> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Müridin Dersleri > Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası  (Okunma Sayısı 6281 defa)
18 Temmuz 2019, 11:29:19
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #5 : 18 Temmuz 2019, 11:29:19 »



Allah razı olsun hocam insallah selam ve dua ile
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:53:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası rüya tabiri,Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası mekke canlı, Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası kabe canlı yayın, Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası Üç boyutlu kuran oku Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası kuran ı kerim, Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası peygamber kıssaları,Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manası ilitam ders soruları, Râbıta'nın Kelime ve Istılah Manasıönlisans arapça,
Logged
18 Ekim 2022, 18:17:33
Ali Al-Yunani

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3


« Yanıtla #6 : 18 Ekim 2022, 18:17:33 »

Rabıta ve Tevessül

Soru: Zamanınmızdaki tarikatlarda rabıta konusunda ben de hem fikirim ama geçmiş dönem evliyalar mesela SEYYİD ABDULKADİR GEYLANİ diyor ki zor durumda olduğunuzda yardım isteyin Allah’ın izniyle gelirim yardımınıza. Tevessül konusu hadislerde de geçiyo açıklayabilir misiniz bana konuyu.

Cevap: Abdulkadir Geylani, Müslümandır; fıkıhta Hanbeli mezhebine tabidir. Fakat tasavvufçular onun adına kitaplar basıp, onun ağzından böyle şirk dolu sözler eklemişlerdir bu kitaplara.
İnsanlara «ibadet» nedir diye sorduğumuzda «namaz, oruç, hac, zekat» gibi amelleri sayarlar. Oysa bunların dışında ibadet olan daha birçok amel vardır. Bunlardan biri de «yardımına çağırmak»tır.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:
«Yalnızca sana kulluk eder ve yalnızca senden yardım dileriz.» (Fatiha: 4)

«Yalnızca sana kulluk ederiz» demek; bütün şirklerden uzak durarak, kendimizi şirkten tamamen arındırarak sana ibadet ederiz, demektir.
«Senden yardım dileriz» demek; her konuda yalnız senden yardım isteriz, demektir. Çünkü gerçek kuvvet sahibi yalnız Allah’tır.

«O’ndan başka çağırdıklarınız, bir çekirdek lifine bile sahip değildirler. Eğer onları çağırırsanız, sizin çağırınızı işitmezler; işitseler bile, size cevap vermezler. Kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkar ederler. Her şeyden haberdar olan Allah gibi hiç kimse sana haber veremez.» (Fatır: 13-14)

«Ey Muhammed! De ki: «Allah’tan başka ilah sandığınız şeyleri çağırın. Onlar ne sizi uğradığınız zarardan kurtarabilirler ne de onu sizden uzaklaştırabilirler. Onların taptıkları da Rablerine daha yakın olmak için bir yol arar. Her biri Allah’a daha çok yaklaşmak için çalışır. O’nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Elbette Rabbinin azabı korkulan azabdır.» (İsra: 56-57)

«(Ey Muhammed!) De ki: «Allah’ı bırakıp da, ne göklerde ve ne de yerde zerre kadar bir şeye sahip olmadıkları, bunlardan hiçbir ortaklıkları bulunmadığı ve onlardan hiçbiri Allah’ın yardımcısı olmadığı halde, ilah diye ileri sürdeklerinizi haydi çağırın! O’nun katında kendisinin izin verdiğinden başkasının şefaati fayda vermez. Hatta onların kalblerinden korku giderilince (birbirlerine): «Rabbiniz ne dedi?» derler. Derler ki: «Hakkı.» (buyurdu). O Aliy’dir, Kebir’dir.» (Sebe: 22-23)

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
«Yardım istediğin zaman yalnızca Allah’tan yardım iste.» (Müslim)

Hadisi şerifte yardımın sadece Allah’tan istenebileceği ve her şeyde O’na güvenilmesi gerektiği bildiriliyor.
Bir kişi yalnız Allah’ın yapabileceği bir şey için Allah’tan başkasından yardım isterse büyük şirk işlemiştir.

*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*

Enes b. Malik (r.a) şöyle demiştir:
«Halk kıtlığa düştüklerinde, Ömer b. Hattab (r.a) Rasulullah (s.a.s)’in amcası Abbas b. Abdilmuttalib (r.a)’ye, yağmur yağması için Allah’a dua etmesini söyler ve:
«Allah’ım! Bizler nebimiz hayatta iken ona dua ettirerek senden niyazda bulunurduk da bize yağmurlar ihsan ederdin. Şimdi de nebimizin amcasının duasıyla senden niyaz ediyoruz. Bize yine yağmur ihsan et» diye dua ederdi. Bu duayı edince yağmur yağardı.» (Buhari)

Tevhid inancı, her çeşidiyle ibadetlerin yalnız Allah’a yapılmasını emreder. Her kim, küçük ya da büyük olsun ibadet hükmüne giren herhangi bir ameli Allah’tan başkasına yaparsa, tevhidi bozucu harekette bulunmuş, şirk koşarak müşrik sıfatını kazanmış olur. Burada şunu da belirtmemiz gerekiyor: Herhangi bir amelin Allah’tan başkasına yapıldığında şirk hükmüne girebilmesi, bu amelin Kur’an veya sünnette ibadet olarak vasıflandınlması şartına bağlıdır. Örneğin; dua etmek, yardıma çağırmak, kanunlarına teslim olmak, hakimiyetini kabul etmek, kurban kesmek, adak adamak gibi fiiller, Kur’an ve sünnette ibadet olarak vasıflandmldığı için bunlardan birisini Allah’tan başkasına yapan kimse müşrik olur. Allah (c.c) Muhammed (s.a.s)’i risalede görevlendirdiği anda, bu gerçeği kendisine vahyetmeye başlamış, La ilahe illAllah düsturunu dinin giriş kapısı göstererek, buna teslim olan kullarını her türlü şirkten temizlemiş, «yalnız Allah’a ibadet» şuurunu kalblerine yerleştirmişti. Ömer (r.a)’nun yukarıdaki yağmurun yağmaması gibi sıkıntılı bir anda, daha önceden vefat etmiş olan Rasulullah’ı yardıma çağırmayıp onu tevessül (vesile edinmek) edinmemesi ve bunun yerine yanlarında sağ olarak bulunan Abbas (r.a)’den, dua etmesini istemesi de La ilahe illAllah şuurunun kalbine yerleşmesindendi. Ömer (r.a), vefat etmiş olan Rasulullah (s.a.s)’i yardıma çağırması halinde, bunun kişiye fayda veya zarar vermeyecek halde olan bir ölüyü yardıma çağırmak, böylelikle de Allah’a şirk koşmak manasına geleceğini çok iyi biliyordu. Bu sebeple Abbas (r.a)’ya dua talebinde bulunmuştu.

Kim ki Şeyh kalpten geçeni bilir derse veya inanırsa kafir olur..

«De ki: {Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler}» (Neml 65)

TARİKAT NEDİR ?
Tarikat aracılık hizmetlerine denir. Allah cc ile kul arasında ki aracılık hizmetlerini yapan şirk-etin adıdır!. Bu aracılık hizmetleri her devirde bazı farklılıklar arzetmiştir. Peygamber a.s zamanında aracılık hizmetlerini putlar ve putcular yapıyordu. Günümüzde ise bu hizmetleri tarikatlar ve şeyhler yapıyor. İslam’da bu aracalılık hizmetlerine ŞİRK denir. Bu hizmeti alanlara verenlere ise müşrik denir.

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16)

Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. (Bakara 186)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 18 Ekim 2022, 18:18:26 Gönderen: Ali Al-Yunani »
Kayıtlı
20 Ekim 2022, 20:22:49
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #7 : 20 Ekim 2022, 20:22:49 »

Rabıta ve Tevessül

Soru: Zamanınmızdaki tarikatlarda rabıta konusunda ben de hem fikirim ama geçmiş dönem evliyalar mesela SEYYİD ABDULKADİR GEYLANİ diyor ki zor durumda olduğunuzda yardım isteyin Allah’ın izniyle gelirim yardımınıza. Tevessül konusu hadislerde de geçiyo açıklayabilir misiniz bana konuyu.

Cevap: Abdulkadir Geylani, Müslümandır; fıkıhta Hanbeli mezhebine tabidir. Fakat tasavvufçular onun adına kitaplar basıp, onun ağzından böyle şirk dolu sözler eklemişlerdir bu kitaplara.
İnsanlara «ibadet» nedir diye sorduğumuzda «namaz, oruç, hac, zekat» gibi amelleri sayarlar. Oysa bunların dışında ibadet olan daha birçok amel vardır. Bunlardan biri de «yardımına çağırmak»tır.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:
«Yalnızca sana kulluk eder ve yalnızca senden yardım dileriz.» (Fatiha: 4)

«Yalnızca sana kulluk ederiz» demek; bütün şirklerden uzak durarak, kendimizi şirkten tamamen arındırarak sana ibadet ederiz, demektir.
«Senden yardım dileriz» demek; her konuda yalnız senden yardım isteriz, demektir. Çünkü gerçek kuvvet sahibi yalnız Allah’tır.

«O’ndan başka çağırdıklarınız, bir çekirdek lifine bile sahip değildirler. Eğer onları çağırırsanız, sizin çağırınızı işitmezler; işitseler bile, size cevap vermezler. Kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkar ederler. Her şeyden haberdar olan Allah gibi hiç kimse sana haber veremez.» (Fatır: 13-14)

«Ey Muhammed! De ki: «Allah’tan başka ilah sandığınız şeyleri çağırın. Onlar ne sizi uğradığınız zarardan kurtarabilirler ne de onu sizden uzaklaştırabilirler. Onların taptıkları da Rablerine daha yakın olmak için bir yol arar. Her biri Allah’a daha çok yaklaşmak için çalışır. O’nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Elbette Rabbinin azabı korkulan azabdır.» (İsra: 56-57)

«(Ey Muhammed!) De ki: «Allah’ı bırakıp da, ne göklerde ve ne de yerde zerre kadar bir şeye sahip olmadıkları, bunlardan hiçbir ortaklıkları bulunmadığı ve onlardan hiçbiri Allah’ın yardımcısı olmadığı halde, ilah diye ileri sürdeklerinizi haydi çağırın! O’nun katında kendisinin izin verdiğinden başkasının şefaati fayda vermez. Hatta onların kalblerinden korku giderilince (birbirlerine): «Rabbiniz ne dedi?» derler. Derler ki: «Hakkı.» (buyurdu). O Aliy’dir, Kebir’dir.» (Sebe: 22-23)

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
«Yardım istediğin zaman yalnızca Allah’tan yardım iste.» (Müslim)

Hadisi şerifte yardımın sadece Allah’tan istenebileceği ve her şeyde O’na güvenilmesi gerektiği bildiriliyor.
Bir kişi yalnız Allah’ın yapabileceği bir şey için Allah’tan başkasından yardım isterse büyük şirk işlemiştir.

*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*

Enes b. Malik (r.a) şöyle demiştir:
«Halk kıtlığa düştüklerinde, Ömer b. Hattab (r.a) Rasulullah (s.a.s)’in amcası Abbas b. Abdilmuttalib (r.a)’ye, yağmur yağması için Allah’a dua etmesini söyler ve:
«Allah’ım! Bizler nebimiz hayatta iken ona dua ettirerek senden niyazda bulunurduk da bize yağmurlar ihsan ederdin. Şimdi de nebimizin amcasının duasıyla senden niyaz ediyoruz. Bize yine yağmur ihsan et» diye dua ederdi. Bu duayı edince yağmur yağardı.» (Buhari)

Tevhid inancı, her çeşidiyle ibadetlerin yalnız Allah’a yapılmasını emreder. Her kim, küçük ya da büyük olsun ibadet hükmüne giren herhangi bir ameli Allah’tan başkasına yaparsa, tevhidi bozucu harekette bulunmuş, şirk koşarak müşrik sıfatını kazanmış olur. Burada şunu da belirtmemiz gerekiyor: Herhangi bir amelin Allah’tan başkasına yapıldığında şirk hükmüne girebilmesi, bu amelin Kur’an veya sünnette ibadet olarak vasıflandınlması şartına bağlıdır. Örneğin; dua etmek, yardıma çağırmak, kanunlarına teslim olmak, hakimiyetini kabul etmek, kurban kesmek, adak adamak gibi fiiller, Kur’an ve sünnette ibadet olarak vasıflandmldığı için bunlardan birisini Allah’tan başkasına yapan kimse müşrik olur. Allah (c.c) Muhammed (s.a.s)’i risalede görevlendirdiği anda, bu gerçeği kendisine vahyetmeye başlamış, La ilahe illAllah düsturunu dinin giriş kapısı göstererek, buna teslim olan kullarını her türlü şirkten temizlemiş, «yalnız Allah’a ibadet» şuurunu kalblerine yerleştirmişti. Ömer (r.a)’nun yukarıdaki yağmurun yağmaması gibi sıkıntılı bir anda, daha önceden vefat etmiş olan Rasulullah’ı yardıma çağırmayıp onu tevessül (vesile edinmek) edinmemesi ve bunun yerine yanlarında sağ olarak bulunan Abbas (r.a)’den, dua etmesini istemesi de La ilahe illAllah şuurunun kalbine yerleşmesindendi. Ömer (r.a), vefat etmiş olan Rasulullah (s.a.s)’i yardıma çağırması halinde, bunun kişiye fayda veya zarar vermeyecek halde olan bir ölüyü yardıma çağırmak, böylelikle de Allah’a şirk koşmak manasına geleceğini çok iyi biliyordu. Bu sebeple Abbas (r.a)’ya dua talebinde bulunmuştu.

Kim ki Şeyh kalpten geçeni bilir derse veya inanırsa kafir olur..

«De ki: {Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler}» (Neml 65)

TARİKAT NEDİR ?
Tarikat aracılık hizmetlerine denir. Allah cc ile kul arasında ki aracılık hizmetlerini yapan şirk-etin adıdır!. Bu aracılık hizmetleri her devirde bazı farklılıklar arzetmiştir. Peygamber a.s zamanında aracılık hizmetlerini putlar ve putcular yapıyordu. Günümüzde ise bu hizmetleri tarikatlar ve şeyhler yapıyor. İslam’da bu aracalılık hizmetlerine ŞİRK denir. Bu hizmeti alanlara verenlere ise müşrik denir.

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16)

Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. (Bakara 186)


Yorumunuz için teşekkür ederiz ancak daha şiddetsiz kelimeler seçersek Müslümanlar arasında bulunan sevgi bağı güçlenir. Bu mecrada biz dahi birbirimize düşersek aç kurt gibi bekleyenlere fırsat vermiş oluruz.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes