> Forum > ๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ > Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler > Muslüman Bayanlar için Tesettür  > Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler  (Okunma Sayısı 1708 defa)
22 Ağustos 2010, 13:56:06
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Ağustos 2010, 13:56:06 »



BAŞÖRTÜSÜ İLE ÖNE ÇIKAN KÖKLÜ DEĞERLER

Başörtüsü, Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça işaret edildiği (24/31) gibi, İslâm’ın kadın giyimi için öngördüğü örtünmenin vazgeçilmez bir unsurudur. O, örtünmeyi bütünleyişi ile Müslüman giyimini çağrıştırır. Müslüman hanımlar önce başörtüleriyle bilinir ve tanınırlar. Diğerlerinden bununla farkedilirler. Ve başörtüsünün onlar için dinî bir icab oluşu ise, ilmî bakımdan tartışmasızdır.
Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler
Müslüman hanımların büyük çoğunluğu başörtüsü gereğine fiilen ve saygı ile uyarlar. Böylece, yaşayışlarının bütünü için olduğu gibi, giyim hususunda da dini meşruiyeti esas tutar ve aynı çizgiyi izleyen geleneği hassasiyetle sürdürürler. Onlardan bir kısmının ise, seküler giyim kültürünün etkisi altında kaldıkları için başörtüsü kullanmadıkları da bir gerçektir. Şerî kuralı tanımaları ve işi inkâra vardırmamaları kaydıyla bu durumun, onlar hesabına günah olmakla beraber, imanlarını tehlikeye atmak anlamına gelmediği, genel kabul gören bir kanaattir. Ancak, bireysel ve müstakil olaylar için böyle düşünmek mümkün ise de, bu davranışın ısrarlı, sistematik ve yaygınlık kazanmış bir eğilim hâlinde süreklilik arzetmesi ve ümmetin bütünlüğünü tehdit etmesi durumunda aynı tahlilin savunulamayacağı da açıktır. Çünkü bu takdirde, böyle yapanlar, inkarcılarla aynı safta yer almış; örtünme karşısında tavır belirlemiş ve onu fiilen kaldırmak anlamına gelen somut bir kararlılık sergilemiş olurlar. Bu aykırılığın, dini hükmü reddetme noktasına götürülmesi hâlinde ise, iman açısından esaslı bir sorun oluşturacağı zaten bellidir.

Sadece bir günah seviyesinde kalarak ya da küfür noktasına götürülmüş ısrarlı bir masiyet hâline dönüştürülerek başörtüsü gereğinden fiilen uzaklaşılması; herhalde İslâm topluluklarının sekülerleşmesinin ve bu bağlamda özellikle yabancı kültürlerin etkisi altında kalmalarının çarpıcı neticelerinden biridir. Bu anlamda tipik bir yabancılaşma olgusudur. Asıl sorun da olayın bu karakterinden kaynaklanmaktadır. Bunun içindir ki, başörtüsüne karşı duranlar, konuyu sekülerleşme yönünde stratejik bir fırsat sayar ve başörtüsü için sergiledikleri muhalif tavırlarını onu toplum dışı tutmak hususunda ısrara vardırırlar. Bu kesim için asıl mesele, toplumu İslâm’dan uzaklaştırmak (ya da dinin etki alanını daraltmak) ve böylece de seküler zihniyet için dönüştürmektir. Hedefleri önce başörtüsünü kaldırmak, sonra da onun çağrıştırdığı değerleri bütünüyle unutturmaktır. Müdahaleci ve baskıcı tutumlarının altındaki sebep budur.

Konu sadece Türkiye’nin ve bazı İslâm ülkelerinin bir meselesinden ibaret değildir. Başörtüsü, Müslümanların yaşadığı hemen bütün coğrafyaların; demografik yapısı gayrimüslim ağırlıklı toplumların ve özellikle Batılı ülkelerin de gündemine girmiştir. Her birinde farklı düzeylerde ve değişik gerekçelerle onları da meşgul etmektedir. Bizde toplumu dönüştürme amacıyla yürütülen yasakçı politikanın yansıdığı bu konu; onlar için, Müslümanlığın kendi toplumlarını nasıl etkileyeceğini değerlendirmeye çalıştıkları güncel bir vakıadır. Bazen içlerinde, meseleyi kendileri hesabına potansiyel bir tehdit gibi algılayıp yasakçılığa meyledenler çıksa da, bu gün için genel olarak bizim yasakçılarımıza göre çok daha hoşgörülü ve müsaadekâr davrandıkları bir vakıadır.

Başörtüsü İslâm Dininin belli bir gereği ve örtünen kadının vazgeçilmez bir kıyafet unsuru olduğuna göre, ona yönelik düzenlemenin din özgürlüğü ile doğrudan irtibatlı olacağı açıktır. Onun kullanımının kısıtlandığı ya da baskı altına alındığı bir düzenlemenin ise, din özgürlüğüne ve dinini yaşama hakkına aykırı olacağı belli ve kesindir. Din özgürlüğü, halihazır uluslararası belgelerde daima ‘insan hakları’ kategorisinde temel bir hak ve özgürlük mevzuu olarak kaydedilmişken, buna rağmen başörtüsünü ısrarla yasak hudutları içinde tutmanın hukukî bir izahı elbette olamaz. Şu halde, meşru dayanağı bulunmayan birtakım düzenlemelerle baskıya maruz tutulan Müslüman kadınların bu konuda, esasen ilke düzeyinde tanınmış olan haklarını kullanmak istemeleri; önlerindeki engellerin kaldırılmasını talep etmeleri ve muhataplarına, kendilerini bağlayan hukuk esaslarını ve taahhütlerini hatırlatmaları elbette doğaldır.

Evet, yasal savunma ve hak talebi gereklidir; istenen sonuca gitmek için ilk planda tutulması lazım gelen yoldur. Ancak daha önemli olan, bu hak talebinin arkasındaki ihtiyacın tanıtılması ve anlatılmasıdır. Çünkü en azından bir kısım muhataplarımız bunu hâlâ layıkıyla bilmiyor. Hangi gerçek icaba karşılık olduğu bilinmeyen talepler ise, beklenen ilgi ve saygıyı görmüyor. Asıl anlamlı olan, başörtüsünü de lüzumlu kılan örtünme kavramının nasıl köklü ve soylu bir insanî gerekliliğe karşılık bulunduğunun izahıdır. Kısacası Allah’ın Dininin örtünmeyi hangi hikmetlerle gerekli kıldığıdır.

Örtünme Eğilimi Fıtrî Yapıdan Kaynaklanıyor

Kadın olsun erkek olsun insanlar için örtünme eğiliminin fıtrî bir temeli vardır. Âdem ile eşinin cennetten inişleri ile sonuçlanan olay da bunu göstermektedir: “Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan çıplaklıklarını (çirkin yerlerini) açmak için, ikisine de vesvese verdi (fısıldadı) ve: ‘Sizi Rabbiniz, başka bir şey için değil, sırf melek olmayasınız yahut ebediyyen kalanlardan olmayasınız diye bu ağaçtan menetti’ dedi ve ‘Herhalde ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim’ diye ikisine de yemin etti. Böylece kandırarak ikisini de düşürdü. Bu suretle ne zaman ki o ağacı tattılar, ikisine de çıplaklıkları açılıverdi ve cennet yapraklarından üst üste üzerlerini örtmeye koyuldular...” (7/20-22) “Ey Âdemoğulları! Şeytan ana-babanızı, çıplaklıklarını kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de aldatmasın...” (7/27)

Bunun üzerine onlar, pişmanlık içinde hemen Allah’a sığınarak: “Her ikisi, ‘Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Ve eğer Sen bizi mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan, şüphe yok ki, kaybedenlerden oluruz’ dediler.” (7/23)

Ve Allah’a dönüş yapıp tevbe ettiler: “Sonra âdem, Rabbinden kelimeler (birtakım ilhamlar) aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.” (2/37)

Burada tasvir edilen olayda, insanın mâsiyeti ile ayıp yerlerini farkedişi ya da çıplaklığını hissedişi arasındaki bağlantıya işaret edilmiş; günah ile utandırıcı açıklığın birlikte görünüşüne dikkat çekilmiştir. Bu suretle Âdem ile eşinini şahıslarında insanoğlunun, dosdoğru ilerlemek yerine, kayba uğrayışı ve engellenişi ile neticelenen ve onu açmaza düşüren bu iki tehlikenin birbirine yakınlığına vurgu yapılmış ve buna karşılık kendisinin, pişmanlık içinde hemen örtünerek tevbe edişindeki paralellik de ayrıca resmedilmiştir. Buna göre, günaha ve çıplaklığa karşı bilincin uyanışındaki benzerlik, tevbe ile örtünme arasında da aynen vâriddir. Şu halde, aykırılık çizgisinde ortak olan günah ile çıplaklık konularında insan tutarlı olmalı; hem tevbeye, hem de aynı doğrultuda örtünmeye yönelmelidir. Başka bir ifadeyle örtünme de, aynı tevbe gibi bir kulluk gereği olarak benimsenmeli ve yerine getirilmelidir.

Kur’ân-ı Kerîm’de günahlar için tevbe gibi, gerekliliğine pek çok yerde işaret edilen ‘istiğfar’ın kelime olarak aslı ‘ğa-fe-ra’dır ki, bu da, “bir nesneyi kirden ve pastan koruyan bir mahfaza ile örtmek” (bkn. El-Müfredat, Râgıb el-Isfahânî, ĞFR maddesi) anlamına gelmektedir. Bununla, insan için günahlarının örtülmesi ve artık onu lekelemekten çıkarılması talep edilmiş olur ki, tevbenin bir başka ifadesidir. Şu halde, temel bir bağışlanma duası olarak istiğfar da, gene örtünme fiilini hatırlatan benzer bir kavramla ifade edilmiştir.

Keza, Allah’ın mü’min kullarının seyyiatlarını bağışlayacağını belirtmek için Kitapta 14 yerde geçen ve sözlükte ‘örtmek, gizlemek; nankörlük etmek’ manalarına gelen ‘küfr’ kökünden ‘keffera’ ‘yükeffiru’ kelimeleri de; gene tamamen ‘örtmek’ ya da ‘silmek’ demektir. Böylece vahyin dilinde bağışlanma ile örtünmenin benzer ve paralel oluşları, -aynen tevbede olduğu gibi- günahları tamamen silip gidermeyi belirten ‘keffera’ ‘yükeffiru’ kelimeleriyle de bir kere daha vurgulanmıştır.

İnsanın giyinen bir varlık olarak diğer yaratılmışlardan ayrılması, Rabbinin ona olan pek özel bir lütfudur: “Ey Âdemoğulları! Size çıplaklıklarınızı gizleyip örtecek elbiseyi elbette Biz indirdik. -Kuş tüyünü de.- Fakat takvâ elbisesi; işte o, sırf hayırdır. İşte bu, Allah’ın âyetlerindendir. Umulur ki, düşünüp hatırlarlar...” (7/26) Böylece giyinerek çıplaklığımızı örtüyor ve hoş bir görünüm kazanıyoruz. Elbisenin Allah tarafından indirilmesi, insan için giyinip-örtünerek çıplaklıktan kurtulmanın, Rabbimizin bir emri olduğu anlamına gelir. O’nun, insanın giyinip örtünmesinden hoşnut olacağının bir ifadesidir.

Âyette yer alan ve ‘sırf hayr’ olarak nitelenen ‘takvâ elbisesi’ ibaresi ise, elbisenin ve örtünmenin amacını ve asıl hedefini belirtmektedir. Bu da takvâ sahibi olmaktır. Takvâ, insanın kendisini, âhirette telâfisi olmayan ağır kayıplara ve kalıcı bir azaba sürükleyecek olan; dünyada da onun için sıkıntı ve yıkımla sonuçlanacak bulunan şeylerden sakınması; korkup çekinmesi anlamına gelmektedir. Günah ve isyandan korunmanın yolu budur. Takvânın bir elbise gibi resmedilmesi ise, onun insanı, her yönden bütünüyle kuşatan; ahlâkî tehlikelere kapatan; kötülük ve uygunsuzluklara sürüklenmesini engelleyen manevî bir örtü mesabesinde oluşundandır. Örtünmenin, asıl amaç olan ahlakî korunma için, onu ifham eden bir başlangıç ve amelî bir gereklilik olduğuna da böylece dikkat çekilmiştir. Evet elbise, takvâyı çağrıştırır ve aynı zamanda ona hizmet eder. Cenâb-ı Hakk, Âdemoğullarına elbise nimetini indirirken aslında onlarda takvâ bilincini uyandırmayı murad etmiştir. Çünkü bu fizikî icab, takvâ için bir hazırlık mahiyetindedir. Giyinip örtünmenin, düşünülmesi gereken asıl a...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:55:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler rüya tabiri,Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler mekke canlı, Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler kabe canlı yayın, Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler Üç boyutlu kuran oku Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler kuran ı kerim, Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler peygamber kıssaları,Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerler ilitam ders soruları, Başörtüsü ile öne çıkan köklü değerlerönlisans arapça,
Logged
22 Ağustos 2010, 16:59:36
somuncu
2
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 72


« Yanıtla #1 : 22 Ağustos 2010, 16:59:36 »

çok yorucu uzun bir çalişma,yorumlara genelde katılıyorum.Bir hatırlatma yapmak istiyorum baş örtüsü örtmek yahudiliktede bir pirensiptir,sinagoglara giden bayanlar genelde baş örtüyle girerler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
02 Ekim 2018, 15:48:23
Zehra Hüner
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 305


« Yanıtla #2 : 02 Ekim 2018, 15:48:23 »

İslam uzerine dünyaya gelmek ...sonrasinda islam uzerine yasamak..boyle guzel bir din ile devam etmek ne guzel bir nimet ...örtunmek de bizler icin sukur sebebi..cok sukur ki bu degerler ile yetistirildik Rabbim herkese ortunmeyi nasip etsin bizlerede hakkiyla tesetturu yasamayi nasip etsin insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
20 Mart 2019, 06:28:22
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 20 Mart 2019, 06:28:22 »

Rabbim bizlere hakkıyla tesettürü yaşıyabilmeyi nasip etsin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Mart 2019, 19:42:08
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 20 Mart 2019, 19:42:08 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes