> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Müridin Edepleri > Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı  (Okunma Sayısı 4226 defa)
11 Aralık 2007, 22:13:16
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Aralık 2007, 22:13:16 »



1. Kişi hiçbir zaman başkalarının kusurlarına bakmamalı, daima kendi kusurlarını görüp onlarla meşgul olmalıdır. Böyle yapmadığı takdirde hiçbir şekilde kendi mürşidinden menfaat göremez.
Kim ki daima başkalarının kusurlarını görür, onları kötüye yorar ve sû-i zanna düşer, sırrı zarar görür ve menfaati azalır. Bunun yerine kendi kusurları ile meşgul olup, onları izale etmeye çalışırsa, büyük menfaatler elde edecektir.
2.Yanında bulunan şeyleri, bir salatalık dahi olsa, arkadaşları ile paylaşarak yemelidir.
3. Dergahlarda veya başka yerlerde imam olmak için diğer arkadaşlarının önüne çıkmamalı, imam olmak için arkadaşları ile mücadele etmemelidir. Bunun gibi başka konularda da zahiren vekil olsa dahi, manevi olarak kendisini arkadaşlarından aşağı görmeli, kendini öne çıkarmamalı alçak gönüllü olmalıdır.
4. Kişi arkadaşlarını teheccüd namazına, sabah namazına kaldırmak, cuma gecelerinde ve kâdir gecesinde ibadet yapması için kaldırmak, arkadaşlar arasındaki hukukun içindedir. Ve çok hoş ve güzel bir davranıştır. Şayet arkadaşlarından önce uyanıp daha fazla ibadet yapsa dahi, onların ibadetinin kendi ibadetinden daha ihlaslı olduğunu düşünmeli, kibirlenmemelidir.
5. Kişinin, mürşidinin hizmetinde, onun emirlerini yerine getirip zikir ve ibadet ile meşgul olup mürid arkadaşları ile edeb içerisinde yaşarken bunlarla yetinmeyip; mürşidiyle istişare etmeksizin tarikat ve ahiretini terkedip dünya işlerine dalarak herhangi bir vazife almak ve bunu arkadaşlarına anlatarak veya yaparak onlara kötü örnek olmaması lazımdır.
6. Kişi, nefsini tembelliğe atmamalı ve bu davranışı ile tekkedeki arkadaşlarına kötü örnek olmaması lazımdır.
7. Kişi hayır işlerinde ve hayır yerlerinde kendisini ön plana çıkararak, arkadaşlarına örnek olmalı ve onları teşvik etmelidir.
8. Kişi dergahtaki herhangi bir arkadaşı hastalandığı zaman, eğer bir akrabası ve hizmetini görecek kimsesi yoksa, o arkadaşının hizmetinden gafil kalmamalı ve hizmetini yapmalıdır.
9. Kişi, arkadaşlarına karşı kalbini kontrol altında tutmalıdır. Bir mü’min kardeşi hakkında, kalbinde bir sû-i zan hasıl olduğu zaman, hemen bunu izale etmeye çalışmalı ve o arkadaşı hakkında iyi zanda bulunmalıdır.
10. Kişi, herhangi bir arkadaşı vefat ettiği zaman sabaha kadar onun yanında kalmalı ve arkadaşlık hukukunu tam manası ile yerine getirmek için onun üzerine Kur'an okumalı ve onunla vedalaşmalıdır.
11. Kişi, gece teheccüde kalktığı zaman, namazlardan sonra dua ederken mü’min kardeşini bu duadan mahrum bırakmamalıdır. Onun için af ve mağfiret talep etmelidir. Çünkü bir kişi, arkadaşı orada bulunmadığı halde, hakkında dua ettiği zaman, Allah-u Zülcelal'in bir meleği: "Aynısı sana da olsun." diye nida etmektedir.
12. Kişi, daima mü’min kardeşi hakkında hayırla konuşmalıdır. Hatta bir mü’min kardeşine gazaplanıp kalbinde ona karşı bir buğz meydana geldiği zaman dahi, kalbindeki buğzu izale edip hayırla konuşmalıdır.
13. Kişi, mü’min kardeşinin zaruri bir ihtiyacı, mühim bir işi olduğu zaman, bunu yerine getirmelidir. Hatta sünnet ve müekked olan amellerinin dışında kalan nafile amellerinden üstün bilip bu mü’min kardeşinin zaruri ihtiyacını gidermesi lazımdır.
14. Kişi, kendi hacetlerini gidermek amacıyla yanında iğne makas gibi şeyleri bulundurmalıdır ki, böyle bir ihtiyacı hasıl olduğu zaman başkalarına yük olmasın.
15. Kişi, bütün arkadaşlarını edeb üzere teşvik etmelidir. Bu davranış, arkadaşlık hukuku bakımından çok önemlidir.
16. Kişi, hiçbir zaman özürlü olmadığı sürece tek başına yemek yememelidir.
17. Hela ve benzeri yerlerin temizliğinde, bilhassa mürşidinden bir emir almış ise erken davranmalı, oradaki pisliği ve eza veren şeyleri gidermelidir.
18. Kardeşlerinden birine veya bir başkasına karşı yahut müşidine karşı edep dışı bir davranışı olduğu zaman, istiğfara koşmalıdır. Yaptığı hareketten dolayı pişman olmalı, sağ elini, sol elinin üstüne koyup, bağış talebi kabul olmadıkça oturmamalıdır. Kendisine merhamet eli uzanıncaya kadar dilinden şu cümleyi düşürmemelidir: "Ben nefsime zulmettim. Ben zalimim."
19. Kardeşinden aykırı bir hareket gördüğü zaman ona yumuşak yollu nasihat etmelidir. Bu konuda İmam Şafii kuddise sırruh şöyle demiştir:
"Kardeşine gizlice nasihat eden, tam nasihat etmiş ve onu süslemiş olur. Ona açıktan nasihat etmeye kalkan onu rüsvay etmiş, ayıplamış olur."
20. Kardeşini bir masiyet (günah) içinde gördüğü zaman, ona küsmemeli onu terketmemelidir. Aksine ona yakın olmaya çalışmalıdır. Masiyetten kurtulması için nasihat etmelidir. Hatta bu nasihati, masiyeti işlemeden önce yaptığından daha fazla yapmalıdır. Zira o kimse, o masiyet zamanında kendisini kurtaracak bir kimseye daha çok muhtaçtır.
İbrahim b. Belhî kuddise sırruh şöyle buyuruyor:
“Arkadaşının günahı yüzünden onu terketme. Çünkü     umulur ki bir gün günahından vazgeçer ve doğru yola tekrar döner.”
Bu konuda Hz. Ömer radıyallahu anh'dan şöyle bir hikaye nakledilmiştir. Onun Şam'da bir kardeşliği vardı. Allah yolunda onunla kardeş olmuşlardı. Şam'a gittiği zaman kendisini karşılayan bazı kişilerden onu sordu. "Kardeşim ne yapıyor?" dedi. Bunun üzerine: "O şeytanın kardeşidir." dediler. "Nasıl oldu?" diye sorunca, şöyle cevap verdiler: "O, büyük günahlara daldı. Hatta şarap içti." Bunun üzerine Hz. Ömer: "Buradan ayrılacağım zaman onu bana hatırlatın." Kendisine ayrılacağı vakit hatırlattılar. Şu ayetlerle başlayan bir mektup yazdı.
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile. Ha, mim. Bu kitabın indirilmesi, mutlak galip, herşeyi hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, fazla ihsan sahibi Allah'tandır. Ondan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O’nadır." (Mü’min;1-3)
Bu mektubun sonunda onu azarladı. Yaptığı hata için ona çıkıştı. O kişi, kendisine gelen bu mektubu okuduktan sonra ağladı ve şöyle dedi: "Allah'ın kelamı doğrudur. Ömer bana nasihat etti." Daha sonra adam tevbe etti yaptıklarından da döndü.
İsrailiyat kaynaklarından şöyle nakledilmiştir:
Bir dağda yaşayan iki abid kardeş vardı. Biri biraz et satın almak için şehire indi. Kasabın yanında bir köylü kadın vardı. Onu görünce aşık oldu. Onunla münasebette bulundu. O kadının yanında öylece üç gün kaldı. Yaptığı bu hata yüzünden kardeşinin yanına dönmeye utandı.
Kardeşi onu kaybedince endişeye düştü. Şehire indi. Her önüne gelene onu sordu. Nihayet izini buldu. Yanına gitti ve onu kadınla oturur halde buldu. Hemen boynuna sarıldı kardeşini öpmeye başladı. Bir türlü ondan ayrılmak istemiyordu. Diğeri onun bu haline karşılık utancından onu tanımazlıkdan geldi. Onun bu durumunu anlayan kardeşi şöyle dedi:
“Kalk gidelim kardeşim halini, hikâyeni öğrendim. Benim için senin şu anından daha sevimli ve aziz bir an yoktur.” Onun bu sözünü duyunca, gözünden düşmediğini anladı. Onunla birlikte gitti.
Sadatın dergâhında ikâmet eden kişiler de birbirlerine karşı son derece şefkatli ve güleryüzlü davranmalıdırlar. Birbirlerine işlerinde yardımcı olmalıdırlar. Küçükler büyüklerine karşı terbiyeli bir şekilde, büyükler de küçüklerine karşı sevecen bir tavırla muamele etmelidirler. Böyle olduğu zaman, dışarıdan dergaha gelen insanlar da bu kişilerin güzel ahlaklarından etkilenip hürmet, sevgi ve saygı gösterirler.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:
"Kim bizim büyüklerimize hürmet gösterip küçükleri-mizi sevmezse bizden değildir." (Buhari, Edebü’l-Müfred:I/323-326, hd.353-358, Ebu Davud, Edeb:58, Tirmizi, Bir:15)
Dergâhta bulunanlar dışarıdan gelen misafirlere güleryüzle muamele etmeleri lazımdır. Dergaha gelen insanlar da bu insanların yapmış olduğu hizmetleri gördükleri zaman işte bizim yatmamıza yardımcı oluyorlar, yemeğimizi temin ediyorlar, bunları yaparken yorgun düşüyorlar diye düşünüp onlara hem hürmet gösterecek, hem de dua edeceklerdir.
Dergâha gelen insanlar yolculuk esnasında birbirlerine güzel ahlak ile muamele yapmalı, hürmet göstermelidir. Çünkü arkadaşını tanıma noktasında, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir sahabeye: "Sen onunla yol arkadaşlığı yaptın mı?" buyurmuştur. İyi arkadaşlıklar böyle yol arkadaşlığı gibi vesile-lerle başlar. Bundan dolayı insanlar, yolculuk esnasında birbirle-rine güleryüz ve güzel ahlak ile hürmette bulunmalıdırlar.





[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı
« Posted on: 16 Nisan 2024, 12:26:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı rüya tabiri,Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı mekke canlı, Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı kabe canlı yayın, Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı Üç boyutlu kuran oku Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı kuran ı kerim, Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı peygamber kıssaları,Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı ilitam ders soruları, Müridin Kendi Mürid Arkadaşlarına Karşı Âdâbı önlisans arapça,
Logged
17 Temmuz 2015, 17:45:08
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 17 Temmuz 2015, 17:45:08 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Müridin arkadaşlarına gösterdiği adabı bizlerin de uygulamasını nasip etsin Rabbim bizlere...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

29 Temmuz 2015, 16:16:17
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 29 Temmuz 2015, 16:16:17 »

Ve aleykumusselam ve rahmeutllah;Allah razı olsun hocam çok değerli bilgiler.
Rabbim bizleride bu edeplerden nasipdar eylesin inşallah.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Ağustos 2015, 12:41:27
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 06 Ağustos 2015, 12:41:27 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,  Bu maddeler hep bizimiyiligimiz icindir.  Çünkü Efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem ) zamanında da ashabin birbirine olan edebi bu yondeydi .  Rabbim ( celle celaluhu ) bizleri edepli kimselerden eylesin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Ağustos 2015, 21:14:01
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.955


« Yanıtla #4 : 07 Ağustos 2015, 21:14:01 »

Aleyküm selam ecmain .Hiçbir süs edep kadar güzel diğildir.Allahım biz kullarını edepten mahrum eylemesin inşaAllah.Amin ecmain
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes