> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Müslüman Akaidi > Tuğyan ve anlamı
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tuğyan ve anlamı  (Okunma Sayısı 4150 defa)
09 Kasım 2010, 15:11:09
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Kasım 2010, 15:11:09 »



Tuğyân; Anlam ve Mâhiyeti

·   Tuğyân; Anlam ve Mâhiyeti
·   İnsanı Tuğyâna Sevkeden Şeyler
·   Siyasî Otoritenin Tuğyânı
·   İnsanlara Zulüm de Siyasî Otoritenin Tuğyânıdır
·   Tuğyâna Karşı Müslümanların ve Özellikle Âlimlerin Tavrı
·   Siyasî Otorite ve Yöneticinin Tuğyânını Başkalarına Ulaştırması/Tâğut'laşması
·   Tâğut Kimdir?
·   Siyasî Rejimler, Hüküm ve Yetkiyi Allah'tan Almıyorsa Tâğuttur
·   Sorular

     

 Bu üniteyi bitirdiğinizde aşağıdaki   amaçlara ulaşmanız beklenmektedir:

* Tuğyân ve tâğut kavramlarının sözlük ve terim anlamını ifadelendirebilmek.

* İnsanı azgınlığa, tuğyâna sevk eden şeyler hakkında bilgi verebilmek.

* Siyâsî otoritenin tuğyânına ne ad verildiğini ve bu tuğyana karşı müslümanın     nasıl bir tavır alması gerektiğine âyetlerden yola çıkarak açıklık getirebilmek.

* Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen yöneticiler hakkında Kur’an’ın hangi   hükümler verdiğini ve Müslümanların bu insanlara karşı nasıl davranmasını   istediğini açıklayabilmek.

* “Tâğut”un kim ve ne olduğu konusunda Kur’an’dan ve âlimlerin  açıklamalarından yola çıkarak doyurucu bilgi verebilmek.   

* Günümüzdeki siyasî rejimlerin, hükmü ve yetkiyi Allah’tan almadıkları için,    tâğut kavramıyla ilgili hükümlerinin ne olduğunu genişçe açıklayabilmek.                     


Tuğyân; Anlam ve Mâhiyeti

 

Tuğyân, taşkınlık, azgınlık, sınırı aşmak demektir. Fiziksel güçlerin normal sınırları aşacak şekilde faal hale gelmeleri de tuğyânla ifade edilmiştir. "Su tuğyân ettiğinde (kabarıp taştığında) sizi akıp giden (gemi)de taşıdık."[533] Bu şekilde taşan ve her yeri kaplayan şeye tâğıye denilmektedir. Kavram olarak tuğyân, isyan ve günahta, sınır tanımayacak ölçüde ileri gitmektir. İnsanın haddi ve ölçüyü aşması demektir. İnsanın haddi; Allah'ın, onun için koyduğu sınırıdır ki, kişinin onu aşması câiz değildir. İnsanın değeri, Allah'a kul olması itibariyledir; onun için Rabbine itaatı ve sürekli kulluk sınırı içinde bulunması gerekir. Ne zaman, Allah'ın insan için koymuş olduğu aşılmaması gereken hududu aşar, ölçüyü kaçırırsa tuğyâna düşmüş, Allah'a isyan etmiş olur.  Tuğyân kelimesi, türevleriyle birlikte Kur'an'da 39 yerde geçer. Bu türevlerden 8'i, tâğût şeklindedir. Tâğût, tuğyânı yaşayan ve yaşatan kişi veya güç anlamındadır.

Tuğyân, istikametten bir sapmadır.[534] Tuğyâna sapmanın musallat edeceği denge bozukluğu (hastalık) insanı aldatır, kuruntu ve hayale esir eder. İnsan bu duruma gelince nefsinin oyuncağı olur ve karanlığı ışık zannetmeye başlar. Kur'an, bu özelliği belirtirken, inkârcıları "tuğyânları içinde oynayıp oyalanan gâfiller" olarak tanıtır.[535]

İnsan, belli nimetlere kavuştuğu ve kendisini başkalarından müstağnî zannettiği, kendisinde istediğini yapabilecek bir güç, bilgi ve yetenek vehmettiği zaman, artık Allah'ı da unutur; gerçek kudret, ilim ve dilediğini yapabilme güç ve irâdesine sahip olanın yalnızca Allah olduğunu aklından çıkarır. Bu durum, insan için tuğyâna açılan bir kapıdır; artık dilediğini yapar, hak hukuk ve hiçbir sınır tanımaz. Allah'a ortak koşmaya, nefsini O'nun yerine geçirip hevâ ve heveslerinin peşinden gitmeğe girişir. İşte, bu hal tuğyân halidir. Bu tür insanlar da Kur'an diliyle tâğîdir.

Kur'an, bozgunculuk yapmayı, kendi izinleri olmadan halkın, yoksulların din değiştirmelerine ve dinlerini yaşamalarına rızâ göstermemeyi, kendi üstünlüklerini tartışmasız kabul etmeyi, sadece kendi kuvvetlerine güvenmeyi, bu nedenlerden dolayı şımarıp böbürlenmeyi, yeryüzünde çalım satıp gösteriş yaparak yürümeyi, kısacası velî edindikleri şeytanın taraftarı (hizbi) olmayı, tuğyâna kalkışanların vasıflarından sayar.[536]

Âyetlerden anlaşıldığına göre tuğyân, hak hukuk ve sınır tanımamak, inatçı ve zorba bir tavır içerisinde olmak, böbürlenmek, kibir göstermek ve zulmetmek, insanlığı ezmek, mallarını gasbetmek, insanlara acımamak ve dolayısıyla Allah'ı bir ve gerçek Rab olarak tanımayarak O'na ortak koşmak, kısacası nefsinin, hevâ ve hevesinin peşinde gitmek ve bâtıl ile hüküm vermektir.

Yalancılık, isyan ve şerefsizlik etmek tuğyân olarak belirtilir.[537] Tuğyân, istikametten bir sapma olarak değerlendirilir. "Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte, emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin. Doğrusu Allah, yaptıklarınızı bilir."[538]   

Aşırı tüketim ve yemekte sınırı aşmak da bir tuğyândır. İsrail oğullarına verilen dünyevî nimetler belirtildikten sonra, aşırı gıda tüketiminin yasaklandığı anlatılır: "Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin. Bunda aşırı (ölçüsüz) gitmeyin ki gazâbıma çarpılmayasınız. Gazâbımı hak eden, şüphesiz mahvolur."[539]     

Dengeyi bozmak, tartı ve ölçüde adâletsizlik de tuğyândır. "Sakın dengeyi bozmayın. Ölçüyü adâletle tutun  ve eksik tartmayın."[540] Buradaki ölçü ve tartıya riâyet, doğruluk ve haklılık ölçüsünden şaşmamak biçiminde de anlaşılmıştır.   

Kur'an; Firavun'un, Nuh kavminin, Semud kavminin ve daha başka üzerlerine Allah'ın gazâbının hak olduğu kavimlerin durumlarını tuğyân kelimesiyle açıklar. Bunlar, kendilerini yeryüzünün en büyük ve istediklerini istedikleri biçimde yapabilecek gücü olarak görüp tam bir istiğnânın içine girmişler, tuğyânın içine dalmışlardır. Semud kavmi bağlarda, bahçelerde, çeşme başlarında ve hurmalıklar arasında zevk ve safa içinde yaşayıp müsriflerin emrine itaat etmekle ve Sâlih (a.s.)'ın uyarmalarına kulak tıkayarak Allah'ın âyetlerine yüz çevirip O'na şirk koştukları yetmiyormuş gibi bir de kendilerinin istedikleri bir mucize olan deveyi boğazlamakla[541] tuğyânkâr olmuşlardı. Âd kavmi, ebedi hayat umuduyla köşkler dikip boş şeylerle uğraşırken, yakaladıklarını zorbaca yakalar ve yeryüzünde fesat çıkarırken Hûd (a.s.)'ın çağrısına uymayarak Allah'a şirk koşmaya devam etmekle tuğyân içine batmışlardı.[542]

En zâlim ve en tuğyânkâr olarak nitelendirilen Hz. Nuh'un kavmi[543] kendilerini üstün görüşlü ve mü'minleri de ayak takımı olarak değerlendirmeleri, Hz. Nuh'u taşlamakla tehdit etmeleri ve bir an önce kaçınmaya çağırdığı azâbı getirmesini istemeleri, çağrısına kulaklarını tıkayıp kibirli kibirli ayak diremeleri, büyük büyük tuzaklar kurup taptıkları sahte tanrıları bırakmamalarıyla[544] şehirlerde tuğyânda bulunmuş ve fesâdı artırmış oluyorlardı.[545] Aynı şekilde Firavun da İsrailoğullarına akla gelmedik zulümler yapıyor, erkeklerini boğazlatıp kadınlarını kirletiyor, Hz. Mûsâ'nın çağrısına sağır kesilip Allah'a şirk koşuyor ve kendisini insanların en büyük Rabbi ilan ediyordu.

Kur'an, Nuh tufanı sırasında suların köpürüp azmasını tuğyân kökünden bir fiille (tağâ = tuğyân etti) ifade etmektedir. İlginçtir ki, suların tuğyânı ile boğulan Nuh devrinin zâlimlerini Kur'an, "zulme sapan, tuğyân edip azan"  bir kavim olarak anmaktadır. "Ceza, amel cinsindendir" prensibi bu olayda net olarak kendini göstermekte ve insanın tuğyânını tabiatın tuğyânı ile cezalandıran sünnetullaha bu âyetler dikkatimizi çekmektedir. Yine benzer bir durum Semud kavmi için de söz konusu edilmiştir. Haakka sûresi 5. âyette, Semud kavmi azgınlarının  "tâğıye"  ile helâk edildikleri belirtilmektedir. Bu "tâğıye"  de tuğyân kökünden türeyen bir isim olup, tuğyân eden insanları cezalandırmak için Allah tarafından devreye sokulan tuğyân edici bir tabiat kuvvetini ifade etmektedir. Bu âyette cümle o şekilde düzenlenmiştir ki, tâğıye, hem Semud kavmini helâk eden kuvveti, hem de bu kavmin helâkine sebep olan tavrı aynı anda ifade etmektedir: "Semud kavmine gelince, onlar tâğıye (tuğyân eden, azan) bir topluluk oldukları için tâğıye ile (yani azıp kuduran bir tabiat kuvvetiyle) mahvedildiler."[546]

Esas ceza âhirette olduğu halde, özellikle eski kavimlerden haddi aşıp isyan eden, azarak kendinden başka güç tanımayan insana, Allah'ın emrine boyun eğen tabiî hadiseler (tufan, fırtına, zelzele vb.) yoluyla haddi bildirilir. Akıl sahibi ve şerefli olarak yaratıldığı halde baş kaldırıp isyan eden, her istediğini yapabileceğini zanneden azgın insan, akıl sahibi olmadığı halde her emre boyun eğen "Allah'ın askerleri"[547] olan tabiat güçleri, yani doğal âfetler tarafından mağlup ve perişan edilir. 

İnsanı Tuğyâna Sevkeden Şeyler
 

Tuğyân, insanın tabiatında vardır: "İnsan gerçekten azar."[548] Âyetin hemen devamında, insanın tuğyânının temel sebebi gösterilir: İstiğnâ; yani insanın kendini kendine yeterli görmesi, kendisini hiç kimseye muhtaç olmayan bir konumda zannetmesi ve okumaması, vahiyden/ilimden   uzak   olması.[549] İnsanı   istiğnâya,   dolayısıyla  tuğyâna sürükleyen  en   büyük   etken,  ya  malının  çokluğu  veya  nüfuzlu  otoritesidir.  Birincisi  malın tuğyânıdır; ikincisi ise otoritenin. Siyasî otoritenin tuğyânı tâğut kavramıyla ifade edilir. Tuğyânın her iki türü de değişmez sünnetullah gereği, helâk edicidir.

Allah, insanların azıp sapmamaları için her şeyi ölçü ile yaratmış, rızkı da belli bir ölçü ile insanlara vermiştir: "Eğer Allah rızkı kullarının hepsine bol bol verseydi yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Ama O, (rızkı) dilediği ölçüde indirir."[550]; "İnsanın açık bir düşmanı olan şeytan"[551] ve "kötülüğü çok emreden nefis"[552] insanı azgınlığa ve sapıklığa teşvik eder. Bunun için Kur'an, nefis ve şeytana karşı insanı sık sık uyarır ve onların vesvese ve saptırmalarına karşı uyanık bulunmayı emreder. Allah'ın bu uyarısı, insanlara olan lütuf ve merhametinin bir eseridir. Allah insanı başıboş bırakmamıştır.[553] Başıboş bıraksaydı, insanın aleyhine olurdu; Âdemoğlu azıp sapardı. Bununla beraber, insanların çoğu bilgisizlikleri ve akılsızlıklar yüzünden iman etmemişlerdir.   

Tuğyân, insan egosunun, kendini ilâhlaştırm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tuğyan ve anlamı
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:04:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tuğyan ve anlamı rüya tabiri,Tuğyan ve anlamı mekke canlı, Tuğyan ve anlamı kabe canlı yayın, Tuğyan ve anlamı Üç boyutlu kuran oku Tuğyan ve anlamı kuran ı kerim, Tuğyan ve anlamı peygamber kıssaları,Tuğyan ve anlamı ilitam ders soruları, Tuğyan ve anlamıönlisans arapça,
Logged
06 Aralık 2018, 08:58:03
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 06 Aralık 2018, 08:58:03 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Aralık 2018, 10:14:47
Zeynep Zehra
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 243


« Yanıtla #2 : 06 Aralık 2018, 10:14:47 »

Aleyküm selam.Rabbim gönüllerimizi iman ve islamda sabit kılsın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
06 Aralık 2018, 15:09:12
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 06 Aralık 2018, 15:09:12 »

Ve Aleykümüsselam İnsan için sınır bellidir Rabbim bizlere sınırın dışına çıkmayı nasip eylemesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Aralık 2018, 00:36:57
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #4 : 07 Aralık 2018, 00:36:57 »

Herdaim Rabbimizin rızasına uygun şekilde yaşıyanlardan olalım inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes