabı tetkik ve tetebbu etmemden sonra niha-i hüküm de şeyhaynin sahihlerine itimad ettim.

Şayet hadisin nefsinde (Metninde) ihtilaf görürsen, işte buda hadis­lerin yollarının (senetlerinin) muhtelif olmasındandır. Belkide ben şeyh (İmamı beğavî) Radiyallahü anhin takip ettiği rivayet yoluna muttali olma­ya bilirim. Benim kendimin sözü olan «Ekûlu — benderim» Kelimesini ise, asıl kitaplarda rivayetleri bulamadığım veya asıl kitaplarda hilafını buldu­ğum zaman çok az rastlarsın. Binaenaleyh şayet «ben derim» ifadesine va­kıf olur isen, kusuru benim rivayetimin azlığına nisbet etmelisin.

Cenabu ALLAH (c.c.) iki cihanda kadrini yükseltsin kusuru şeyh (İmamı beğavi) tarafına nisbet etme. Şeyh (İmamı beğâvi) Hz. ne kusur nisbet et­mekten uzak ol.

Bir kimse, eserde bir kusura muttali olurda bizi ikaz eder ve bizi doğ­ru yola sevk ederse, ALLAHüteâla onlara rahmetini ihsan etsin.

Takat ve kudretim nisbe-tinde tenfir ve teftiş hususunda son gayretim: gösterdim, görüb bulduğum gibi o ihtilafı naklettim.

Şeyh (İmamı beğavi) Radiyallahü anhin bir hadisi şerife, garib veya zaif veya bunlardan başka işaretinide çok zaman olduğu gibi beyan ettim. Şeyh merhumun hadis usûlunda (munkatı, mevkuf ve mürsel gibi) zikredi­lenlere işaret etmediğinde, bende terk etmekde ona olduğu gibi tabî ol­dum. Ancak az yerlerde bir garaza binaen zikrettim. Qok zaman hadisin mahrecini boş ve isnadsız bulursun. Bu çok zaman boş bırakmanın se-bebide, ravisinin tahric yoluna muttalî olmadığımdan ve bunun üzerinede hadisin sonunda beyazlığı olduğu gibi terk ettim.

 ey okuyup bakan kimse! eğer sen hadisin mahreç ve ravisine muttali olursan, hemen râvi ve mahreci hadisin sonuna ilhak et, böyle ame­linden dolayı ALLAHüteâla seni en güzel mükafatla mükafatlandırsın.

Kitabın adına «Mişkat El Mesabih» ismini verdim.

Bu eserin neticeye vasıl olmasında ANahdan tevfik, inayet, hidayet, kötü akide ve amelden siyânet ve arzu edilen maksadın kolaylığını isterim. Ve hayatta ve öldükten sonra ve bütün müslüman erkek ve kadınlara men­faat vermesini dilerim.

Buna ALLAHüteâla kafidir ve o ne güzel vekildir. Kudret ve kuvvet, an­cak aziz ve hakim olan Allah ındır. [27]




[13] İmamı Beğâvî, dört bin dört yüz otuzdört (4434) Hadisi şerif' ihtK/â eden «Kitabül mesabih» adlı eserin yazarı; müfessir, muhaddis, fakih, ilmi kıraata âlim, âbid, zahid ve bütün ulemâ ve selefi şalinin tarafından takdir edilen ilmi ile âmil bir zad idi. İlk zamanlarında katıksız kuru ekmek yerdi. Sonra ihtiyanlğı zamanında ekmeğe katık olarak ya zeytin veya kuru üzüm yemiştir.

İmamı begâvîden hafız Musa elmedînî ve Avarİfül meârif sahibi İmamı suhreverdi gibi zadlar ilim tahsil ederek kemale erişmişlerdir.

Diğer meşhur eserlerinden bazıları şunlardır Hadis hakkında «Şerhis sünne», Fıkıhdan «Kitabüttehzip» ve tefsirden «Meali müttenzil»

Vefatı, hicri beşyüz on altı (516) tarihinde olmuştur ve üstadı Kâdi Hüseyin (R.A.) yanına defnolunmuştur. Rahimehullahü aleyh.

[14] İmamı buhari nâmı ile mâruf, hadis kitaplarında «Şeyh» denince ilk isim ve maksat bu olduğu bilinen «Sahihayn» denilen cümlelerde de bu­hari ve müslim kitapları yine müsellemdir.

Hadisi şerifi hıfzeden bir kişi onun zamanında görülmemiş, on yaşın­da hadisi şerif hıfzına başlamış, ALLAHın kitabı Kur'anı kerimin ve hadisi şeriflerin manalarını gayet iyi anlayan zamanın en zeki, fakih, zühüt de ke­mâle erişmiş, gayet mütteki, hadis yollarının en ince yönlerine vakıf, ictihad ve istimbatı kuvvetli ve duası müstecap bir zat idi. Her gün iki veya üç ba­dem yediği beyan olunarak zühtü ve ilme çalışması yazılmaktadır.

İmamı buhari, maverain nehirde «Buhara» nami ile anılan bir beldede yüz doksan dört (194) hicri tarihinde dünyaya teşrif etmiştir. Küçük yaşta ilim erbabı üstadlardan tahsili ilme başlamış ve hadisi şerifin tahsili.ve teb-yini için bin kadar hadis âlimi muhaddislerden talim etmiştir. Soy itibarı ile türktür.

Pek çok telifatı vardır. Hadis ilmini ve hadisi şeriflerin sağlam ve sıh­hatli senetlerle kitap telif eden en imtiyazlı alimlerdendir. Telif ettiği kitap­lardan en meşhuru, Buhari ismi ile anılan «El camiüssahih» adlı eseridir. Mükerrerler ile dokuzbin seksen iki (9082} Hadisi şerifi camidir. Bütün ule­ma ve muhaddislerin en çok îtimad ettikleri ve Kur'andan sonra şer'i dei;l ve kaynağın birincisi kabul ettikleri yegâne hadis kitabıdır.

Binlerce muhaddisin hadis ilmini ve hadisi şeriflerin tâlimini yaptığı âlim, kamil, mudakkik ve muhaddis İmamı Buhari, ikiyüz eili altı (256) hic­ride vefat etmiştir. ALLAHüteâla Rahmeti ilâhisini ihsan buyursun ve âh'ret-te şefaatini cümlemize nasip etsin. AMİN.

[15] lmamî müslim, İmamı Buharinin talebesi, itimad edilen hadis hafı­zı, büyük musannif ve fıkıh âlimidir. Kuşeyr kabilesine mensup iki yüz dört (204)  hicri senesinde Neysâburda dünyaya gelmiştir. Sülâle ve asalet iti­bârı ile bir türk soyundandır.

Hadis talimi ve hıfzı için çok yerlere nakli mekan etmiş, diyar diyar gezmiştir. En çok gittiği yerler, Irak, hicaz ve Mısırdır. Bağdata seferi ise, sayılmayacak kadar çok-olmuştur.

imamı müslimin pek çok telKatı vardır. Bunlardan en meşhuru, Buhaıi şerifden sonra «Müslim» Namı ile anılan «El Camiüssahih» dir. Mükerrer hadisin zikrinin azlığı ve tertibinin güzelliği ile imtiyazlıdır. Kur'andan son­ra şer'i kaynakların ikincisi sayılmaktadır. İmamı Müslim, 261 hicride vefat etmiştir. ALLAHüteâla rahmeti ilahisini lütfedip ahirette şefaatına nail bu­yursun, AMİN.

[16] İmamı Malik mezheb sahibi, Büyük fakih, müetehidi mutlak, Medî-ne-i münevvere Alimi, Medine-i Münevverenin muhaddisi, mudakkik, müt-

teki, telif ve tasnifde Buhari ve müslîmden evvel olan tabiin veya tebe-i ta­biinden fazilet sahibi bir âlimdir, 93 - Veya 103 Hicride Medine-i Münevve-rede dünyaya gelmiştir. Ve 179 Hicride vefat etmiştir. Kabri şerifi Cennetül bakîdedir. Meşhur olan kabri şerifini hamdü senalar olsun ziyareti aciza-nem olmuştur.

İmamı malik radiyaliahü anh, dininde salabetli, hıfzı kuvvetii ve fetva hususunda çok hassas idi. Bir hadisi şerif nakledeceğinde, abdest alır ve­ya güsl eder özel minderine oturur, sakalını tarar güzel kokuyu sürünür on­dan sonra hadisi nebevi okur ve fetva verir, talebe-i ulûme okuturdu, rah-metüliahi aleyh.

[17] İmamı şâfi-i İmamı Malik hazretlerinin talebesi ve İmamı Azamın talebesi imamı muhammed hazretlerininde talebesidir. İmamı azam radiyal-lahü anhın vefatı yılı olan 150 hicride ğazzede dünyaya gelmiştir. İki ya­şında Mekke-i Mükerremeye nakledilmiştir. Annesinin yanında yetim ola­rak yetişmiş çok zaman ilim talimi için muaiim ücreti bulamazdı. Bu sebebe den ilim talimi sıkıntılı olmuştur.

İmamı şâfi-i merhum çok zeki hafızası kuvvetli, şair, fasih ve beliğ bir zat idi. Lugatta, fıkıh ve hadisde îmam idi. Usûlü fıkhı ilk yazan âlimdir.

İmamı şâfi-i merhumun pek çok eserleri vardır. Bunların en meşhuru yedi cilt halinde olan «Ef'üm» dür.

İmamı şafi-i hazretlerinin kıymetli sözleri vardır. Cümleden bir tanesi şudur :

«Eğer â!iim'er evliya olmazlarsa, Aflah için veli yoktur. Zira ALLAHüte-â!a cahil kimseyi velî (dost) edinmez.» Mirkat C 1,20

İmamı şâfi-i merhum. Recebi şerifin son perşembe veya cuma gecesi akşam namazını eda ederken 204 hicride vefat etmiştir. Kabri şerifi Mısır­dadır. Rahmetüllahi aleyh.

[18] İmamı Ahmet bin hanbei Radiyallahüteâla anh, 164 hicride bağ-datda dünyaya gelmiş, orada ilme çalışmaya koyulmuş ve sonra imamı şâfi-i hazretlerinden ilim tahsil etmiştir. Böylece ilim tahsili için, Mekke-i Mükerremeye, Küfe ve Basraya, Medine-i Münevvereye, Yemene, şama ve ceziretül araba nakli mekan etmiş oralarda bulunan büyük âlim, fâkih, mu-haddis ve müdekkik meşâyihi kiram ve ulemayı uzamdan fıkıh, hadis ve il­mi kelam dersleri ile tefsir ve edep ilmi gibi Şer'i ilimleri tâlim etmiştir.

Abbasi halifelerinden Mûtesim zamanında Kur'anı kerimin Mahluk ol­madığını beyan edip direnmekle halife bu büyük âlimi bazı tahrikçi ve fe­satçıların telkini ile zindana atmış ve yirmi sekiz (28) ay kadar bir zaman

zindanda kalmıştı. Sonra halife mütevekkil onun kadri kıymetini takdir et­miş ikram ve izzette bulunmuştu.

Fakıh, müctehidi mutlak, muhaddis, zahid, müttekî ve abid olan bu bü­yük âlimin telifatı kesiresi vardır. En meşhuru ise, «Elmüsned» isimli hadis kitabıdır. Vefatı ikiyüz kırk bir (241) hicride bağdatda vuku bulmuştur. Rah­metüllahi aleyh.

[19] İmamı Tirmizi Rahimehullah, ceyhun nehri tarafında «tirmizi» isimli bir şehirde 200. hicride dünyaya gelmiştir. İlmi ile âlim, âmil, itimada layık muhaddis, hadis hafızı, zahid ve mütteki bir zat idi. Pek çok teiifatı vardır. En meşhurları, «Süneni tirmizi» ismi ile anılır. «El cami» adlı eseri ile pey­gamberimizin şemailini beyan eden «Şemaili Tirmizî» dir. Doğduğu yer olan Tirmizde 279 hicride vefat etmiştir. Cenabı hak Rahmeti dahisine gark eylesin. AMİN.

[20] Muhaddis ve sünen sahiblerinden İmamı Ebû davud Radiyaliahü anh, horasan diyarında Sicistan isimli 202 hicride doğmuş, İmamı buhari ve İmamı Ahmet bin Hanbei gibi Büyük muhaddislerden ilim tahsil etmiş ve ezberlemiştir. Defalarca Bağdata gidip hadis tahsil edip hıfzetmiş ve Bas­raya sakin olup orada tedrisadda bulunmuştur.

İmamı Ebû Davud Hazretlerinin telifatı kesîrası vardır. En meşhuru, beşbin kadar hadisi şerifi muhtevi «Sünen-i Ebi Davud» isimli eseridir. Bu eseri İmamı Ahmet Bin hambele ar zettiğinde takdir ve tebrik edilmiştir. 275 Hicride Basra da vefat etmiştir. Allâhüteâla Rahmetini ihsan buyursun. Amin.

[21] İmamı Nesâ-i Radiyaliahü teala anh, Horasanda «Nesâ» ismi ile müsemma olan  karyede 215 hicri senesinde doğmuştur. Asrının    hadis imamlarından tahsil etmiş, Horasan, Hicaz, Irak, Mısır ve Şam âlimlerin­den talimi ilim yapmış hadis hafızı, müdekkik ve zahid bilginlerden idi.

Pek çok telifatı vardı. En meşhuru «Essünen» dir. Sonra bu süneni ih­tisar etmiş «elmüctebâ mines sünen» ismini vermiştir. 303 tarihinde Mek-ke-i Mükerremede vefat etmiştir. Rahmetüllahı Aleyh.

[22] İbni mâce, 209 hicri tarihinde kazvinde doğmuş, sonra ilim tahsili için bağdat, basra, şam, Mısır, hicaz ve rey şehrine gitmiş oraların âlim ve muhaddislerinden hadis tahsil etmiştir.

Kütübü Sitteden sayılan «Sünen-i İbni mâce» gibi pek çok eseri olan bu muhaddis ve büyük âlim, 273 tarihinde vefat etmiştir. Rahmetüllahi Aleyh.

[23] Muhaddis ve hadis imamlarındarHDiricie İmamı darimi Rahimahuf-lah, 181 hicride doğmuş hadis ilmini ve hadisi şerifi tahsil için hicaza, şa­ma. Mısıra, Iraka ve Horasana gitmiştir.

Akıllı, zeki, müfessir, fakih ve yüksek ahlâka sahib olan bu zatında telifatı çoktur. En meşhuru «El camiussahih» ve «Essünen» isimli eseridir. 255 tarihinde vefat etmiştir. ALLAH ondan razî olsun.

[24] İmamı Dâre kutnî, hadisde asrının âlimi ve kıraat ilmi hakkında ilk kitap tasnif eden ve pek büyük âlimler yetiştiren bir fazılı muhteremdir. Şâfiiyyül mezhebdir.

Bağdatın bir mahallesi olan dare kudnda 306 sene-i hicride doğmuş­tur. İlim tahsili için mısıra gitmiştir. Sonra Bağdata tekrar dönen imamı Dâ­re kudni, 385 tarihinde Bağdaîta vefat etmiştir. Telifatının en meşhuru, «Essünen» dir. ALLAH ondan râzi olsun.

[25] İmamı Beyhakî Rahimehullah, hadis imami"rındandır. Neysabur yakınlarında  «Bey hak»  isimli beldede 384 tarihinde doğmuş, ilim tahsili için Bağdat'a, Küfeye, Mekke-i Mükerremeye ve diğer memleketlere git­miştir.

Muhaddis, fakih, mütteki ve usul ilminin âlimi olan imamı Beyhakının pek cok telifatı vardır. En meşhurları, «Essünenül kebir» «Marifetüs süneni vel âsâr», «Kitabül bâsi vennüşür», «Kitabü şuabil İman» ve «Kitabü fezâ-ilüssahâbe» dir. 258 senesinde Neysaburda vefat etmiştir. ALLAH ondan ra­zî olsun.

[26] Hadis İmamlarından biride İmamı Abderî Rahimehullahdır. Kütübü siddeden toplanmış «Ettecridü lissıhahissitte» isimli eser sahibi bu büyük âlim, uzun zaman Mekke-i Mükerremede mücaveret etmiş ve orada 535 tari­hinde vefat etmiştir. ALLAH ondan râzî otsun.

[27] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/ 25-32.